27 Şubat 2020

Gezi: Beyazıt Meydanı Mayıs 2019

Dilara Kahyaoğlu
Mayıs 2019

Yağmurlu ve bulutlu mayıs ayında bir gün burayı gezerken durup bu meydana baktığımda soluğum kesildi bir an. Burası neresiydi? Uzun zamandır buralara gelmemiş ve işin doğrusu meydanla ilgili haberleri de takip etmemiştim. İstanbul Üniversitesinde okuduğum için iyi bildiğimi iddia ettiğim bu yeri artık tanımıyordum.

Üniversitenin önündeki merdivenlerin önü 2019 Mayısı'nda bu haldeydi
Karşıda görülen mavilik Marmara Denizi
Maviliğe doğru dümdüz yürüdüğümüzde Kumkapı'ya ineriz
Bu meydanı hiç bir zaman bu kadar kötü durumda görmemiştim
Mimar Turgut Cansever’in 1958 yılında tasarladığı, İstanbul Üniversitesi’nin ana giriş kapısı
önündeki merdivenler de yıkılmış

Bu bölge Bizans İmparatorluğu zamanında yerleşime açılmış. 4. yüzyıla kadar Forum Tauri (Boğa heykelinden dolayı Boğa Meydanı olarak anılıyormuş) adıyla bilinen meydan, Theodosius'tan itibaren onun adıyla anılır olmuş.  Bugün bu meydandan kalanlar Veznecilerde bulunuyor.

Theodosius Forumu'nun kalıntıları
Arkada görülen binalar Fen ve Edebiyat Fakülteleri (yeşil damlı pembe boyalı)
Sütunların üzerileri ağaç gövdelerinden esinlenerek süslenmiş

Bu dağınıklığın, kötü görünümün sebebi sadece etraftaki tarihi binalarda
görülen restorasyon olabilir mi? Değil. Şu habere bkz. 
Burada görülen Tarihi Beyazıt Camii bir restorasyon aşamasından geçiyor.

14 Şubat 2020

Gezi: İstanbul Üniversitesi Merkez Binası

Dilara Kahyaoğlu
Mayıs 2019

Yağmurlu, bulutlu bir vakitte kızımla birlikte Eski İstanbul'u gezmeye karar verip yola çıkmıştık. Başlama noktamız, metrodan indiğimiz Vezneciler'di. Oradan fotoğraf çeke çeke merkez binaya kadar gelmiştik. Buradaki görseller o gün Birce'nin çektiği fotoğraflardır.  Ben de bu üniversite okudum ama bu binada değil. Buraya genellikle öğle yemeğimizi yemeye gelirdik. Bu binada hukuk ve iktisat fakülteleri vardı. Bu bina neler gördü neler... Mesela 16 Mart öğrenci katliamını gördü. O gece hepimiz burada gecelemiş, ertesi gün binadan çıkıp büyük bir yürüyüş gerçekleştirmiştik. Bu binayı ve çevresini hatırlamak bana neşe değil hüzün veriyor.
İstanbul Üniversitesi Merkez Binası, Beyazıt
1933 yılına kadar Darülfünun-ı Şahane, Darülfünun-ı Osmani ve İstanbul Darülfünunu adıyla eğitim veren kurum,
1 Ağustos 1933'te İstanbul Üniversitesi adını alır ve aynı yıl 18 Kasım'da Türkiye'deki ilk ve tek üniversite olarak eğitim
hayatına başlar.
Kayıtlara göre bu arazide Fâtih’in İstanbul’da yaptırdığı ilk saray yani Sarây-ı Atîk (Eski Saray) bulunmaktaydı.  II. Sultan Mahmud bu arazide (1836) Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye’nin yönetildiği bir kışla inşa ettirir ve sarayın kalıntıları bu maksatla yıktırılır. Daha sonra buraya Abdülaziz zamanında Askerlik Dairesi yaptırılır. Bu dairenin adı daha sonra Harbiye Nezareti olarak değiştirilir. Bu bakanlığın ortadan kaldırılmasıyla da bu binalar Darülfünun yönetimine geçer. 

Merkez Binası'ndaki büyük bahçeden bir köşe
Bu bahçede her zaman kediler vardı, hala varlar
Tabelada, bahçe düzeninin İBB tarafından yapıldığı yazılmış (2005)