Dilara Kahyağlu
2014
Amaç: Modern Uygarlığı yaratan temel
araçlardan barut, kâğıt ve matbaanın nerde,
ne zaman ortaya çıktığını bilir ve bunların Avrupa üzerindeki etkilerini
fark eder.
Kilit beceriler: Eleştirel Düşünme, Analiz,
Çıkarımda bulunma
Kâğıdın İcadı
Kâğıdın icadından önce toplumlar yazı yazmak için hepsi
önemli dezavantajlara sahip az sayıda malzeme tarafından sınırlandırılmışlardı.
Taş üstüne oymak (taşıması neredeyse imkânsız), ağaç kabuğu (çok kırılgan), kil
tabletler (ağır), papirüs (kırılgan) ve parşömen ya da vellum. Vellum daha
dayanıklı ve kâğıttan daha iyi bir yüzeye sahip olmakla beraber, tek bir kitap
yazmak için 200'den çok hayvanın derisi gerekebiliyordu ve Avrupa'daki
manastırlar uygun hayvan derileri kalmadığı için çoğu kez kitap yapmayı
durdurmak zorunda kalmışlardı.
Kâğıt Çin'de MS 105
dolaylarında Han sarayının bir görevlisinin denetimi altında geliştirildi. En
eski tipi, ham elyafın (özellikle dut ağacının kabuğu, defne ve ot) ve
paçavraların bir karışımından oluşuyordu. Elyaf 100 gün suda bekletiliyor,
varsa dış kabuklar ayıklanıyor, kâğıt hamuru kireçle karıştırılıyor, 8 gün
kaynatılıyor ve tekrar tekrar yıkanıyordu. Daha sonra süzülüyor, yumuşak bir
hamur elde edene kadar dövülüyor, ağartılıyor, yıkanıyor ve kolalanıyordu.
Kâğıt yapmak için bir çerçeve, bu karışımın olduğu tekneye daldırılıyor, suyu
akıtılıyor ve ısıtılmış bir duvarın üzerinde kurutuluyordu. Teknikler zamanla
geliştirildi. Çin’de kâğıt kullanımı 100 yıl içinde yaygın bir hale gelmişti.
İpeğin aksine kâğıdın üretim yöntemleri gizli tutulmaya çalışılmadı. Ve kâğıt
hızla Orta Asya’ya yayıldı. 7. Yüzyıla
gelindiğinde Kore ve Japonya’ya, bir süre sonra da Hindistan’a ulaştı.
Semerkant’ta yaklaşık 650'den
beri kâğıt üretiliyordu. Yörenin, özellikle 751'deki Talaş Savaşı'ndan sonra, İslam askerleri tarafından
fethedilmesinin sonucu kâğıt teknolojisinin batıya aktarılması oldu. İslam
askerleri esir aldıkları Çinli işçileri Bağdat’a götürdü ve bu işçiler 793'te burada bir kâğıt fabrikası
kurdu. Kâğıt İslam dünyasında hızla parşömenin ve aynı zamanda Mısır'da
uzmanlaşmış papirüs kullanımın yerini aldı; Kuzey Afrika'ya yayıldı ve 10. yüzyıla gelindiğinde İslam
İspanya’sına ulaştı. Müslüman kâğıt üreticilerinin karşılaştığı sorun uygun
ağaç kabuklarının yokluğuydu ve bu nedenle daha sonra paçavra oranı artırıldı.
Bu, kâğıt kalitesini düşürdü.
Avrupa kâğıt kullanımını benimsemekte yavaş davrandı. Hem 1145'te Sicilya Kralı II. Roger, hem de
1221'de Almanya'da II. Frederick
resmi dokümanlarda kâğıt kullanılmasını yasakladı. Hıristiyan Avrupa'daki kâğıt
fabrikası 1276'da İtalya’da kuruldu.
Teknoloji İslam dünyasından geldi ve Avrupa'nın icadın aslında Çinlilere ve
1000 yıldan daha öncesine ait olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Fransa,
İtalya ve Almanya 14. Yüzyılda kâğıt
yapmaya başladı, ama İngiltere’de 1495'e
kadar kâğıt fabrikası yoktu ve 1586'ya
kadar Hollanda'da da olmadı. Avrupa kâğıdının sorunlarından biri, karışımda
kullanılan paçavra oranının daha yüksek olması nedeniyle kalitesinin çok düşük
olmasıydı. Üretim süreci, giderek artan talep nedeniyle paçavraların yerini
odun hamurunun aldığı 19.yüzyila kadar neredeyse hiç değişmedi ve bu
yapıldığında kalite daha da düştü.
Clive Ponting, Dünya
Tarihi. 345-347
ÇALIŞMA SORULARI
1.Yazar kâğıt dışındaki malzemelerin dezavantajlarını
sıralamış. Sözü edilen teknolojilerinin kullanımının çevreye olan etkisini de
düşünerek bu dezavantaj listesini daha arttırabiliriz. Kâğıdı da bu listeye
ekleyerek düşünelim… Peki, bunların hiç
mi avantajları yoktu? Bir de bu açıdan düşünelim. Aşağıdaki çizelgeyi bu
soruları, metindeki fikirleri de kullanarak tamamlayalım. Kısa notlar halinde
yazabilirsiniz…
Yazı Yazma
Malzemeleri
|
Dezavantajları
|
Avantajları
|
Taş
|
-
-
|
-
-
|
Kil Tablet
|
-
-
|
-
-
|
Ağaç Kabuğu
|
-
-
|
-
-
|
Parşömen
|
-
-
|
-
-
|
Vellum (kaliteli, ince parşömen)
|
-
-
|
-
-
|
Kâğıt
|
-
-
|
-
-
|
2. Aşağıdaki boş harita üzerinde kâğıdın Çin’den başlayarak
Avrupa’ya doğru yayılmasını, ilgili tarihleri ve yerleri de belirterek
gösteriniz. Bunun için uygun bir fiziki ve siyasi haritadan
yararlanabilirsiniz.
3. Bizler şu anda yukarıda belirtilen malzemeler dışında ne
tür malzemeler kullanıyoruz? Bunların
avantajları ve dezavantajları nedir? Düşünün ve tartışın…
Matbaa
Kâğıdın gelişimi olmasa, baskı yapılması imkânsız
olabilirdi. Tahta bloklar kullanılarak yapılan ilk baskı, muhtemelen 700 dolaylarında Çin'e tarihlenir.
Baskının iki çok erken örneği de Kore ve Japonya'dan gelmiştir. İlki, 751'e tarihlendirilen Pulguk-sa Tapınağı'ndan
bir Budist büyüsüdür ve 754-770 arasında,
bir milyondan çok Budist dharanisi, yani özdeyişi Japonya'da basılmış ve özel
tapınaklara ve stupalara [Budist tapınak çeşidi] konmuştu. Günümüze ulaşan tam anlamıyla
basılmış ilk kitap 868'e
tarihlendirilen Orta Asya'da İpek Yolu'ndaki Tunhuang kaynaklı (Mahayana
Budacılığının klasiklerinden biri olan) Diamond Sutra’dır. Geniş ölçekli blok
baskının gelişimi 10. yüzyılın sonlarında
Çin'de gerçekleşti. Budistler (9. yüzyılın ortasındaki takibatlara rağmen) Tripitaka’nın [Buda'nın
öğretilerinin toplandığı kitaplar], Budist yasaların, altı farklı baskısını yapmışlardı ve
her baskı 80.000’den fazla tahta blok gerektirmişti. Hükümetin mali destekte bulunduğu
Ulusal Akademi "Konfüçyüs" klasiklerini bastı ve Taocular da tüm
kendi yasalarını bastılar. Çok hızlı bir şekilde basılan kitaplara tarih,
coğrafya, tıp, felsefe, şiir ve nesir eklendi. Her kentte kitapçı dükkânları
vardı ve kuşkusuz Çin, çok küçük bir elit dışında da okuryazarlığın yaygın
olduğu dünya üzerindeki ilk toplumdu. Basılan kitapların sayısındaki artış
dikkat çekici bir kâğıt talebine yol açtı. 1100’lere
gelindiğinde başkente sadece bir eyaletten (Hsin-an) her yıl gönderilen kâğıt,
7 farklı türden olmak üzere 1,5 milyon tabakadan fazlaydı. Kâğıt fabrikaların her
birinde yaklaşık 1000 işçi çalışıyordu ve uzunluğu yaklaşık 150 metre olan kâğıt
ruloları üretebiliyorlardı.
Tahta blokların oyulması ve hazırlanması
uzun zaman alıyordu, ancak etkiliydiler. Matbaacılar her gün yaklaşık 2000 çift
sayfa basabiliyorlardı ve her blok yaklaşık 15.000 basım ve rötuş yapıldıktan
sonra bir 10.000 baskı için daha kullanılabiliyordu. Tahta bloklar Çin yazısı için
özellikle uygundu, depolanabiliyorlardı ve bir defada oldukça küçük tirajların
düzenli olarak basılmasına son derece uygunlardı. Matbaacılar kandil isinden
sabit bir mürekkep geliştirmişlerdi. Bu, Avrupa'da "Hint mürekkebi"
olarak yanlış biliniyordu. Çok renkli baskı 12. yüzyıla gelindiğinde alışıldık bir şeye dönüşmüştü. 1040'larda Pi Sheng, seramikten
yapılmış hareketli harfler takımı geliştirdi. Tahtadan yapılmış hareketli
harfler takımı daha zor yapıldı, ama 1300
dolaylarında sorunların birçoğu Wang Chen tarafından çözümlenmişti ve harfler
takımı, yaklaşık 2 metre çapında döner bir tabladaki bölümlere
yerleştiriliyordu. 1322'ye
gelindiğinde Ma Ch'eng'te, 100.000'in üzerinde hareketli harfler takımı
kullanılmaktaydı. Hareketli harfler takımının kullanımının belli sınırlar
içinde tutan ve böylece tahta blok baskısını verimli kılan, Çince'nin
gerektirdiği harflerin muazzam sayısıydı.
Matbaanın Çin'den batıya doğru yayılmasının
izini sürmek, kâğıt kullanımının izini sürmekten çok daha zordur. Uygurlar
Sogdca’dan türetilmiş alfabelerini kullanarak (ancak başlıklar ve sayfa
numaraları Çinceydi) Çinlilerin tahta bloklarıyla 9. yüzyılda kitap basıyorlardı. Matbaanın kullanılması muhtemelen
buradan Moğollara ve ancak Moğol İmparatorluğu zamanında batıya yayıldı. 1294'te İran’da ve yine aynı yıllarda
Almanya'da da kullanılıyordu. 14.
yüzyılın başlarına gelindiğinde, Doğu Avrasya'dan 600 yıl kadar sonra, dini
matbuat ve blok baskı kitaplar Avrupa'da oldukça yaygın bir şekilde biliniyordu.
Teknikler Çin'de kullanılanlarla tıpatıp aynıydı. Matbaadaki can alıcı gelişme,
hareketli metal harfler takımının kullanılmasıydı. Bu,
ilk defa yönetimin 1403’te Matbuat
Dairesi'nde bir Harf Döküm Bürosu kurduğu Kore'de yapıldı. Metal harfler
üretmek için kullanılan teknikler sikke kesilmesinden uyarlanmıştı ve kitaplara
çok büyük bir talep olduğu için ve baskı adetlerinin giderek artan sayısı
nedeniyle gerekliydi. Avrasya'daki teknolojik gelişmenin artan hızı, Avrupalılar
tarafından hatalı olarak matbaanın "mucidi" sıfatıyla övülen johann
Gutenberg'in 1440'ların sonlarında Strasbourg
ve Mainz'da (alfabetik yazı sistemleri için çok uygun olan) benzer hareketli
harfler takımlarıyla denemeler yapmakta olmasından anlaşılır. 1455'te, hareketli harfler takımıyla
Avrupa'da basılan ilk kitap olarak, bir İncil bastı. 16. yüzyıla gelindiğinde matbaanın
gelişmesinin Avrupa üzerindeki etkisi, 600 yıl önce Çin'de olduğu kadar büyük
olacaktı.
Clive Ponting, Dünya
Tarihi. 347-348
1. Metinden, matbaanın icat edilmesinde ve yaygınlaşmasında; Budacılığın oldukça etkili olduğu sonucunu
çıkarmak mümkün görünüyor. Avrupa’da basılan ilk kitap ise İncil’dir… Bu durumun nedenleri üzerinde düşünerek
fikirlerinizi arkadaşlarınızla tartışınız.
2. Yazar, johann Gutenberg'in, Avrupalılar
tarafından hatalı olarak matbaanın "mucidi" sayılmasını eleştiriyor.
Sizce haklı mı? Görüşlerinizi argüman kullanarak bir yazı ile ifade ediniz.
3. Matbaa
Avrupa’ya çok geç gelmiştir. Birikiminizi kullanarak bu durumun nedenleri
konusunda çeşitli tahminler yapınız ve bunları aşağıdaki çizelgeye yazınız.
Daha sonra bu konuda araştırma yapın ve araştırma
sonuçlarınızı, tahminleriniz ile karşılaştırın.
MATBAANIN
AVRUPA’YA GEÇ GELMESİNİN NEDENLERİ
|
|
A) TAHMİNİ
SONUÇLARIM
|
|
B) ARAŞTIRMA
SONUÇLARIM
|
|
Doğru Tahminlerim
|
|
Yanlış Tahminlerim
|
|
Yanlış tahminlere yol açan nedenler?
|
Barut
Barut ilk ilk olarak, Taocu simyacıların
barutun içine konan maddelerin, -kömür, güherçile
(potasyum nitrat) ve kükürt- karıştırılmasının tehlikelerini ilk defa
kaydettikleri 9. yüzyılda, tahta
blok baskısıyla aynı zamanda, geliştirilmişti. 919'a gelindiğinde huo yao,
yani "ateş eczası", bir alev makinesinde ateşleyici olarak kullanılıyordu.
Yaklaşık olarak 950'ye gelindiğinde
Çinliler -uçarak kaybolup gitmesine izin verilmeyen, roket düzeneğindeki
taşınabilir bir alev fırlatıcı olan- "ateş mızrağı"nı
mükemmelleştirmişlerdi. Denemeler karışımdaki güherçile miktarı artırılınca
neler olduğunu gösterince, gerçek patlayıcılar gelişti. Yaklaşık olarak 1000'e gelindiğinde gitgide daha kalın
kovanlarla ilkel bombalar ve humbaralar yapılıyordu ve 1044'te barutun tam formülü ilk defa yazıldı. (Bu Avrupa'da 1327'ye kadar bilinmedi.) 12. yüzyılın sonlarında, hedefin
üzerine gelindiğinde otomatik olarak ok yağdıran iki kademeli roketlerle
birlikte çoklu roket atıcılar kullanılıyordu. Çok daha önemli olan, giderek mermilerin
atılabileceği dayanıklı (sertleştirilmiş kâğıt, bronz ve sonunda dökme demir)
boruların geliştirilmesiydi. 1120'ye
gelindiğinde namlulu silahlar alev makinesi olarak kullanılıyordu ve 1280 dolaylarında, merminin namlunun
içini kapladığı ilk gerçek silah geliştirildi ve Moğollara karşı kullanıldı.
Bu gelişmelerin tümü tamamen Çin
sınırları içinde ve Avrasya'nın diğer yerlerine ateşli silahlar hakkında hiçbir
bilgi ulaşmadan gerçekleşti. 13. Yüzyılın
sonlarından itibaren, muhtemelen Moğollar zamanında barut teknolojisi hızla
batıya doğru yayıldı ve Hıristiyan Avrupa'dan çok daha önce İslam dünyasına
ulaştı. İslam kuvvetlerinin 1291'de
Akka kuşatması esnasında ilkel patlayıcı humbaralar kullanmış olmaları olası
görünüyor. İlk ilkel top Memlukler tarafından Mısır'da kullanıldı ve 14. Yüzyılın başlarında Kuzey Afrika ve
İspanya’ya ulaştı. Ateşli silahların bilgisi buradan Batı Avrupa’ya ulaştı. Kullanılmış
olduklarına dair ilk kayıt, 1346'daki Crécy
Savaşı nedeniyle alınmıştır, fakat etkili silahların gelişmesi İslam
dünyasında Avrupa'dan daha çabuk oldu. 1453'te
Konstantinopolis kuşatmasında Osmanlı kuvvetleri, taşınmaları için 70 öküz ve
1000’den fazla insan gerektiren toplar kullanıyorlardı. (Çoğu zaman topları kullanılacakları
yerde dökmek onları nakletmekten daha kolaydı.) Bronzdan yapılmışlardı, çapları
neredeyse bir metreydi ve 150 kilodan daha ağır gülleler atıyorlardı. Bu yeni
silahların etkisi, birçok devlete bölünmüş olan ve neredeyse sürekli olarak savaş
acısı çeken istikrarsız Avrupa’da çok dramatik olacaktı. Çin'de yaratmış olduğu
etkiler dengeleri daha az değiştirmişti.
Clive Ponting, Dünya
Tarihi. 348-349
1. Kaynak 3’teki metinden yararlanarak barutun kullanım
alanları ve tekniklerindeki gelişimini gösteren bir zaman çizelgesi
hazırlayınız.
2. Asya veya Avrupa’da top yapma ve kullanma tekniklerinin
gelişmesinde rol oynayanlar kimlerdir? Bu kişiler, hangi nedenlerle; zamanında
oldukça pahalı olan ve emek isteyen bu işi gerçekleştirmişlerdir?
3. Bazı icatlar ve keşifler, dünya tarihinde dönüm noktası
niteliğinde gelişmelere neden olmuştur. Aşağıdaki soruları bu açıdan düşünerek
yanıtlayınız.
İCATLAR VE KEŞİFLER
|
DÖNÜM NOKTASIDIR, ÇÜNKÜ…
|
Kâğıt ve Matbaa
|
|
Barut ve top
|
|
Yazı
|
|
Tekerlek
|
|
Yelken
|
|
Saban
|
|
Üzengi
|
|
Çömlekçi Çarkı
|
|
Ateş
|
4.
Yukarıdakilerden hangisi icat, hangisi keşiftir?
Neden öyle düşündüğünüzü açıklayınız. Peki, “tarım”, icat mıdır, keşif mi?
Argüman kullanarak görüşünüzü savununuz.
5.
Kâğıdı, matbaayı, barutu öğrendiğimiz binlerce
yıllık Çin uygarlığı nasıl oldu da 19. Yüzyılda Avrupalı devletlerin yarı sömürgesi
durumuna düştü? Araştırın ve tartışın.
............*Çin Serisinde hazırladığım diğer çalışmalara bkz.
Çin'in İki Bilgesi
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/cinin-iki-bilgesi.html
Eski Çin’de Köylü İsyanları
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/eski-cinde-koylu-isyanlar.html
Eski Çin Üzerine Düşünelim, Tartışalım
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/eski-cin-uzerine-dusunelim-tartsalm.html
Çin Uygarlığını Mezopotamya Uygarlığı ile Karşılaştırma
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/cin-uygarlgn-mezopotamya-uygarlg-ile.html
Çin Coğrafyasını Tanıyalım - Harita Çalışması
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/cin-cografyasn-tanyalm-harita-calsmas.html
Çin Ressamlarının İlham Kaynakları
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2015/11/sanat-etkinlik-cin-resimlerinin-ilham.html
***
Bu çalışma "Uygarlıklar Tarihi 1 Öğrenci ve Öğretmenler İçin Çalışma Kitabı" için hazırlanmış ve orada yayımlanmıştır.
Yazar adı belirtilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.
**Kaynaklar için bkz.
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/cinin-iki-bilgesi.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder