13 Mayıs 2016

Şeyh Said Olayı ve Takriri Sükun Dönemi

Dilara Kahyaoğlu
2009

Şeyh Sait ayaklanması olarak bilinen ayaklanma, eşkıya olduğu gerekçesiyle haklarında tutuklama kararı  bulunan on kişinin jandarmaya silahlı karşılık vermesiyle başladı. Ayaklanma kısa sürede büyüdü. Ayaklananlar   17 Şubat’ta 1925’de Genç ilinin merkez kazası Darahini’yi basıp vali ve diğer yetkilileri tutukladılar. Şeyh Sait, halkı İslam adına dinsel kökenli bir ayaklanmaya çağıran bir bildiri yayımladı. Bazı aşiretlerin desteğini alan Şeyh Sait’e bağlı aşiret kuvvetleri kısa sürede Maden, Siverek, Ergani ve Varto’yu ele geçirip Diyarbakır ve Muş’a yöneldiler. 

11 Mayıs 2016

Cumhuriyetin ilk Muhalefet Partisi kuruluyor Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası

Dilara Kahyaoğlu
2009

Halk Fırkası içinde yer alan bazı önde gelen üyeler çeşitli nedenlerle oradan ayrılıp ayrı bir parti kurdular. Bu parti cumhuriyetin ilk muhalif partisidir. Bu kişilerin ayrılma nedenleri çeşitli kaynaklarda şöyle belirtilmiştir: M. Kemal’in gittikçe artan etkisi, yaptırım gücü; kendi konumlarının önemsizleşmesi ve reformların büyük bir süratle yapılması.

 Esas hedefleri M. Kemal’den çok İsmet İnönü gibidir veya pratikte   böyle yaşanmış, gösterilmiştir. Bu çatışmanın bir ucunda bulunan İsmet İnönü ve çevresi köktenci ve radikal, TCF yanlıları ise reformist kanatmış gibi görünmektedir (?).  

Meclisin Halifeliği Kaldırması

Dilara Kahyaoğlu
2009


Bilindiği gibi 1 Kasım 1922 tarihinde saltanatlık kaldırılmış, son padişah yurt dışına gönderilirken  halifelik kaldırılmadığı için Osmanlı Hanedanı’ndan Abdülmecit Efendi halife olarak ilan edilmişti.  Cumhuriyetin ilanından sonra son halifenin istifa edeceği söylentileri çıktı. Bunun üzerine Halife Abdülmecit Efendi Vatan Gazetesine bir demeç vererek bu söylentileri yalanladı.  

09 Mayıs 2016

Yeni Anayasanın Kabulü: Teşkilat-ı Esasiye Kanunu/1924 Anayasası

Dilara Kahyaoğlu
2009

        
Büyük Millet Meclisi'nden bir görünüm.
Olağanüstü koşulların ürünü olan 1921Anayasası, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte miadını doldurmuştu, yeni duruma uygun yeni bir anayasaya ihtiyaç duyuluyordu. Bu amaçla Cumhuriyetin ilanından yaklaşık bir yıl sonra yeni anayasa Nisan 1924 yılında TBMM’nde kabul edildi. Anayasanın hazırlık aşamasında cumhurbaşkanın yetkilerini güçlendirmek amacıyla getirilmeye çalışılan maddeler ciddi bir muhalefetle karşılaştı ve kabul görmedi. Bu anayasada da kuvvet birliği sistemi devam etmekle birlikte, 1921 Anayasası’nda ki kadar güçlü değildir çünkü yargı, yasama ve yürütmeden kesin olarak ayrılmıştı. Yürütmeye, meclisi fesih yetkisi de verilmemişti. Bu durum meclisin üstünlüğü ilkesinin devam ettiğini gösterir. 

Yunanistan ile Nüfus Mübadelesi… Müslümanların ve Rumların Değiş Tokuşu

Dilara Kahyaoğlu




Lozan görüşmeleri sırasında Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus değişimi konusunda (Ahali Mübadelesi) bir sözleşme yapılmıştı. Buna göre: 
Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklularla, Yunan topraklarında bulunan Müslüman dininden Yunan uyruklarının 1 Mayıs 1923’ten başlayarak zorunlu mübadelesi kararlaştırılmıştı. Ayrıca İstanbul’un yerleşik Rum ahalisi ve Batı Trakya Müslümanları bu mübadelenin dışında tutulacaktı

08 Mayıs 2016

İzmir İktisat Kongresi - Batı’ya Mesaj: “Liberal Ekonomiden Yanayız!”


Dilara Kahyaoğlu


Mustafa Kemal, İzmir İktisat Kongresi'nin açılışını yapıyor. 1923


17 Şubat 1923 ‘de “İzmir İktisat Kongresi” toplandı. Kongreye Kazım Karabekir başkanlık etti. Lozan görüşmelerine  ara verildiği sırada yapılan kongredeki kararlar daha çok Batı’nın sorularına cevap verir niteliktedir. 

O dönemlerde  Batı’nın en fazla merak ettiği konu; “Türkiye, SSCB ile ne kadar yakınlaşacak  ve ekonomik sistem olarak neyi benimseyecek?” sorusudur. Nitekim kongre liberal ekonomiyi benimsediğini ilan etmiş, işçi ve köylülerin isteklerine yer verilmemiş, kongre kararlarında  daha çok ticaret burjuvazisinin  istekleri  yer almıştır. Örneğin devletçilik, grev hakkı, işçi hakları  konuları bu kongrede gündeme gelmemiştir.

Cumhuriyet’in İlanı: “Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz!”

Dilara Kahyaoğlu

Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından önce TBMM’nin  1 Kasım 1922’de saltanatlık rejimine son verdiğini biliyoruz. Bu arada 24 Kasım 1923 tarihinde Lozan Antlaşması da imzalanmıştı ama yabancı gazetecilerin  Mustafa Kemal’e sık sık sorduğu bir sorunun yanıtı hala cevapsızdı: “Yeni rejimin ismi nedir?”  Aslında o aralar rejimin ismi konmamakla birlikte, ülkenin cumhuriyetle yönetildiği açıktı. Başta bir meclis vardı ve   M.Kemal, Meclis Başkanı sıfatı ile devlet başkanlığı görevini yerine getiriyordu.

07 Mayıs 2016

Meclis'te Particilik ve Muhalefet İkinci Grubun Sonu


Dilara Kahyaoğlu

http://www.milliyet.com.tr/-geleneklerimiz-bizi-avrupa-ya-yoneltiyor-/can-dundar/
guncel/gundemyazardetay/29.10.2009/1155767/default.htm
Birinci Meclis oluşturulurken bütün milletvekilleri siyasi çekişmeleri bir kenara bırakarak tek bir hedef için birleşmişlerdi: “ülkenin kurtuluşu, bağımsızlığı”.  Ama bu durum ilk meclis içinde farklı görüşlerin ortaya çıkmasına engel olmadı. Zaman için mecliste, kendilerine parti demeyen, grup adı verilen kümeleşmeler oldu. Burada esas olarak  İki gruptan bahsedilebilir. Bunlardan biri; Birinci Grup olarak anılan gruptu ki bu grup: M. Kemal ve yakın arkadaşlarının oluşturduğu bir gruptu. Bu grubun  resmi bir adı vardı:  “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”. Bu cemiyetin adı daha sonra Halk Fırkası’na daha da sonra “Cumhuriyet Halk Partisi’ne çevrildi. 

M Kemal’e muhalif gruplar ise 1922 temmuzunda “İkinci Grubu” resmen kurdular.  İkinci Grup’un karşı çıktığı konular şunlardı: