14 Kasım 2021

Kaya Resminde Erginlik Töreni mi Betimlenmiş?

 Dilara Kahyaoğlu

Geçmişi Yorumlamak


Geçmişten bizlere kadar ulaşan bazı imgelerin anlamını çözmek zordur. 

Örneğin aşağıdaki kaya resmindeki görüntüleri antropologlar bir erginlik töreni olarak yorumladılar. Siz ne düşünüyorsunuz? 

Cederberg Dağlarından  Bir Kaya Resmi, Güney Afrika
Erkekliğe Giriş, Kabul Ediliş Töreni (yorum bu)

"Cederberg Dağları'nda genç erkeklerin yaşam tarihindeki bir inisiyasyon[1] olayını betimliyor gibi görünen ayrıntılı bir kaya resmi. Pelerinli figürler zaten erginlenmiş erkekler olabilir, hiçbir kadın tasvir edilmemiştir." Antropologlar resmi bu şekilde yorumluyor. 

Oliphants Nehri Vadisi, Batı Cape
Şamanların Töreni (yorum bu)

"İnsanlar ve önde gelen bir hayvan türü arasındaki yakın bir ilişkiyi yansıtıyor gibi görünen fil başlı adamlardan oluşan bir kaya resmi." Bazı uzmanlar da, figürleri trans halindeki “şamanlar” olarak görüyor. Tablo, Batı Cape'deki Oliphants Nehri Vadisi'nden.

İnsan Yüzlü El Baltası

 DK

Önyüzü insana benzer şekilde yontulmuş olan bu el baltası 1.76 milyon yıl önceye tarihleniyor. Afrika, Kenya’da Turkana Gölü kıyısındaki "Kokiselei 4" bölgesinde bulunmuş. Herhangi bir yerde keşfedilenlerden daha eski olduğunu belirtiyor kaynak.

Homo Erectus tarafından yapıldığı düşünülen el baltası
Bu ölçüm cetvelindeki kareler 1 cm olduğuna göre bu balta 20cm civarında olmalı. 

Resmi aşağıdaki kaynaktan aldım. Orada bu el baltasındaki “insan yüzü imgesi”yle ilgili bir yorum yoktu. Bu büyük bir ihtimalle tesadüftür. Peki, ama bir düşünelim: Bu tasarımın tesadüf olmadığı sonucuna varabilmemiz için neler bulmalıyız? Elimizde hangi türden veriler olmalı ki bu imge, bilinçli olarak yapılmıştır, diyebilelim.

The Past in Perspective: An Introduction to Human Prehistory, Kenneth L. Feder, s.121






13 Kasım 2021

Ur Kraliyet Mezarına Diri Diri Gömülenler

 Dilara Kahyaoğlu


Ur Kraliyet Mezarı'na diri diri gömülenlerin cesetlerini arkeologlar buldu ve kayıt altına aldı. 
 
Ur Kraliyet Mezarlığı'nda çok sayıda bireysel mezar ve birkaç kraliyet mezarı tespit edilmiştir. 

 

Ur Kraliyet Mezarlarındaki Ölüm Çukuru 1237

(daha net görmek için büyütünüz)


Ur'daki kazı ekibi, 1922-34'te Ur Kraliyet Mezarlarını ortaya çıkarırken dikkatli çizimler ve notlar üretti. Ölüm Çukuru 1237'nin çizimleri; altın, gümüş, lapis lazuli ve deniz kabuğundan yapılmış (sol tarafta bir lir dahil) zengin mezar hediyelerini göstermektedir. Bu çizimler aynı zamanda, özenle süslenmiş dişiyi (kim olduğunu kesin olarak bilmiyoruz) onurlandırmak ve cenaze töreninde ona eşlik etmek için diri diri gömülmüş olan altı erkek (alt kısım boyunca silahlı ve kapıya dizilmiş) ve altmış yedi iyi giyimli kadının kalıntılarını gösterir.

Ur Kral Mezarlıklarında ilk kazılar yapılırken çekilmiş fotoğraf

Kazı başkanı Woolley, başlangıçta 1850 mezar ortaya çıkardı ancak daha sonra 260 mezar daha belirledi. Zenginlikleri, mezarlıklarının yapısı ve ritüelleri ile diğerlerinden farklı olduğu için on altı tanesi onun için ayrı bir öneme sahipti. Taştan yapılmış odalar ve muazzam zenginlikten ötürü bu mezarların kraliyet soyundan gelen ölülere ait olduğunu düşünmüştür.

Kral Mezarlarında bulunan boğa başlı lir




20 Ağustos 2021

Komplo Teorisi Nedir? Komplo Teoricileri Bunu Neden Yapar?

Dilara Kahyaoğlu

[aşağıdaki yazı uzunca bir blog yazımın giriş bölümüdür. İçeriğini başlıkta yazdım. Bu yazıya/konuya dikkat çekmek için ayrı bir bölüm halinde yeniden yayımlıyorum. Yazını devamını okumak isteyeneler verdiğim linke bakabilirler.]

.............................


Beyaz Piramit de denilen İmparator Wu'nun anıtsal mezarı

Uzunca bir müddettir Çin'in Xi'an (Şian) bölgesinde bulunan, insanlar tarafından yapıldığı bilinen büyük bir tepe için; İnternet aracılığıyla büyüyen buranın eski Türklere ait bir piramit olduğu hatta bu bölgede çok sayıda Türk piramidi olduğu iddialarını[1] duymuş olabilirsiniz. Saptayabildiğim kadarıyla bu söylenceyi ilk başlatan Kazım Mirşan[2] isminde bir kişi.

Bunları ilk okuduğumda biraz araştırma yaparak bu iddiaların bir komplo teorisi[3] olduğu sonucuna varmış, dünya tarihi derslerimde; Çin, Orta Asya ve Türklere de değinildiği için bu konu üzerinde çalışmıştım  çünkü çeşitli komplo teorilerini  gündeme getiren, soru soran öğrenciler her zaman bulunur.[4] Daha sonra "uygarlıklar tarihi" kaynak kitabının Çin bölümünü yazarken de araştırmış ama buna ayrı bir sayfa ayırmayı gerekli görmemiştim.[5] Yine de komplo teorilerine dikkat çekmek istediğim her durumda, verdiğim örneklerden biri de bu olmuştur. Daha çok örnek var ama bu, en çarpıcı en saçma olanlardan biridir. 

O zamandan beri, doğruluğu kesinlikle yadsınamaz karşı-kanıtlara rağmen bu iddiaların hala var olduğunu görmek aslında şaşırtıcı değil. Evet, şaşırtıcı değil çünkü bir kesim insan sadece bu tip yazılar okuyor -ve ne yazık ki tarih okuduklarını, tarihi bildiklerini düşünüyorlar-  ve bu tür iddialara inanma ihtiyacı içindeler. Bunun en önemli nedeni milliyetçilik.[6] Geçmişten günümüze kadar ulaşmış bazı kalıntı ve eserleri, uygun mitlere bağlayarak, bilinmeyen bir zamanda var olmuş bir altın çağ yaratma ihtiyacı bu türden pseudo bilimlerin[7] yolunu açtı, açmaya da devam edecek. Bu sadece bizim topraklara  (burada Türkler kastediliyor) özgü bir durum değil. Her etnik grupta, her ulusta görülebilen  saptırmalar bunlar.

Uluslaşma sürecine girmiş etnik grupların, halkların hemen hemen hepsinde; kendi halklarının geçmişini büyük bir uygarlığa dayandırma, büyük bir uygarlık yaratmış atalarla bağlantılı bir ulus olduklarına inanma ve çevrelerini özellikle rakiplerini buna inandırma, ihtiyacı var. Bu "biz"i,  günümüzün kavramıyla söylersek; "ulus"u yaratma araçlarından biri hatta en belirgin, en kullanışlı olanı.[8] Arkeolojik kazıların ve o güne kadar görülmemiş olağanüstü eserlerin ortaya çıkarılmasıyla birlikte özellikle 19. yüzyılda birçok ulus-devletin buna başvurduğunu hatta bu yüzden arkeolojik araştırmaları kendi geçmişlerinin "icat" edilmesini kolaylaştıran eserlere ve zamana dönük yaptıklarını, diğerlerini ihmal ettiklerini biliyoruz.

11 Temmuz 2021

İnsanlık Tarihinde "Anaerkil Dönem" Yaşandı mı?

 



Laussel Venüsü’nün tarihi, MÖ 19.000 civarıdır. Dordogne'da bir mağaranın duvarlarına oyulmuş bir alçak kabartmadır ve kırmızı aşıboyası ile boyanmıştır. Yü­zünde hiçbir yaşam belirlisi olmayan ama berberden çıkmışçasına düzgün ve omuz­lara dökülen saçları, iri memeleri ve cinsel organını sergileyecek kadar açık bacakla­rıyla oturmuş bir kadın figürüdür. Dirsekten kıvrılmış sağ kol yarımay şeklinde bir bizon boynuzu tutmaktadır.

Erken Avrupa sanatının pek çok benzer örneğinde olduğu gibi, insanlık tarihi­nin % 90'ında dişi cinsin elinden çıkmış bu eserdeki apaçıklık; hem çarpıcı hem de anlamlıdır. Kendisine tapınma şekli dikkate alınarak, bir anaerkil toplumun dinsel törenlerine egemen olan "Büyük Kozmik Ana"nın bir türevi olan Paleolitik Tanrı’yı temsil ettiği kabul edilmiştir. Bir yoruma göre kadın; erkeğin ve çocuğun hayvan ruhlarıyla birlikle mistik bir topluluk olarak düşünüldüğü, maskeli dinsel danslara başkanlık eder. Daha düşük bir olasılıkla, mağaranın, "Büyük Dünya Ana­sının, türbe-labirent cinsel organı" olduğu ve "kan-kadın-ay-bizon boynuzu-doğum- büyü-yaşam dönemi"nin sürekli bir kutsal enerji yankılanması veya bir uyum için­de benzeştiği mağara-yaşamı betimlemesinin doruk noktasını oluşturur.

Tarihöncesi toplumun anaerkil karakteri Marks ve Engels'ten başlamak üzere pek çok kuramcı tarafından kabul edilmiştir. Ancak anaerkilliğin sadece en "ilkel' düzeyde işlediği varsayımı, bugün geçerli sayılmamaktadır. Şair Robert Graves, söy­lencelerle ilgili çalışmasında Avrupa'da anaerkil kültürün kökenini ve akıbetini, an­tik tanrısallıktan klasik köleliğe kadının statüsündeki düşüşü izleyerek onaya koy­muştur. Başka araştırmacılar sözün, dilin, ifadenin dişil kökeni, buradan hareketle de bilinçli kültürün kökeni üzerinde durmuşlardır. İnsanlığın uzun ‘'fidanlık” dönemin­de erkekler ava giderken kadın ve çocuklar muhtemelen konuşmayı öğrenmişlerdir.

Öyleyse, erkek çocuklar konuşmayı kız kardeşlerinin yanında öğrendiğine göre, cin­siyet farklılığı yalnız bir ölçüde var olabilmiştir.

10 Temmuz 2021

Avcı Toplayıcılarla İlgili Temel Soru

 

İskitli Okçu
y. 520 ile y. MÖ 500 arasında

Örgütlü siyasal topluluğun veya ''devlet"in kökenleri, neolitik çağdan önce ender görülmüştür. Marksistler dahil bazı kuramcılar; Bronz ve Demir çağlarının kabileleri veya kabile şeflikleri, başka bazı kuramcılar ise; tarımdaki Neolitik Devrim ve buna bağlı olarak yerleşik yaşamın gelişmesi üzerinde durmuşlardır, örneğin V. Gordon Childe'a göre, devlet örgütlenmesinin akrabalığa değil de sabit iskâna tabi olduğu önkoşulları arasında birbirinden farklı unsurlar olan, toprak üzerinde egemenlik, sermaye fazlası, simgesel anıtlar, uzak mesafe ticareti, işbölümü, katmanlara ayrıl­mış toplum, bilimsel bilgi ve yazı sanatının bilinmesi yer almaktadır. Bu tür önkoşul­ların varlığına ilk olarak Mısır ve Mezopotamya ile Antik Yunan kent-devletlerinde rastlanmıştır (Bkz. Bölüm II).

05 Haziran 2021

Tarih Öğrenimini Yeniden Şekillendirmek

 [Bu yazı Modern Güneydoğu Avrupa Tarihi öğretimi Alternatif Eğitim Materyalleri Çalışma Kitabı 1'in Giriş kısmından alınmıştır.] bkz.[1]
............

Bunun için iki büyük değişim önerilmektedir:

   1.     Tarihyazımı yaklaşımında değişim

• Okulda öğretilecek milli tarih, milliyetçi tarih olmamalıdır. Okullarda egemen tarih anlayışının milli ta­rih olduğu ve komşu halkların tarihinin de etnisite merkezli bir bakış açısıyla öğretildiği gerçeklerini göz önüne alarak, milli tarihin yerini almayı önermiyoruz, ancak onun öğretilme biçimini değiştirmeyi teklif ediyoruz.

• Güneydoğu Avrupa’nın bölgesel tarihi kendi içine kapanık, ayrı bir tarih olarak değil, Avrupa ve dün­ya tarihinin bir parçası olarak görülmelidir. Bu ayrıca şu anlama gelir: Balkanların “kendine özgü” tarihsel evrimi görüşü, kalıpyargı içerdiği ve taraflı olduğu için en baştan reddedilmektedir.

• Ayrı ayrı her milletin tarihine ve bütün olarak bölgenin tarihine sürekli, homojen ve uyumlu bir ta­rihmiş gibi muamele edilmemektedir. Ortak ve birleştirici unsurlar kadar bölünmeler, çatışmalar ve farklı bakış açılarının da altı çizilmektedir. Sahte bir uyum tablosu çizmek yerine, öğrencilere farklılık ve çatışma hakkında bir şeyler öğretmeye yarayacak yöntemleri işaret etmeyi tercih ediyoruz.

11 Nisan 2021

Silah Olarak Sanat: John Heartfield’in Ajitprop Fotomontajları

Asıl adı Almanca Helmut Herzfeld olan 
John Heartfield, kendini Polis Komiseri Zorgiebel ile birlikte.
kolajlamış. Arbeiter-Illustrierte-Zeitung için fotomontaj (AIZ, Berlin), 1929

J. H; George Grosz ile 1920'lerde Almanya'da yaygınlaşan materyalizm, açgözlülük ve ahlaksızlıktan nefret etti ve her iki sanatçı da Alman karşıtı bir protesto olarak isimlerini değiştirdi. Ancak Heartfield'ın amacı, sosyal enerjiyi harekete geçirmek, güçlü siyasi sanatıyla Nazi rejimindeki kötülükleri, yozlaşmayı, tehlikeleri ve gücün kötüye kullanımını ifşa etmekti.


John Heartfield; Hitler iktidara gelmeden önce de politik mesaj yüklü, ajite edici (kışkırtıcı), ajite etme yoluyla propaganda (ajitprop) yaptığı kolaj ve fotomontajlarını yayımlıyordu. Fotomontaj tekniğini bulan ilk sanatçı olduğu düşünülür. Nazi Almanya'sı döneminde kendini tutuklamaya gelenlerden son anda kaçabildi. Çek Ülkesine gitti orası da işgal edilince bu sefer de İngiltere'ye kaçtı.

Alman antifaşist sanatçı John Heartfield bir pasifistti. Üçüncü Reich'ın içinde ve gölgesinde çalışarak Gestapo'nun En Çok Arananlar Listesi'nde beş numaraya kadar yükseldi. Tek suçu; diktatörlerin faşist yalanlarını ifşa etmek için silahını kullanmak yani sanatını icra etmekti. Ayrıntılı öyküsünü okumak isteyen linke bakabilir.

Şimdi en önemli eserlerine göz atalım.


Yukarıdaki afiş; Heartfield'ın Kurt Tucholsky'nin parlak romanı Deutschland, Deutschland, über alles [Almanya Almanya her şeyin üstünde] 1929 için yaptığı tarihi reklam grafik tasarımıdır. Tucholsky'nin burjuvaziyi hicveden romanı, Alman Weimar Cumhuriyeti'nde anında bir başarıya dönüşmüş, romanın tanınmasında bu satirik reklam afişinin de katkısı büyük olmuştu. Heartfield, 1968'e kadar yaşamasına rağmen en bilinen eserleri Weimar dönemine ve II.Dünya Savaşı'ndan önceki yıllara aittir.

Siyasetçi Johannes R. Becher’ın The Only Just War’ı için
kapak tasarımı. Fotomontaj, 1926

10 Nisan 2021

Bir İmge Oluşturma: İmgenin Büyüsü

[Aşağıdaki pasaj Gombrich'e aittir. Bu küçük alıntıda imge oluşturmanın büyülü gücünü öyle güzel anlatmış ki.. Gombrich; "Sanat alanında gelmiş geçmiş en popüler eserlerden olan “Sanatın Öyküsü" adlı kitabıyla sanat tarihinin popülerleşmesinde, insanların sanatla tanışmasında önemli bir rol oynadı. "Sanat ve Yanılsama" gibi kuramsal kitaplarıyla da sanat tarihi kuramına katkı sağladı."]

....

“Her betimleme bir sanat eseri olmayabilir, ama bu onun daha az gizemli olduğu anlamına gelmez. Bir “imge oluşturma”nın bütün gücünün ve büyüsünün bilincine ilk kez nasıl vardığımı çok iyi anımsıyorum -bu, Velazquez aracılığıyla değil, fakat ilkokul kitabımda karşıma çıkan basit bir çizgi oyunu aracılığıyla gerçekleşmişti. Kitaptaki küçük bir dize, çocuğa önce bir dairenin nasıl çizileceğini öğretiyordu. Bu daire, bir ekmek somununu simgeliyordu (doğduğum kent Viyana’da ekmekler, yuvarlaktır).

29 Mart 2021

Masalların Analizi İçin Vladimir Propp tarafından Hazırlanan Çizelgeler

 

çizim: Naomi Bardoff

[Bu metin, Propp’un “Masalın Biçimbilimi (Olağanüstü Masalların Yapısı)” eserinin son bölümlerinde bulunmaktadır. Propp'un amacı, Rus halk masallarından oluşan bir külliyatın anlatı yapılarını temel parçalara ayırmak ve sonunda her bir masalın olay örgüsünü temsil eden formüller üretebilen bir sistem yaratmaktı. Propp'a yöneltilen en ciddi olumsuz eleştiri şudur: "İncelediği masalların tarihsel ve sosyal bağlamını tamamen görmezden geldi. Hepsinin aynı "anlatı işlevleri" (olası eylemler) yapısına sahip olduğuna inandığı bir grup Rus halk masalıyla çalıştı." Ve olumlu bir sonuç olarak da şu söylenir: "Yine de Propp'un çalışması daha sonraki Yapısalcı harekette çok etkili oldu ve Claude Lévi-Strauss ve Claude Bremond gibi eleştirmenlere ilham verdi. Alan Dundes'in 1978'de Morfoloji'nin İngilizce çevirisine girişinde belirttiği gibi : "Propp'un çalışması, devasa da olsa yalnızca bir ilk adımdır." Propp'un çalışması, bilişsel psikoloji alanında da okuma sürecine ve çocuklar tarafından hikaye yapılarının tanınmasına yönelik araştırmalarda kullanılmaktadır." kaynak]


Vladimir Propp

Yalnızca kişilerin işlevlerini inceleyebildiğimiz ve bü­tün öbür öğeleri bir yana bırakmak zorunda kaldığımız için, burada olağanüstü masalın bütün öğelerini içeren di­zelgeyi veriyoruz. Bu dizelge, her masalın içeriğini tüket­memektedir ama bunların çoğu söz konusu dizelgede bü­tünüyle yer almaktadır. Çizelgelerin her birini bir kâğıt üzerinde düşünecek olursak, başlıklar yatay olarak, bu başlıkları izleyen veriler de dikey olarak yazılabilir. Kişile­rin işlevleri yukarıda 3. Bölümde belirttiğimiz düzeni izler.

Öbür öğelerin düzeni bazı değişikliklere yol açar ama bu durum genel çizelgeyi değiştirmez. Ayırt ettiğimiz öğele­rin ya da bazı öğe kümelerinin incelenmesi, genel olarak masalın derinlemesine incelenmesine geniş görüş açıları sağlar ve böylece masalın oluşumu ve gelişimi sorunuyla ilgili tarihsel incelemeyi hazırlamış olur.

ÇİZELGE I

Başlangıç Durumu

1. Uzamsal - zamansal tanım ("bir krallıkta")

2. Ailenin kimlerden oluştuğu

a) adlar ve durum

b) kişilerin kategorisi (gönderen, arayıcı, vb.) EK 1

23 Şubat 2021

Hammurabi Yasaları, Tüm Babil Halkına Eşit mi Uygulanıyordu?

 Dilara Kahyaoğlu

Hammurabi Steli
Stelin üst bölümünde Hammurabi ve Tanrı Şamaş
alt bölümünde Hammurabi Yasaları yer almaktadır. 
Kaynak

Hammurabi ve Tanrı Şamaş kabartmasının altında, 282 maddeden oluşan Hammurabi Yasaları (Kanunları) olarak bilinen maddeler sıralanmıştır. 

Maddeleri incelediğimizde Babil'de en çok karşılaşılan suçların nasıl cezalandırılacağının açıklandığını görürüz. Bu suçlar daha çok: Ticaret ve Tarım hayatı,  Kölelik, Ahlak ve Aile ile ilgidir. 

Bütün maddeler; “eğer şu yapılırsa şu ceza verilir” biçimindedir.

Bu yasalar, Ortadoğu’da “dişe diş, göze göz” olarak bilinen anlayışla oluşturulmuştur. Yani suçu işleyenin yaptığı suça eşdeğer bir ceza alması amaçlanmaktadır. 

"Göz çıkaranın, gözü çıkarılır" şeklinde kabaca özetleyeceğimiz bu uygulama gerçekten de herkese eşit olarak uygulanıyor muydu? Aşağıdaki maddeleri inceleyerek bu soruyu tartışınız. Düşüncenizi  yasalardan örnekler vererek, kanıtlayarak açıklayınız. 

11 Şubat 2021

Belli Başlı Patentler ve Patent Sahipleri

 Alınan Patentlerin Zaman Çizelgesi

1849 Çengelli iğne Walter Hunt

1869 Tekerlekli paten Isaac Hodgson

1876 Telefon Alexander Graham Bell

1880 Elektrik ışığı/ampulü Thomas Alva Edison

1886 Bulaşık makinesi Josephine Cochrane

1888 Makara filmi kamera George Eastman

1895 Alternatif akım elektriği Charles Steinmetz

1906 Klima Willis H. Carrier

1911 Uçak Alexander Graham Bell ve G. H. Curtis

1941 Diş fırçası Frank E. Wolcott

1944 Ruj Eleanor Kairalla

1955 Cırtcırt George de Maestral

1966 Batman arabası tasarımı George Barris

1968 Dayanıksız yapıştırıcı Spencer Silver

2006 Hıçkırığı durduran alet Philip Charles Ehlinger, Jr

2006 USB hafıza kart Chih-Chien Lin


Dünyayı Değiştiren 100 Fikir, Jheni Osman, Kolektif, 2012

09 Ocak 2021

Soluk Mavi Noktayı Gözetme ve Korumadan Sorumluyuz

 Carl Sagan


İşte orada...

Orası evimiz. 

Bizler oradayız...

Sevdiğiniz herkes, tanıdığınız herkes, duyduğunuz herkes, gelmiş geçmiş tüm insanlık hayatlarını orada yaşadı.