28 Ekim 2017

Bilimsel Kuram Nedir?

Dilara Kahyaoğlu
2009


Aşağıdaki metin (metin 1) okunur. Öğrenciler bireysel olarak “deneysel yasalar” ile “kuram”ın tanımını yapmaya çalışır. Bu çalışma sırasında esas olarak metindeki bilgiler kullanırlar. Kurulan cümlelerin tanım cümlesi olması ve genellemeye uygun yapılması önemlidir.  Yapılan tanımlar sınıfta paylaşılır ve tartışılır. Böylelikle deneysel yasalar ile kuram arasındaki farklılıkları konusunda belli ölçüde  farkındalık sağlanacaktır.

Metin 1
BİLİMSEL KURAM

Nesnelerde ve olaylarda var olduğu gerek gözlenmiş gerek öngörülmüş düzenliliklere ilişkin bir grup deneysel yasayı, insan imgeleminde bilimsel  bir ussallık içinde açıklamayı amaçlayan geniş kapsamlı düşünsel yapı.

Bilim adamı, nesneleri ve olayları açıklayabilmek için, 1) özenli gözlem ya da deneylerden 2) bulduğu düzenliklerle ilgili kayıtlardan ve 3) sistematik açıklayıcı şemalardan (kuramlar) yararlanır. Düzenliliklerle ilgili önermeler, ancak doğru oldukları sürece ya da gözlenen özellikleri arasındaki sürekli ilişkileri dile getiren birer deneysel yasa olarak görülebilir. Deneysel yasalar, olgulardaki düzenliliği ortaya çıkararak bilim adamlarının merakını doyurduğu ölçüde, bilim adamı da bu yasaların neden geçerli olduğunu açıklayabilecek sistematik bir şema, yani bilimsel bir kuram oluşturabilir.

Deneysel yasalar ile bilimsel kuramlar bir çok yönden birbirinden ayrılır. Deneysel yasalar kullanılan her terimin anlamını belirlemeyi sağlayacak, oldukça açık, gözleme dayalı kuralları içerir; dolayısıyla her yasa bu terimlerin işaret ettiği nesneleri ve özellikleri dikkatle gözleyerek sınanabilir. Kaldı ki bu yasalar, daha başlangıçta, gözlenen ilişkilerden yola çıkan birer genelleme ya da şemalama biçiminde oluşur. Oysa ilke olarak, bilimsel kuramların bazı terimleri, gözlenmiş olmayan nesneleri işaret eder. Dolayısıyla bilimsel kuramlar, insan zihninin ürünü, imgeleme dayalı birer yapılanmadır; gözlemlerin olduğu kadar, felsefi ve estetik yargıların da ürünüdür. Bilimsel kuram, gözlemden kaynaklanan bilgilere dayanır, ama bu bilgilerin tümevarım yoluyla genelleştirilmesinden ibaret değildir. Öte yandan, bilimsel kuramların yasalar ile aynı temeller üzerinde sınanması ve doğrulanması da olanaksızdır. Deneysel yasalar, gözlenebilir küçük bir nesneler kümesindeki birliği sağlayan belirli bir ilişkiyi dile getirir; alanı çok daha geniş olan bilimsel kuramlar ise, bir yandan bir dizi deneysel yasayı açıklarken, bir yandan da henüz ortaya çıkarılmamış başka yasaları öngörür.


AnaBritannica, s: 161-162


 Farklı Yaklaşımların Saptanması, Karşılaştırılması… (Grup çalışması)

Metinde (metin 2) yer alan bilim insanlarının görüşleri çizelgedeki sorular (örnek 1) eşliğinde karşılaştırılarak saptanır. Bu çalışmada önemli olan, bu bilim insanlarının farklı görüşlere sahip olmasının kavranmasıdır. Yoksa öğrencilerin savunulan düşüncelerin bütün ayrıntılarına hakim olmaları beklenemez.

Metin 2

20. YÜZYILDA BİLİM ÜZERİNE FARKLI DÜŞÜNCELER

Mantıksal olgucular: Bunlara göre bilimsel kuram, bazı yalın gözlem verilerine dayanmalıydı. Kuramdan türetilecek mantıksal varsayımlar gözlem ve deneme yoluyla doğrulanırsa kuram temellendirilmiş olur, yanlışlanırsa, çürütülmüş sayılırdı. Bilimsel bilgiyi öteki bilgi türlerinden özellikle de metafizikten ayıran buydu. Bilim gözlem ve deneme yoluyla “doğrulanabilir” önermeler sağlıyor, metafizik ise gözlem ve deney konusu edilemeyen dolayısıyla ne doğrulanabilecek ne de yalanlanabilecek yani anlamsız önermelerden oluşuyordu.

Karl Popper:  Popper, “doğrulanabilirlik” ilkesine karşı çıktı. Bilimselliğin temel ölçütü “yanlışlanabilirlik”e açık olmaktı. Bir bilimsel önermenin, içinde yer aldığı kuramdan yola çıkarak düzenlemiş deneylerle bir  çok kez doğrulanmış olması önemli değildi. Önemli olan, bilim adamının kendi ortaya attığı önermenin yanlış olabileceği durumlar bulmaya çalışmasıydı. Bilim adamının deney yapma gereğini duyması bu kuşkucu yönelimin sonucuydu. Bilim adamı deneylerle  yanlışlayamadığı önermelerini “şimdilik” kaydıyla doğru sayar, ama yanlışlayabildiği bir önermeyi hemen reddederdi. Bilimin sağlamlığı ve ilerleme gücü de buradan geliyordu.

Thomas S. Khun: Khun, bilim tarihinde iki farklı etkinlik biçiminin ayırt edilebileceğini söyler. Birincisi, “normal” bilimsel etkinliktir ki bu dönemde bir bilimsel topluluk; paradigmalardan oluşan disipliner matriksi sorgulamadan kabul eder. Diğer dönem “devrimci” bilimsel etkinlik dönemidir ki bu durumda; var olan kuramlarla açıklanmayan olguları açıklama savında olan yeni bakış açıları ortaya çıkar. Bu bunalım yeni disipliner matriksin, eskinin yerini alması ile son bulur. O halde bilimsel devrimler; eski bilimsel kuramların yanlışlanmasından çok, temellerinin sorgulanmasıyla gerçekleşiyordu. Bilim sürekli ilerleyen ve bir önceki aşaması bir sonrakine katılan çizgisel bir gelişme göstermiyor, bir çerçeve içinde, önce dış sınırlarına ulaşıyor, ama sonradan bu çerçevenin yerini bir başkası alıyordu.

Paul K. Feyerabend: Feyerabend, düzenli ve yöntemli bir etkinlik olarak tanımlanan “bilim” kavramını eleştirir.  Yöntemli ve sistematik anlayışın bilim için zararlı olduğunu, gerçek bilim çabasının kural tanımaz bir anlayış gerektirdiğini ileri sürer.

(AnaBritannica’dan derlenmiştir, Bilim Felsefesi, s: 159-160)



 Örnek 1    Farklı Yaklaşımların Saptanması, Karşılaştırılması

“Metinde ismi geçen bilim insanları/okulları, bilim üzerine tartışıyor olsalar bile farklı çıkış noktalarından hareket ediyorlar. Bu insanların yaklaşımlarına kaynaklık eden ana çıkış noktalarını, sorularını saptayarak, kısaca yaklaşımlarını, cevaplarını özetleyiniz.”
Bilim insanları/ Okullar
Tartıştıkları Soru
(Onları harekete geçiren, kafalarındaki soru nedir?)
Cevapları

Mantıksal Olgucular
Bir kuram (önerme) nasıl temellendirilir? Bunu tartışıyorlar…
Kuramdan türetilecek mantıksal varsayımlar gözlem ve deney yoluyla doğrulanırsa, kuram da temellendirilmiş oluyor.

Karl Popper
Bir önerme (kuram) nasıl temellendirilir?
Bilim adamı, önermelerle ilgili “yanlış” olabilecek durumlar bulmaya çalışmalıdır.

Thomas S. Khun
Eski bir disipliner matriksin yerini, yenisi nasıl almaktadır?
Bilim çizgisel bir şekilde ilerlemez, bilimsel devrimler kuramların yanlışlanmasından çok temellerinin sorgulanması ile gerçekleşir.

Paul K. Feyerabend
Bilimde yöntemli ve sistematik anlayış olabilir mi?
Gerçek bir bilim, yöntemsiz yapılır. Bilim yöntem tanımaz. Yöntem, bilim için zararlıdır.

“Bu görüşleri; gündelik hayattan örneklerle, simdiye kadar edindiğiniz bilgilerle benzeşim kurarak açıklamaya çalışınız…”


Mantıksal Olgucular:

Karl Popper:

Thomas S. Khun:

Paul K. Feyerabend:


Bu çalışmalar seviye üstü kalıyorsa yapılmayabilir ama önemli olan öğrencilerin düşünmesidir. Burada amaç sadece budur. Gerçeği bulmak, doğru cevabı bulmak gibi bir yaklaşıma yer olmadığı için, öğrenciler kendilerini rahat hissedecekler ve yaratıcılıklarını, birikimlerini kullanabileceklerdir. 

Bu çalışma, Düşünme Eğitimi dersine kaynak kitap hazırlama projesi kapsamında,  "Genetik" teması için yapılmıştı. Basılmadı.

*Kaynak gösterilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz.

Hiç yorum yok: