04 Ocak 2016

Kavafis'ten Antonius üzerine Bir Şiir, İki Çeviri


Konstantinos Kavafis

En önemli şiirlerini kırk yaşından sonra yayımladığı için “Yaşlılığın Şairi” olarak anılır. Antonius'un intihar etmeden önceki dakikalarını 1911 yılında yazdığı şu şiirle ölümsüzleştirmiştir. 


TANRI ANTONİUS'A SIRT ÇEVİRİYOR

Eğer, gece yarısı, duyulursa ansızın

geçişi görünmeyen bir alayın

eşsiz müziklerle ve seslerle …

boyun eğen yazgına, başarısız girişimlerine

ve hep hayalde kalan tasarılarına hayatının

ağlama sakın boş yere.

Çoktandır bekleyen biri gibi, bir yiğit olarak,

veda et ona, bu giden İskenderiye'ye.



Aldanmayasın sakın, demeyesin hele:

"Bir düştü bu, kulaklarım yanlış duydu."

Böylesine boş umutlara tenezzül etme.

Çoktandır bekleyen biri gibi, bir yiğit olarak,

yaraşırcasına böyle bir kentte yaşamak kısmet olmuş birine…

yaklaş sarsılmaz bir kararla pencereye

ve duygulanarak dinle, ama

yakarmaları ve sitemleriyle değil korkakların,

son bir haz olarak dinle onları,

o gizemli ordunun benzersiz çalgılarını…

ve veda et ona, yitirmekte olduğun İskenderiye'ye.


"Bütün Şiirleri", Çev: Herkül Millas - Özdemir İnce, Varlık yayınları, 2005



TANRININ ANTONIUS'U BIRAKMASIDIR

 Constantinos KAVAFİS

Birdenbire duyarsan gece yarısı
görünmeyen bir alayın geçtiğini
eşsiz ezgilerle, seslerle

-artık boyun eğen yazgına, başarısız
yapıtlarına, tasarladığın işlere,
hepsi aldanışlarla biten- ağlamayasın boş yere.

Çoktan hazırmış gibi, bir yiğit gibi
hoşçakal de ona, giden İskenderiye'ye.

Hele kendini aldatmayasın, demeyesin:
“bu bir düştü, kulaklarım iyi duymadı”;
böyle boş umutlara eğilmeyesin.

Çoktan hazırmış gibi, bir yiğit gibi
böyle bir kente erişmiş sana; yaraşırcasına,
kesin adımlarla yaklaş pencereye,
dinle duygulanarak ama yanıp yıkılmalarıyla değil korkakların…

Son bir kez, dinle doya doya ezgileri,
o gizli alayın eşsiz çalgılarını,
hoşçakal de ona, yitirdiğin İskenderiye'ye.


Çeviri : Ionna KUÇURADİ ve A.Turan OFLAZOĞLU

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Kavafis'in bu şiiriyle,ülkemin geldiği acınası durum arasında ister-istemez bir paralellik oluşmakta.Bu da beni çok yoğun bir hüzün girdabına sürüklemeye yetiyor.Zira yaşım gereği (68 kuşağıyım),Cumhuriyetimizin coşku dolu yıllarını yaşayan ve gören biri olarak acı duymamak elde değil