03 Ekim 2017

Descartes, Freud ve Gerçeküstücülük

Dilara Kahyaoğlu
2007

I. Aşama
(Ev çalışması/ Araştırma)
Descartesve Freud üzerine araştırma yapılır. Gerçeküstücü sanatçıların görüşleri ile karşılaştırılır sonuçlar çıkarılır. Daha sonra sınıf tartışması yapılır.

Örnek   

DESCARTES (1596-1650)
Descartesçılık
FREUD (1856-1939)
Psikanaliz

Skolastik felsefeye ciddi darbe indiren ve Yeniçağ felsefesi ile analitik geometrinin kurucusu kabul edilen Fransız felsefeci ve bilim adamı.

Hukukçu bir babanın oğluydu, çok iyi eğitim aldı. Kartezyen kelimesi
–zamanında- dinsiz ile eş anlamlı olarak kullanıldı. Eserleri Cizvitler tarafından “yasak kitaplar” listesine alındı.

İsminin Latince biçimi, Renatus Cartesius olduğu için bu felsefi sisteme  Kartezyenizm  de denilir.

Avusturyalı nörolog. Yalnızca psikolojiyi değil, sanat, eğitim, antropoloji vb. disiplinleri etkileyen psikanaliz kuramıyla 20.yüzyıla damgasını vuran düşünür. Orta halli bir Yahudi tüccarın oğludur. Viyana Üniversitesi’nde tıp okumuş ve nöroloji üzerine çalışarak uzmanlaşmıştır.

Küçükken dört olayın kendisini etkilediğini söylemiştir:
*Kıskandığı kardeşinin sekiz aylıkken ölmesinin onda yarattığı sürekli kendi kendini yerme huyu
*Annesini çıplak görmesinin kendisini cinsel yönden uyarması
*Babasının “Bu çocuk asla adam olmaz” demesi
*Babasının, Yahudi olduğu için kendisine hakaret eden bir adama sesini çıkaramaması
Breton:Descartesçı dünya, tahammül edilmez bir dünyadır, kasvetli aldatmacadır … yalnızca düşünceye ve kavrayış gücüne dayandırılan bir ruhsal yaşam, kökten eleştirilmelidir. … 
‘İnsanın özünün akıl olduğunu söylemek, insanı ikiye bölmektir … Bu gelenek, insana yakıştığını ileri sürdüğü akıl ile akıl-olmayanı, yani insan yakışmayan içgüdüleri ve duyguları kesinlikle ayırt etmiştir.’  Düşünce ustamız olarak benimsediğimiz Freud, böyle ayırt edişin ve bölmenin insan için ne kadar tehlikeli olduğunu öğretiyordu bize.” (KK, s: 97)
Descartes’ın sorduğu soru şudur: Matematik sağlam ama eksiktir, bu durumda matematik, düşüncenin bütün istediklerini yerine getiren bir yöntem olgunluğuna nasıl erişebilir?   Ve bu yöntem nasıl bütün bilimsel düşünmenin yöntemi yapılabilir?
Freud’un sorduğu soru şudur: Nevrozun, histerinin nedenleri nedir? Bunlar –o dönemki yaygın kanı -  kalıtsal bir bozukluk nedeniyle mi yoksa küçükken yaşanan ve ruhsal açıdan acı veren bir takım olayların bastırılması sonucu mu ortaya çıkmaktadır?
Soru: ?
Yanıtı: İnsan aklının iki temel yetisi vardır: sezgi ve tümdengelim.  Sezgi akıl yürütmelerimizde bize yol gösterir, yanıldığımızı ya da tersini iletir. Tümdengelim ise tam bir kesinlikle bilinen doğrulardan yapılan zorunlu çıkarımlardır.
Yöntemi: Descartes “yöntemli şüphe” yi geliştirmiştir. Yöntemin başında doğru olduğu açık ve seçik bir şekilde bilinmeyen hiçbir şeyi doğru kabul etmeme ilkesini kabul eder. Bu kuşkuyu son noktasına kadar götürür  ve o noktada, kuşku duyabilmesi için öncelikle var olması gerektiği sonucuna varır. Yani, “Düşünüyorum öyleyse varım” sonucuna ulaşır. Çünkü bunu açık seçik bir şekilde algılamaktadır. Kendini kanıtladıktan sonra diğer kuşku duyduklarını kanıtlamaya girişir (Tümdengelim).
Yanıtı:Nevrozun temelinde kalıtsal nedenler olmadığına inanıyordu, ayrıca acı veren olaylar herhangi bir olay değildi. Esas meselenin 
cinsel çatışmalar olduğu kanısındaydı.
Yöntemi: Başlangıçta hipnoz ile tedavi etmeye çalışmış ama daha sonra serbest çağrışım yöntemiyle hastanın aklından geçen her şeyi eksiksizce anlatması yöntemine dayanan psikanalizi bulmuştur.
Freud, insan zihnindeki bilinçaltı süreçlerini ve mekanizmasını keşfettiği (?) veya ilk kez tartışmaya açtığı için  çığır açmıştır.
O’na göre en fazla bastırılan duygular cinsellikle ilgili olandı ve bunlara küçükken yaşanmış deneyimler kaynaklık ediyordu.
Rüyalar, dil sürçmeleri, unutmalar bastırılan duygularla ilgiliydi.
Gerçeküstücüler Usçuluğun I.Dünya Savaşı’na kadar ulaşan büyük bir yıkıma yol açtığına inanıyorlardı.



Gerçeküstücülük bilinçle, bilinçdışını birleştiren bir yoldu ve bu birleşme gerçek ile düşsel dünyanın iç içe geçmesiyle oluşuyordu. Bilinçdışı düş gücünün temel kaynağıydı.
Resim alanında Gerçeküstücülerin yapıtları birbirinden çok farklıdır ve ortak bir üsluptan bahsetmek neredeyse mümkün değildir. Her sanatçı kendini çözümlemede kişisel bir yol bulmuştur.

Ahlak: Doğru ile ‘iyi’ye aklın bilgisi ile varılır.

Descartes’çılık:  Doğanın, akıl ve madde, özne ve nesne, gözleyen ve gözlemlenen olarak – iki tür varlığa ayrılması, batılı insanın dünyaya bakış tarzının yapısal bir parçası haline geldi.Bundan “ Kartezyen ikilik” olarak söz edilir.
Psikanaliz: Ruh çözümleme
Zihinsel bozuklukları, bilinçdışı zihin süreçlerini inceleme ve çözümleme yoluyla iyileştirmeyi amaçlayan tedavi yöntemidir.
Yapıtlarında serbest çağrışımı harekete geçirecek simgeler kullanmışlardır. Yapıtlar izleyiciyi us ve mantık dışının taşıdığı anlamı yakalamaya zorlar. İzleyicide ruhsal tepkiler yaratabilmek için bazı özel teknikler de kullanmışlardır.
Duyulara dayanan bilginin, doğası gereği güvenilir olmadığı, yanlışa kaynaklık ettiği, bu dünyanın bilgisine ancak aklımızı kullanarak ulaştığımız inancına dayanan, Akılcılık/Usçuluk olarak bilinen felsefe okulu Descartes’tan  sonra ortaya çıktı. ve Batı felsefesinin kalıcı geleneklerinden biri oldu.
Freud’dan sonra gelen izleyicileri O’nun cinsel içgüdüye verdiği önemi eleştirse de temel konularda aynı düşündüler.
Ama yeni Freudcular olarak isimlendirilenler –kurama- köklü değişiklikler getirdiler.
II.Dünya Savaşı’ndan  sonra bu akım etkisini yitirmiş, soyut dışavurumcuları etkilemiştir.


II. Aşama: Yönlendirici Sorularla Dali’nin Tablosunun Analizi
Grup çalışması veya bireysel çalışma olarak yapılabilir. Gruplar veya bireyler, Dali’nin tablosunu çözümlemek için yukarıdaki çalışmadan da yararlanarak analiz soruları hazırlar (örnek) ve daha sonra bu sorular bireysel olarak yanıtlanır.
 
https://www.dalipaintings.com/persistence-of-memory.jsp#prettyPhoto
Salvador Dali, Belleğin Azmi, 1931
Kaynak kitapta, "Belleğin Israrı" olarak geçiyor.

Örnek:  Analiz soruları şöyle olabilir…
*Resimde simgeler kullanılmış mıdır? Varsa nelerdir? Bunlar size ne veya neleri çağrıştırmaktadır?
*Resimde hangi renkler kullanılmıştır? Bunlar nasıl bir düzende kullanılmıştır? Renklerin simgelerle ilişkisi nasıldır veya böyle bir ilişki kurulabilir mi?
*Tablonun ismi neden “Belleğin Israrı” (Belleğin Azmi)dır?  Vb.


III. Aşama: Gerçeküstücü Bir Film Olan “Bir Endülüs Köpeği”nin Analizi
Bu çalışmayı sınıf tartışması olarak düzenlemek yaralı olacaktır.  
Bunuel filmine “Bir Endülüs Köpeği” ismini vermiştir ve Gerçeküstücülüğün sinemadaki en önemli temsilcisidir. Yukarıda sözü edilen araştırma  çalışmasından yararlanarak, Bunuel’in  “Bir Endülüs Köpeği” ismini verdiği filminde neleri, nasıl anlatmış olabileceği tahmin edilmeye çalışılır. Burada önemli olan filmin isminin çağrıştırdıklarını kullanarak ve Gerçeküstücülük  akımıyla  ilişkilendirerek bu bağlamda tahminlerde bulunmaktır.
 
http://www.bmlettres.net/spip.php?article215
Bir Endülüs Köpeği'nden sahneler

Daha sonra film izlenir, gruplar veya bireyler filme dair izlenimlerini listeler. Daha sonra sınıf tartışması ile izleme öncesi ve sonrası fikirler karşılaştırılır.

Belli bir sonuca ulaşmak şart değildir ayrıca bu oldukça da güçtür. Bu filmi izleyenler çok iyi bilir ki anlaşılması gayet zor bir filmdir (film internet  üzerinden de indirilebilmektedir). Burada önemli olan sürecin kendisidir bütün bu çalışmalar gerçeküstücülük konusunda öğrencilere çeşitli deneyimler sunacaktır…
Not: Film 11. ve 12. sınıf ile üniversite öğrencileri için uygundur.

Kaynak: 20.Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi için Öğretmen Kitabı, "Büyük Bunalım" içinde, Tarih Vakfı Yayınları, Ekim 2007, s. 113-115

NOT: Bu çalışmayı; 20 yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi kaynak kitabına ek olarak yazılan Öğretmen Kılavuz Kitabı için hazırlamıştım. Bu kılavuzdaki yazılarımı, kullanmayı kolaylaştırmak amacıyla uygun parçalara bölerek ve biraz da bağımsızlaştırarak bloguma aldım.



*Kaynak gösterilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz.

1 yorum:

Dilara Kahyaoglu dedi ki...

Dali'nin, Belleğin Azmi ve Bunuel'in, Bir Endülüs Köpeği filmi analiz ediliyor.