Dilara Kahyaoğlu
2012
Bugün Kartaca’da Antik Çağ’a ait
kalıntılar daha çok Roma dönemine aittir. Hristiyanlık döneminden kalanlar ise;
bir iki Vandal yapısı dışında Bizans döneminden kalmıştır.
https://en.wikipedia.org/wiki/Phoenicia |
Antik Kartaca Tunus körfezi kıyılarının
orta kesiminde alçak tepelerle kaplı üçgen biçimli bir yarımada üzerine
kurulmuştu. Burayı Sur’lu (Tyros) Fenikelilerin 9. Yüzyılda kurduğu kabul
edilmekte birlikte bu kadar eski döneme ait arkeolojik veriler bulunamamıştır.
Fenike dilinde Kartaca Kart-Hadaşt yani “yeni
kent” anlamına geliyordu. Vergilius’un Aeneis destanına göre burasını Sur Hükümdarı
Pygmalion’dan kaçan Prenses Dido kurmuştu. Romalılar Kartaca ’ya, Phoenikes’ten
türettikleri; Poeni derlerdi. Pön Savaşları kelimesi de buradan türemiştir.
Kent ana karaya bir kıstakla bağlıydı. Bu
fiziksel durum, savunma açısından kenti elverişli bir konuma getiriyordu.
Başlıca geçim kaynakları; yatak, yastık, şilteler ve diğer lüks eşyalardı ama
özellikle marangozluk ürünü olan mobilyaları çok makbuldü. İsmi geçen Kartaca ihracat
ürünlerinin diğer ülkelerde taklitleri yapılırdı. Yani o zamanların moda yaratıcısı
Kartaca gibi görünüyor. Diğer önemli gelir kaynağı ise Kuzey Afrika ve Günay
İspanya’dan elde edilen gümüş madeniydi.
Roma’nın yükselme döneminde Akdeniz
ticareti; Kartaca ve Roma ve Yunan kolonilerinin kıyasıya mücadelesine tanık
olmuştur nitekim bu rekabet tarafları Pön Savaşlarına kadar sürüklemiştir.
Pön Savaşları sonunda yenilen Kartaca’yı
Roma Cumhuriyeti kelimenin gerçek anlamıyla yerle bir etti ve burada insanların
yaşaması yasaklandı (MÖ 146). Yaşlı Cato, her konuşmasının sonunda "Delenda est Carthago", "Kartaca ortadan kaldırılmalıdır." diyormuş. Dediği gibi oldu. Romalıların gözünde burası cehennem tanrılarına adanmış bir yerdi.
Nihayet MÖ 122 de -aslında çok da zaman geçmemişti- Roma Senatosu’ndan burada
bir Roma kolonisi kurulması için izin çıktı ama Kartaca’nın toparlanmasına daha
çok zaman vardı. Julius Caesar buraya topraksız Roma yurttaşlarını yerleştirdi.
MÖ 29’da Augustus, burayı Kuzey Afrika Eyaleti’nin yönetim merkezi yaptı. İşte
ancak bundan sonra Kartaca yeniden zengin bir kent oldu ama MS 3. yüzyıldan
itibaren tekrar gerilemeye başladı.
Hristiyan Roma döneminde burası bir piskoposluk
idi. Ve bazı Hristiyanlık içi tartışma ve kargaşalık yaşanan yerlerden biriydi. MS 439 da Vandal lideri Geaseric kente girdi ve burayı yağmaladı. Vandallar
buraya yüz yıla yakın egemen oldular. 533 yılında Vandallar, Belisarius’a
yenildi ve bundan sonra uzun müddet Bizansların elinde olan Kartaca, 705
tarihinde Arapların eline geçti. Dinleri, dilleri, etnik yapıları değişti. Bu
dönemde Kartaca yeni kurulmuş olan Tunus şehrinin gölgesinde kaldı ve ancak
tarih sayfalarında yer alan antik bir şehir olarak varlığını sürdürdü. Bugün burada
Tunus şehrinin banliyösü bulunur.
Antik Kartaca şehrinin kalıntıları. Tunus https://en.wikipedia.org/wiki/Carthage |
Kartaca şehri çeşitli dönemlerde farklı
durumlarla ismini duyurmuş bir şehirdir. Bizans döneminde meydana gelen bir
olay; Kartaca’nın ismini duyurduğu son olaylardan sayılabilir.
Bizans döneminde burası bir askeri bir eyalet
olarak idare ediliyordu. Buraya atanan Bizans valileri sınırsız idari ve askeri
yetkiyle atanıyordu. 610 yılında Kartaca valisi, Bizans imparatoru Phokas’ın izlediği politikaya
kızarak oğlu Herakleios’u bir Afrika donanması ile İstanbul’a gönderdi. Herakleios,
İstanbul’a geldi, imparatoru tahtan indirdi ve kendini imparator ilan etti.
İşte yeni bir hanedanlık da böylece doğmuş oldu (610).
Yazar adı belirtilmeden, link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder