Dilara Kahyaoğlu
2009
Bu çalışma, Düşünme Eğitimi dersine kaynak kitap hazırlama projesi kapsamında, "Genetik" teması için yapılmıştı. Basılmadı.
*Kaynak gösterilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz.
2009
Aşağıdaki metin (metin 1) okunur. Öğrenciler bireysel
olarak “deneysel yasalar” ile “kuram”ın tanımını yapmaya çalışır. Bu çalışma
sırasında esas olarak metindeki bilgiler kullanırlar. Kurulan cümlelerin tanım
cümlesi olması ve genellemeye uygun yapılması önemlidir. Yapılan tanımlar sınıfta paylaşılır ve
tartışılır. Böylelikle deneysel yasalar ile kuram arasındaki farklılıkları
konusunda belli ölçüde farkındalık sağlanacaktır.
Metin 1
BİLİMSEL KURAM
Nesnelerde ve olaylarda var olduğu
gerek gözlenmiş gerek öngörülmüş düzenliliklere ilişkin bir grup deneysel
yasayı, insan imgeleminde bilimsel bir
ussallık içinde açıklamayı amaçlayan geniş kapsamlı düşünsel yapı.
Bilim adamı, nesneleri ve olayları
açıklayabilmek için, 1) özenli gözlem ya da deneylerden 2) bulduğu
düzenliklerle ilgili kayıtlardan ve 3) sistematik açıklayıcı şemalardan
(kuramlar) yararlanır. Düzenliliklerle ilgili önermeler, ancak doğru oldukları
sürece ya da gözlenen özellikleri arasındaki sürekli ilişkileri dile getiren
birer deneysel yasa olarak görülebilir. Deneysel yasalar, olgulardaki
düzenliliği ortaya çıkararak bilim adamlarının merakını doyurduğu ölçüde, bilim
adamı da bu yasaların neden geçerli olduğunu açıklayabilecek sistematik bir
şema, yani bilimsel bir kuram oluşturabilir.
Deneysel yasalar ile bilimsel
kuramlar bir çok yönden birbirinden ayrılır. Deneysel yasalar kullanılan her terimin
anlamını belirlemeyi sağlayacak, oldukça açık, gözleme dayalı kuralları içerir;
dolayısıyla her yasa bu terimlerin işaret ettiği nesneleri ve özellikleri
dikkatle gözleyerek sınanabilir. Kaldı ki bu yasalar, daha başlangıçta,
gözlenen ilişkilerden yola çıkan birer genelleme ya da şemalama biçiminde
oluşur. Oysa ilke olarak, bilimsel kuramların bazı terimleri, gözlenmiş olmayan
nesneleri işaret eder. Dolayısıyla bilimsel kuramlar, insan zihninin ürünü,
imgeleme dayalı birer yapılanmadır; gözlemlerin olduğu kadar, felsefi ve
estetik yargıların da ürünüdür. Bilimsel kuram, gözlemden kaynaklanan bilgilere
dayanır, ama bu bilgilerin tümevarım yoluyla genelleştirilmesinden ibaret
değildir. Öte yandan, bilimsel kuramların yasalar ile aynı temeller üzerinde sınanması
ve doğrulanması da olanaksızdır. Deneysel yasalar, gözlenebilir küçük bir
nesneler kümesindeki birliği sağlayan belirli bir ilişkiyi dile getirir; alanı
çok daha geniş olan bilimsel kuramlar ise, bir yandan bir dizi deneysel yasayı
açıklarken, bir yandan da henüz ortaya çıkarılmamış başka yasaları öngörür.
AnaBritannica, s: 161-162
Farklı Yaklaşımların Saptanması, Karşılaştırılması… (Grup çalışması)
Metinde (metin 2) yer alan bilim insanlarının görüşleri çizelgedeki sorular (örnek 1) eşliğinde karşılaştırılarak saptanır. Bu çalışmada önemli olan, bu bilim
insanlarının farklı görüşlere sahip olmasının kavranmasıdır. Yoksa öğrencilerin
savunulan düşüncelerin bütün ayrıntılarına hakim olmaları beklenemez.
Metin 2
20. YÜZYILDA BİLİM ÜZERİNE FARKLI
DÜŞÜNCELER
Mantıksal olgucular: Bunlara göre
bilimsel kuram, bazı yalın gözlem verilerine dayanmalıydı. Kuramdan türetilecek
mantıksal varsayımlar gözlem ve deneme yoluyla doğrulanırsa kuram
temellendirilmiş olur, yanlışlanırsa, çürütülmüş sayılırdı. Bilimsel bilgiyi
öteki bilgi türlerinden özellikle de metafizikten ayıran buydu. Bilim gözlem ve
deneme yoluyla “doğrulanabilir” önermeler sağlıyor, metafizik ise gözlem ve
deney konusu edilemeyen dolayısıyla ne doğrulanabilecek ne de yalanlanabilecek
yani anlamsız önermelerden oluşuyordu.
Karl Popper: Popper, “doğrulanabilirlik” ilkesine karşı
çıktı. Bilimselliğin temel ölçütü “yanlışlanabilirlik”e açık olmaktı. Bir
bilimsel önermenin, içinde yer aldığı kuramdan yola çıkarak düzenlemiş deneylerle
bir çok kez doğrulanmış olması önemli
değildi. Önemli olan, bilim adamının kendi ortaya attığı önermenin yanlış
olabileceği durumlar bulmaya çalışmasıydı. Bilim adamının deney yapma gereğini
duyması bu kuşkucu yönelimin sonucuydu. Bilim adamı deneylerle yanlışlayamadığı önermelerini “şimdilik”
kaydıyla doğru sayar, ama yanlışlayabildiği bir önermeyi hemen reddederdi.
Bilimin sağlamlığı ve ilerleme gücü de buradan geliyordu.
Thomas S. Khun: Khun, bilim
tarihinde iki farklı etkinlik biçiminin ayırt edilebileceğini söyler.
Birincisi, “normal” bilimsel etkinliktir ki bu dönemde bir bilimsel topluluk;
paradigmalardan oluşan disipliner matriksi sorgulamadan kabul eder. Diğer dönem
“devrimci” bilimsel etkinlik dönemidir ki bu durumda; var olan kuramlarla açıklanmayan
olguları açıklama savında olan yeni bakış açıları ortaya çıkar. Bu bunalım yeni
disipliner matriksin, eskinin yerini alması ile son bulur. O halde bilimsel
devrimler; eski bilimsel kuramların yanlışlanmasından çok, temellerinin
sorgulanmasıyla gerçekleşiyordu. Bilim sürekli ilerleyen ve bir önceki aşaması
bir sonrakine katılan çizgisel bir gelişme göstermiyor, bir çerçeve içinde,
önce dış sınırlarına ulaşıyor, ama sonradan bu çerçevenin yerini bir başkası
alıyordu.
Paul K. Feyerabend: Feyerabend,
düzenli ve yöntemli bir etkinlik olarak tanımlanan “bilim” kavramını
eleştirir. Yöntemli ve sistematik
anlayışın bilim için zararlı olduğunu, gerçek bilim çabasının kural tanımaz bir
anlayış gerektirdiğini ileri sürer.
(AnaBritannica’dan derlenmiştir,
Bilim Felsefesi, s: 159-160)
Örnek
1 Farklı Yaklaşımların Saptanması, Karşılaştırılması
“Metinde
ismi geçen bilim insanları/okulları, bilim üzerine tartışıyor olsalar bile
farklı çıkış noktalarından hareket ediyorlar. Bu insanların yaklaşımlarına
kaynaklık eden ana çıkış noktalarını, sorularını saptayarak, kısaca
yaklaşımlarını, cevaplarını özetleyiniz.”
|
||
Bilim
insanları/ Okullar
|
Tartıştıkları
Soru
(Onları
harekete geçiren, kafalarındaki soru nedir?)
|
Cevapları
|
Mantıksal
Olgucular
|
Bir
kuram (önerme) nasıl temellendirilir? Bunu tartışıyorlar…
|
Kuramdan
türetilecek mantıksal varsayımlar gözlem ve deney yoluyla doğrulanırsa, kuram
da temellendirilmiş oluyor.
|
Karl
Popper
|
Bir
önerme (kuram) nasıl temellendirilir?
|
Bilim
adamı, önermelerle ilgili “yanlış” olabilecek durumlar bulmaya çalışmalıdır.
|
Thomas
S. Khun
|
Eski
bir disipliner matriksin yerini, yenisi nasıl almaktadır?
|
Bilim
çizgisel bir şekilde ilerlemez, bilimsel devrimler kuramların
yanlışlanmasından çok temellerinin sorgulanması ile gerçekleşir.
|
Paul
K. Feyerabend
|
Bilimde
yöntemli ve sistematik anlayış olabilir mi?
|
Gerçek
bir bilim, yöntemsiz yapılır. Bilim yöntem tanımaz. Yöntem, bilim için
zararlıdır.
|
“Bu
görüşleri; gündelik hayattan örneklerle, simdiye kadar edindiğiniz bilgilerle
benzeşim kurarak açıklamaya çalışınız…”
|
||
Mantıksal
Olgucular:
|
||
Karl
Popper:
|
||
Thomas
S. Khun:
|
||
Paul
K. Feyerabend:
|
Bu
çalışmalar seviye üstü kalıyorsa yapılmayabilir ama önemli olan öğrencilerin düşünmesidir.
Burada amaç sadece budur. Gerçeği bulmak, doğru cevabı bulmak gibi bir
yaklaşıma yer olmadığı için, öğrenciler kendilerini rahat hissedecekler ve
yaratıcılıklarını, birikimlerini kullanabileceklerdir.
*Kaynak gösterilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder