08 Nisan 2016

Menocchio’nun Yargılanması


Dilara Kahyaoğlu
2014


Amaç: Ortaçağ Engiziyonundaki bir yargılama üzerinden dönemin özelliklerinin kişilere yansımasını analiz eder, araştırır, oynayarak gösterir.
Kilit Beceriler: Araştırma, Analiz, Sonuç Çıkarma, Yazma, Oynayarak Gösterme




Ön Bilgi
1532 doğumlu Menocchio, İtalya’nın küçük bir kasabası olan Montereale’de yaşayan bir değirmencidir.  Dilden dile anlatılan sözlü kültürden etkilendiği gibi aralarında Kuran’ın da bulunduğu çeşitli kitapları da okumuştur. Düşüncelerini etrafındaki insanlara anlatmayı sever, onlarla tartışır. Örneğin,  “ Bana göre her şey [başlangıçta] kaostu. Bu bütünün içinden bir kütle doğdu. Tıpkı peynirin sütten yapılışı gibi... Ve içinden kurtlar çıktı, bunlar da meleklerdi.
Meleklerin arasında Tanrı da vardı. O da bu kütleyle aynı zamanda yaratılmıştı.” gibi Hristiyanlık inanışına ters gelen fikirler savunur. Menocchio, 28 Eylül 1583’te Engizisyona ihbar edilir, 15 yıl arayla iki kere sorgulanır. Yazar Carlo Ginzburg, engizisyon kayıtlarından bu sorgulamayı bulur, Peynir ve Kurtlar isimli kitabıyla; Menocchio’u, onun evrenini ve engizisyonu; adeta canlı bir biçimde gözümüzün önüne getirir. Aşağıda kitaptan alınan küçük bir bölüm var. Bu sorgulama Menocchio’nun ikinci yargılanışına aittir.

***

Menocchio’nun Yargılanması

Mahkûm olmasına yol açan sorunlar hakkında hala kuşkusu olup olmadığını sorduklarında Menocchio yalan söylemedi. Açıkça inkâr edeceği yerde, birçok fantezinin aklına geldiğini, ama onlara hiç kulak asmamaya çalıştığını, hiç kimseye de kötü şeyler öğretmediğini, belirtti.
Engizisyoncu "iman” konusunda kimseyle konuşup konuşmadığını, bu kişilerin kim olduğunu, nerede ve nasıl konuştuğunu öğrenmek üzere sıkıştırınca, "birileriyle şaka olsun diye iman konusunda konuştum ama gerçekten de onların kim olduğunu, nerede ve ne zaman konuştuğumu hatırlamıyorum," dedi.

Bu tedbirsizce bir cevaptı. Engizisyoncu onu sert bir biçimde azarladı: "iman konusunda nasıl şaka yaparsın? İmanla alay etmek doğru mu? Şaka olsun derken ne demek istiyorsun?" Menocchio beceriksizce "Yani yalan söyledim,"  diye yanıtladı. "Söylediğin yalan neydi? Hadi, açık konuş!” “Gerçekten hatırlamıyorum.” Ama engizisyoncu sorularıyla sıkıştırdı. "Bilmiyorum," dedi Menocchio. “Birisi yanlış yorumlamış olabilir, ama ben hiçbir zaman imana karşı bir şeye inanmadım."  Darbeye darbeyle karşılık vermeyi denedi. İsa’nın çarmıhtan inme yeteneğine sahip olmadığını söylememişti.   "İsa’nın çarmıhtan inme gücü olduğuna inanıyorum.”  İncil’e inanmadığını söylememişti:  “incilin hakikat olduğuna inanıyorum."  Ve o noktada yanlış bir adım attı:  "Gerçekten de okumuş papazlarla keşişlerin, İncilleri yarattığını, sonra da Kutsal Ruhtan gelmiş gibi yaptıklarını söyledim." Engizisyoncu bunun üzerine atıldı: Bunu gerçekten söylemiş miydi? Ne zaman, nerede, kime? O keşişler kimdi? Bunalan Menocchio cevap verdi: “Nasıl bilebilirim ki? Hayır, sahiden bilmiyorum."   “Bilmiyorsan niye söyledin?" "Bazen şeytan bizi bazı şeyleri söylemeye kışkırtır…”

Menocchio, bir kere daha kuşkularını, öfkesini şeytanın kışkırtmalarına atfetmeye çalışıyordu. Yalnız hemen ardından da inancını akılcı temellere oturtmaya çalışıyordu. Şimdi bir kere daha bu fikirleri onları anlayabilecek durumda olanlara ( öyle olduklarını sanıyordu) açıklama imkânına kavuşmuştu. Bütün tedbiri ve ihtiyatı gözü karalıkla bir kenara attı. “Tanrının bütün bunları yarattığına inanıyorum, yani toprak, su ve havayı.”  “Peki, ateş ne oluyor?” diye sordu Concordia Piskopos Vekili, alaycı bir üstünlük taslayarak “onu kim yaratı?” “Ateş tıpkı Tanrı gibi her yerdedir ama diğer üç element üç kişidir. Baba havadır, Oğul toprak, Kutsal Ruh da su.”  Sonra Menocchio ekledi: “Bana böyle geliyor; ama doğru mu bilemem; havadaki o ruhların aralarında savaştığına, şimşeklerin de onların öfkesi olduğuna inanıyorum.”

Böylece Menocchio, zamanın içinde tersine yaptığı uzun yolculukta, bilmeden Hristiyan evren imgesinin gerisindeki antik Yunan düşünürlerinin evrenini yeniden keşfetmişti.
Ama hemen ardından işe yaramayan gecikmiş bir tedbir hamlesiyle reddettiği  “Ama bu şeylere inanmak istemiyorum” dedi. Bu ilişkilerin ardında, Menocchio’nun asıl köklü inancı ortaya çıkıyordu: Tanrı birdir ve O, dünyadır. Engizisyoncu, saldırısını bu noktada yoğunlaştırdı: Öyleyse Tanrının bir cismi olduğuna inanıyor muydu? Menocchio "Tanrının bir cismi olduğunu biliyorum," diye kaçamak bir cevap verdi. Böyle tartışan birine karşı üste çıkmak kolay değildi. Engizisyoncu, skolastik cephaneliğinden bir tasım çıkardı. "Kutsal Ruhsun su olduğunu söylüyorsun; su bir cisimdir; bundan da Kutsal Ruh'un bir cisim olduğu sonucu çıkmaz mı?" "Ben bunlarla teşbih yapıyorum," diye cevap verdi Menocchio. Belki de burada ufak bir böbürlenme vardı: o da akıl yürütmeyi, mantık ve retoriğin araçlarını kullanmayı biliyordu. 

Sonra Engizisyoncu yeniden saldırıya geçti: "Kayıtlardan anlaşıldığına göre Tanrının, havadan başka bir şey olmadığını söylemişsin.” “Bunu söyleyip söylemediğimi bilmiyorum, ama gerçekten de Tanrının her şey olduğunu söyledim.” “Tanrının her şey olduğuna inanıyor musun?” “Efendilerim, evet gerçekten inanıyorum.” Ama hangi anlamda? Engiziyoncu bunu kavrayamamıştı. “ Tanrının olmak istediği her şey olduğuna inanıyorum” diye açıkladı Menocchio. “Tanrı bir kaya, bir yılan, bir şeytan ya da bu gibi şeyler olabilir mi?” “Tanrı iyi olan her şey olabilir” “İyi yaratıklar olduğuna göre demek ki tanrı da bir yaratık öyle mi?” “Ne desem bilmiyorum” diye cevap verdi Menocchio.

***

Son Bilgi
Papa VIII. Clement bile, Menocchio ‘nun ölümünü bizzat talep ediyordu. Tam o sıralarda eski keşiş Giordano Bruno’ya karşı açılmış olan dava sona ermek üzereydi. [Bu durum] Trent konsilinin ilan ettiği doktrinleri kabul ettirmek için hem yukarı hem de aşağı kesimlere karşı verilen iki yönlü mücadeleyi simgeleyen bir tesadüftü. Bu kadar güçlü bir baskıya direnmek mümkün değildi ve kısa süre sonra Menocchio idam edildi.

Ginzburg, Carlo, Peynir ve Kurtlar, Metis Yayınları, 1996, s. 134-35 ve 160-61’den kısaltılarak alınmıştır.




SENARYO YARAT, OYNA VE TARTIŞ

En az iki kişiden oluşan bir çalışma grubu kurarak şunları yapınız.

1.Yukarıdaki metin bir tiyatro eseri gibi sadece diyaloglardan oluşmamıştır. Metin üzerinde çalışarak diyaloglardan oluşan, sahnelenebilecek bir senaryo (tekst) yazınız.

2. Metinde iki karakter var: Menocchio ve Engiziyoncu… Metindeki ipuçlarından yararlanarak ve aşağıdaki kriterleri dikkate alarak;  bu iki kişinin karakter analizini yapınız (konuyla ilgili başka kaynaklara da bakabilirsiniz).
Ne düşünüyorlar? Neden öyle düşünüyorlar. Düşüncelere kaynaklık eden inançlar, ideolojiler, bilgiler neler olabilir? 
Bunları nasıl dile getiriyorlar?  Hangi davranışlarla, nasıl bir tonlamayla?
Eğitim durumları nedir? 
Aşağı veya yukarı sınıfa mı aitler? Bu durum davranışlarına, konuşmalarına nasıl yansır?
Nasıl giyinir, nasıl yürürler?
Özellikle bunun bir mahkeme olduğunu hatırlarsak -karakterlerin kişilik özelliklerini de unutmadan- birbirlerine nasıl davranırlar? Jestler ve mimikler nasıldır?

3. Bir arkadaşınızla rol paylaşımı yaparak senaryonuzu sınıfta sahneleyiniz.



4. Oyun sonunda oyununuzu, senaryoyu ve karakter analizinizi sınıf tartışmasına açınız. Farklı bir senaryo ve karakter analizi gerçekleştiren bir başka grup da kendi oyunlarını sergileyip tartışma açabilir. Özellikle aynı metni farklı yorumlamanın nedenleri üzerinde tartışma yürütmek iyi olacaktır. 


****
Bu çalışma "Uygarlıklar Tarihi 2 Öğrenci ve Öğretmenler İçin Çalışma Kitabı" için hazırlanmış ve orada yayımlanmıştır.
Yazar adı belirtilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.


Hiç yorum yok: