01 Ocak 2016

Sanayi Devrimi Üzerine Çalışma


Dilara Kahyaoğlu
2009

www.educationscotland.gov.uk
Sanayi Devrimi, tarıma ve zanaatlara dayalı bir ekonomiden, sanayinin ve makine üretiminin egemen olduğu bir ekonomiye geçiş süreci. 18. yüzyılda İngiltere’de başlamış, buradan öbür ülkelere yayılmıştır. Daha önce bazı Fransız yazarlarca kullanılmış olmakla birlikte Sanayi Devrimi terimi Arnold Toynbee'nin (1852-83) 1760-1840 arasında İngiltere’de yaşanan ekonomik dönüşümü bu sözcüklerle anlatmasından sonra günlük dile girmiş ve zamanla anlamı genişlemiştir. Sanayi Devrimi hem teknolojik, hem de sosyoekonomik ve kültürel boyutlar taşıyordu.

Başlıca teknolojik değişimler şunlardı:
1. Yeni temel maddeler, özellikle demir ve çelik öne çıktı.
2. Yakıt ve mekanik güç kullanımında kömür, buhar makinesi, elektrik, petrol, içten yanmalı motor gibi yeni enerji kaynakları devreye girdi.
3. İplik eğirme makinesi ve su ya da buhar gücüyle çalışan dokuma tezgahı gibi insan gücü gereksinimini düşürerek büyük üretim artışları sağlayan yeni makineler icat edildi.
4. Fabrika sistemi olarak bilinen ve işlevlerin uzmanlaşması ile işbölümünün derinleşmesini gerektiren yeni bir iş örgütlenmesi gerçekleştirildi.
5. Ulaşım ve iletişim araçlarında buhar lokomotifi, buharlı gemi, otomobil, uçak, telgraf ve radyoyu kapsayan önemli gelişmeler görüldü.
6. Bilim, gitgide daha fazla sanayiye uygulanır oldu. Bu teknolojik değişimler, doğal kaynaklardan yararlanmanın çok büyük ölçüde artmasına ve seri üretime geçilmesine olanak verdi.

Sanayi dışındaki alanlarda da birçok yeni gelişme görüldü:
1. Tarımdaki ilerlemeler, daha büyük bir tarım dışı nüfusun beslenebilmesini sağladı.
2) Ekonomik değişiklikler servet dağılımından daha geniş kesimlerin pay almasına, artan sanayi üretimi karşısında servet kaynağı olarak toprağın öneminin azalmasına ve uluslararası ticaret hacminin büyümesine yol açtı.
3) Toprak mülkiyetinden sanayi sermayesine doğru kayan ekonomik iktidar, siyasal değişimlere ve sanayi toplumunun gereksinimlerine uygun yeni devlet politikalarına yansıdı.
 4) Kentlerin büyümesi, işçi sınıfı hareketinin gelişmesi ve otorite kullanımında yeni biçimlenmelerin oluşması gibi çok kapsamlı toplumsal değişimler yaşandı.
5) Gene çok geniş kapsamlı bir kültürel dönüşüm gerçekleşti. İşçiler yeni ve birbirlerinden farklı beceriler kazandılar; işleriyle ilişkileri değişti. El aletleriyle çalışan zanaatçı olmaktan çıkarak, fabrika disiplinine bağımlı makine operatörleri haline geldiler. Bütün bunlar psikolojik bir değişime de yol açtı (yabancılaşma); insan, kaynaklardan yararlanma ve doğaya egemen olma konularında kendine çok daha fazla güvenmeye başladı.

Birinci Sanayi Devrimi
1760-1830 döneminde Sanayi Devrimi büyük ölçüde İngiltere’yle sınırlı kaldı. Bir önceki yüzyılın "tarım devrimi", kentsel büyümeyi ve ucuz işgücü depolarının oluşmasını sağlamış, 1640-48 yıllarının ilk "burjuva devrimi"nin de etkisiyle, esnek bir kamu maliyesi ve borçlanması sistemi ortaya çıkmıştı. Bu koşullar, kapitalist gelişmede İngiltere’nin başa geçmesini ve Sanayi Devrimi'nde öncül bir konum almasını sağladı.
İngiliz Sanayi Devrimi'nde makineleşme ve fabrika sistemine geçiş, daha az kuruluş sermayesi gerektiren, daha geniş bir tüketim pazarı olan ve ilk yatırımını daha çabuk
amorti edebilen hafif sanayide, özellikle de tekstilde başladı. Daha sonra teknolojik buluşlar bu sektörde üretimin tümüyle yenilenmesine, üretim ve örgütlenme bilgisinin artmasına, sermaye ve nitelikli işgücü birikimine yol açtı. Bu temeller üzerinde Sanayi Devrimi ağır sanayiye (demir üretimi, makine yapımı, demiryolları vb) sıçradı.

Öncü olduklarını bilen İngilizler, "dünyanın atölyesi" olarak anıldıkları bu dönemde, eski merkantilist[1] politikaların da etkisiyle makine, nitelikli işçi ve imalat teknikleri ihracatını yasaklamayı denediler. Ama İngiliz tekeli sonsuza değin süremezdi. Bazı İngilizler yurtdışında kârlı sanayi yatırımları yapabileceklerini görüyor, Avrupalı işadamları ise İngiliz üretim bilgisini kendi ülkelerine çekmeye çalışıyorlardı. Çok geçmeden William ve John Cockerill adlı iki İngiliz Liege'de atölyeler kurarak (y. 1807), Sanayi Devrimi'ni önce Belçika'ya taşıdılar. Böylece Avrupa kıtasında aynı ekonomik dönüşümün yaşandığı ilk ülke olan Belçika'da da Sanayi Devrimi demir, kömür ve tekstil üzerinde yükseldi.
Fransa ise İngiltere ve Belçika'ya göre daha yavaş ve daha eksik bir sanayileşme geçirdi. Fransız Devrimi'nin ve izleyen Napoléon Savaşları'nın yol açtığı siyasal belirsizlik ortamı, yeni buluşlara büyük yatırım yamanın önünde engeldi. Gene de 1848'e gelindiğinde
Fransa artık bir sanayi ülkesiydi, ama İkinci İmparatorluk döneminde gösterdiği büyük gelişmeye karşın hala İngiltere’nin arkasından geliyordu.
Öbür Avrupa ülkeleri daha da geride kalmışlardı. Bu ülkelerin burjuvazileri İngiltere, Fransa ve Belçika'dakilerin sahip olduğu servet, iktidar ve fırsatlardan yoksundu. Siyasal koşullar da sanayinin boy atmasını engelliyordu. Örneğin Almanya, büyük kömür ve demir yataklarına sahip olduğu halde, ancak 1870'te ulusal birliği sağladıktan sonra sanayiyi geliştirme yoluna girebildi. Ama geç başlamasına karşın Almanya’nın sanayi üretimi büyük bir hızla arttı. Yüzyılın sonunda Almanya, çelik üretiminde İngiltere’yi geride bırakmış ve kimya sanayilerinde dünyada ilk sıraya yükselmişti.
Benzer biçimde 19. ve 20. yüzyıllarda güçlenen ABD sanayisi Avrupa'daki girişimleri çok geride bıraktı. Japonya da Meici Restorasyonu'nun sağladığı siyasal önkoşullar temelinde çarpıcı bir başarıyla Sanayi Devrimi'ne katılarak, gelişmiş kapitalist ülkeler arasında yer alan ilk Asya ülkesi oldu.
Doğu Avrupa ülkeleri 20. yüzyılın başlarında henüz gerilerdeydiler. Ama 1917 Devrimi'nin ardından Sovyetler Birliği, 1920'lerde ve 1930'lardaki beş yıllık planlarıyla sanayide büyük bir güç haline geldi ve İngiltere’nin yaklaşık 150 yılda gerçekleştirdiği sanayileşmeyi birkaç on yıla sığdırdı. 20. yüzyıl ortalarında Sanayi Devrimi Çin ve Hindistan gibi henüz sanayileşmemiş ülkelere de yayıldı.

İkinci ya da "Yeni" Sanayi Devrimi
Önemli ölçüde "eski"siyle örtüşmesine karşın, 20. yüzyılda "yeni" bir Sanayi Devrimi'nin belirtileri çoğaldı. Temel maddeler açısından, daha önce kullanılmayan birçok doğal ve sentetik kaynaktan yararlanılmaya başladı; daha hafif metaller, yeni alaşımlar, plastik gibi yeni sentetik ürünler ve yeni enerji kaynakları devreye girdi. Bunların yanı sıra makine, araç ve bilgisayarlardaki gelişmeler de tam otomatik fabrikaların ortaya çıkmasına yol açtı. Sanayinin bazı kesimleri 19. yüzyılda hemen tümüyle makineleşmişti, ama bant sisteminden niteliksel fark gösteren otomasyon ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında büyük önem kazandı.
Üretim araçlarının mülkiyetinde de değişimler görüldü. 19. yüzyıldaki Sanayi Devrimi'nde üretim araçları bir oligarşinin mülkiyetindeydi. 20. yüzyılın ikinci yarısında ise, bireylerin ve sigorta şirketleri gibi kurumların hisse senetlerini satın almalarıyla mülkiyet görece yaygınlaştı. Birçok Avrupa ülkesinde ekonominin temel bazı sektörleri kamulaştırıldı. Bu arada kuramsal düzeyde de değişiklikler oldu. Klasik Sanayi Devrimi'nin ekonomik ve toplumsal düşüncesine egemen olan laissez-faire (bırakınız yapsınlar) yaklaşımından uzaklaşan hükümetler, karmaşık sanayi toplumlarının gereksinimlerini karşılamak için sosyoekonomik alana daha fazla müdahaleye, sosyal refah ve sosyal devlet kavramlarına yöneldiler.

Çalışma Soruları

1. Metinde geçen kavram ve terimleri yazınız. Bilmediklerinizi araştırınız.

2. Metinde hangi devletlerin isimleri geçiyor? Bunlar hangi özellikleri ile metinde yer almışlar? Kısaca özetleyiniz.

3. “laissez-faire (bırakınız yapsınlar)” anlayışını araştırıp, açıklayınız.

4. İlk sanayi devrimi neden İngiltere’de başlamış? Yanıtını sadece metinden çıkarmaya çalışınız.

5. Bazı ülkeler sanayi devrimine katılmakta geç kalıyorlar… Bunlar hangi ülkelerdir ve neden geç kalmışlardır?

6. İkinci Sanayi Devrimi nedir?

DİKKAT! YUKARIDAKİ SORULARI DEFTERİNİZE YAPINIZ…

7. Sanayi Devrimi’nin oluşmasına neden olan teknolojilerden önce neler vardı? “Başlıca teknolojik değişimler” bölümünü de ele alarak birbirine paralel bir tablo oluşturun. (Bu tabloyu yaparken geçen seneki konuları özellikle de “feodalizm” konusunu hatırlayınız/araştırınız.)
DİKKAT! 7. Sorunun yanıtlarını, aşağıdaki tabloya yapınız.


Sanayi Devrimi Öncesi Dünya                Sanayi Devrimi Dönemi
Temel servet kaynağı ve üretimde temel maddeler




Enerji kaynakları





Üretimde temel güç kaynağı





Uzmanlığın ve mesleklerin örgütlenme şekli




Ulaşım ve iletişim Araçları





Bilimin kullanıldığı alanlar, anlayış…









[1] Ticarete dayanan ekonomik sistem; ekonomik ulusalcılık ve devletçilik… Bu akımın doğuşunun temelinde uluslararası ticaretin gelişmesi ve ticaret sermayesinin güç kazanması bulunmaktadır. Merkantilistlerin önemle üzerinde durdukları noktaların başında bir ülkenin serveti ya da zenginliği ile dış ticaret bilançosu arasındaki ilişki gelmektedir. Ulusal ekonominin gösterdiği gelişmenin farkına varan merkantilistler, devletin ulusal zenginliği çoğaltmak amacıyla ekonomik faaliyetlere müdahalesini savunmuşlardır.
http://www.ekonomist.com.tr/apps/dictionary.app/dictionary.php/es.dict/merkantilizm

Esas Olarak, Ana Britannica, cilt 19, sayfa 50’den yararlanılmıştır. 

Yazar adı belirtilmeden, link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.

Hiç yorum yok: