26 Mayıs 2018

Eğitimde Bilimkurguyu Neden/Nasıl Kullanmalıyız?

Dilara Kahyaoğlu
2018

Bilimkurgu ve fantastik edebiyatı; okuyuculara 
her çeşit "gerçek" probleme bir eleştiri getirme imkanı verir.
Ve bunu “güvenli” bir alan, bir mesafe sağlayarak yapar. 


Giriş
Çok yakından bildiğim ve çeşitli etkinlikler hazırladığım; tarih, insan hakları, sosyal bilimler, "sinema ve tarih" alanından örnekler vererek  bilimkurguyu eğitim çalışmalarımızda neden ve nasıl kullanmalıyız konusunda; bildiklerimi, denediklerimi paylaşmak istedim. Sadece bu alanlardan bahsetmemin sebebi diğer alanları az bildiğim ve o alanlardan etkinlik üretmediğim içindir. Nitekim yazının başlığını da "eğitim" diye  genelleştirerek yazdım, gerçekten de bilimkurgunun; eğitimin her alanında kullanılacağına inanıyorum: Türkçe, edebiyat, fen bilimleri, fizik, kimya, biyoloji hatta matematik... Bu mümkün.  Umarım bu örnekler; burada örneklendirilemeyen  diğer alanlarda da bu türün kullanılmasını için ilham kaynağı olur.

Eleştirel Düşünme Becerileri- Esas Listem


Dilara Kahyaoğlu
2005-2018

Bu listenin yayımlandığı orijinal kaynağı bulamadım. Bunu word olarak ben hazırlamıştım ama bir yerden aldığımı hatırlıyorum da nereden? Bulunca yazacağım. 

Daha çok bu listeyi ve bunun kendi yarattığım versiyonlarını kullandım. Buradaki becerileri önümüze alıp, program da, etkinlik de hazırlayabiliriz. Ufuk açıcıdır.

Eleştirel Düşünme Beceri Listesi


Dilara Kahyaoğlu
2009

En temel beceri adamları aşağıdaki gibidir. Ben aşağıdaki listeyi birçok çalışmamda kullandım. Gerçekten işe yarıyor.


Bir metnin, eleştirel düşünme becerilerini kullanılarak

analiz edilmesi

1. Olgu olarak karşımıza çıkanlar, sunulanlar, gerçekten olgu mu? Yoksa bir görüş, bir yorum mu?

2. Olgular çok sayıda arşiv belgesi tarafından destekleniyor mu? Yoksa sadece bir iki kaynaktan mı alınmış? O kaynaklar nedir? Kısacası, o olgu gerçek mi ve bunun kanıtları var mı?

3. Olguların elde edildiği kaynaklar güvenilir mi? Neden evet, neden hayır?

01 Mayıs 2018

Tanzimat Öncesi Osmanlı Devleti'nde Türk kimliği Meselesi

Dilara Kahyaoğlu
1998
 Illustration from Brockhaus and Efron Encyclopedic Dictionary (1890—1907)
Bir Rus ansiklopedisinde Osmanlı Toplumu görsel olarak böyle betimlenmiş. (19. yüzyıl)
Yukarıda iletilen perspektif (bir önceki yazı) Osmanlı toplumuna bakarken de kullanmamız gereken bir perspektiftir. Başlangıçta “Kayı boyu aşireti” etrafında örgütlenmiş olan Osmanlılar, zamanla devletten imparatorluğa dönüşmüştür.

Tarihsel açıdan “imparatorluk” kavramının nasıl bir anlam içerdiğini inceleyecek olursak şöyle tanımlarla karşılaşırız; “kendi topraklarında oturan çeşitli ulusları egemenliği altında toplayan devlet biçimi”. Bu tanımı biraz daha açarak düşündüğümüzde; bu tip devletlerin içinde bir çok farklı dillerin konuşulduğunu, farklı etnik ve kültürel yapıya sahip bir çok grubun bir arada olduğunu ve bu grupların tek bir yönetim içinde yer aldığını anlıyoruz.

Kimlik Penceresinden Eski Türk Toplumlarına Genel Bir Bakış

Dilara Kahyaoğlu
1998
Raşid Al-Din'in (Reşidüddin) Câmi'u’t-tevârîħ’indeki minyatürde
Cengiz Han'ın Pekin'i fethedişi betimlenmiş.
Cengiz Han en büyük ve sonuncu bozkır imparatorluğunu kurmuştu.
Ardılları zamanında imparatorluk bölündü ve yerelleşerek bozkır imparatorluğu olma özelliğini kaybetti. 
Eski Türk toplumları göçebe/savaşçı bir yaşam tarzını benimsemiş topluluklardı. “Göçebe/Savaşçı” terimleri ile ne anlatmak istediğimizi kısaca özetlemeye çalışalım çünkü bu sorun ileri ki konularda daha ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.

Boylar (kabileler, aşiretler) halinde Orta Asya bozkırlarında yaşamakta olan Türkler bozkır ikliminin geçerli olduğu o iklim koşullarında yerleşik bir yaşam sürdürme şansına sahip değillerdi.

Bu durum onları avcılık, sınır ticareti ve yağmacılık türünden geçim kaynakları yaratmaya itmiş ve çok geniş bir alanda dağınık bir yerleşime sahip görünen bu boylar, zaman zaman güçlü bir hakanın ve/veya boyun egemeliği altına girerek “bozkır imparatorlukları” veya daha klasik bir söyleyişle “boylar Konfederasyonu” dediğimiz “kabileler birliğini”, “boylar birliği”ni oluşturmuşlardır.