07 Nisan 2016

Ortaçağ'da Köylü Ayaklanmaları

Dilara Kahyaoğlu
2014


Amaç: Ortaçağ’da köylülerin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşulları fark eder, analiz ederek değerlendirme yapar.

Kilit Beceriler: Tartışma, Çıkarımda Bulunma, Kanıt Kullanma, Analiz, Değerlendirme


 Bir şövalyenin etrafını çeviren köylüler…
Ortaçağın feodal üretim düzeninde adları değişen köleler (serfler, köylüler) insanca yasama koşullarından yoksundular, ağır vergiler altında her gün biraz daha eziliyorlardı. 1323 yılında Flandre'da ayaklandılar. Burges, Ypres, Cassel kentleri onlardan, Gand kentiyse ezenlerden yanaydı. Papa, ayaklananları aforoz etti. Kral da zenginlerin ve soyluların korunması için ordular gönderdi. Ayaklananlar başlangıçta önemli başarılar elde etmişlerdi. Ama sonunda onlar da, Katilina ve Spartaküs gibi, boyun eğmek zorunda kaldılar. Yöneticileri Jacop Peyt ateşte yakıldı. En yakınları onu ele vermiş ve yakalattırmışlardı. 28 ağustos 1328'de ise yeniden ayaklandıklarında savaş alanında dokuz binden çok ölü bıraktılar. Flandre'ın çalışan insanları eskisinden daha kötü koşullara boyun eğmek zorunda kaldılar.

Bir başka önemli kavga da, XVI.  yüzyılda Almanya'da olupbitti. 1525 yılının Mart ayında Alman köylüleri ayaklandılar ve dileklerini on iki maddelik bir programa bağladılar. Bu program, özet olarak, su istekleri dile getirmekteydi:  

Alman köylü savaşları 
zamanından 
bir afiş
Kendi papazımızı kendimiz seçmek istiyoruz. Tevrat'ın buyurduğu ve İncil'in kaldırdığı vergiyi ödemeye hazırız, ama bunu Tanrı'ya verir gibi vermek isteriz. Bugüne kadar bize toprak köleleri gözüyle bakıldı, oysa İsa, toprak sahipleri kadar çobanlar için de acı çekmişti. Kutsal Kitap'ın sözünü ettiği özgür insanlardan değilsek biz neyiz öyleyse? Kutsal Kitap'ta yerini bulup bize ne olduğumuzu gösterin. Kimi toprak sahibi senyörler, av hayvanlarından yararlanmamıza izin vermedikleri gibi; av hayvanlarının bize verdikleri zararı bile kabul etmiyorlar. Tanrı'nın insanların yararlanması için yarattığı toprakların akıldan yoksun hayvanlara çiğnettirilmesine göz yummak zorunda bırakılıyoruz. Meyveler ve sular hepimizin olmalı, acıkan ve susayan bir yoksul bunları istediği gibi yiyip içebilmelidir. Senyörler ormanları köy topluluklarına bırakmalıdırlar, yakacak odun kesebilmeli ve kendimize kulübelik kereste çıkarabilmeliyiz. Bu maddeler Tanrı'nın sözüne uymuyorsa, bu uymazlık gösterildiği takdirde o maddedeki dileğimizden hemen vazgeçmeye hazırız. Yeter ki bu uymazlık Kutsal Kitap'la tanıtlanmış olsun...

Alman köylüleri bu başkaldırmada yüz otuz bin ölü bıraktılar. Luther de bu gürültüde soyluların ve zenginlerin yanını tutmuştu.

Orhan Hançerlioğlu, Düşünce Tarihi, s: 147, Remzi Kitapevi, 1987/5




ÇALIŞMA SORULARI

1. Metinde yer alan Alman Köylülerinin istek cümleleri üzerinde düşünerek; köylülerin içinde bulundukları sosyal ve ekonomik koşulların nasıl olduğuna dair saptamalar yapınız. İlk satırdaki cümleler örnek olarak verilmiştir. Diğerlerini buna göre yapınız.

Köylülerin İstekleri
Gerçek Durum
“Kendi papazımızı kendimiz seçmek istiyoruz.”
Demek ki köy papazlarını başkaları atıyormuş. Örneğin piskoposlar…

Tanrıya verir gibi vergi vermek isteriz…






“özgür insanlardan değilsek biz neyiz öyleyse?”




Av hayvanlarından yararlanmalıyız…




Meyveler, sular hepimizin olmalı…




“Senyörler ormanları, köy topluluklarına bırakmalıdırlar.”




2. Köylüler isteklerini neyi referans alarak savunuyorlar veya sorguluyorlar? Metinden örnekler bularak açıklayınız. Bunun nedeni üzerinde düşünerek tartışınız.


3. Buradaki metinde anlatılan köylü ayaklanmalarının sonu kötü bitmiş, başaramamışlar… Öyle mi gerçekten? Uzun dönemli sonuçlar açısından düşündüğümüzde köylülerin bu mücadelelerinin, ölümü göze almalarının vb. hiç mi yararı olmadı? Uzun insanlık tarihini göz önünde bulundurarak düşünün ve örnekler bularak tartışın…


 ****

Bu çalışma "Uygarlıklar Tarihi 2 Öğrenci ve Öğretmenler İçin Çalışma Kitabı" için hazırlanmış ve orada yayımlanmıştır.
Yazar adı belirtilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.

Hiç yorum yok: