11 Nisan 2021

Silah Olarak Sanat: John Heartfield’in Ajitprop Fotomontajları

Asıl adı Almanca Helmut Herzfeld olan 
John Heartfield, kendini Polis Komiseri Zorgiebel ile birlikte.
kolajlamış. Arbeiter-Illustrierte-Zeitung için fotomontaj (AIZ, Berlin), 1929

J. H; George Grosz ile 1920'lerde Almanya'da yaygınlaşan materyalizm, açgözlülük ve ahlaksızlıktan nefret etti ve her iki sanatçı da Alman karşıtı bir protesto olarak isimlerini değiştirdi. Ancak Heartfield'ın amacı, sosyal enerjiyi harekete geçirmek, güçlü siyasi sanatıyla Nazi rejimindeki kötülükleri, yozlaşmayı, tehlikeleri ve gücün kötüye kullanımını ifşa etmekti.


John Heartfield; Hitler iktidara gelmeden önce de politik mesaj yüklü, ajite edici (kışkırtıcı), ajite etme yoluyla propaganda (ajitprop) yaptığı kolaj ve fotomontajlarını yayımlıyordu. Fotomontaj tekniğini bulan ilk sanatçı olduğu düşünülür. Nazi Almanya'sı döneminde kendini tutuklamaya gelenlerden son anda kaçabildi. Çek Ülkesine gitti orası da işgal edilince bu sefer de İngiltere'ye kaçtı.

Alman antifaşist sanatçı John Heartfield bir pasifistti. Üçüncü Reich'ın içinde ve gölgesinde çalışarak Gestapo'nun En Çok Arananlar Listesi'nde beş numaraya kadar yükseldi. Tek suçu; diktatörlerin faşist yalanlarını ifşa etmek için silahını kullanmak yani sanatını icra etmekti. Ayrıntılı öyküsünü okumak isteyen linke bakabilir.

Şimdi en önemli eserlerine göz atalım.


Yukarıdaki afiş; Heartfield'ın Kurt Tucholsky'nin parlak romanı Deutschland, Deutschland, über alles [Almanya Almanya her şeyin üstünde] 1929 için yaptığı tarihi reklam grafik tasarımıdır. Tucholsky'nin burjuvaziyi hicveden romanı, Alman Weimar Cumhuriyeti'nde anında bir başarıya dönüşmüş, romanın tanınmasında bu satirik reklam afişinin de katkısı büyük olmuştu. Heartfield, 1968'e kadar yaşamasına rağmen en bilinen eserleri Weimar dönemine ve II.Dünya Savaşı'ndan önceki yıllara aittir.

Siyasetçi Johannes R. Becher’ın The Only Just War’ı için
kapak tasarımı. Fotomontaj, 1926

10 Nisan 2021

Bir İmge Oluşturma: İmgenin Büyüsü

[Aşağıdaki pasaj Gombrich'e aittir. Bu küçük alıntıda imge oluşturmanın büyülü gücünü öyle güzel anlatmış ki.. Gombrich; "Sanat alanında gelmiş geçmiş en popüler eserlerden olan “Sanatın Öyküsü" adlı kitabıyla sanat tarihinin popülerleşmesinde, insanların sanatla tanışmasında önemli bir rol oynadı. "Sanat ve Yanılsama" gibi kuramsal kitaplarıyla da sanat tarihi kuramına katkı sağladı."]

....

“Her betimleme bir sanat eseri olmayabilir, ama bu onun daha az gizemli olduğu anlamına gelmez. Bir “imge oluşturma”nın bütün gücünün ve büyüsünün bilincine ilk kez nasıl vardığımı çok iyi anımsıyorum -bu, Velazquez aracılığıyla değil, fakat ilkokul kitabımda karşıma çıkan basit bir çizgi oyunu aracılığıyla gerçekleşmişti. Kitaptaki küçük bir dize, çocuğa önce bir dairenin nasıl çizileceğini öğretiyordu. Bu daire, bir ekmek somununu simgeliyordu (doğduğum kent Viyana’da ekmekler, yuvarlaktır).