28 Ocak 2016

1871 Paris Komünü

Dilara Kahyaoğlu
2013-2016

Paris Komüncüleri barikatların arkasında. 
Paris Komünü'nün tarihsel arka planını anlamak için öncelikle Fransa-Almanya arasında 1870 yılında yapılmış olan savaşa ve sonuçlarına kısaca göz atamak gerekir.

Louis Napoléon (III. Napolyon) zamanında sanayi üretiminde artışın yanı sıra Fransa'ya karşı duyulan kuşkuları ortadan kaldırmak isteyen İmparator, ılımlı bir dış politika izliyordu. Hatta bu nedenle 1853-56 yılında yapılan Kırım Savaşı'na katıldılar ve Avrupa'nın saygısını kazandılar. 


Haziran 1858'de İtalya üzerindeki Avusturya egemenliğine son vermek için Piyemonte ile yapılan antlaşma üzerine Avustuya, Fransa'ya savaş açtı ve bu savaşta Fransa başarılı oldu. 



Bütün bu gelişmelerden edindiği güvenle Louis Napoléon   siyasal alanda reformlar yapmaya başladı. Yumuşama politikasının sonucu güçlenen muhalefet seçimlerde önemli başarılar elde etti. 1870 yılında  Louis Napoléon   yarı parlamenter bir sisteme geçmek amacıyla yeni anayasayı halk oylamasına sundu. Bu anayasayla hükümet, yürütme mekanizmasında önemli bir rol üstleniyordu. 


Bu arada Prusya hızla güçleniyordu. Danimarka ve Avusturya'yı yenerek Alman birliği yolunda hızla ilerleyen bu gücün mimarı Şansölye Bismarck'tı. Fransa bu durumu kendisi için tehdit olarak görüyor, Alman birliğine ne olursa olsun engel olmak istiyordu.


Temmuz 1870'de İspanya tahtının veraseti konusunda çıkan anlaşmazlık kısa sürede Fransa-Almanya savaşına yol açtı. Hantal Fransız ordusu Sedan'da yenildi (1-2 eylül 1870) imparator esir düştü. Esir imparatoru da alan Almanlar, Fransa içlerine doğru yürümeye başladılar. 

Bu arada 4 Eylül 1870'de yapılan kansız gösterilerin ardından Fransa'da yeniden cumhuriyet ilan edildi (üçüncü cumhuriyet).

Kurulan geçici hükümet, Paris kuşatıldığı için Tours şehrine çekilerek savaşı bir müddet daha sürdürdü ama sonunda 28 Ocak 1871'de ateşkes antlaşmasını imzaladı. 


Ulusal Mecliste çoğunluğu ele geçiren monarşi yanlıları Thiers'yi yürütmenin başına geçirdi ki bu kişi aynı zamanda Louis Napoléon'un en büyük muhalifiydi. Thiers, 1 Mart 1871'de Frankfurt Antlaşması'nı imzaladı, bu anlaşma ile Fransa; Alsace ve Lorraine'nin önemli bir kısmını kaybediyor ve Almanya'ya yüklü bir tazminat ödemekle ödemekle yükümlü oluyorlardı. 

Bu yenilgi Fransa üzerine derin sarsıntılara yol açmıştır. Bu olayı hiç unutmadılar, bu yenilgiyi telafi etmek için ülke içinde günah keçisi dahi aradılar. Ve hem Almanya'ya dersini verip rövanşı almak hem de Alsace ve Lorraine'i geri almak Fransa'nın hedeflerinden biri haline geldi. Almanya ve Fransa arasındaki düşmanlık onları yeniden Birinci Dünya Savaşı'nda karşı karşıya getirdi. İşte Birinci Dünya Savaşı'nın bir çok nedeni arasında bu düşmanlığın da önemli bir yeri vardır. 

Devam edelim... Frankfurt Antlaşması'na tepki gösteren Paris halkı ayaklandı.


Bu arada Geçici Fransız hükümeti, Paris’in Alman birliklerine karşı savunulması için Paris halkına silah dağıtmış, onları Ulusal Muhafızlar bünyesinde örgütlemişti. Fransa, Almanlara teslim olduktan sonra dağıttığı silahları geri almak istedi ama başta Ulusal Muhafızlar olmak üzere Parisli işçiler, silahları vermeyeceklerini ve işlerinin başına dönmeyeceklerini açıklayarak eylem başlattılar. 



Paris Komünü sırasında Concorde Meydanı yanındaki barikatlar.
Parisliler kendilerini bastırmaya gelen kuvvetlere direnerek başarılı oldular ve  18 Mart 1871'de   [resmi tarihe göre 26 Martta 1871] yönetimi üstlenmek üzere bir meclis oluşturdular. Paris Komünü alan meclis çeşitli radikal ve sosyalist akımların temsilcilerinden oluşuyordu. Komün içindeki ayrışmalar etkili bir silahlı mücadeleye ve hızla reform yapılmasına engel oldu.

Lyon, Marsilya ve Toulouse şehirlerinde oluşturulmuş olan komünler bastırıldı. Almanların desteğinde savaş tutsaklarından yeni bir ordu oluşturan Thiers, 21 Mayıs'ta saldırıya geçti. Paris'i sokak sokak, ev ev savunan komüncüler son bireyine kadar çarpıştılar ama 28 Mayıs’ta hükümet birliklerine yenildiler. Bugünü izleyen haftalarda devrime katılanları hedef alan kanlı misillemeler yapıldı.  Bazı önemli destekçiler şimdi Komüncüler Duvarı denilen Père Lachaise Mezarlığı'ndaki duvarın önünde vuruldular. Binlerce komün destekçisi yargılanmak üzere Versay’a gönderilirken, pek azı kuzeydeki Prusya hatlarına doğru kaçabildi. 


Père Lachaise Mezarlığı.
Henri Félix Emmanuel Philippoteaux
Günler boyunca sayısız erkek, kadın ve çocuklardan oluşan komün destekçilerinin oluşturduğu insan seli, askeri kontrol altında Versay’daki hapishane bölgesine acılar içinde yürüdü. Daha sonra yargılandılar; bir kısmı idam edilirken, çoğu ağır çalışma cezasına çarptırıldı; geri kalanlar da Pasifik’teki Fransız adalarına ya uzun süre için, ya da ömür boyu sürgüne gönderildiler. Kanlı Hafta boyunca öldürülenlerin tam sayısı asla tespit edilemedi ama en iyi tahminler 30.000 ölü, pek çok yaralı olduğu yönündedir. Sonradan idam edilenlerle birlikte bu sayı 50.000’i bulmaktadır. 7.000 kişi Yeni Caledonya’ya sürüldü. Hapsedilenler için 1889’da genel af ilan edildi. Paris, sonraki beş yıl boyunca sıkıyönetimle idare edildi.
Kanlı haftanın sonunda Rivoli caddesinin görünümü

Rivoli Caddesi. Günümüz.

Kaynak

AnaBritannica, cilt 9, s: 110-111, 1988
https://tr.wikipedia.org/wiki/Paris_Kom%C3%BCn%C3%BC




Yazar adı belirtilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.

Hiç yorum yok: