30 Aralık 2019

Tarihsel Haritalarda Gösterilen Bilgiler Durağan Değildir

Dilara Kahyaoğlu
Aralık, 2019

Okullarda verilen derslerde ve en önemlisi ders kitaplarında kullanılan haritaların (tabloların, grafiklerin vb.) hiç değiştirilmeden yıllarca kullanıldığını bilirsiniz ve bunu gayet olağan karşılar bir çoğumuz. Oysa olağan değildir. Tarih ve sosyal bilimler  dinamik derslerdir. Her yeni bulgu yeni bir bilgi getirir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalarda elde edilen yeni bulguların yanı sıra  geliştirilen yeni teknikler sayesinde, geçmiş bulgular üzerinde o zamana kadar hiç bilinmeyen veya gözden kaçmış bir çok yeni bilgi ediniyoruz. Bütün bunlar bilgiyi hareketli kılıyor. Tablolar, haritalar, açıklama ve yorumlar; sürekli değişiyor, gelişiyor. Nasıl 2019 yılına ait ekonomik verileri 2020 yılı için kullanamıyorsak -bu kadar hızlı olmasa da-  haritaları, tabloları ve grafikleri de kullanamayız.  Çok hızlı bir değişim var. Bu hızlı değişime rağmen öğrenim materyalleri çok yavaş değişiyor veya hiç değişmiyor. Bu çok sakıncalı bir durumdur.
Bakın bu haritadaki bilgiler her zaman güncelleniyor.
Bir müddet sonra bu haritaya baktığımızda daha farklı yerler ve tarihler göreceğiz.
Görsel Kaynak: Sapiens İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi, Yuval Noah Harari
Bir kere öğrenci tarih ve sosyal bilimler çalışırken bu değişime tanık olma şansını kaçırıyor. Hem yanlış ve/veya eksik bilgi öğreniyor hem de değişmez, sabit bir geçmiş algısıyla donanarak mezun oluyor. Bu çok tehlike bir yaklaşım. Bu durum, eleştirel düşünme becerisinin gelişmesinin, yeni fikirlere açık olmanın, bilimsel merak ve araştırmanın; önüne set çeken bir yaklaşımdır. Öğrencilere yapılan kötülükleri saya saya bitiremeyiz aslında. Ezber eğitim, anlamlı olmayan öğrenme dediğimizde tam olarak bunları kast ettiğimizden emin olalım. Çünkü çoğu insan, ezber eğitim denilince, bir makine gibi eldeki bilginin anlamını bilmeden ezberleme ve bunu sınavlarda aynen söyleme olarak anlıyor. Bu işin en basit yönü. Ezber eğitim, anlamlı olmayan öğrenme; devasa bir kara deliktir. O nedenle ezber eğitimi anlatırken biz de ezberden bir şeyler söylemesek iyi olacak.

İki harita arasında fark var.
Bu farkların neler olduğunu bulunuz?
Görsel Kaynak: World History, William J. Duiker & Jackson J. Spielvogel, 2014



NOT

Milattan Sonra (MS) için kullanılan kısaltmalar
AD: (Anno Domini), latince bir kelimedir ve in the year of our Lord anlamına gelir. Yani İsa, kastedilerek Efendimiz'in Yılı anlamında kullanılmaktadır. Türkçe'de Milattan Sonra anlamında kullanıyoruz. Kısaltarak; MS (M.S.) olarak yazıyoruz. İS (İ.S.) şeklinde de kullanılır (İsa'dan Sonra).

Yahudi tarihçiler ve/veya bu din odaklı kısaltmaya karşı çıkanlar;

CE: (Common Era) yani Bilinen Dönem anlamına gelen CE kısaltmasını kullanırlar.  Bu kısaltma Türkçe tarih yazımına yerleşmemiştir.

Şu önemli: Milattan Sonra için hiç bir kısaltma kullanılmaz. Doğrudan tarih yazılır. Ama bazen vurgulamak için bazen de Milat'a yakın bir dönem veya iki dönemi de aynı anda yazmak söz konusuysa karışıklığı önlemek için  kısaltma kullanılır.

Milattan Önce için kullanılan Kısaltmalar

BC (Before Christ) ise İsa'dan önce anlamına gelmekte ve 'Milattan Önce' anlamında kullanılmaktadır. Türkçe'de MÖ (M.Ö.) veya İÖ (İ.Ö.) şeklinde kısaltıyoruz.

Yahudi tarihçiler ve/veya bu din odaklı kısaltmaya karşı çıkanlar;

BCE: (Before Common Era) kullanıyor. Bu kısaltmanın açılımı Bilinen Dönemden Önce anlamına gelmektedir. Türkçe'de yine  MÖ (M.Ö.) veya İÖ (İ.Ö. -İsa'dan Önce anlamına gelmektedir-.) kısaltmasını kullanıyoruz. 

Milat: Arapça olan bu kelimenin anlamı doğumdur.  Tarih yazımında İsa'nın doğduğu yıl kastedilir ve "0" olarak kabul edilir.

Bir de Günümüzden Önce anlamında kullanılan kısaltmalar vardır. Burada hesaplama "0" noktasına yani milata göre değil günümüzden kaç yıl önceye ait olduğunu belirtmek için kullanılır.

Göbeklitepe'nin Yapılışı..................................0..........................................Günümüz
y.  10. 000 ...................................................... +............................................2 000

Göbeklitepe'nin günümüzden 12. 000 yıl önce kurulmuş olduğu düşünülmektedir. Bu iddia yaklaşık bir tahmindir (y).
Bunun İngilizce olarak kısaltması;"Günümüzden Önce" (BP)'dir. BP 12. 000 gibi. BP (Before Present). Bu tür kısaltmalar daha çok arkeometrik sonuçlarla elde edilen çok daha eski dönemlere ait tarihler için kullanılır. Bu laboratuvar ölçüm tarihleri sürekli olarak düzeltilmektedir. Eğer düzeltmiş bir tarih kullanılıyorsa o zaman da Kalibre sözcüğünün kısaltması olan "C" veya "cal." kısaltması ile bu durum belirtilir. c. BP 12.000 gibi.


şu kaynaklara da bkz.

https://www.arkeolojikhaber.com/haber-milat-common-era-milattan-once-ve-milattan-sonra-kisaltmalari-16914/

https://kaynaklarlatarih.blogspot.com/2020/01/arkeoloji-bir-buluntunun-yasn-nasl.html

27 Aralık 2019

Bir Komplo Teorisinin Analizi: Türk Piramidi Değil, İmparator Wudi'nin Mozolesi

Dilara Kahyaoğlu
2019 Kasım


[Yazıyı sade, dolayısıyla rahat okunur kılmak için açıklamaları ve kaynakları; dipnotlarda gösterdim. Lütfen onlara bakmayı ihmal etmeyiniz. Kanıtları orada topladım.]




"Komplo teorisyenlerinin belli bir piramitten ziyade piramit fikrine sarıldığını unutmayalım. Aslında hiç var olmayan bir piramit efsanesine bel bağlamış durumdalar."

Beyaz Piramit de denilen İmparator Wu'nun anıtsal mezarı

Uzunca bir müddettir Çin'in Xi'an (Şian) bölgesinde bulunan, insanlar tarafından yapıldığı bilinen büyük bir tepe için; İnternet aracılığıyla büyüyen buranın eski Türklere ait bir piramit olduğu hatta bu bölgede çok sayıda Türk piramidi olduğu iddialarını[1] duymuş olabilirsiniz. Saptayabildiğim kadarıyla bu söylenceyi ilk başlatan Kazım Mirşan[2] isminde bir kişi.

Bunları ilk okuduğumda biraz araştırma yaparak bu iddiaların bir komplo teorisi[3] olduğu sonucuna varmış, dünya tarihi derslerimde; Çin, Orta Asya ve Türklere de değinildiği için bu konu üzerinde çalışmıştım  çünkü çeşitli komplo teorilerini  gündeme getiren, soru soran öğrenciler her zaman bulunur.[4] Daha sonra "uygarlıklar tarihi" kaynak kitabının Çin bölümünü yazarken de araştırmış ama buna ayrı bir sayfa ayırmayı gerekli görmemiştim.[5] Yine de komplo teorilerine dikkat çekmek istediğim her durumda, verdiğim örneklerden biri de bu olmuştur. Daha çok örnek var ama bu, en çarpıcı en saçma olanlardan biridir. 

O zamandan beri, doğruluğu kesinlikle yadsınamaz karşı-kanıtlara rağmen bu iddiaların hala var olduğunu görmek aslında şaşırtıcı değil. Evet, şaşırtıcı değil çünkü bir kesim insan sadece bu tip yazılar okuyor -ve ne yazık ki tarih okuduklarını, tarihi bildiklerini düşünüyorlar-  ve bu tür iddialara inanma ihtiyacı içindeler. Bunun en önemli nedeni milliyetçilik.[6] Geçmişten günümüze kadar ulaşmış bazı kalıntı ve eserleri, uygun mitlere bağlayarak, bilinmeyen bir zamanda var olmuş bir altın çağ yaratma ihtiyacı bu türden pseudo bilimlerin[7] yolunu açtı, açmaya da devam edecek. Bu sadece bizim topraklara  (burada Türkler kastediliyor) özgü bir durum değil. Her etnik grupta, her ulusta görülebilen  saptırmalar bunlar.

Uluslaşma sürecine girmiş etnik grupların, halkların hemen hemen hepsinde; kendi halklarının geçmişini büyük bir uygarlığa dayandırma, büyük bir uygarlık yaratmış atalarla bağlantılı bir ulus olduklarına inanma ve çevrelerini özellikle rakiplerini buna inandırma, ihtiyacı var. Bu "biz"i,  günümüzün kavramıyla söylersek; "ulus"u yaratma araçlarından biri hatta en belirgin, en kullanışlı olanı.[8] Arkeolojik kazıların ve o güne kadar görülmemiş olağanüstü eserlerin ortaya çıkarılmasıyla birlikte özellikle 19. yüzyılda birçok ulus-devletin buna başvurduğunu hatta bu yüzden arkeolojik araştırmaları kendi geçmişlerinin "icat" edilmesini kolaylaştıran eserlere ve zamana dönük yaptıklarını, diğerlerini ihmal ettiklerini biliyoruz.

19 Aralık 2019

Tarım Havzası Mumyaları - Tarim Basin Mummies

Dilara Kahyaoğlu

[Türkiye'de kaynak bulunmayan bir konuda yazdım. Birinci elden kaynaklardan yararlandım. Görselleri kaynaklardan taradım, nereden aldığımı tek tek belirttim. Bu ülkede (ve dünyada) komplo teorilerine maruz bırakılan bu konuda okumak istiyorsanız metne bir göz atınız.]


***
Kurumuş derisi ve çökük göz boşlukları dışında uyuyan bir adama benzeyen kişiye bakınca garip bir duyguya kapıldım ve böylece çağımızın çok eski yüzyıllarında bu kasvetli Lop bölgesine yerleşmiş ve herhalde buradan hoşlanmış olan yerli halkın bir temsilcisiyle karşı karşıya olduğumu  hissettim. 
Aurel Stein, 1928
Zaghunluk'ta bulunan bu kişinin mumyalaşma yaşı MÖ 1000 ile 600 arasında tarihleniyor.
Yüzüne aşı boyasıyla dövme yapılmış olan bu kişinin ağzı açılmasın diye bağlanmış.
Tarım Mumyalarını ilk keşfeden kişiler İsveçli Sven Hedin, Alman Albert Von La Coq ve İngiliz Aurel Stein'dir. 20. yüzyılın başında bu kişiler İpek Yolu üzerinde bulunan vaha kentlerini araştırmak için buralara gelmişlerdi. Bu sefer sırasında mumyaları bulmuş, fotoğraflarını çekip, tanımlamışlardı.
Çinli arkeologların son yıllarda yaptığı araştırmalar sırasında ortaya çıkan mumyalar ise bu konuyu hem ilgi hem de tartışma odağı haline getirmiştir. Çinlilerin bulduğu mumyaların bir kısmı çok daha eski bir döneme aittir, çok az bozulmuştur ve fiziksel yapıları Çinlilerden ve/veya o bölgede şu anda ikamet edenlerden farklıdır. Batılı araştırmacılar bunların Hint-Avrupa kökenli olduğunu söylerken Çinliler bu konunun sadece bu yönüyle dile getirilmesini eleştiriyor.
a1. Aşağıdaki mumyalaşmış kadın bu şekilde bulunmuş, Zaghunluk Mezarlığı
[Görselin Kaynağı: Wang Binghua]

a2. Tarım'da bulunan mumyalardan birinin sarı saçları var. Günümüzden bir sanatçı bu kişinin
yaşarken nasıl göründüğünü hayal etmiş (sağ)
Yalnız dikkat! Kadının yüzünde dövme var ve yeniden çizimde bu ihmal edilmiş.
Esas onlarla birlikte bu yüzün nasıl göründüğünü hayal etmek lazım. Bu haliyle modern bir
kadın izlenimi veriyor ve bu da yanlış bir algı oluşmasına neden oluyor. 
Tarihi canlandırdığını iddia eden görseller daima eleştirel
bir gözle incelenmeli.


15 Aralık 2019

Knossos Sarayındaki Duvar Resimleri Ne Kadar Gerçek? Yazılı Kanıtlarla Desteklenmeyen Görsellerde Yorumlama Sorunu

Dilara Kahyaoğlu

[Bu yazıda yazılı kaynakların olmadığı veya az sayıda olduğu dönemlere ait görsellerin, buluntuların  yorumlanmasında ne derece gerçeğe yaklaşılmaktadır, eski görseller bize ulaşırken bozulmaya uğruyor mu, kanıt nedir, inanç nedir, teori nedir, kuşku iyi bir şeydir ama nereye kadar kuşku duyulmalı gibi konuları tartışıyor, soru soruyorum.]
Knossos Sarayı'ndan Bir Duvar Resmi, Girit.  
Orijinallerin parçaları şuradadır: Ulusal Arkeoloji Müzesi, Atina, Yunanistan / Bridgeman Sanat Kütüphanesi.

Minoslu sanatçılar bina duvarlarını canlandırmak için sıva üzerine canlı renklerle boyanmış büyük duvar resimleri yapmışlardır. Bu resim Knossos'taki sarayda, havada takla atmakta olan bir gencin bir boğanın üzerinde gerçekleştirdiği akrobatik performansı gösteriyor. Bazı bilim insanları bu tehlikeli sıçramanın dinsel bir nedeni olduğunu düşünüyor. Yani onlara göre bu gösteri bir dinsel ritüel. Bir kısım bilim insanı ise bu gösterilerin sadece eğlence amacıyla yapıldığını, sirkteki gösterilerden bir farkı olmadığını dile getiriyor.

İşin doğrusu amaçlarının ne olduğunu bilemiyoruz. Sadece tahminde bulunuyoruz çünkü elimizde bunu neden yaptıklarını bize anlattıkları bir yazılı belge yok. Sadece görsellerden yola çıkarak yapılan yorumların yüzde yüz doğru olduğunu düşünmek hatalı bir yaklaşımdır hatta bu konularda yorum yapanların dili tartışılmaz bir kesinlik taşısa bile yine de bir kuşku payı bırakmalıyız çünkü bu resimleri günümüzün bakış açısıyla yorumluyoruz. Gerçekte binlerce yıl önce yaşamış bu insanların kültürüne tam anlamıyla nüfuz edebilmiş değiliz. Bu yorum, yazılı belgeleri hiç olmayan veya az sayıda olan kültürler için söz konusu.  Oysa Mısırlılar ve Sümerlerden bize ulaşan; kendilerini ifade ettikleri, kültürlerini anlattıkları o kadar çok yazılı belge var ki. Bu nedenle bu uygarlıkların görsellerini doğru yorumlamakta oldukça başarılıyız. O yorumlara güvenebiliriz çünkü onlar yazılı kanıtlarla, bilimsel bulgularla desteklenmektedir.

07 Aralık 2019

Mezar Tepeleri Geleneği Üzerine: Hektor'un Cenaze Töreni

Dilara Kahyaoğlu

Tümülüs geleneğinin Trakya ve Anadolu'da (ve dünyanın bir çok yerinde) oldukça eski dönemlere ait olduğunu gösteren yazılı, yazısız belgelere, mitlere/efsanelere sahibiz. Bakın Homeros, İlyada'sında bu geleneği nasıl anlatmış.

Pergamon Antik Kenti’nin batısındaki ovada yer alan
tümülüslerin en büyüğü olan Yığma Tepe'nin havadan görünüşü

Hektor'un Cenaze Töreni
Sonra yaşlı Priamos seslendi adamlarına:
“Haydi, Troyalılar, şimdi odun getirin kente,
korkmayın pusu kurar diye Argoslular;
Akhilleus kara gemilerden buraya gönderirken beni,
on ikinci şafak sökmeden size bir şey yapmam, dedi.”

Yaşlı Priamos böyle konuştu.
Dokuz gün odun taşıdılar yığın yığın.
Ölümlülere parlayan şafak sökünce onuncu günü,
Gözyaşı içinde götürdüler Hektor’un ölüsünü,
Koydular yığınların tepesine, verdiler ateşe.

28 Kasım 2019

Mondros'tan Sonra: İşgaller, Taraflar ve Şimdi Ne olacak, Sorusuna Verilen Cevaplar

Dilara Kahyaoğlu
2011-19

Birinci Dünya Savaşı'nın sonuçlarını ve Mondros Ateşkesi'ni bundan önceki metinlerde yazmıştım.  O nedenle burada bir daha tekrar etmeyeceğiz. 

Ahmet İzzet Paşa Hükumeti
Ekim ayından itibaren itibaren savaşın yenilgiyle sonuçlanacağını artık Osmanlı yöneticileri ve iTC ileri gelenleri de kabul ediyordu. Çünkü cephede işler iyi gitmiyordu, Bulgaristan ve Avusturya-Macaristan ateşkes antlaşması imzalayarak savaştan çekilmiş, Osmanlı'nın Almanya ile karasal ulaşımı da ortadan kalkmıştı. 

Savaşın sorumlusu olarak görülen İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) iktidardan çekilerek, parti olarak kendini resmi olarak tasfiye etti. Gerçekte İTC örgütü illegal olarak varlıklarını ve faaliyetlerini yürüteceklerdi. Güvenilir bir asker olan İzzet Paşa önderliğinde kurulan yeni hükumette İttihat ve Terakki ileri gelenlerinden oldukları halde, savaş sorumluluğuna katılmayan ve savaş yıllarındaki yolsuzluk ve cinayetlere (Ermeni Tehciri ve Kırımı kastediliyor) bulaşmamış olan Rauf (Orbay), Fethi (Okyar) ve Cavit Bey gibi kişiler  de yer almıştı. İzzet Paşa kabinesinin en önemli icraatı 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi ile savaşa son vermek oldu. Mütarekeyi hükümet adına Bahriye Nazırı Rauf Bey imzaladı. 

2/3 Kasım gecesi Talat, Enver ve Cemal Paşa'ların gizlice yurt dışına kaçması iç siyasette büyük bir galeyana neden oldu. İttihatçı şeflerin kaçışına göz yummakla suçlanan İzzet Paşa kabinesi, 25 gün süren iktidardan sonra 8 Kasım 1918'de istifa etti. Ama daha sonraki Osmanlı hükumetlerinde çeşitli görevler üstlendi. 

Mondros'tan İki hafta sonra İtilaf donanması İstanbul’a demir attı bu arada taze padişah Vahdettin de ittihatçı mebusların ağırlıkta olduğu **Meclis-i Mebusan’ı kapattı (12 Aralık 1918).

17 Kasım 2019

Kaynakları Sorgulamak: Haritalara Dikkat!

Dilara Kahyaoğlu

12. ve 15. yüzyıllar arasında Avrupa'da kurulan üniversiteleri gösteren harita
İlk üniversite 1180 yılında Kuzey İtalya'da kurulmuş olan Bologna Üniversitesi diye bilinir ama
haritada ondan daha önce kurulmuş üniversiteler de gösterilmiş. Aslında burada bir bilgi yanlışı var
çünkü Bologna üniversitesinin kuruluşu 1180 değil, 1080 olmalı. İnceleyiniz.
Üniversitelerin açıldığından beri kesintisiz olarak çalışmış olması da dikkate alınması gereken en önemli faktör.
Kaynak: Norman Bancroft Hunt, Living in the Middle Ages , Thalamus Publishing, 2009, s. 71

Şu kaynağa da bkz. Burada oldukça farklı bilgiler var. Karşılaştırınız.

Dikkat! Bu durumdan çıkartılması gereken en önemli sonuçlardan biri, gördüğümüz herhangi bir belgeyi, bir kaynağı, mesela bir haritayı sorgulamadan doğru olarak kabul etmeyelim. 



14 Kasım 2019

Knossos Sarayı ve Rekonstrüksiyon Meselesi

Dilara Kahyaoğlu
Burası neresi?
(The Art Archive / Private Collection Paris / Gianni Dagli Orti)
Ancient Civilizations, Christopher Scarre, Brian M. Fagan, Routledge, s. 231
Reconstruction, dar anlamıyla;  mimarlık, arkeoloji, tarih gibi disiplinlerde kullanıldığında; eldeki verilere dayanarak, bir eserin gerçekte nasıl olduğunun hayal edilerek çizilmesi, resminin, maketinin veya üç boyutlu olarak her türlü somut bir örneğinin yapılması anlamına geliyor. Gerçek değil, gerçeğin hayal edilen, düşünülen, böyle olduğuna inanılan bir temsili...
Bu kelime, bulgulara göre yeniden -gerçekten- inşa edilmiş yapımlar, eserler için de kullanılır. [1] Ayrıca bu terim siyasi tarih alanında da yeniden yapılanma, yeniden kurma anlamında da kullanılır. https://www.britannica.com/event/Reconstruction-United-States-history
Kelimenin çok geniş bir kullanım alanı olduğu doğrudur ama biz ana konumuza devam edersek; Rekonstrüksiyonların  gerçeği tam olarak temsil etmeyebileceklerini bilmek ama diğer yandan da eğer bunları uzman kişiler yapmışsa (burası önemli) geçmiş zamana ait eserlerin; verilere, bulgulara dayanarak yeniden "inşa" edildiğini bilmek önemlidir çünkü bu tür canlandırmalar sayesinde o esere veya kalıntılara dair nihai bir fikir edinebiliyoruz. Mesela "Vay, demek ki bu saray böyle bir şeymiş" diyebiliyoruz. Nitekim yukarıdaki canlandırmayı gördüğümde ben tam olarak böyle bir şey düşündüm. İnanılmaz bir görüntü çünkü. Oldukça modern görünen ve bugünkü yapılara, komplekslere  benzeyen bu resmin nereye ait olduğunu birileri  bize söylemeseydi, hangi yapının rekonstrüksiyonu olduğunu tahmin etmek oldukça güç olurdu.

31 Ekim 2019

Afrika'nın İlk Uygarlıkları Hakkında Ne Biliyoruz? Tassili Kaya Resimleri

Dilara Kahyaoğlu

Tassili n'Ajjer, Berberice "Nehirlerinin Platosu" anlamına gelir. Burası Sahra Çölü'nün Cezayir bölümündeki sıradağlar üzerinde bulunan; Cezayir, Libya ve Nijer sınırında yer alan geniş bir platodur. 72.000 km2'lik bir alanı kapsar. Geçmiş dönemde bu yerin, nehirleri ve gölleri içeren sulak bir alan olduğu bilinmektedir.  Zaten konumuz olan Tassili Kaya Resimleri de böyle bir dünyayı betimlemektedir. Nehir sularının şekillendirdiği tepeler de bu bölgeyi ilginç kılar. Deniz seviyesinden yüksekliği 2250 metre olan bu plato; binlerce yıl önce farklı dönemlerde yapılmış çok sayıda kaya resimlerine (petrogliflere) ev sahipliği yapar. Bu eşsiz özellikleri nedeniyle Tassili Platosu UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almıştır. 
Tassili Kaya resimleri veya Petrogrifleri
Aşağıda bu resmin analizi var. Siz de üzerinde düşününüz. Belki farklı şeyler keşfedersiniz.

Büyük elips işareti, insanların hayvanları sıraya sokup, onları güdebildiğini gösteriyor.
Bu resmin avcılık eylemini göstermediği çok açık. Etraftaki diğer hayvanlar da sakince 
duruyorlar, insanlardan korkmuyorlar. Demek ki Sahra'nın bu bölgesinde bir zamanlar 
hayvanlar evcilleştirilmişti.
İki okla gösterilen şeylerin ne olduğu tam olarak anlaşılmıyor.
Daire içindeki iki insan konuşuyor veya tartışıyor. 
Resimdeki her insan bir eylem içinde. Hepsi bir şeyler yapıyor, resim tam da bu anı gösteriyor. Durağanı değil eylemleri gösteren olağanüstü ileri düzeyde bir betimleme örneğidir bu.  

23 Ekim 2019

Paşaların Kaçması ve Mondros Ateşkes Antlaşması

Dilara Kahyaoğlu
2011-19

Şam'ın (Damascus)  geç düşmüş olması savaşın gidişi açısından çok da belirleyici değildi.
Çünkü hem İngilizler hem de Araplar (ki bundan pek bahsedilmez Türkçe ders kitaplarında)
1918 yılında Halep'e kadar ulaşmışlardı zaten.
Diğer yandan İran Körfezi'nden gelen İngiliz birlikleri yukarı (kuzeye) doğru çıkarak Musul'a ulaşmıştı.
Sonradan hatırlanan ve son zamanlarda sıkça sözü edilen Kut ul Amara savunmasının bu genel tabloyu bozacak
bir gücü hiç olmamıştı.  Aksine ana birlikler bu savunma ceplerine sıkışmış alanlara az sayıda kuvvet bırakıp
onları oraya mıhlayıp oyalamayı, zamanı gelince de tutsak alınmalarını hedeflemişlerdi.
Böylece bir engelden kurtulan ana birlikler ilerlemeye devam etti.  Aşağıdaki haritaya bkz.

İngiliz birlikleri körfezden yukarıya çıkıyor. Kut ul Amara cebini de görmek mümkün haritada.
Önü kesilemeyen birlikler kuzeye ilerlemeye devam etmiş ve Musul yakınlarına gelmiş.
Haritaların kaynağı; A Military Atlas of the First World, Arthur Banks, 2001/4
Kendi taramalarım.  DK

20 Ekim 2019

Türk-İtalyan Savaşını Bir Görsel Üzerinden İncelemek

Dilara Kahyaoğlu
2011-19

kaynak
Poster, 1912 İtalyan-Türk Barış anlaşmasının (UŞİ) hayali bir tasvirini, 'LA PACE ITALO-TURCA' başlığı altında göstermektedir. Aşağıdaki soruların yardımıyla resmi analiz edelim. Bazı sorular için sözü edilen savaşla ilgili olgusal bilgilere ihtiyacınız olacaktır. Yeri geldiğinde ilgili kaynaklara bakmayı ihmal etmeyiniz.

1. Önce şu temel problemleri çözelim:
- Resimdekiler kim? Onların kim olduğunu hangi ipuçlarını kullanarak anladınız?
- Burası neresi? Bunu hangi ipuçlarını veya bilgilerinizi kullanarak çözdünüz?

2. Herkesin erkek olduğu bu ortamda iki kadın var:
- Onlar neyi temsil ediyor? (Neden kadın olarak düşünülmüş? (Benzer tabloları hatırlayınız.)
- Kadınların birbiriyle ilişkisi nasıl? Birbirlerine nasıl davranıyorlar? Neden? Görüşünüzü örneklerle açıklamalısınız.
- Neden başka kadın yok? Tabloya konmuş iki kadının, kadınları temsil ettiğini düşünebilir miyiz? Düşüncelerinizi argümanlarla destekleyerek, tartışınız.

Zihin Haritasıyla Trablusgarp Savaşı

Dilara Kahyaoğlu
2011-19
Zihin haritasıyla Trablusgarp Savaşı

Çalışma Soruları

1. Trablusgarp Savaşı dünya literatüründe hangi isimle bilinmektedir?

2. İtalya'nın yerini bir haritada bulun sonra da Libya'yı bulun... İtalya, Libya'da ne arıyor? Deniz aşırı bu toprakları ne yapacak?

3. Osmanlı'nın burayı doğrudan savunamamasının nedenlerini düşünün sonra da şu konuyu tartışın: Osmanlı Devleti bu duruma nasıl düştü? Neden?

19 Ekim 2019

Zihin Haritasıyla Balkan Savaşları

Dilara Kahyaoğlu
2011

Üzerine tıklayarak büyütünüz
Çalışma Soruları

1. Haritayı bir metne dönüştürünüz. Bunu yaparken varsa eksik bulduğunuz olguları da ekleyiniz. Kendi bulduğunuz bir yöntemle bunların sizin eklemeniz olduğunu da göstermeyi unutmayınız.

2. Haritadaki "Dikkat, Bulgaristan Ege Denizi'ne açıldı" uyarısı üzerinde düşününüz. Bu gerçekten de o dönem için önemli bir gelişme midir? Tartışınız.

17 Ekim 2019

Süryani Metinlerinde Geçen İskender Efsanesi

Dilara Kahyaoğlu
2012
Efsane Deyip Geçmeyin...
Fritz Lang'in yönettiği 1924 yapımı Nibelungen filminden bir sahne.
http://www.imdb.com/title/tt0015175/?ref_=md_ph_tt1

Süryanilere (bkz. Süryaniler ve Ermeniler) ait “Süryani Büyük İskender Hıristiyan Efsanesi"nde Hunların  adının geçtiğini görünce şaşırabilirsiniz. Büyük İskender ( 4.yy) ile Hunların (4. -5. yy) Avrupa’da görülmesi arasında yaklaşık yedi yüz yıllık bir zaman farkı var. Ama bu iki ismin aynı anlatıda yan yana gelmesinin, eğer efsaneler söz konusu ise; imkânsız olmadığını biliriz. Adı üstünde, efsane işte…

Adı geçen efsanede şunlar anlatılır :

Muhteşem seferleri sırasında İskender’in yolu Ermenistan’a düşer Muşaş Dağını aşarak, Bahl-Lepta ovasına varır. Ovanın etrafı büyük aşılmaz dağlarla kaplıdır. Ova halkı İskender’i karşılamaya koşar, aralarında tüccarlar da vardır. Onlar İskender’e şöyle derler: Ey İskender, sayende burada huzur içinde yaşıyoruz etrafımızdaki dağları henüz aşmayı başaran olmadı ama duyduk ki dağların ötesinde Hunlar yaşamaktaymış, onların krallarının Ye’cüc, Me’cüc gibi Yafes oğullarının kralları oldukları söyleniyor.”

Daha sonra İskender’e Hun krallarının listesini sunarlar. Listede birçok isim vardır. İşte Hun krallarına ait en eski listelerden biri budur. Onlar o sırada Hunlara liderlik eden kişilerin isimler miydi gerçekten? Efsaneler ne kadar gerçeği barındırır?
Kavimler Kapısı ve Daryal Geçidi

16 Ekim 2019

Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı'nda

Dilara Kahyaoğlu
2011-19
Savaş zamanının Osmanlı yöneticileri
Kaynak: Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Askerleri, Atlas Dergisinin eki, 
Savaşa Giriş Nedenleri
Savaş öncesinde ülkenin karşı karşıya kaldığı siyasi, ekonomik, askerî ve toplumsal koşullar ile yönetici elite (İTC yöneticileri) egemen olan siyasi-ideolojik bakış açısı gözden geçirildiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa girme nedenlerini şöyle sıralamak mümkündür:
• İtilaf Bloku'nda yer alan devletlerin Osmanlı İmparatorluğu’na karşı izledikleri saldırgan politikalar
• Son savaşlarda kaybedilen toprakların geri alınmak istenmesi
• Ekonomik bağımsızlığın kazanılmak istenmesi
• Almanya’nın savaştan üstün çıkacağı düşüncesi
• Osmanlı-Alman yakınlaşması
• Turan İmparatorluğu kurma düşüncesi
Yukarıda ana hatlarıyla verilen nedenler, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa sürüklenmesinde başlıca rolü oynadı.
Seferberlik ilanından sonra Sultanahmet'de yapılan destek mitinginden bir sahne
Kaynak: Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Askerleri, Atlas Dergisinin eki, 


14 Ekim 2019

Zihin Haritasıyla Osmanlı Devletinin Birinci Dünya Savaşı'na Girişi

2011-19
Zihin Haritasıyla Osmanlı Devletinin Birinci Dünya Savaşı'na Girişi
Harita bana aittir DK


Çalışma Soruları

1. Elinizdeki kaynakları ve zihin haritasını değerlendirerek şu soruyu tartışınız. "Osmanlı Devleti Müttefikleri yenildiği için, yenilmiş sayıldılar" iddiası doğru mu? Görüşlerinizi argümanlarla destekleyiniz. 

2. Haritada Osmanlıların ağır antlaşmalar imzalamasının nedeni olarak kısaca, "gizli antlaşmalar" denilmiştir. Ne demek bu? Burada anlatılmak istenen fikri açıklayınız. Somut örnekler vererek açıklamanız gerekmektedir. 

3.  Elinizdeki kaynakları ve zihin haritasını değerlendirerek şu soruyu tartışınız. "Osmanlı Devleti, Almanlara ait iki savaş gemisi Rus topraklarını bombaladığı için savaşa girmiş sayıldı" iddiası doğru mu? Görüşlerinizi argümanlarla destekleyiniz. 

13 Ekim 2019

Birinci Dünya Savaşı: Savaş, Cepheler, Okuma Parçaları ve Sorular

Dilara Kahyaoğlu
2011-2019
Birinci Dünya Savaşı (WWI) 
Nedenler, Savaş ve Sonuçlar
Satirik haritada devletlerin Birinci Dünya Savaşı başındaki konum ve yaklaşımları gösterilmiş.


Franz Ferdinand Suikasti
Savaş bu olayla başladı.
Savaşı tetikleyen kıvılcım...
A. NEDENLER

Birinci Dünya ya da Birinci Paylaşım Savaşı olarak adlandırılan bu insanlık tarihinin en trajik olaylardan birinin öne çıkmış nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

a) Sömürgecilik: ekonomik ve siyasi yayılma (emperyalizm) ve bu durumun yarattığı rekabet ve çatışmalar… bkz. https://tarihegitimi.blogspot.com/2016/01/somurgecilik-uzerine-calsma.html

b) Büyük güçler ittifakı ve bağlantılar sistemi: Bloklaşma ( bölgesel ve tarihi çatışmalar, siyasi ve ekonomik rekabet, milliyetçilik, düşmanlık vb. nedeniyle bir araya gelen güçler…)

c) Silahlanma yarışı (Alman donanmasının hızla geliştirilmesi ve Almanların muazzam silah yatırımı diğerlerini de harekete geçirdi, İngiltere donanmasını yeniledi vb.)

d) Milliyetçilik
(Panslav-Pangermen rekabeti, Sırp milliyetçiliği, İtalyan milliyetçiliği, Fransız milliyetçiliği, Alman milliyetçiliği)  Bkz. Zihin Haritası
Krupp silah fabrikasında I. Dünya Savaşı sırasında üretim yapılıyor


07 Ekim 2019

Zihin Haritasıyla II. Abdülhamit Dönemi

..
Üzerine tıklayarak büyütünüz.
Aşağıdaki şematik notlar zihin haritasındaki bilgilerin metin olarak dökümüdür.
Program bunu kendisi yapıyor o nedenle Türkçe harflerde sorun var

II. ABDULHAMIT
Abdulmecit'in oğludur. V. Murat'in tahtan indirilmesi ile Meşrutiyeti ilan edeceğine söz vererek tahta çikti (1876). Meclisi kapattı. 1909'da tahttan indirildi. 1918 yilinda oldu.

I.       TARİHSEL ARKAPLAN
A.    BORÇ
Borclari var. Muharrem Kararnamesi ile Osmanlı Devleti Moratoryum ilan etmis.
Moratorium: Vadesi gelmis borçlarin tamâminin veya bir bölümünün, belirli bir süre için ödenemeyeceğini bildiren resmî duyuru veya hükümet kararı. Muharrem Kararnamesi 1881'de ilan edilir. Duyunu Umumiye Kurulur.  Bundan sonra Avrupalı devletler tuz, ipek, tütün, alkollü içecek ve balık sektörlerinden gelecek olan vergilere el koyar.
1.    Duyunu Umumiye

03 Ekim 2019

Çizgi Romanla Fransız Devrimi'nin Öyküsü



Yıllar önce bir eğitim çalışmasında gayet kötü bir fotokopi olarak basılmış aşağıdaki çizgi öyküyü buldum. O sıralarda görece daha küçük öğrencilere ders veriyordum ve bu kaynağın; konuyu anlamak, tartışmak için iyi bir araç olduğunu düşündüm. Baskısı daha iyi çıksın diye fotokopiyi boyadım, yazıların eksik olduğunu düşündüğüm yerlere yeni küçük bölümler yazdım. Aşağıya koyduğum işte o benim hazırladığım kaynaktır.

Çok aramama rağmen kaynağının ne olduğunu bulamadım, bugün baskısı kalmayan eski bir kitap olduğunu düşündüm. Sonra bir kitap fuarında bulduğum bir çeşit çocuk ansiklopedisinin içinde birden bire karşıma çıktı. Kaynağı aşağıya yazdım ve resimlerle gösterdim.

Bu hazırladığım sayfaları büyük sınıflarda da kullandım. Her zaman için ilgi çekti, her zaman başarılı bir ders geçirmemize katkıda bulundu.

1. Görsellerin üzerine tıklayarak veya elinizle genişleterek büyütünüz.
 Soru
Görselde yer alan yedi kişinin beden dillerini inceleyin. Bize ne anlatıyor? Tek tek yazınız.

02 Ekim 2019

Çizgi Romanla ABD'nin Bağımsızlık Öyküsü


Yıllar önce bir eğitim çalışmasında gayet kötü bir fotokopi olarak basılmış aşağıdaki çizgi öyküyü buldum. O sıralarda görece daha küçük öğrencilere ders veriyordum ve bu kaynağın; konuyu anlamak, tartışmak için iyi bir araç olduğunu düşündüm. Baskısı daha iyi çıksın diye fotokopiyi boyadım, yazıların eksik olduğunu düşündüğüm yerlere yeni küçük bölümler yazdım. Aşağıya koyduğum işte o benim hazırladığım kaynaktır.

Çok aramama rağmen kaynağının ne olduğunu bulamadım, bugün baskısı kalmayan eski bir kitap olduğunu düşündüm. Sonra bir kitap fuarında bulduğum bir çeşit çocuk ansiklopedisinin içinde birden bire karşıma çıktı.  Kaynağı aşağıya yazdım ve resimlerle gösterdim.

Bu hazırladığım sayfaları büyük sınıflarda da kullandım. Her zaman için ilgi çekti, her zaman başarılı bir ders geçirmemize katkıda bulundu.


1.
üzerine tıklayarak büyütünüz.
Soru: 
Kızılderili kılığına girip çayları denize atanlar kimler?
Neden Kızılderili kılığına girmiş olabilirler?
Bu davranışı doğru buluyor musunuz? Tartışın ve argüman kullanarak görüşlerinizi ifade etmeye çalışınız.
ilgili okuma kaynaklarınızı inceleyin. Gerekiyorsa başka kaynaklara da bakın.

30 Eylül 2019

I. Dünya Savaşını Zihin Haritasıyla Gösterme ve Analitik Çalışma

2013-2019
Dilara Kahyaoğlu
I. Dünya Savaşı Zihin Haritası
Haritayı ben yaptım DK
Görseli büyüterek okuyabilirsiniz

Haritayı kullanarak aşağıdaki soruları yanıtlayınız. Soruları olduğu gibi kabul etmek zorunda değilsiniz. Farklı düşünüyorsanız onu yazın ama neden farklı düşündüğünüzü mutlaka açıklayınız (bkz. soru 2 ve 6 gibi sorularda). 

1. Haritada gösterilen savaşın nedenlerini madde madde yazınız ve bunların ne anlama geldiğini kısaca açıklayınız. Örneğin "bloklaşma" deniyor. Bununla ne kastediliyor olabilir vb. 

2. Sizce savaşın nedenlerinden hangisi en önemlisidir? Veya soruyu olduğu gibi kabul etmeyip, hepsi de önemli diyebilesiniz. Her iki durumda da görüşünüzü argümanlarla destekleyerek açıklamalısınız. Bu sorunun püf noktası görüşlerimizi argümanlarla açıklayabilmektir. 

28 Eylül 2019

ABD'nin Kuruluşu, Bağımsızlık Bildirgesi ve İlk Koloniler

Dilara Kahyaoğlu 2008

ABD’nin üzerinde bulunduğu Amerika kıtasını ilk keşfeden Avrupalının Kristof Kolomb olduğu söylense de gerçekte buraları daha önceden birkaç kez bulunmuştur (Örneğin: Vikingler, Kızılderililer).  Avrupalılar bu kıtaya geldiklerinde burası boş bir kıta değildi;  muhtemelen Bering Boğazı’nı geçerek buralara gelip yerleşen sayıları 40 milyon olarak tahmin edilen Asya kökenli (?) yerlilerle doluydu.

16.yüzyılın sonunda yalnızca iki Avrupalı devlet; İspanya ve Portekiz (güney ve Orta Amerika'da) Amerika’da başarılı koloniler kurmuşlardı. İngiltere kendi çıkarlarını korumak için topraklarını genişletmekten daha çok ticareti geliştirmeye ağırlık verdi ve İngilizler Amerika’ya giden kendilerine ait yeni yollar bulma keşiflerinde esas olarak başarısız oldular. Şimdi Amerika’da İngiliz kolonilerinin nasıl oluştuğunu bir iki örnekle inceleyelim.
Jamestown'ın böyle olduğu düşünülüyor
Ayrıntılı bilgi için linke bkz.

İlk İngiliz kolonisi 1607’de Jamestown’da kuruldu. Bu koloniden sorumlu olan anonim şirket Londra Virginia Kumpanyası (şirketi) idi bu nedenle kasaba ve civarı “Virginia Kolonisi” olarak isimlendirildi. Başlangıçta başarısız olan bu şirket 1618’den sonra buraya gelenlere toprak dağıtarak çok sayıda İngiliz’i anavatandan buraya çekmeye çalıştı. Bu politika başlangıçta başarılı olsa da daha sonradan başlayan salgın hastalıklar, yerli katliamı, iç çatışmalar nedeniyle koloniler zor anlar geçirdi. Bundan yararlanan İngiltere krallığı, burayı kendi denetimi altına aldı.

28 Ağustos 2019

Nacht und Nebel: Nazilerin Siyasi Mahkumları Ortadan Kaldırma Programı

Dilara Kahyaoğlu
Mauthausen kampına yeni getirilmiş esirler, dezenfektasyon için bekletiliyor
Nacht und Nebel
, Almanca "Gece ve Sis" demek. Nazilerin iktidara geldikten sonra ilk yaptıkları işlerden biri; Nazi rejimine sorun çıkaran veya çıkaracak olan muhalifleri, direnişçileri, siyaseten ve ideolojik olarak rejimin karşısında yer alan veya yer alma ihtimali olan herkesi ortadan kaldırmak olmuştu. "Gece ve Sis" bu imha programına kendilerinin verdiği bir isim. Bu tür mahkumları Nacht und Nebel göndermesindeki baş  harfleri kullanarak kısaca "NN" diyerek sınıflandırmışlar. Aslında ironik ama gerçekçi bir şekilde isimlendirip, bu kod adını verip, şifrelemişler. Gerçeği bilmeyenler "NN" harflerinin açılımını, açılımını bilse bile neyi temsil ettiğini bilemezdi.

Gece ve Sis... Bu kodlama; o kadar doğru o kadar gerçeği tam olarak yansıtan bir isimlendirmedir ki.. İsimleri saptanan kişiler; evlerinden, işyerlerinden, sokaktan veya yaptıkları gizli toplantılardan hızlıca alınıp kaçırılıyor, bir daha da onlardan haber alınamıyor. Bu kişilere yok muamelesi yapmışlar. Sanki bunlar geceye ve sise karışıp kaybolmuşlar.

Kaybettirildiler...
Doğru kelime budur.

22 Ağustos 2019

Galata Kulesi, Bir Ceneviz Kulesi mi?

Dilara Kahyaoğlu
Büyük Hendek Caddesi'nin sonunda görülen Kule, etkileyici bir görüntü yaratır.
*Fotoğraf: BSK
Tünelbaşı ile Karaköy (eski adı Galata)[1] arasında yer alan bu kuleyi 1348'de Cenevizliler yapmış (bu konuya geleceğiz). Galata bölgesi bir zamanlar bir Ceneviz kolonisiydi. Malum Ceneviz (Cenova/Genova); İtalyanların denizci şehirlerinden olup, en büyük ve tarihi rakipleri Venedikle birlikte Akdeniz'in, Ege'nin ve Karadeniz'in en güçlü, ticari ve deniz kuvvetiydi. Cenevizliler bazı stratejik yerlere yerleşip ticaret yapabilecekleri koloniler oluşturmuştu. Venedikliler daha çok Akdeniz ve Güney Ege'de etkinken, Cenevizliler kuzeye açıldılar; Kuzey Ege, Marmara ve Karadeniz'de koloniler oluşturdular.  Aslında Ceneviz ismi Cenova (Genova) ve Cenovalılara Türkler tarafından verilen addır. İtalyanca Genovesi ismi Türkçe'de Ceneviz'e dönüşmüş.[2] Bu da normal bir durum çünkü Osmanlılar, ilk zamanlarında Cenevizlilerle ittifak halindeydi, Türk-Ceneviz dostluğundan bahsedecek derecede aralarında sıkı bir ilişki vardı.[2] Fakat İstanbul'un fethi Ceneviz İmparatorluğunun kaderini temelden değiştirdi, Ceneviz bütün kolonileri kaybetti: Eski ve Yeni Foça 1455’te, Enez 1455-1456 arasında, Amasra ve Trabzon 1461’de, Lesbos [Midilli] 1462’de, Kefe 1475’te ve Sakız 1561’de Osmanlılar tarafından ele geçirildi. Bu bir koloni imparatorluğunun dağılmasaydı ama Cenevizliler ticari açıdan önemlerini devam ettirdiler, Amerikanın yeniden keşfinde rol oynadılar, Osmanlılarla da ilişkilerini sürdürdüler.
Eski Ceneviz Limanı
19. yüzyılda Ceneviz Belediyesi, en eski ve ünlü antik kolonisinin anısına
Galata adını verdiği bir ticari rıhtım, tesis inşa ediyor. Zamanla ticari bir değeri kalmadığı için
yakın zamanda burayı bir deniz müzesine dönüştürdüler.
Galata Deniz Müzesi 


Ceneviz Cumhuriyeti 
Diğer ayrıntılar için bkz. Harita cetvelinin Türkçe açıklaması [3]
Kırmızı üçgen kutular: Ticari kolonileri gösteriyor.
 Cenevizli tüccarların hem yerleştiği  hem yönetiminde hem de ekonomik süreçte çok
güçlü olduğu  liman kentleri (İskenderiye, İzmir, İstanbul, Napoli gibi)...

02 Haziran 2019

Bu Seride Yer Alan Osmanlı Tarihi Ders Notları Konuları, Kaynaklar

İstibdat, Jön Türkler ve II. Meşrutiyet



Ve ders notlarımın son konusu olan şunu da daha önceden yayımlamıştım. Bunun da linkini veriyorum. Bkz.

İstibdat, Jön Türkler ve II. Meşrutiyet




Bu seride yer alan Osmanlı tarihiyle İlgili diğer konular ve kaynaklar için bkz.
https://tarihegitimi.blogspot.com/2019/06/osmanl-tarihi-ders-notlar-konular.html

Birinci Meşrutiyet, Genç Osmanlılar, Tersane Konferansı ve 1877-78 Savaşı



Bunu daha önceden yayımlamıştım, sırayı bozmamak için buraya da not aldım.
Linke bkz.
Birinci Meşrutiyet, Genç Osmanlılar, Tersane Konferansı ve 1877-78 Savaşı



Bu seride yer alan Osmanlı tarihiyle İlgili diğer konular ve kaynaklar için bkz.
https://tarihegitimi.blogspot.com/2019/06/osmanl-tarihi-ders-notlar-konular.html

Avrupa Tarihi: Almanya ile İtalyanın Siyasi Birliklerini Kurmaları

Dilara Kahyaoğlu
Viyana Kongresi 1815, Sanatçı: Jean Godefroy
Kim kimdir? Lejanta bakmak için tıklayınız.
Ben sadece bir kaç önemli ismi yazıyorum
1. Wellinton Dükü; 6. Metternich; 21. Prusya Prensi Karl; 22. Talleyrand
Avrupa'nın 19. yüzyılı uzun bir yüzyıldır. Çünkü bu yüzyılın kendine has, diğer yüzyıllarda bulunmayan karakteristik özelliklerini göz önünde bulundurursak görürüz ki başlangıç noktası bizleri 1789 Fransız İhtilali’ne kadar götürecektir. Günümüze kadar etkisini sürdüren çeşitli siyasal fikir akımlarının, insan hakları söyleminin, ulusçuluğun, demokrasinin vb. evrensel bir anlayışla ortaya çıkışı hep 1789 Fransız İhtilali’ne gelip dayanır. Bu ihtilal yeni bir yüzyılın, yeni bir çağın habercisidir. Bir anlamda 19. yüzyıl Fransız İhtilali ile başlamış ve sonuçları 19. yüzyıl boyunca bütün çarpıcılığı ile devam etmiştir.

Diğer yandan, 19 yüzyıl hemen 1899’da bitmez, süreç devam etmektedir, bu yüzyıla son noktasını koyan olay da 1914 de meydana gelen I. Dünya Savaşıdır. Bu savaşla birlikte yepyeni bir dönem başlamaktadır. Aslında Avrupa'daki gelişmelere bağlı olarak bu durum Osmanlılar için de geçerlidir. Osmanlılar için de 19. yüzyıl uzun bir yüzyıldır..

Bu uzun yüzyılı kendi içinde üç evreye ayırarak incelemek gerekir, bunlar;
a. 1789 Fransız Devrimi ile 1815 Viyana Kongresi arasındaki dönem

b. 1815 Viyana Kongresi ile 1871 Almanya ve İtalyanın kuruluşu arasındaki dönem

c. 1871 ile 1914 I. Dünya Savaşı arasındaki dönem