Dilara Kahyaoğlu
2009
Sanayi Devrimi, tarıma ve zanaatlara dayalı bir ekonomiden,
sanayinin ve makine üretiminin egemen olduğu bir ekonomiye geçiş süreci. 18.
yüzyılda İngiltere’de başlamış, buradan öbür ülkelere yayılmıştır. Daha önce
bazı Fransız yazarlarca kullanılmış olmakla birlikte Sanayi Devrimi terimi
Arnold Toynbee'nin (1852-83) 1760-1840 arasında İngiltere’de yaşanan ekonomik
dönüşümü bu sözcüklerle anlatmasından sonra günlük dile girmiş ve zamanla
anlamı genişlemiştir. Sanayi Devrimi hem teknolojik, hem de sosyoekonomik ve
kültürel boyutlar taşıyordu.
Başlıca teknolojik değişimler
şunlardı:
1. Yeni temel maddeler, özellikle demir ve çelik öne çıktı.
2. Yakıt ve mekanik güç kullanımında kömür, buhar makinesi, elektrik, petrol,
içten yanmalı motor gibi yeni enerji kaynakları devreye girdi.
3. İplik eğirme makinesi ve su ya da buhar gücüyle çalışan dokuma
tezgahı gibi insan gücü gereksinimini düşürerek büyük üretim artışları sağlayan
yeni makineler icat edildi.
4. Fabrika sistemi olarak bilinen ve işlevlerin uzmanlaşması ile
işbölümünün derinleşmesini gerektiren yeni bir iş örgütlenmesi
gerçekleştirildi.
5. Ulaşım ve iletişim araçlarında buhar lokomotifi, buharlı gemi,
otomobil, uçak, telgraf ve radyoyu kapsayan önemli gelişmeler görüldü.
6. Bilim, gitgide daha fazla sanayiye uygulanır oldu. Bu teknolojik
değişimler, doğal kaynaklardan yararlanmanın çok büyük ölçüde artmasına ve seri
üretime geçilmesine olanak verdi.
Sanayi dışındaki alanlarda da
birçok yeni gelişme görüldü:
1. Tarımdaki ilerlemeler, daha büyük bir tarım dışı nüfusun
beslenebilmesini sağladı.
2) Ekonomik değişiklikler servet dağılımından daha geniş kesimlerin pay
almasına, artan sanayi üretimi karşısında servet kaynağı olarak toprağın
öneminin azalmasına ve uluslararası ticaret hacminin büyümesine yol açtı.
3) Toprak mülkiyetinden sanayi sermayesine doğru kayan ekonomik iktidar,
siyasal değişimlere ve sanayi toplumunun gereksinimlerine uygun yeni devlet
politikalarına yansıdı.
4) Kentlerin büyümesi, işçi
sınıfı hareketinin gelişmesi ve otorite kullanımında yeni biçimlenmelerin
oluşması gibi çok kapsamlı toplumsal değişimler yaşandı.
5) Gene çok geniş kapsamlı bir kültürel dönüşüm gerçekleşti. İşçiler
yeni ve birbirlerinden farklı beceriler kazandılar; işleriyle ilişkileri
değişti. El aletleriyle çalışan zanaatçı olmaktan çıkarak, fabrika disiplinine
bağımlı makine operatörleri haline geldiler. Bütün bunlar psikolojik bir
değişime de yol açtı (yabancılaşma); insan, kaynaklardan yararlanma ve doğaya
egemen olma konularında kendine çok daha fazla güvenmeye başladı.
Birinci Sanayi Devrimi
1760-1830
döneminde Sanayi Devrimi büyük ölçüde İngiltere’yle sınırlı kaldı. Bir önceki
yüzyılın "tarım devrimi", kentsel büyümeyi ve ucuz işgücü depolarının
oluşmasını sağlamış, 1640-48 yıllarının ilk "burjuva devrimi"nin de
etkisiyle, esnek bir kamu maliyesi ve borçlanması sistemi ortaya çıkmıştı. Bu
koşullar, kapitalist gelişmede İngiltere’nin başa geçmesini ve Sanayi
Devrimi'nde öncül bir konum almasını sağladı.
İngiliz Sanayi
Devrimi'nde makineleşme ve fabrika sistemine geçiş, daha az kuruluş sermayesi
gerektiren, daha geniş bir tüketim pazarı olan ve ilk yatırımını daha çabuk
amorti edebilen
hafif sanayide, özellikle de tekstilde başladı. Daha sonra teknolojik buluşlar
bu sektörde üretimin tümüyle yenilenmesine, üretim ve örgütlenme bilgisinin
artmasına, sermaye ve nitelikli işgücü birikimine yol açtı. Bu temeller
üzerinde Sanayi Devrimi ağır sanayiye (demir üretimi, makine yapımı,
demiryolları vb) sıçradı.
Öncü olduklarını
bilen İngilizler, "dünyanın atölyesi" olarak anıldıkları bu dönemde,
eski merkantilist[1]
politikaların da etkisiyle makine, nitelikli işçi ve imalat teknikleri
ihracatını yasaklamayı denediler. Ama İngiliz tekeli sonsuza değin süremezdi.
Bazı İngilizler yurtdışında kârlı sanayi yatırımları yapabileceklerini görüyor,
Avrupalı işadamları ise İngiliz üretim bilgisini kendi ülkelerine çekmeye
çalışıyorlardı. Çok geçmeden William ve John Cockerill adlı iki İngiliz
Liege'de atölyeler kurarak (y. 1807), Sanayi Devrimi'ni önce Belçika'ya
taşıdılar. Böylece Avrupa kıtasında aynı ekonomik dönüşümün yaşandığı ilk ülke
olan Belçika'da da Sanayi Devrimi demir, kömür ve tekstil üzerinde yükseldi.
Fransa ise
İngiltere ve Belçika'ya göre daha yavaş ve daha eksik bir sanayileşme geçirdi.
Fransız Devrimi'nin ve izleyen Napoléon Savaşları'nın yol açtığı siyasal
belirsizlik ortamı, yeni buluşlara büyük yatırım yamanın önünde engeldi. Gene
de 1848'e gelindiğinde
Fransa artık bir
sanayi ülkesiydi, ama İkinci İmparatorluk döneminde gösterdiği büyük gelişmeye
karşın hala İngiltere’nin arkasından geliyordu.
Öbür Avrupa
ülkeleri daha da geride kalmışlardı. Bu ülkelerin burjuvazileri İngiltere,
Fransa ve Belçika'dakilerin sahip olduğu servet, iktidar ve fırsatlardan
yoksundu. Siyasal koşullar da sanayinin boy atmasını engelliyordu. Örneğin
Almanya, büyük kömür ve demir yataklarına sahip olduğu halde, ancak 1870'te
ulusal birliği sağladıktan sonra sanayiyi geliştirme yoluna girebildi. Ama geç
başlamasına karşın Almanya’nın sanayi üretimi büyük bir hızla arttı. Yüzyılın
sonunda Almanya, çelik üretiminde İngiltere’yi geride bırakmış ve kimya
sanayilerinde dünyada ilk sıraya yükselmişti.
Benzer
biçimde 19. ve 20. yüzyıllarda güçlenen ABD sanayisi Avrupa'daki girişimleri
çok geride bıraktı. Japonya da Meici Restorasyonu'nun sağladığı siyasal
önkoşullar temelinde çarpıcı bir başarıyla Sanayi Devrimi'ne katılarak,
gelişmiş kapitalist ülkeler arasında yer alan ilk Asya ülkesi oldu.
Doğu Avrupa
ülkeleri 20. yüzyılın başlarında henüz gerilerdeydiler. Ama 1917 Devrimi'nin
ardından Sovyetler Birliği, 1920'lerde ve 1930'lardaki beş yıllık planlarıyla
sanayide büyük bir güç haline geldi ve İngiltere’nin yaklaşık 150 yılda
gerçekleştirdiği sanayileşmeyi birkaç on yıla sığdırdı. 20. yüzyıl ortalarında
Sanayi Devrimi Çin ve Hindistan gibi henüz sanayileşmemiş ülkelere de yayıldı.
İkinci ya da "Yeni" Sanayi Devrimi
Önemli ölçüde
"eski"siyle örtüşmesine karşın, 20. yüzyılda "yeni" bir
Sanayi Devrimi'nin belirtileri çoğaldı. Temel maddeler açısından, daha önce
kullanılmayan birçok doğal ve sentetik kaynaktan yararlanılmaya başladı; daha
hafif metaller, yeni alaşımlar, plastik gibi yeni sentetik ürünler ve yeni
enerji kaynakları devreye girdi. Bunların yanı sıra makine, araç ve
bilgisayarlardaki gelişmeler de tam otomatik fabrikaların ortaya çıkmasına yol
açtı. Sanayinin bazı kesimleri 19. yüzyılda hemen tümüyle makineleşmişti, ama
bant sisteminden niteliksel fark gösteren otomasyon ancak 20. yüzyılın ikinci
yarısında büyük önem kazandı.
Üretim araçlarının
mülkiyetinde de değişimler görüldü. 19. yüzyıldaki Sanayi Devrimi'nde üretim
araçları bir oligarşinin mülkiyetindeydi. 20. yüzyılın ikinci yarısında ise,
bireylerin ve sigorta şirketleri gibi kurumların hisse senetlerini satın
almalarıyla mülkiyet görece
yaygınlaştı. Birçok Avrupa ülkesinde ekonominin temel bazı sektörleri
kamulaştırıldı. Bu arada kuramsal düzeyde de değişiklikler oldu. Klasik Sanayi
Devrimi'nin ekonomik ve toplumsal düşüncesine egemen olan laissez-faire (bırakınız
yapsınlar) yaklaşımından uzaklaşan hükümetler, karmaşık sanayi toplumlarının
gereksinimlerini karşılamak için sosyoekonomik alana daha fazla müdahaleye,
sosyal refah ve sosyal devlet kavramlarına yöneldiler.
Çalışma Soruları
1. Metinde geçen kavram ve terimleri
yazınız. Bilmediklerinizi araştırınız.
2. Metinde hangi
devletlerin isimleri geçiyor? Bunlar hangi özellikleri ile metinde yer
almışlar? Kısaca özetleyiniz.
3. “laissez-faire
(bırakınız yapsınlar)” anlayışını araştırıp, açıklayınız.
4. İlk sanayi
devrimi neden İngiltere’de başlamış? Yanıtını sadece metinden çıkarmaya
çalışınız.
5. Bazı ülkeler
sanayi devrimine katılmakta geç kalıyorlar… Bunlar hangi ülkelerdir ve neden
geç kalmışlardır?
6. İkinci Sanayi
Devrimi nedir?
DİKKAT! YUKARIDAKİ SORULARI
DEFTERİNİZE YAPINIZ…
7. Sanayi
Devrimi’nin oluşmasına neden olan teknolojilerden önce neler vardı? “Başlıca
teknolojik değişimler” bölümünü de ele alarak birbirine paralel bir tablo
oluşturun. (Bu tabloyu yaparken geçen seneki konuları özellikle de “feodalizm”
konusunu hatırlayınız/araştırınız.)
DİKKAT! 7. Sorunun yanıtlarını, aşağıdaki
tabloya yapınız.
Sanayi Devrimi Öncesi Dünya Sanayi Devrimi Dönemi
Temel servet kaynağı ve üretimde temel maddeler
|
||
Enerji kaynakları
|
||
Üretimde temel güç kaynağı
|
||
Uzmanlığın ve mesleklerin örgütlenme şekli
|
||
Ulaşım ve iletişim Araçları
|
||
Bilimin kullanıldığı alanlar, anlayış…
|
[1] Ticarete dayanan ekonomik sistem; ekonomik
ulusalcılık ve devletçilik… Bu akımın doğuşunun temelinde uluslararası ticaretin
gelişmesi ve ticaret sermayesinin güç kazanması bulunmaktadır.
Merkantilistlerin önemle üzerinde durdukları noktaların başında bir ülkenin
serveti ya da zenginliği ile dış ticaret bilançosu arasındaki ilişki
gelmektedir. Ulusal ekonominin gösterdiği gelişmenin farkına varan
merkantilistler, devletin ulusal zenginliği çoğaltmak amacıyla ekonomik
faaliyetlere müdahalesini savunmuşlardır.
http://www.ekonomist.com.tr/apps/dictionary.app/dictionary.php/es.dict/merkantilizm
http://www.ekonomist.com.tr/apps/dictionary.app/dictionary.php/es.dict/merkantilizm
Esas Olarak, Ana Britannica, cilt 19, sayfa 50’den yararlanılmıştır.
Yazar adı belirtilmeden, link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder