Dilara Kahyaoğlu
2012
1929’dan
yaklaşık olarak 1939 yılına kadar devam eden Kuzey Amerika ve Avrupa ülkeleri
başta olmak üzere bütün dünyanın tüm sanayileşmiş ülkelerini etkisi altına alan
1929 ekonomik krizi, “büyük bunalım” adıyla bilinir.
1929'da hızla gelen büyük iflas sonrası kalabalık Wall Street sokağında toplanıyor. |
Dünyaya
etkileri ve sonuçları bakımından en çarpıcı borsa krizi 24 Ekim 1929’da
görülmüştür. Bu gün Kara Perşembe (Black Thursday) olarak da bilinir. Bu kriz
bir gün sonra Avrupa’da etkili olduğundan orada da Kara Cuma olarak
isimlendirilmiştir. Yıllar boyunca hızlı bir şekilde yükselen Dow Jones Endeksi’nin[2]
belirgin şekilde gerilemesi yatırımcılar arasında panik meydana getirmiş,
özellikle yabancı yatırımcıların elindekileri satmaya başlaması üzerine (21
Ekim) panik yaşandı ve arkasından da büyük çöküş yaşandı. Borsanın bu
çalkantısı dünya ekonomik krizinin (1929 Dünya Ekonomik Bunalımı) ortaya
çıkmasının sebebi olarak kabul edilir. Gerçekten de her şey bir günde yerle bir
olmuş, eğilim piyasası 8 Temmuz 1932'de dip noktasına ulaşmıştır.
Büyük Bunalım
1920’lerdeki büyük ekonomik canlanmanın arkasından gelmiştir. Kriz sırasında
başkan olan Hoover’ın (Cumhuriyetçi Parti) tüm çabalarına rağmen ekonomik
durgunluk devam etti. 1932 ortalarında ABD’de yüzlerce banka iflas etmiş,
fabrikaların yarısı kapanmış, çalışan her dört kişiden biri işsiz kalmış, her
dört çiftçiden biri de toprağını yitirmişti. 1932 seçimlerinde Yeni Düzen (New
Deal) vadeden New York Valisi Franklin D. Roosevelt (Demokrat Parti) başkan
seçildi. Döneminde ekonomik çöküntüyü onarmak amacıyla Ulusal Sinai Kalkınma
Yasası çerçevesinde Ulusal Kalkınma İdaresi (NRA) kuruldu. 756 yasal düzenleme ile
22 milyon işçiyi kapsayan şu konularda tedbirler alındı. Tüm sanayi kollarında
haksız rekabeti önlemek; işsizliği azaltmak; asgari ücret; çalışma saatlerinin
düzenlenmesi; toplu pazarlık hakkının güvence altına alınması… Ayrıca tarım
yatırımları için ayrılan geniş ödeneklerin ekonomiye aktarılması böylece
tüketicinin satın alma gücünün arttırılması hedeflenmişti. Bunun üzerine
üreticiler yüksek fiyat ve talep beklentisiyle üretimi arttırmış ama satın alma
gücü buna ayak uyduramayınca bu proje başarısız olmuştur.
NRA, zamanla
tüketicilerin ve küçük işletmecilerin zararına işleyen büyük sermayeyi gözeten
bir kurum haline geldi. Yine de bu dönemde özellikle büyük işletmelerde iş
koşulları iyileşmeye, sendika hareketi güçlenmeye başladı. 1935’te ABD Yüksek
Mahkemesi NRA’yı dağıttığında ABD’de ekonomik bunalım hala sürüyordu.
Piyasadaki küçük çaplı canlanma 1933 sonbaharında sönmeye başladı. Roosevelt
1935 ve 36’da daha reformcu bir çizgiye yöneldi. Kongre doğrudan yardım yerine
iş yardımını getiren Çalışma Projeleri idaresini kurdu. Ama Yüksek Mahkeme bazı
önemli yasaları iptal ederek reform girişimlerini engellemeyi sürdürdü.
John Maynard Keynes, (1883 -1946) radikal düşünceleriyle ekonomide çığır açan Britanyalı iktisatçıdır. Ekonomik durgunlukla mücadelede müdahaleci para ve maliye politikalarını savunmasıyla tanınır Ekonomide üretilen tüketim ve yatırım mallarını massedecek (soğuracak) tüketim ve yatırım harcaması yapılmadığında firmaların üretimi kısacağını, bunun da iktisadî daralmaya ("resesyona") yol açacağını izah etmiştir. Keynes, bir daralma baş gösterdiğinde firma yöneticilerinin kötümserleşip yatırım yapmaktan çekinmeleri hâlinde (19. yüzyıl sonlarında ve 1930lu yıllardaki gibi) ortaya çıkan düşük millî gelir - düşük istihdam dengesinin uzun sürebileceğini belirtmiştir. Keynes'e göre böyle bir durgun ekonomide devlet para arzını artırarak faiz haddini düşürmek suretiyle yatırım harcamalarını teşvik edebilir. Bu politika yatırımları artırmakta etkili olmazsa, devlet kendi harcamaları ile (cari harcamaları ve yatırım harcamaları ile) millî geliri artırabilir. Özetle, devlet para politikası ile veya maliye politikası ile harcamaları artırarak millî geliri artırmayı ve yüksek işsizlik oranını azaltmayı başarabilir.*** |
Bütün
bunlarla boğuşan ABD yaklaşan savaş tehdidin farkındaydı ve bunun dışında
kalarak kabuğuna çekilmeye çalıştı. 1935 yılında Tarafsızlık Yasası’nı kabul
etti. 1940’da üçüncü kez seçilen başkan
Roosevelt zamanında Kongre; Pearl Harbor baskınından sonra tek karşı oyla
Japonya’ya savaş ilan etti. Üç gün sonra Almanya ve İtalya da ABD’ye savaş ilan
ettiler. Kongre oybirliğiyle savaş kararı aldı ve buna aynen karşılık verdi.
Büyük
Bunalım, Avrupa ekonomisini de hemen etkiledi. Almanya, İngiltere ve öteki
sanayileşmiş ülkelerde milyonlarca işçi, işsiz kaldı. Birçok ülkenin art arda
altın standardını bırakması ve ithalatı kısıtlayıcı önlemler alması sonucunda
1932’de dünya ticaretinin toplam değeri bunalım öncesi düzeyinin yarısına
inmişti.
Bunalım
siyasal alanda da önemli sonuçlar doğurdu. Bu dönemde hemen her ülkede aşırı
eğilimler güçlendi (totaliter/otoriter
rejimler). Liberal demokrasinin saygınlığı azaldı. Ekonomik durgunluk,
totaliter rejimlere yenik düşmeyen ülkelerde 1939’a kadar sürdü. Savaş, büyük
iş gücü ve savaş malzemesi talebi yaratarak, teknolojik gelişmeyi özendirerek
yeni bir ekonomik dönem başlattı.
[1]
1929 Wall Street İflası (İngilizce:
Wall Street Crash of 1929)
(Ekim 1929), aynı zamanda Great Crash ve Stock Market Crash of 1929
olarak da bilinir. Etkilerinin uzunluğu ve kapsamı göz önüne alındığından ABD
ve Dünya tarihinin en yıkıcı borsa çöküşüdür.
[2]
New York Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören hisse senetlerindeki fiyat
değişikliklerini gösteren endeks.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder