Avrupa Tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Avrupa Tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ocak 2020

Oryantalist Tabloların Ders İçi Etkinliklerde Kullanılmasına Bir Örnek

Dilara Kahyaoğlu

Bu resimle ilgili bilgi daha sonra verilecektir
1810 tarihli Napolyon Piramitlerde (Versay'da) Gros için bkz. 


Aynı tablonun siyah beyaz baskısı.. Bazı ayrıntılar daha iyi seçiliyor
İki versiyonu da kullanınız.

A. Herhangi bir açıklama okumadan aşağıdaki soruları yanıtlayalım.

1. Tablonun konusu nedir? Hangi ipuçlarını kullanarak yanıtı buldunuz? Bulduğunuz yanıtları tartışınız.

2.  Burası neresi? Hangi ipuçlarını kullanarak yanıtı buldunuz? Bulduğunuz yanıtları tartışınız.

3. Resimdeki insanlar kimleri temsil ediyor? Kim bunlar?  Hangi ipuçlarını kullanarak yanıtı buldunuz? Bulduğunuz yanıtları tartışınız.

4. Resimde bir olay canlandırılmış. Hangi olay olduğunu tahmin ediyorsunuz? Hangi ipuçlarını kullanarak yanıtı buldunuz? Bulduğunuz yanıtları tartışınız.

15 Aralık 2019

Knossos Sarayındaki Duvar Resimleri Ne Kadar Gerçek? Yazılı Kanıtlarla Desteklenmeyen Görsellerde Yorumlama Sorunu

Dilara Kahyaoğlu

[Bu yazıda yazılı kaynakların olmadığı veya az sayıda olduğu dönemlere ait görsellerin, buluntuların  yorumlanmasında ne derece gerçeğe yaklaşılmaktadır, eski görseller bize ulaşırken bozulmaya uğruyor mu, kanıt nedir, inanç nedir, teori nedir, kuşku iyi bir şeydir ama nereye kadar kuşku duyulmalı gibi konuları tartışıyor, soru soruyorum.]
Knossos Sarayı'ndan Bir Duvar Resmi, Girit.  
Orijinallerin parçaları şuradadır: Ulusal Arkeoloji Müzesi, Atina, Yunanistan / Bridgeman Sanat Kütüphanesi.

Minoslu sanatçılar bina duvarlarını canlandırmak için sıva üzerine canlı renklerle boyanmış büyük duvar resimleri yapmışlardır. Bu resim Knossos'taki sarayda, havada takla atmakta olan bir gencin bir boğanın üzerinde gerçekleştirdiği akrobatik performansı gösteriyor. Bazı bilim insanları bu tehlikeli sıçramanın dinsel bir nedeni olduğunu düşünüyor. Yani onlara göre bu gösteri bir dinsel ritüel. Bir kısım bilim insanı ise bu gösterilerin sadece eğlence amacıyla yapıldığını, sirkteki gösterilerden bir farkı olmadığını dile getiriyor.

İşin doğrusu amaçlarının ne olduğunu bilemiyoruz. Sadece tahminde bulunuyoruz çünkü elimizde bunu neden yaptıklarını bize anlattıkları bir yazılı belge yok. Sadece görsellerden yola çıkarak yapılan yorumların yüzde yüz doğru olduğunu düşünmek hatalı bir yaklaşımdır hatta bu konularda yorum yapanların dili tartışılmaz bir kesinlik taşısa bile yine de bir kuşku payı bırakmalıyız çünkü bu resimleri günümüzün bakış açısıyla yorumluyoruz. Gerçekte binlerce yıl önce yaşamış bu insanların kültürüne tam anlamıyla nüfuz edebilmiş değiliz. Bu yorum, yazılı belgeleri hiç olmayan veya az sayıda olan kültürler için söz konusu.  Oysa Mısırlılar ve Sümerlerden bize ulaşan; kendilerini ifade ettikleri, kültürlerini anlattıkları o kadar çok yazılı belge var ki. Bu nedenle bu uygarlıkların görsellerini doğru yorumlamakta oldukça başarılıyız. O yorumlara güvenebiliriz çünkü onlar yazılı kanıtlarla, bilimsel bulgularla desteklenmektedir.

28 Kasım 2019

Mondros'tan Sonra: İşgaller, Taraflar ve Şimdi Ne olacak, Sorusuna Verilen Cevaplar

Dilara Kahyaoğlu
2011-19

Birinci Dünya Savaşı'nın sonuçlarını ve Mondros Ateşkesi'ni bundan önceki metinlerde yazmıştım.  O nedenle burada bir daha tekrar etmeyeceğiz. 

Ahmet İzzet Paşa Hükumeti
Ekim ayından itibaren itibaren savaşın yenilgiyle sonuçlanacağını artık Osmanlı yöneticileri ve iTC ileri gelenleri de kabul ediyordu. Çünkü cephede işler iyi gitmiyordu, Bulgaristan ve Avusturya-Macaristan ateşkes antlaşması imzalayarak savaştan çekilmiş, Osmanlı'nın Almanya ile karasal ulaşımı da ortadan kalkmıştı. 

Savaşın sorumlusu olarak görülen İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) iktidardan çekilerek, parti olarak kendini resmi olarak tasfiye etti. Gerçekte İTC örgütü illegal olarak varlıklarını ve faaliyetlerini yürüteceklerdi. Güvenilir bir asker olan İzzet Paşa önderliğinde kurulan yeni hükumette İttihat ve Terakki ileri gelenlerinden oldukları halde, savaş sorumluluğuna katılmayan ve savaş yıllarındaki yolsuzluk ve cinayetlere (Ermeni Tehciri ve Kırımı kastediliyor) bulaşmamış olan Rauf (Orbay), Fethi (Okyar) ve Cavit Bey gibi kişiler  de yer almıştı. İzzet Paşa kabinesinin en önemli icraatı 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi ile savaşa son vermek oldu. Mütarekeyi hükümet adına Bahriye Nazırı Rauf Bey imzaladı. 

2/3 Kasım gecesi Talat, Enver ve Cemal Paşa'ların gizlice yurt dışına kaçması iç siyasette büyük bir galeyana neden oldu. İttihatçı şeflerin kaçışına göz yummakla suçlanan İzzet Paşa kabinesi, 25 gün süren iktidardan sonra 8 Kasım 1918'de istifa etti. Ama daha sonraki Osmanlı hükumetlerinde çeşitli görevler üstlendi. 

Mondros'tan İki hafta sonra İtilaf donanması İstanbul’a demir attı bu arada taze padişah Vahdettin de ittihatçı mebusların ağırlıkta olduğu **Meclis-i Mebusan’ı kapattı (12 Aralık 1918).

17 Kasım 2019

Kaynakları Sorgulamak: Haritalara Dikkat!

Dilara Kahyaoğlu

12. ve 15. yüzyıllar arasında Avrupa'da kurulan üniversiteleri gösteren harita
İlk üniversite 1180 yılında Kuzey İtalya'da kurulmuş olan Bologna Üniversitesi diye bilinir ama
haritada ondan daha önce kurulmuş üniversiteler de gösterilmiş. Aslında burada bir bilgi yanlışı var
çünkü Bologna üniversitesinin kuruluşu 1180 değil, 1080 olmalı. İnceleyiniz.
Üniversitelerin açıldığından beri kesintisiz olarak çalışmış olması da dikkate alınması gereken en önemli faktör.
Kaynak: Norman Bancroft Hunt, Living in the Middle Ages , Thalamus Publishing, 2009, s. 71

Şu kaynağa da bkz. Burada oldukça farklı bilgiler var. Karşılaştırınız.

Dikkat! Bu durumdan çıkartılması gereken en önemli sonuçlardan biri, gördüğümüz herhangi bir belgeyi, bir kaynağı, mesela bir haritayı sorgulamadan doğru olarak kabul etmeyelim. 



14 Kasım 2019

Knossos Sarayı ve Rekonstrüksiyon Meselesi

Dilara Kahyaoğlu
Burası neresi?
(The Art Archive / Private Collection Paris / Gianni Dagli Orti)
Ancient Civilizations, Christopher Scarre, Brian M. Fagan, Routledge, s. 231
Reconstruction, dar anlamıyla;  mimarlık, arkeoloji, tarih gibi disiplinlerde kullanıldığında; eldeki verilere dayanarak, bir eserin gerçekte nasıl olduğunun hayal edilerek çizilmesi, resminin, maketinin veya üç boyutlu olarak her türlü somut bir örneğinin yapılması anlamına geliyor. Gerçek değil, gerçeğin hayal edilen, düşünülen, böyle olduğuna inanılan bir temsili...
Bu kelime, bulgulara göre yeniden -gerçekten- inşa edilmiş yapımlar, eserler için de kullanılır. [1] Ayrıca bu terim siyasi tarih alanında da yeniden yapılanma, yeniden kurma anlamında da kullanılır. https://www.britannica.com/event/Reconstruction-United-States-history
Kelimenin çok geniş bir kullanım alanı olduğu doğrudur ama biz ana konumuza devam edersek; Rekonstrüksiyonların  gerçeği tam olarak temsil etmeyebileceklerini bilmek ama diğer yandan da eğer bunları uzman kişiler yapmışsa (burası önemli) geçmiş zamana ait eserlerin; verilere, bulgulara dayanarak yeniden "inşa" edildiğini bilmek önemlidir çünkü bu tür canlandırmalar sayesinde o esere veya kalıntılara dair nihai bir fikir edinebiliyoruz. Mesela "Vay, demek ki bu saray böyle bir şeymiş" diyebiliyoruz. Nitekim yukarıdaki canlandırmayı gördüğümde ben tam olarak böyle bir şey düşündüm. İnanılmaz bir görüntü çünkü. Oldukça modern görünen ve bugünkü yapılara, komplekslere  benzeyen bu resmin nereye ait olduğunu birileri  bize söylemeseydi, hangi yapının rekonstrüksiyonu olduğunu tahmin etmek oldukça güç olurdu.

23 Ekim 2019

Paşaların Kaçması ve Mondros Ateşkes Antlaşması

Dilara Kahyaoğlu
2011-19

Şam'ın (Damascus)  geç düşmüş olması savaşın gidişi açısından çok da belirleyici değildi.
Çünkü hem İngilizler hem de Araplar (ki bundan pek bahsedilmez Türkçe ders kitaplarında)
1918 yılında Halep'e kadar ulaşmışlardı zaten.
Diğer yandan İran Körfezi'nden gelen İngiliz birlikleri yukarı (kuzeye) doğru çıkarak Musul'a ulaşmıştı.
Sonradan hatırlanan ve son zamanlarda sıkça sözü edilen Kut ul Amara savunmasının bu genel tabloyu bozacak
bir gücü hiç olmamıştı.  Aksine ana birlikler bu savunma ceplerine sıkışmış alanlara az sayıda kuvvet bırakıp
onları oraya mıhlayıp oyalamayı, zamanı gelince de tutsak alınmalarını hedeflemişlerdi.
Böylece bir engelden kurtulan ana birlikler ilerlemeye devam etti.  Aşağıdaki haritaya bkz.

İngiliz birlikleri körfezden yukarıya çıkıyor. Kut ul Amara cebini de görmek mümkün haritada.
Önü kesilemeyen birlikler kuzeye ilerlemeye devam etmiş ve Musul yakınlarına gelmiş.
Haritaların kaynağı; A Military Atlas of the First World, Arthur Banks, 2001/4
Kendi taramalarım.  DK

20 Ekim 2019

Türk-İtalyan Savaşını Bir Görsel Üzerinden İncelemek

Dilara Kahyaoğlu
2011-19

kaynak
Poster, 1912 İtalyan-Türk Barış anlaşmasının (UŞİ) hayali bir tasvirini, 'LA PACE ITALO-TURCA' başlığı altında göstermektedir. Aşağıdaki soruların yardımıyla resmi analiz edelim. Bazı sorular için sözü edilen savaşla ilgili olgusal bilgilere ihtiyacınız olacaktır. Yeri geldiğinde ilgili kaynaklara bakmayı ihmal etmeyiniz.

1. Önce şu temel problemleri çözelim:
- Resimdekiler kim? Onların kim olduğunu hangi ipuçlarını kullanarak anladınız?
- Burası neresi? Bunu hangi ipuçlarını veya bilgilerinizi kullanarak çözdünüz?

2. Herkesin erkek olduğu bu ortamda iki kadın var:
- Onlar neyi temsil ediyor? (Neden kadın olarak düşünülmüş? (Benzer tabloları hatırlayınız.)
- Kadınların birbiriyle ilişkisi nasıl? Birbirlerine nasıl davranıyorlar? Neden? Görüşünüzü örneklerle açıklamalısınız.
- Neden başka kadın yok? Tabloya konmuş iki kadının, kadınları temsil ettiğini düşünebilir miyiz? Düşüncelerinizi argümanlarla destekleyerek, tartışınız.

Zihin Haritasıyla Trablusgarp Savaşı

Dilara Kahyaoğlu
2011-19
Zihin haritasıyla Trablusgarp Savaşı

Çalışma Soruları

1. Trablusgarp Savaşı dünya literatüründe hangi isimle bilinmektedir?

2. İtalya'nın yerini bir haritada bulun sonra da Libya'yı bulun... İtalya, Libya'da ne arıyor? Deniz aşırı bu toprakları ne yapacak?

3. Osmanlı'nın burayı doğrudan savunamamasının nedenlerini düşünün sonra da şu konuyu tartışın: Osmanlı Devleti bu duruma nasıl düştü? Neden?

19 Ekim 2019

Zihin Haritasıyla Balkan Savaşları

Dilara Kahyaoğlu
2011

Üzerine tıklayarak büyütünüz
Çalışma Soruları

1. Haritayı bir metne dönüştürünüz. Bunu yaparken varsa eksik bulduğunuz olguları da ekleyiniz. Kendi bulduğunuz bir yöntemle bunların sizin eklemeniz olduğunu da göstermeyi unutmayınız.

2. Haritadaki "Dikkat, Bulgaristan Ege Denizi'ne açıldı" uyarısı üzerinde düşününüz. Bu gerçekten de o dönem için önemli bir gelişme midir? Tartışınız.

16 Ekim 2019

Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı'nda

Dilara Kahyaoğlu
2011-19
Savaş zamanının Osmanlı yöneticileri
Kaynak: Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Askerleri, Atlas Dergisinin eki, 
Savaşa Giriş Nedenleri
Savaş öncesinde ülkenin karşı karşıya kaldığı siyasi, ekonomik, askerî ve toplumsal koşullar ile yönetici elite (İTC yöneticileri) egemen olan siyasi-ideolojik bakış açısı gözden geçirildiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa girme nedenlerini şöyle sıralamak mümkündür:
• İtilaf Bloku'nda yer alan devletlerin Osmanlı İmparatorluğu’na karşı izledikleri saldırgan politikalar
• Son savaşlarda kaybedilen toprakların geri alınmak istenmesi
• Ekonomik bağımsızlığın kazanılmak istenmesi
• Almanya’nın savaştan üstün çıkacağı düşüncesi
• Osmanlı-Alman yakınlaşması
• Turan İmparatorluğu kurma düşüncesi
Yukarıda ana hatlarıyla verilen nedenler, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa sürüklenmesinde başlıca rolü oynadı.
Seferberlik ilanından sonra Sultanahmet'de yapılan destek mitinginden bir sahne
Kaynak: Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Askerleri, Atlas Dergisinin eki, 


13 Ekim 2019

Birinci Dünya Savaşı: Savaş, Cepheler, Okuma Parçaları ve Sorular

Dilara Kahyaoğlu
2011-2019
Birinci Dünya Savaşı (WWI) 
Nedenler, Savaş ve Sonuçlar
Satirik haritada devletlerin Birinci Dünya Savaşı başındaki konum ve yaklaşımları gösterilmiş.


Franz Ferdinand Suikasti
Savaş bu olayla başladı.
Savaşı tetikleyen kıvılcım...
A. NEDENLER

Birinci Dünya ya da Birinci Paylaşım Savaşı olarak adlandırılan bu insanlık tarihinin en trajik olaylardan birinin öne çıkmış nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

a) Sömürgecilik: ekonomik ve siyasi yayılma (emperyalizm) ve bu durumun yarattığı rekabet ve çatışmalar… bkz. https://tarihegitimi.blogspot.com/2016/01/somurgecilik-uzerine-calsma.html

b) Büyük güçler ittifakı ve bağlantılar sistemi: Bloklaşma ( bölgesel ve tarihi çatışmalar, siyasi ve ekonomik rekabet, milliyetçilik, düşmanlık vb. nedeniyle bir araya gelen güçler…)

c) Silahlanma yarışı (Alman donanmasının hızla geliştirilmesi ve Almanların muazzam silah yatırımı diğerlerini de harekete geçirdi, İngiltere donanmasını yeniledi vb.)

d) Milliyetçilik
(Panslav-Pangermen rekabeti, Sırp milliyetçiliği, İtalyan milliyetçiliği, Fransız milliyetçiliği, Alman milliyetçiliği)  Bkz. Zihin Haritası
Krupp silah fabrikasında I. Dünya Savaşı sırasında üretim yapılıyor


03 Ekim 2019

Çizgi Romanla Fransız Devrimi'nin Öyküsü



Yıllar önce bir eğitim çalışmasında gayet kötü bir fotokopi olarak basılmış aşağıdaki çizgi öyküyü buldum. O sıralarda görece daha küçük öğrencilere ders veriyordum ve bu kaynağın; konuyu anlamak, tartışmak için iyi bir araç olduğunu düşündüm. Baskısı daha iyi çıksın diye fotokopiyi boyadım, yazıların eksik olduğunu düşündüğüm yerlere yeni küçük bölümler yazdım. Aşağıya koyduğum işte o benim hazırladığım kaynaktır.

Çok aramama rağmen kaynağının ne olduğunu bulamadım, bugün baskısı kalmayan eski bir kitap olduğunu düşündüm. Sonra bir kitap fuarında bulduğum bir çeşit çocuk ansiklopedisinin içinde birden bire karşıma çıktı. Kaynağı aşağıya yazdım ve resimlerle gösterdim.

Bu hazırladığım sayfaları büyük sınıflarda da kullandım. Her zaman için ilgi çekti, her zaman başarılı bir ders geçirmemize katkıda bulundu.

1. Görsellerin üzerine tıklayarak veya elinizle genişleterek büyütünüz.
 Soru
Görselde yer alan yedi kişinin beden dillerini inceleyin. Bize ne anlatıyor? Tek tek yazınız.

28 Ağustos 2019

Nacht und Nebel: Nazilerin Siyasi Mahkumları Ortadan Kaldırma Programı

Dilara Kahyaoğlu
Mauthausen kampına yeni getirilmiş esirler, dezenfektasyon için bekletiliyor
Nacht und Nebel
, Almanca "Gece ve Sis" demek. Nazilerin iktidara geldikten sonra ilk yaptıkları işlerden biri; Nazi rejimine sorun çıkaran veya çıkaracak olan muhalifleri, direnişçileri, siyaseten ve ideolojik olarak rejimin karşısında yer alan veya yer alma ihtimali olan herkesi ortadan kaldırmak olmuştu. "Gece ve Sis" bu imha programına kendilerinin verdiği bir isim. Bu tür mahkumları Nacht und Nebel göndermesindeki baş  harfleri kullanarak kısaca "NN" diyerek sınıflandırmışlar. Aslında ironik ama gerçekçi bir şekilde isimlendirip, bu kod adını verip, şifrelemişler. Gerçeği bilmeyenler "NN" harflerinin açılımını, açılımını bilse bile neyi temsil ettiğini bilemezdi.

Gece ve Sis... Bu kodlama; o kadar doğru o kadar gerçeği tam olarak yansıtan bir isimlendirmedir ki.. İsimleri saptanan kişiler; evlerinden, işyerlerinden, sokaktan veya yaptıkları gizli toplantılardan hızlıca alınıp kaçırılıyor, bir daha da onlardan haber alınamıyor. Bu kişilere yok muamelesi yapmışlar. Sanki bunlar geceye ve sise karışıp kaybolmuşlar.

Kaybettirildiler...
Doğru kelime budur.

22 Ağustos 2019

Galata Kulesi, Bir Ceneviz Kulesi mi?

Dilara Kahyaoğlu
Büyük Hendek Caddesi'nin sonunda görülen Kule, etkileyici bir görüntü yaratır.
*Fotoğraf: BSK
Tünelbaşı ile Karaköy (eski adı Galata)[1] arasında yer alan bu kuleyi 1348'de Cenevizliler yapmış (bu konuya geleceğiz). Galata bölgesi bir zamanlar bir Ceneviz kolonisiydi. Malum Ceneviz (Cenova/Genova); İtalyanların denizci şehirlerinden olup, en büyük ve tarihi rakipleri Venedikle birlikte Akdeniz'in, Ege'nin ve Karadeniz'in en güçlü, ticari ve deniz kuvvetiydi. Cenevizliler bazı stratejik yerlere yerleşip ticaret yapabilecekleri koloniler oluşturmuştu. Venedikliler daha çok Akdeniz ve Güney Ege'de etkinken, Cenevizliler kuzeye açıldılar; Kuzey Ege, Marmara ve Karadeniz'de koloniler oluşturdular.  Aslında Ceneviz ismi Cenova (Genova) ve Cenovalılara Türkler tarafından verilen addır. İtalyanca Genovesi ismi Türkçe'de Ceneviz'e dönüşmüş.[2] Bu da normal bir durum çünkü Osmanlılar, ilk zamanlarında Cenevizlilerle ittifak halindeydi, Türk-Ceneviz dostluğundan bahsedecek derecede aralarında sıkı bir ilişki vardı.[2] Fakat İstanbul'un fethi Ceneviz İmparatorluğunun kaderini temelden değiştirdi, Ceneviz bütün kolonileri kaybetti: Eski ve Yeni Foça 1455’te, Enez 1455-1456 arasında, Amasra ve Trabzon 1461’de, Lesbos [Midilli] 1462’de, Kefe 1475’te ve Sakız 1561’de Osmanlılar tarafından ele geçirildi. Bu bir koloni imparatorluğunun dağılmasaydı ama Cenevizliler ticari açıdan önemlerini devam ettirdiler, Amerikanın yeniden keşfinde rol oynadılar, Osmanlılarla da ilişkilerini sürdürdüler.
Eski Ceneviz Limanı
19. yüzyılda Ceneviz Belediyesi, en eski ve ünlü antik kolonisinin anısına
Galata adını verdiği bir ticari rıhtım, tesis inşa ediyor. Zamanla ticari bir değeri kalmadığı için
yakın zamanda burayı bir deniz müzesine dönüştürdüler.
Galata Deniz Müzesi 


Ceneviz Cumhuriyeti 
Diğer ayrıntılar için bkz. Harita cetvelinin Türkçe açıklaması [3]
Kırmızı üçgen kutular: Ticari kolonileri gösteriyor.
 Cenevizli tüccarların hem yerleştiği  hem yönetiminde hem de ekonomik süreçte çok
güçlü olduğu  liman kentleri (İskenderiye, İzmir, İstanbul, Napoli gibi)...

02 Haziran 2019

Bu Seride Yer Alan Osmanlı Tarihi Ders Notları Konuları, Kaynaklar

Avrupa Tarihi: Almanya ile İtalyanın Siyasi Birliklerini Kurmaları

Dilara Kahyaoğlu
Viyana Kongresi 1815, Sanatçı: Jean Godefroy
Kim kimdir? Lejanta bakmak için tıklayınız.
Ben sadece bir kaç önemli ismi yazıyorum
1. Wellinton Dükü; 6. Metternich; 21. Prusya Prensi Karl; 22. Talleyrand
Avrupa'nın 19. yüzyılı uzun bir yüzyıldır. Çünkü bu yüzyılın kendine has, diğer yüzyıllarda bulunmayan karakteristik özelliklerini göz önünde bulundurursak görürüz ki başlangıç noktası bizleri 1789 Fransız İhtilali’ne kadar götürecektir. Günümüze kadar etkisini sürdüren çeşitli siyasal fikir akımlarının, insan hakları söyleminin, ulusçuluğun, demokrasinin vb. evrensel bir anlayışla ortaya çıkışı hep 1789 Fransız İhtilali’ne gelip dayanır. Bu ihtilal yeni bir yüzyılın, yeni bir çağın habercisidir. Bir anlamda 19. yüzyıl Fransız İhtilali ile başlamış ve sonuçları 19. yüzyıl boyunca bütün çarpıcılığı ile devam etmiştir.

Diğer yandan, 19 yüzyıl hemen 1899’da bitmez, süreç devam etmektedir, bu yüzyıla son noktasını koyan olay da 1914 de meydana gelen I. Dünya Savaşıdır. Bu savaşla birlikte yepyeni bir dönem başlamaktadır. Aslında Avrupa'daki gelişmelere bağlı olarak bu durum Osmanlılar için de geçerlidir. Osmanlılar için de 19. yüzyıl uzun bir yüzyıldır..

Bu uzun yüzyılı kendi içinde üç evreye ayırarak incelemek gerekir, bunlar;
a. 1789 Fransız Devrimi ile 1815 Viyana Kongresi arasındaki dönem

b. 1815 Viyana Kongresi ile 1871 Almanya ve İtalyanın kuruluşu arasındaki dönem

c. 1871 ile 1914 I. Dünya Savaşı arasındaki dönem

21 Nisan 2019

Avrupa Tarihi: Dinde Reform Hareketleri

Dilara Kahyaoğlu
Saint-Barthelemy Katliamı
Fransa'da Katoliklerin Protestanları katletmesi
Bu olaydan sonra Fransa Katolik kalmış, Protestanlık ana akım olamamıştır.
"Kanlı Düğün"
Reform; kelime anlamı olarak ıslahat, yenilik, düzeltme demektir ama aynı zamanda bir döneme damgasını vurmuş olan, dinsel yenilik hareketleri anlamında yani tarihsel terim bir olarak da kullanılır. Kısacası burada söz konusun olan; 16. Yüzyılda Batı Kilisesi’nde (Katolik Mezhebi) gerçekleşen dinsel devrime verilmiş bir ad olarak “Reform Hareketi”dir.

Bu dinsel devrim o dönemin siyasi, sosyal ve ekonomik koşullarının da körüklemesiyle Hristiyanlığın üç ana kolundan biri olan Protestanlığın ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu devrimin en büyük önderleri Martin Luther ve Jean Calvin’dir.

Şimdi dinde yenilik arayışlarının neden başladığını inceleyelim.

Avrupa Tarihi: Antikitenin Keşfi, Hümanizm ve Rönesans

Dilara Kahyaoğlu
Raphael'ın Atina Okulu adlı tablosu
Bu tablo Hümanizm ve Rönesans temasına çok yakışıyor
Hümanizm'e yol gösteren Antik yazarların en önemlilerini bu tabloda görmek mümkün
14. yüzyıldan 16. Yüzyıl sonlarına kadar, Batı Avrupalılar yalnız okyanusların ötesindeki ülkeleri keşifle yetinmemiş; edebiyat, sanat ve düşün alanlarında önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Bu ilerlemelerin tümüne “Rönesans”[1] adı verilir. Bu dönemin en belirgin özelliği eski Yunan ve Roma kültürünün canlandırılmasıdır. Bu yüzden kelime anlamı olarak Rönesans yeniden doğuş -yeniden bulunan, yeniden doğan- demektir. Ama İlkçağ düşünürlerinin çoğu, gerçekte Ortaçağ'da da biliniyordu. Dolayısıyla bu tanımdan yola çıkarak Batı'da; edebiyat, sanat veya düşünce hayatının hiç yoktan doğduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Olan sadece eski antik kültürün yeniden canlandırılması ve yeniden yorumlanmasıdır.

Ortaçağ Avrupa'sının da kendine özgü bir edebiyat, sanat ve düşünce hayatı (skolastik felsefe) vardı. Kısacası; “Rönesans” modernizmin öncüsü olduğu kadar Ortaçağ'ın da mirasçısıdır.  Rönesans'ın kökleri Ortaçağ'ın sonlarında (12. yüzyıl) başlayan bir dizi siyasal, toplumsal dönüşümde yatmaktadır. Şimdi bunların belli başlılarının neler olduğuna bakalım.

20 Nisan 2019

Avrupa Tarihi: Bilim ve Teknikte Gelişmeler, Coğrafi Keşifler

Dilara Kahyaoğlu
Kaptan Cook'un keşif seferlerini gösteren bir harita

15. yüzyılın ortalarından 16. yüzyılın sonlarına kadar olan dönem Osmanlının en parlak dönemidir. Bugünkü Batı’nın yükselişini bu dönemde meydana gelmiş olan gelişmeler hazırlamıştır.

Bilim ve teknikteki gelişmeler, Avrupa, keşiflere hazırlanıyor… 

Bizanslar beş yüz yıla yakın bir zaman reçine, güherçile ve kükürdü karıştırarak elde ettikleri maddeyle (grejuva) gemileri ve kuşatma araçlarını yakmışlardı. Avrupalılar, 13. yüzyılda bu karışımdaki reçine yerine, kömür kullanarak barut elde ettiler, bu madde artık düştüğü yeri yakmıyor, patlayabiliyordu. Böylelikle mermiler ve toplar yapmaya başladılar.

Aslında barut Batı’ya has bir buluş değildir, Çinliler de binlerce yıldır barutu bilir ve kullanırlardı. Haçlı seferleri sırasında Ortadoğu’ya gelen Haçlılar, bu tekniği Müslümanlardan (onlar da Çinlilerden öğrenmişti) öğrenip Avrupa’ya taşımıştır diyor bir çok tarihçi.

Topun kullanılması 14. yüzyılda genelleşince derebeylik rejimini yıkmak krallar için daha kolay bir hale geldi. Merkezi krallıklar güçlendi.

13 Mart 2019

Gotik Binaları Tanımak İçin Birkaç Küçük İpucu

Dilara Kahyaoğlu

Bu çalışma "Uygarlıklar Tarihi 2 Öğrenci ve Öğretmenler İçin Çalışma Kitabı" için hazırlanmış ve orada yayımlanmıştı... İlgili bölümü buraya alarak ve yeni bölümler ekleyerek (örneğin Saint Antuan Kilisesi'ni de çalışmaya dahil ettim.) Gotik Üslup'un öğrenilmesini kolaylaştırmak istedim. 

Kaynak A:  Notre Dame Katedrali Gotik katedrallerin en ünlüleri arasında bulunan Paris Notre Dame Katedrali, Paris’in gururu ve ekonomik özgürlüğün sembolü olarak yerel tüccarlar tarafından Meryem Ana’ya ithafen yaptırılmıştır. 1163-1345 yılları arasında tamamlanan katedralin inşası uzun yıllar sürdüğünden yapıda çok sayıda mimar çalışmış ve üslup değişiklikleri ortaya çıkmıştır. 
Resimde Katedralin ünlü “batı cephesi” (krala ait giriş bölümü) görülmektedir. 

Kaynak B: Gotik Üslubun Özellikleri
Gotik üslup, siyasal değişimlerin ve ulusal devlet bilincinin yaşandığı yıllarda ilk kez
Fransa’da ortaya çıkmıştır. Fransa ve Avrupa’da, bu üsluptaki eserlere Opus Francigenum-Fransız İşi denilmiştir. İtalyan hümanistleri 15. Yüzyıldan sonra bu tarz işleri beğenmeyip Barbar Sanatı diye nitelendirmiş ve istilacı kavimleri, Gotları hatırlatacak biçimde Gotik kelimesi ile adlandırmaya başlamışlardır.

Gotik, gerçekte bir mimarlık üslubudur. Romanesk dönemde temelleri atılan Gotik üslupta, bilinçli olarak Romanesk üslubun özellikleri bir araya getirilmiş ve Orta Çağ kentlerinin katedralleri (büyük, anıtsal kilise) Gotik üslupta inşa edilmiştir. Bu çağda katedral, dönemin düşünce ve sanatının anıtsal ifadesidir. Katedraller piskoposların öncülüğünde, halkın ve loncaların desteği ile yapılmıştır. 

Gotik katedrallerin ilk örneği rahip Suger tarafından planlanan Saint Denis Katedrali’dir. Suger’in, Fransızlara özgü millî bir mimari yaratmaya çalıştığı bu katedralde gül pencerebatı cephesinde iki kuleışınsal şapeller (şapel: küçük kilise veya katedrallerde ibadete ayrılan yer), sivri kemerler, kaburgalı tonoz gibi Gotik üsluba ait özellikler bir arada kullanılmıştır.