Dilara Kahyaoğlu
2014
2014
Amaç: Asya ve Avrupa feodalizmlerinin
karşılaştırarak inceler. Zihin haritası tekniği ile analiz eder.
Kilit Beceriler: Karşılaştırma, Çıkarımda Bulunma, Analiz, Zihin Haritasını Kullanma/Okuma,
Kaynak 1:
Avrasya
Tipi Feodalizm
Erken devlet
ve imparatorlukların asıl sorunları fetih aşamasının ardından ortaya çıkıyordu.
… İlk hükümdarın birbiriyle
bağlantılı üç sorunu çözümlemesi gerekiyordu: adamlarını nasıl ödüllendireceği,
yeni fethedilen toprakları nasıl kontrol edeceği ve bir orduyu nasıl
besleyeceği.
Çözümler, temel bir zorlamaya dayanmak zorundaydı; toprak
neredeyse tek zenginlik aracı ve göstergesiydi. Benimsenen çözümler neredeyse
hep aynıydı; fethedilen topraklar hükümdar istediği zaman verilecek, belli
sayıda askeri beslemek üzere kullanılabilmeleri amacıyla, elit tabakadan
kişilere bağışlanıyordu. (Bu sisteme Avrupa tarihinde "feodalizm" deniyor, ancak bu
sadece Avrasya’nın tamamında binlerce yıl boyunca alışılmış olan bir olgunun
bir görüntüsüydü.)
ilk başta bu bağışlar genellikle asker sağlama koşuluna
bağlıydı; hükümdar tarafından geri alınabiliyor ve mirasla aktarılamıyordu. İlk
hükümdarlar bağış sahibi öldüğünde toprakları başkalarına verebilecek kadar
güçlü olabiliyorlardı zaman zaman. Bununla birlikte, genel eğilim bu toprak
sahipliğinin çok hızlı bir şekilde soydan soya geçmeye başlamasıydı. Bu bir kez
gerçekleştikten sonra hükümdarlar kendi güç merkezlerini oluşturmuş ve kendi
askerlerini kontrol edebilen yerel elitler üzerinden çok daha az kontrol sahibi
olmaya başladılar.
Bu durum onları destek sağlamak üzere pazarlık yapmak
durumunda bırakıyordu. Hükümdarın bu yerel elitleri denetlemek üzere kendi
otoritesin temsil eden mahalli ve taşralı valileri tayin etmesi gerekiyordu.
Sorun, eğitimli bir bürokrasi söz konuşu olmadığı için hükümdarın bu görevi
verebileceği (ve güvenebileceği) az sayıda kişi olmasından kaynaklanıyordu. Bu
nedenle imparatorluklar genellikle birkaç büyük valiliğe ayrılıyordu, bu
valilikler aile hükmünün sürdürülmesi amacıyla, hükümdar ailesinden işbirliğine
biraz ilgi göstermeleri beklenen kişilere emanet ediliyordu. Güçlü bir hükümdar
söz konuşu olduğunda bu sistem işleyebiliyor, ancak olumsuz yönü, taht
verasetine karşı çıkıldığı durumlarda kraliyet ailesi üyelerinin
yararlanabileceği büyük güç merkezlerinin oluşmasına yol açmasıydı.
Şayet taht
veraseti sorunlarından kaçınabilirse, erken imparatorluklar bir süre için
nispeten istikrarlı olabiliyorlardı. Ancak yine de, genellikle iç sorunlar
birikmeye başlıyordu. Elit tabaka soydan soya geçen mülklerine iyice yerleşiyor
ve topraklarını, ya yoksullaşmış köylülerden satın almak veya doğrudan doğruya
el koymak yoluyla büyüterek daha da fazla güç kazanıyorlardı.
İmparatorluklar
kurulduğunda yürürlüğe konan vergi sistemleri, giderek varsıllığın gerçek
dağılım sınırlarının dışına çıktıkça yavaş yavaş verimliliklerini de
kaybediyorlardı. Elit tabaka giderek vergi vermekten kaçındıkça ve vergi
ödemeyen kurumlara, özellikle dini gruplara, daha fazla toprak bağışlandıkça bu
sorun şiddetleniyordu. Hükümdarın elde edebileceği varsıllık, yetersiz ulaşım
şartları nedeniyle denetlenmeleri zor olan güçlü taşra elitlerinin yükselişine
paralel olarak azalma eğilimindeydi. Her iki eğilim de bir orduyu beslemenin
giderek zorlaşması anlamına geliyordu. Vergileri artırmaya çalışmanın
genellikle bir yararı olmuyordu ve sadece taşra isyanlarına veya köylü
ayaklanmalarına veya her ikisine birden yol açıyordu. Genellikle bir kısır
döngü ortaya çıkıyordu; iç zafiyetlerin artması, taşra isyanları ve taht
veraseti kavgaları bir araya geldiğinde, dış baskılara karşı koyma kabiliyetinde bir azalmaya,
toprak kaybına ve bu nedenle gelir kaybına, daha fazla zayıflığa ve sonuç
olarak çöküşe yol açıyordu.
Bu çöküşün
gerçek doğası imparatorluktan imparatorluğa değişiyordu. … Genellikle sadece,
çok güçsüz ve dayanıksız olan devlet yapısı, yeni hükümdarlar tarafından yerine
yeni bir grup getirilerek ortadan kaldırılıyordu. Halkın büyük çoğunluğu
-köylüler- için genellikle çok az şey değişiyordu. Mülk sahibi yeni elitlerin
gelmesi, hükümdarlarıyla çoğu zaman az temasları olduğu için temelde pek bir
şeyi değiştirmiyordu. Yeni hükümdarlar bir iç savaş ve fetih döneminin ardından
bir miktar istikrar sağlayabilirlerdi, ancak bu aynı zamanda etkili bir
vergilendirme ve az miktardaki yiyecek fazlasına el konulması anlamına
geliyordu.
Ponting, Clive. Yeni Bir Bakış Açısıyla
Dünya Tarihi. 2011/2. s: 129, 130- 131
Kaynak 2:
Qu'est-ce
que la féodalité? [Feodalite nedir?]
Batılı
tarihçiler dokuzuncu yüzyılın son yıllarını genellikle Karanlık Çağların “en
karanlık saati” olarak tanımlar. Batı ülkelerindeki bu kargaşa[1]
feodaliteyi doğurdu. Nedenlerle sonuçları ayırt etmek kolay değil, fakat
siyasal otoritenin parçalanması ve yerel birimlerin savunmasızlığı bir dizi
siyasal, hukuki, toplumsal, ekonomik ve askeri gelişimde etkili oldu ve bunlar
bir arada daha sonra kuramcıların "feodal
rejim" adını verdikleri biçimi oluşturdu.
Gerçekte feodalizm tek
biçimli bir sistem değildir. Birçok tanım ve farklılık sorunu vardır. Konunun
en etkili modern özetlerinden birine Qu'est-ce que la féodalité? [Feodalite nedir?] adını vermek zorunlu
olmuştur: “Feodalite, teknik
anlamıyla... Birtakım hür insanlara (lordlar) karşı öteki hür insanların
(vassallar)...itaat ve hizmet düzenlenmeleri ve zorunluluklarını...ve lordun
vassalına karşı koruma ve himaye zorunluluklarını yaratan kurumlar toplamı
olarak görülebilir.”
Anahtar
öğeler, ağır süvari, vassallık, tımar,
bağışıklık, özel kaleler ve
şövalyeliktir.
Feodalite
adının türediği feodum veya fief (tımar) eski beneficum, yani bir efendinin
gelecekte talep edeceği hizmetleri karşılında bir arazi parçasını armağan
olarak vermesi uygulamasından gelir. Zamanla feodal ödeme tarifesi gelişti ve
genişletildi. Aslında şövalye hizmeti verilen bir arazi karşılığında kaç
şövalye hazırlanacağına bağlı olarak hesaplanıyordu. Ama şato bekçiliği ve refakat
görevleri, lordun sarayındaki adli hizmet, lordun meclisindeki danışmanlık ve
çeşitli "yardım" görevleri de buna eklendi.
Tımar ilke
olarak bölünemez ve devredilemezdi. Sözleşme iki taraftan birinin ölümü halinde
kendiliğinden geçersiz oluyordu. Uygulamada vassallar akrabalarının haklarını
devralmaları ve toprağı bölmek veya devredebilmek hakkını elde edebilmek için
ellerinden geleni yaptılar. Lordlar da kendi adlarına kadınların, küçüklerin
veya kısıtlıların hakkı devralışını kısıtlamaya çalıştılar.
Feodalitenin, fiefler kalıtımsal hale
geldiğinde ve vassallıkla uyumlu bir bütünlük oluşturduğunda ortaya çıktığı
genellikle kabul edilmektedir. Feodalite "vassalın konumuyla feodal sistemi oluşturan
tımar tasarrufu arasındaki ayrılmaz birliktir." Ama son haliyle vassallık
ve tımar verme bağdaşmaz olmuştur. Vassallar, şövalye ailesinden gelen kişiler
olarak lordlarının çıkarlarını korumaya yemin etmişlerdi. Tımar sahibi olarak da
kendi çıkarlarını kollamak durumundaydılar. Feodal toplumun karakteristik
özelliği olan çekişmeler, ihanetler buradan ortaya çıkıyordu.
Feodal
toplum, krallıktaki en üst mertebeden kişiyle en alttakini birbirine bağlayan
yoğun bir sözleşme ilişkileri şebekesi halindedir. En yüksek düzeyde tımar
vermek demek, hükümdarla onun "başta gelen kiracıları" yani krallığın
önemli eyaletlerini ellerinde tutan baronlar arasındaki sözleşme anlamındadır.
Ama başta gelen kiracılar da daha aşağıdakilere tımar verme haklarını kullanırlar ve böylece en alt statüye kadar inilir. "Üst"lerine göre
vassal konumunda bulunan birçok kişi "alt"larına göre lord
konumundadır.
Neredeyse
herkes toplumsal düzen içindeki yeri tarafından koşullanmış biçimde hukuki veya
duygusal bağımlılık baskısını hissediyordu. Bu bağlar onlara güvenlik hissi ve
sorgulanamaz bir kimlik çerçevesi veriyordu. Ama aynı zamanda bireyler sömürü,
baskı ve irade dışı unutuluşa açık hale geliyordu. Ortaçağ'ın modern topluma
göre karakteristik olan zıt tarafı bireysel özgürlüğün olmamasıydı.
Yaşamları
konusunda duydukları güçsüzlük hissinin de Ortaçağ insanlarının dinle bu kadar
dolu olmaları ve özellikle ölümden sonra yaşam inancının ve marazi ölüm
kültlerinin bu kadar güçlü olduğunu da düşündürtmektedir.
Davies, Norman. Avrupa Tarihi. s:339-344'ten
kısaltılarak alınmıştır.
1. Yazar, Kavimler Göçü sonrası ortaya çıkan “Barbar” Krallıklar arası savaşları, taht
kavgalarını, diğer kavimlerin akınlarını, Macar ve Berberi Müslümanların
saldırılarını, Normanların güneye
inişini ve daha başka birçok şeyi kastediyor.
Çalışma Soruları
1. Kaynak 1’in Zihin Haritası ile
analizi… Yukarıdaki metni okuyarak aşağıdaki zihin haritasında yer
alan boşluklara uygun cümleleri yazıp, sarı kutucuklarda yer alan iki soruyu
yanıtlayınız. Daha fazla ana ok ekleyebilir
(1,2, 3, 4 vb.) veya bir oku başka oklarla bağlayarak; neden-sonuç
ilişkisini zincirleme uzatabilirsiniz (B2’de olduğu gibi). VEYA Buradaki zihin
haritasını unutup, kendiniz yepyeni bir harita hazırlayabilirsiniz.
2. Kaynak 2’yi okuyarak benzer bir zihin haritasını da siz hazırlayınız.
Bunun için öncelikle metinde yer alan fikir ve bilgileri sınıflandırmanız
gerekecektir. Ana fikirleri (ana başlıkları ) ve onlara bağlı alt başlıkları
bularak işe başlayabilirsiniz.
3. Birinci kaynakta Ponting, Avrasya’nın “erken” devletlerinde ortaya
çıkan adına Feodalizm dediği bir sistemi anlatıyor. İkinci kaynakta
Davies, Avrupa’da ortaya çıkmış olan Feodalizmle ilgili ayrıntılı bir bilgi veriyor.
İkisini karşılaştırarak benzerlik
ve farklılıklar listesi hazırlayınız.
****
Feodalizm serisi içinde yer alan diğer çalışmalara bkz.
Kavimler Göçü
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/kavimler-gocu.html
Feodal Sistemin Temel Özellikleri
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/feodal-sistemin-temel-ozellikleri.html
Ortaçağ'da Köylü Ayaklanmaları
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/ortacagda-koylu-ayaklanmalar.html
Feodaliteyi Üzenginin İcadı mı Doğurdu?
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/feodaliteyi-uzenginin-icad-m-dogurdu.html
Cezalar, Dışlamalar, Cadılar
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/cezalar-dslamalar-cadlar.html
Menocchio’nun Yargılanması
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/menocchionun-yarglanmas.html
Ortaçağ'da Avrupa Teknolojisinin Kaynakları
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/ortacagda-avrupa-teknolojisinin.html
***
Feodalizm serisi çalışmalarında yararlanılan kaynaklar için bkz.
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/ortacagda-avrupa-teknolojisinin.html
Kavimler Göçü
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/kavimler-gocu.html
Feodal Sistemin Temel Özellikleri
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/feodal-sistemin-temel-ozellikleri.html
Ortaçağ'da Köylü Ayaklanmaları
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/ortacagda-koylu-ayaklanmalar.html
Feodaliteyi Üzenginin İcadı mı Doğurdu?
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/feodaliteyi-uzenginin-icad-m-dogurdu.html
Cezalar, Dışlamalar, Cadılar
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/cezalar-dslamalar-cadlar.html
Menocchio’nun Yargılanması
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/menocchionun-yarglanmas.html
Ortaçağ'da Avrupa Teknolojisinin Kaynakları
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/ortacagda-avrupa-teknolojisinin.html
***
Feodalizm serisi çalışmalarında yararlanılan kaynaklar için bkz.
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/ortacagda-avrupa-teknolojisinin.html
Bu çalışma "Uygarlıklar Tarihi 2 Öğrenci ve Öğretmenler İçin Çalışma Kitabı" için hazırlanmış ve orada yayımlanmıştır.
Yazar adı belirtilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder