05 Nisan 2016

Herkül Sütunları ve Kartacalı Hannon’un Batı Afrika Seyahati

Dilara Kahyaoğlu
2014


Amaç:  Haritalar ve bir tarihsel belge (günlük) kullanılarak Kartacalıların belki de ilk kâşiflerden olduğunu keşfeder, günümüz coğrafyası ile karşılaştırarak, günlükte sunulan dünyayı canlandırmayı dener.

Kilit Beceriler: Araştırma, Harita Okuma,  Canlandırma, Eleştirel Düşünme


Kaynak 1: 
Denizci Hannon’un Batı Afrika Gezisinde Tuttuğu Notlar

Bu, Herakles Sütunları’nın ötesindeki Libya memleketlerine yolculuk yapan ve Kronos Tapınağı’nda da yücelen Kartaca Kralı  [Basileos] Hannon’un, öyküsüdür. 

Sütunların ötesinde iki gün seyrettikten sonra Thymiaterion adlı ilk şehri bulduk. Şehrin altı büyük bir düzlüktü. Oradan batıya giderek, ağaçlarla kaplı Soloeis adlı Libya burnuna vardık. Burada Poseidon’a bir tapınak adadık. Yarım gün doğuya seyrederek, bir göle ulaştık. Denizden fazla uzak değildi ve fillerin ve diğer vahşi hayvanların yediği çok uzun sazlarla kaplıydı [Poseidon orijinal metinde olmayabilir].

Yolculuğumuza devam ederek, Libya’da akan geniş nehir Lixos’a ulaştık. Göçebe kavim Lixitler, onun yanında sığırlarını otlatıyorlardı. Onlarla biraz zaman geçirdik ve arkadaş olduk. Onların arkasında düşman Etiyopyalılar, vahşi hayvanlarla dolu geniş bir alanı kaplıyorlardı. Arazileri, Lixos’un içinden aktığı yüce dağlarla çevriliydi. Lixitlere göre bu dağların arasında garip insanlar (attan hızlı koşan mağara adamları) yaşıyordu. [Etiyopyalılar sözcüğü, yanık yüzlü insanlar anlamına geliyor. Bir zamanlar siyah Afrika halklarına verilen ortak isimdir. Yüce dağların Anti Atlaslar olduğu varsayılır].

Lixitler arasından tercümanlar alarak iki gün boyunca çöl kıyısını takiben güneye seyrettik.Oradan ayrılıp Chretes adlı bir nehri geçtik ve Kerne’den büyük üç adanın bulunduğu bir koya ulaştık. Buradan bir günlük mesafede, hayvan postlarına bürünmüş vahşilerle dolu olan koca dağların sarktığı koyun sonuna vardık. Taşlar atarak karaya çıkmamıza engel oldular ve bizi uzaklaştırdılar.

Oradan ayrılarak, timsahların ve su aygırlarının cirit attığı başka bir geniş nehre ulaştık. Oradan Kerne’ye döndük. Oradan güneye 12 gün boyunca seyrettik. Yaklaştığımızda bizden kaçan Etyopyalıların oturduğu kıyıya yakın kaldık. Bizim Lixitlere göre bile konuştukları dil anlaşılmaz.

Son gün bazı yüksek dağların yakınlarına demirledik. Dağlar, aromatik ve rengarenk kütükleri olan ağaçlarla kaplıydı. Dağların çevresinde iki gün seyrettikten sonra kara tarafı düzlük bir arazi olan uçsuz bucaksız bir denize ulaştık. Gece boyunca belirli aralıklarla yanıp sönen büyüklü küçüklü ateşleri gözledik. 

Buradan su aldıktan sonra, tercümanlarımızın Batı’nın Boynuzu dedikleri çok büyük bir koya varana kadar kıyı boyunca beş gün daha seyrettik. İçinde, geniş bir ada ve onun içinde deniz gibi tuzlu bir lagün, onun da içinde başka bir ada vardı. Burada karaya çıktık. Gündüz, ormandan başka bir şey göremiyorduk ama gece, pek çok ateş fark ettik, flüt, zil ve tam-tam sesleriyle kalabalıkların haykırışlarını duyduk. Korktuk ve rahiplerimiz buradan ayrılmamızı önerdiler. 

Çabucak ve korku içinde oradan ayrıldık. Dört gün boyunca seyrettikten sonra gece alevlerle dolu kıyıyı gördük. Ortada diğerlerinden uzun ve açıkça yıldızlara uzanan büyük bir alev vardı. Gündüz olunca bu, Tanrıların Arabaları denen çok yüksek bir dağa dönüştü [bu dağın Kamerun Dağı olduğu düşünülmektedir].

Ateş sellerinden uzaklaşıp, üç gün sonra Güney’in Boynuzu denen koya ulaştık.
Bu körfezde, ilkine benzer, iç lagünündeki küçük adada birçok vahşiyi barındıran bir ada vardı. Tercümanlarımızın goril dedikleri kıllı vücutlu kadınlardı çoğu. Kovaladıysak da hiç erkek yakalayamadık, hepsi kaçtı, çok iyi tırmanıcı oldukları için kendilerini taş atarak savundular. Bununla birlikte, kendilerini taşıyanları ısırıp tırmalayarak gelmeyi reddeden üç kadın yakaladık. Böylece onları öldürdük ve derilerini yüzüp Kartaca’ya getirdik. Erzağımız azaldığı için daha ileri gitmedik. 


Kaynak 2: 
Kartacalı Denizciler, Dünyanın Sınırında
Fenikeliler İlkçağ’ın en iyi denizcileri olmakla ünlüydüler. Denizcilik denize yakın konumları sayesinde gelişti. MÖ III. binlerden itibaren Mısır’a hatta Ege Denizi’ne kadar açıldılar. MÖ II. binlerde Afrika’daki Numidia ve İberia (İspanya) kıyılarına ulaştılar. Cebelitarık Boğazı’na ilk ulaşan Tyr’li denizciler, önlerinde uzanan uçsuz bucaksız denizi görünce dünyanın sonuna vardıklarını sandılar. Avrupa ve Afrika (Ceuta) arasında yükselen kayalara Melkart’ın Sütunları adını verdiler. Onlara göre tanrıları Melkart, bu sütunları yeryüzünün sınırlarını belirtmek için kendi elleriyle dikmişti. Daha sonra dünyanın orada bitmediğini anlayınca birçok kez Cebelitarık Boğazı’nı geçtiler. Ama boğazla ilgili bu düşünce yaşadı. Grekler ve Romalılar bu kayalara Herküles Sütunları adını verdiler.

Fenikeliler MÖ I. binlerde Akdeniz’den çıktılar. VI. yüzyılda Kartacalı denizci Hannon, bugünkü Kamerun’a kadar Batı Afrika kıyılarında ilerledi ve bize Grekçe çevirisi ulaşan bir metinde yolculuğunu anlattı.

(Diakov, V. ve S. Kovalev. İlkçağ Tarihi Cilt 1. S: 165’ten  kısaltılarak alınmıştır)



Kaynak 3: 
Hannon’un Batı Afrika’daki rotası

Kaynak 4: 
Hanno (Hannon)
Hanno (MÖ 5. yy), Afrika'nın batı kıyılarına yapılan keşif ve kolonileştirme seferinin önderi Kartacalı denizci. 

Kadınlı erkekli 30 bin kişiyi taşıyan 60 gemiyle yola çıkan Hanno, bugün Fas'ın bulunduğu topraklarda Thymiaterion'u (bugün Kenitra) kurdu ve Cantin Burnundaki (bugün Meddouza Burnu) Soloeis'te bir tapınak yaptırdı. Ardından aynı yörede 5 kent daha kurdu. Karia Kalesi (Yunanca Karikon Teikhos) ve Acra (Agadir) bunlar arasındaydı. 

Karia Kalesi, Fas kıyısında Kartacalı kolonicilere ait arkeolojik kalıntıların bulunduğu Suveyre ile aynı yer olabilir. Daha güneyde, büyük bir olasılıkla Rio de Oro üzerinde bir ticaret istasyonu olarak Cerne'yi (Mogador) kuran Hanno'nun, bugünkü Gambia ya da Sierra Leone kıyılarına kadar ulaştığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Kameron'a kadar da gitmiş olabilir. 

Hanno'nun yolculuğunun Kartaca'daki Baal Tapınağı'nda kaleme alınan öyküsü, 10. yüzyıldan kalma Hannonos Karkhedonion Basileos Periplous (Kartacalı Hannon'un Büyük Seferi) adındaki eski Yunanca bir yazma aracılığıyla günümüze ulaşmıştır. Bunun, Pön dilindeki özgün metnin bir çevirisi olduğu sanılmaktadır.

 " Hanno". AnaBritannica. Cilt 10. 1988. s:367



ÇALIŞMA SORULARI
1. Kartacalılar ilk kez gördükleri ve tanımadıkları siyah Afrikalılara Etiyopyalı diyorlar. Bir coğrafya haritasından Etiyopya’nın yerini bularak, yerlilere bu ismi vermelerinin doğru olup olmadığını tartışınız.

2. Karşılaştıkları bir canlı türünün goril olduğunu düşünüyorlar. Gorillerin yaşadıkları coğrafi alanların nereleri olduğunu bulunuz. Buna göre Denizci Hannon, nerelere kadar gitmiş olabilir? Bu bilgi kaynak 3’te gösterilen bilgi ile çakışıyor mu?

3. İlkçağ ’da Hannon gibi keşif gezisine çıkmış birçok denizci olabilir ama biz onlar hakkında bilgi sahibi değiliz. Nedenleri üzerinde düşününüz. 

4. Kaynaklardan yararlanarak Gemici Hannon’nun Batı Afrika Seyahatini konu alan bir çizgi roman yaratınız. Bu roman bilim kurgu türünde olabilir.  Güzel çizmeniz şart değildir, çöpten adamlar yaparak da çizebilirsiniz. Çizdiğiniz figürleri balonlar çıkartarak konuşturmayı da ihmal etmeyiniz.

5. Kaynak 1’deki metin 10.yüzyılda kalma yazılı bir belgedir. Günümüz insan hakları ilke ve normlarını dikkate aldığımızda özellikle cinsiyetçilik, ayrımcılık vb. açısından sorun olduğunu düşündüğünüz yerler var mı? Tartışınız (anakronizm problemini de hatırlayarak).

***
* Fenike serisindeki diğer çalışmalara bkz.

Fenikelilerin Kökeni Sorunu
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/fenikelilerin-kokeni-sorunu_40.html

Fenike Tarihini ve Kültürünü İncelemek

http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/fenike-tarihini-ve-kulturunu-incelemek.html

Levant (Doğu Akdeniz) Coğrafyasını Tanıma


http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/levant-dogu-akdeniz-cografyasn-tanma.html



**Çalışmada kullanılan kaynaklar için bkz.


Bu çalışma "Uygarlıklar Tarihi 1 Öğrenci ve Öğretmenler İçin Çalışma Kitabı" için hazırlanmış ve orada yayımlanmıştır.

Yazar adı belirtilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.





Hiç yorum yok: