05 Ocak 2016

Versay Antlaşması (Versailles)


Dilara Kahyaoğlu
2011

Birinci Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile yenik Almanya arasında 28 Haziran 1919’da Fransa’nın (Paris) Versailles Sarayı’nın Aynalı Galerisi’nde imzalanan ve 10 Ocak 1920 de yürürlüğe giren barış antlaşması.

Alman hükümeti Wilson’ın 14 maddelik ilkesine güvenerek daha farklı bir antlaşma yapılacağını umuyordu. Ama bazı İtilaf devletleri sivil halkın gördüğü zararın; Almanya’ya ödetilmesi kanaatindeydi. Ayrıca İngiltere, Fransa ve İtalya’nın hem kendi aralarında hem de Yunanistan ve Romanya ile imzaladıkları gizli antlaşmalar hem de bizzat 14 ilkenin ilk dokuz maddesinde yer alan yeni toprak düzenlemeleri Almanya’nın ümitlerini suya düşürdü.

Antlaşmanın taslağı Paris Barış Konferansı’nda hazırlandı. Konferansta İngiltere’yi Llyod George, Fransa’yı George Clemenceau, ABD’yi Woodrow Wilson ve İtalya’yı Vittorio Orlanda temsil etti. Özellikle ismi geçen ilk üç devlet ve kişiler kararların belirlenmesinde önemli rol oynadı. Yenik devletlere söz hakkı tanınmadı. Alman heyeti özellikle savaş suçu ve tazminatla ilgili maddelere itiraz ettiyse de sonunda antlaşmayı imzalamak zorunda kaldı.

Antlaşmanın belli başlı maddeleri şunlardır:

Toprakla İlgili Düzenlemeler/Yaptırımlar (Sınırlar- Bölgeler- Sömürgeler)

·         Alsace-Lorrraine Fransa’ya geri veridi.
·         Saar Havzası, 1935’e kadar Milletler Cemiyeti yönetimine bırakıldı.
·         Kuzeyde üç küçük bölge Belçika’ya bırakıldı. Yapılan plebisitin ardından Schleswig’in kuzey kesimi yeniden Danimarka’ya bağlandı.
·         Polonya yeniden kuruldu. Polonya’nın Baltık Denizi’ne açılmasını sağlayan bir “koridor” oluşturuldu. Böylelikle Almanya’nın Doğu Prusya denilen parçası esas Almanya’dan Danzig Koridoru denilen bu koridor ile ayrıldı.
·         Danzig (Gdansk) şehrine özgür kent statüsü sağlanarak hiçbir yere bağlanmadı.
·         Yukarı Silezya’nın bir bölümü yapılan bir plebisitin ardından; Polonya’ya bağlandı.
·         Çin ve Kuzey Pasifik’teki sömürgeler; Japonya’ya bırakıldı.
·         Güney Pasifik, Doğu ve Güneybatı Afrika’da bulunan sömürgeler; İngiltere’ye bırakıldı.

·          Batı Afrika’da Kongo’nun kuzeyinde bulunan sömürgeler; Fransa’ya bırakıldı.

Böylelikle Almanya’nın nüfusu ve toprak büyüklüğü; yaklaşık %10 oranında azalmış oldu. Sömürgelerinin tamamını kaybetti.

Ekonomik Yaptırımlar- Tazminatlar
Antlaşma’da, Almanya’nın; Fransa ve Belçika’da sivil halkın uğradığı zararı tazmin etmesi kararlaştırılsa de miktar belirlenmemişti Bu miktar 1921 yılında 33 milyon dolar olarak belirlendi. Dönemin ekonomistleri bu kadar yüklü bir miktarın uluslararası mali dengeleri bozacağını ileri sürse de; İtilaf Devletleri, bu tazminatı Almanya’nın ödemesi konusunda ısrar ettiler. Hatta antlaşma maddeleri, tazminatın ödenmemesi durumunda; Almanya’ya karşı askeri harekâtta bulanmalarına izin veriyordu.

Askeri Yaptırımlar


·         Alman silahlı kuvvetleri 100 000 askerle sınırlandı. Genelkurmay kurumu kaldırıldı.
·         Zırhlı araç, tank, denizaltı, uçak ve zehirli gaz üretmesi yasaklandı. Sadece belli birkaç fabrikada silah ve cephane üretilmesine izin verildi.

·         Ren ırmağının 50 km doğusuna kadar olan bölge silahsızlandırılacak bütün askeri mevkiler kaldırılacaktı.


Milletler Cemiyeti’nin kurulması ve görevleri
Antlaşma’da Milletler Cemiyeti  (Cemiyeti Akvam) isminde uluslararası bir örgütün kurulması da öngörülmüştü.1

  •        Bu örgüt öncelikle üye devletlerin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü garanti altına alacaktı. 
  •       Manda topraklarını, işgal altındaki Saar Havzası’nı ve Danzig’i denetleyecekti.
  •        Dünya çapında silahsızlanmanın gerçekleşmesi için uğraşacaktı.
  •       Savaşa başvuran ülkelere ekonomik yaptırımlar uygulayacaktı.
  •        Bu antlaşmayla Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Çalışma Örgütü de (ILO) kuruldu.

Antlaşma maddelerinde zamanla değişiklikler yapıldı. 1938 yılına gelindiğinde antlaşmanın yalnızca toprak düzenlemeleriyle ilgili maddeleri yürürlükteydi. Bazı tarihçiler maddelerin uygulanmasında gevşek davranılmasının; Alman militarizminin oluşumunu kışkırttığını ve desteklediğini ileri sürerler. Buna karşın bu kadar ağır koşulların bulunmasının da Hitler’in iktidara gelişini kolaylaştırdığı ve militarist, saldırgan politikasını uygulamak için antlaşma hükümlerini örnek göstererek; özellikle Alman halkı gözünde meşruiyet kazandığı da bir gerçektir. Örneğin 1936 yılında Almanlar Ren bölgesini silahlandırırken buna hakları olduğuna inandılar ve ilginç olan bu uygulamaya İtilaf devletlerinden herhangi tepki gelmedi. Bu pasif tavrın, Hitler’in daha saldırgan politikaları uygulamaya sokmasına olanak sağladığı söylenebilir.




1. ABD ve Büyük Britanya delegelerinin ısrarıyla, Milletler Cemiyeti’nin oluşturulması yönündeki plan, barış antlaşmalarının ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmişti. Oluşturulan komisyonun hazırladığı sözleşme, Paris Barış Konferansı’nda oy birliği ile kabul edildi. Cemiyet Sözleşmesi Versailles (Versay) Antlaşmasının bir parçası olduğundan, teşkilatın resmi kuruluşu 8 ay daha geciktirilerek, 10 Ocak 1920’de Versailles Antlaşması’nın onaylanmasıyla yürürlüğe girdi. http://www.gau.edu.tr/PDF-Files/JASA_03_06_PDF/JASA_003_06_03_Kiran.pdf

Yazar adı belirtilmeden, link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.


Hiç yorum yok: