07 Nisan 2016

Cezalar, Dışlamalar, Cadılar

Dilara Kahyaoğlu
2014


Amaç: Belli başlı kavram, isim ve olgular çerçevesinde Ortaçağın cezalandırma sistemini inceler, değerlendirir.


Kilit Beceriler: Araştırma, Tartışma, Çıkarımda Bulunma, Karşılaştırma, Eleştirel Düşünme Becerisini kullanma, Yazma


Kaynak 1: 
Bir Ortaçağ Kurumu: Enkizisyon (Engizisyon)
Enkizisyonu,  Katolik Kilisesi’nde heretik (egemen olan dine veya inanışa göre; sapkın, kâfir dinsel öğretiler) akımlar ile simya, büyücülük ve cadılık gibi etkinliklere karşı mücadele amacıyla oluşturulmuş, ortaçağda ve yeniçağın başlarında büyük güç kazanmış, “papalığa bağlı yargı kurumu” olarak kısaca tanımlayabiliriz. Sözcük, Latince “inquiro” yani araştırmak, soruşturmak kökünden türetilmiştir. “Enkizitörlerin” yani enkizisyon görevlisi olan sorgucuların görevi ise herhangi bir şikâyet beklemeksizin heretikleri ve başka din suçlularını araştırıp, bulmaktı.
Ortaçağ başlarında Katolik Kilisesi’nin gücünü pekiştirmesinden sonra heretiklere toplum düşmanı gözüyle bakılmaya başlandı.  Heretik akımlar güçlenip devletin varlığını tehdit eder bir duruma gelince de, kilise bir yandan aforoz uygulamalarına girişirken, bir yandan da Kutsal Roma Germen İmparatorluğu, resmi kovuşturmalar başlatmıştı.
  Böylece ortaya çıkan Enkizisyon Kurumu’nun ilk biçiminde yerel piskoposun yetkisi altındaki kilise yargılamasından geçtikten sonra nedamet getirmeyen ya da kefaret ödemeye yanaşmayan heretikler; ayrıca tövbe ettikten sonra tekrar suç işleyenler,  cezalandırılmak üzere sivil makamlara teslim ediliyorlardı. Ama sonuçta heretiklerle uğraşmak tek tek piskoposların gücünü aştı ve sonunda Papalık her bölgeye temsilciler göndermeye başladı. 1215 yılında toplanan IV. Lateran Konsili, ülkelerini heretik akımlardan temizlemeyen hükümdarları tahtan indirip, topraklarına el koymakla tehdit edince, Avrupa kralları din suçları için ölüm cezasını da öngören hükümler benimsedi. 1231 yılında Enkizisyon, Papalığa bağlı olacak bir şekilde kurumlaştı.  Enkizisyonun görev alanı, vaftiz edilmiş Hristiyanların; belirli bir kilise öğretisini, başkalarının önünde bilerek ve ısrarla inkâr etmelerinden doğan suçlarla sınırlıydı. Yahudiler,  Müslümanlar ve putperestler ancak Hıristiyanları heretik sayılan inançlara yöneltmekle suçlanırlarsa Enkizisyonun karşısına çıkarılıyorlardı. Şeytana tapma, zina ve akrabayla cinsel ilişki gibi suçlar da zamanla Enkizisyonun görev alanına girdi.
Yargılama yöntemi çok ayrıntılıydı. Genellikle sanığa; itirafta bulunmak, günah çıkarmak için belli bir süre tanınırdı. Bu yolu seçmeyen sanık, enkizitörün karşısına sorguya çıkarılırdı. 13.yüzyıl sonlarına değin suçlayıcı tanıkların kimliği gizli tutulduğu için sanığın kendini savunması çok zordu. Başlangıçta sorgu esnasında işkence yöntemi uygulanmadığı halde, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’nda Roma Hukuku’nun yeniden yürürlüğe sokulması ile eski Yunan ve Roma’da olağan yargılama yöntemi olan “işkence”, 1252’de Papa IV. Innocentinus’un izniyle Enkizisyon’a girdi. Suçlu bulunanlar sivil makamlara teslim ediliyor ve eğer ceza ölümse bunu ancak sivil makamlar uyguluyordu.
Ortaçağda Enkizisyon tutanakları kaybolduğu için uygulanan cezalar konusunda ancak dağınık birkaç istatistik vardır. İlk dönemlerde pek çok insanın, bazen yüzlerce kişinin direğe bağlanarak yakıldığı söylenir.
Ortaçağda, Enkizisyon’un  en ünlü kurbanı Jeanne d’Arc ‘dır. 17.yüzyılda ki en ünlü kararı ise; Kopernik sistemi’nin ve Galilei’nin mahkûm edilmesi olmuştur.
Bu kurum, ilerideki yıllarda bütün bu işlevlerini yitirdi, kilise düzenini korumaya çalışan olağan bir kuruma dönüştü. 1965’te kurulun adı da  “ İnanç Öğretisi Kutsal Kurulu” şeklinde değiştirilmiştir.
Enkisizsyon, hem kilise içinden hem de dışından ağır eleştirilere uğramıştır ama gerçekte olan uygulamalar,  o dönemin sivil mahkemelerinden ilke, kural ve pratik açısından hiç de farklı veya daha acımasız değildi. Bu bakımdan bütün Ortaçağ ve Rönesans aynı kusurları paylaşıyordu. Yalnız Katolikler değil Protestanlar ve başka birçok dinsel grup da, din birliğini sağlamak için, zora başvurmuştur.

AnaBritannica. Enkizisyon. S:198-199'dan kısaltılarak alınmıştır.

Kaynak 2: 
Goya’nın  Bir Engiziyon Mahkemesi Tablosu "The Tribunal"
İspanyol sanatçı Goya’nın (1746-1828) bu tablosunda bir Engiziyon mahkemesi betimlenmektedir (The Tribunal). Uzun sivri külahla oturmakta olanlar sapkınlıkla suçlanan kişilerdir. Goya da Engiziyon mahkemesi tarafından suçlanmıştı. Goya, tanık olduğu şiddet ve acıları, belgesel bir gerçeçilikle değil, doğrulukları konusunda hiç kuşku bırakmayan dramatik kompozisyonlar halinde, en acımasız ayrıntılarıyla betimlemiştir.
https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Goya_Tribunal.jpg



Kaynak 3:

Cadılar

3a. Anabaptist Anneken Hendriks’in sapkınlık gerekçesiyle yakılışı. Hollanda,  Kasım 1571








3b. Cadıların Kafasına İndirilen Balyoz 
1669 tarihli baskı 

3c. Baden'de üç cadının yakılmasının tasviri. İsviçre (1585) 
Johann Jakob Wick'in eseri


Kaynak 3: 
“Cadılık: Kadının Tarihte Görüldüğü An”

1484’te iki Dominiken rahip, Heinrich Kraemer ile Johann Sprenger, Papa VIII. Innocentus’dan, Almanya’da cadılığın kökünü kazımak için izin aldı; Innocentus’a göre, her köyde “kendisini şeytana teslim etmiş”, “büyücülükle ve karanlık işlerle uğraşan”, hayvanlara, tahıla zarar veren, erkeklerin belini bağlayan kişiler vardı. Alman köylerinde “araştırma” yapan bu iki rahibin bulguları Papalık fermanıyla onaylanınca, diğer rahip kardeşlerini de uyarmak ve bilgilendirmek amacıyla 1486’da Malleus Maleficarum’u (Cadıların Kafasına İndirilen Balyoz) yayımladılar. Yerel cadı avlarında ortaya çıkmış olan halk inançlarının bir sentezi olan bu yapıt, bütün Hristiyanlık dünyasında “demonoloji” [cin, iblis, kötü ruh üzerine çalışmalar] konusundaki en yetkili başvuru kaynağı oldu. Otoritesi, sonraki üç yüz yılda, Avrupa’daki “cadı çılgınlığı” boyunca neredeyse hiç tartışmasız sürdü.

Yazarlara göre cadılara inanmak bir inanç sorunudur; inanmamak, başlı başına bir dinsel sapkınlık anlamına gelir. Ayrıca, cadıların kadın olduğu (olması gerektiği) apaçıktır: “Çok kadının olduğu yerde çok cadı olur.” Erkekler, tıpkı İsa gibi, Şeytan’ın iğvasına kapılmamayı başarabilirler, ama kadınlar “hem bedenen, hem de zihnen daha zayıf oldukları için” kolayca Şeytan’a yenik düşerler. … 

Kadınlar, meşru olarak sahip olmadıkları iktidarı ve gücü, Şeytan’la işbirliği yaparak elde etmeye çalışmaktadırlar! …


Cadı çılgınlığını Katolik rahipler başlatmıştı ama onların Protestan meslektaşları tarafından devralındı ve daha genişletildi. ; Karşı Reformasyon döneminde ise yeni boyutlar kazandı.

Berktay, Fatmagül. Tarihin Cinsiyeti. s: 218-219'dan kısaltılarak alınmıştır.



Kaynak 4: 
Dışlananlar, paryalar

Sapkınlıklar, Kilise ve feodal düzen için tehlikeliydi. Sonuçta sapkınlar yakalanarak, XII. ve XIII. yüzyıllarda Kilise'nin etkisiyle giderek sınırları daha iyi belirlenen dışlanma alanlarına atıldı. Engizisyon kurulduğunda, kilise hukukçularının etkisiyle sapkınlık; krala karşı işlenmiş" bir suç, "Kilise’nin kamusal yararına", "Hıristiyan toplumunun düzenine" bir saldırı olarak tanımlanmıştır. 

Sapkınlarla birlikte, Yahudiler (1215’te Latran'da yapılan IV. Konsil, onlara göğüslerine ayırıcı bir özellik olarak sarı işaret takma zorunluluğu getirir) ve cüzamlılar (1179'daki III. Latran Konsilinden sonra cüzamlıların konduğu yerlerin sayısı artar) kara listeye alınan, kapatılan, sıkıştırılan kesimi oluşturur. … 


Erken Ortaçağ, suçlu mesleklerin sayısını arttırmıştı.  Barbarlaşma atalara özgü tabuların yeniden ortaya çıkmasını sağlamıştı. Bu tabuları şöyle sıralayabiliriz: kasaplar, cellatlar, cerrahlar ve hatta askerlere karşı kan tabusu; tokaçlamacılar, boyacılar, aşçılar, çamaşırcılara karşı kirlilik, pislik tabusu; para tabusu. … [Germenlerin küçümsediği] ve zaten Ruhbanlara yasaklanmış olan utanç yüklü bu işleri yapmak sonuçta laiklere düşmektedir.
…Fransisken Berthold de Regensburg, XIII. yüzyılda, tüm "dünya zümreleri"ni "Mesih'in ailesi" sayar, "Şeytan’ın ailesi"ni oluşturan Yahudiler, hokkabazlar ve gezginler bunun dışındadır. …

XI. yüzyıl sonlarından itibaren Yahudi karşıtlığı büyür, XIII. Yüzyılda Yahudi düşmanlığına dönüşür. I. Haçlı Seferi ile zulüm ikiye katlanır. Sakson Yıllıkları, Worms ve Mayence’de olanları şöyle kaydeder “… Putperestlerden ve Yahudilerden Mesih’in öcünü aldıklarını sanıyorlardı. Bu nedenle Mayence kentinde kadın çocuk demeden dokuz yüz Yahudi’yi öldürdüler… Kentten arabalarla götürülen ceset yığınlarını görmek içler acısıydı”. … 

Yahudiler bu gelişmelerin sonucu olan toplumsal sistemlere -vassallık ve komünler- giremez. Bir Yahudi’ye bağlılık sözü verilemez, bir Yahudi ile and içilemez. Böylelikle Yahudiler yavaş yavaş, -ticaret dahil - kimi mesleklerden dışlandıkları gibi toprak mülkiyetinden ve hatta ayrıcalığından dışlanır.  Onlar için geriye, ticaretin ve tefeciliğin az görülen ya da gayri meşru yolları kalır.
….
Cadıların da tıpkı sapkınlar gibi devlete karşı suç işlediklerini, Hristiyan düzenini bozduğunu kabul eden papalar, onların baş düşmanıdır. III. Frederick [Alman İmparatoru] …cadıları takibe alır. Duka Jacobo Tiepolo, cadılara karşı 1232’de bir yasa çıkarır. Cadılara karşı en büyük savaşımı veren ve düşmanlarını cadılıkla suçlayan Philippe le Bel [Fransa kralı] olmuştur. Hükümranlığı döneminde …her türlü ağır suçla rastgele suçlama yöntemi ortaya çıkmıştır. … Philippe le Bel’in babasına layık oğlu V. Philippe, tüm Fransa’da cüzamlılara karşı soruşturmalar açtırmış, işkence yoluyla alınan ifadelerden sonra pek çoğu yakılmıştır. …

Hastalar özellikle sakatlar ve özürlüler de dışlananlar arasındadır. Hastalık ve sakatlığı günahın dış görüntüsü olarak kabul edildiği bu dünyada bunlara yakalananlar Tanrının, dolayasıyla insanların lanetlediği çaresizlerdir. …

Ortaçağ toplumunda asıl dışlanan yabancıdır. … Yabancı, bağlılık andı içmemiş, kul olmayan, itaat yemini etmemiş, feodal toplum için “ahlaktan yoksun” biridir.
….

Ortaçağ toplumu bağlayamadığı ya da kapatamadığı insanları sokağa bırakıyordu. Hacılara ve tacirlere karışan hastalar ve gezginler tek başlarına, gruplar hainde ya da kafileler halinde yollara düşüyorlardı. İçlerinden en sağlıklıları ve en kızgınları ormanlarda pusu kuran haydut sürülerinin büyümesini sağlıyordu.

Le Goff, Jacques. Ortaçağ Batı Uygarlığı s: 252-258'den kısaltılarak alınmıştır..

 [Yazar adı geçen kitapta dışlananlar için “parya” sözcüğünü kullanmaktadır.]



ÇALIŞMA SORULARI

1.       Önce aşağıdaki çizelgeyi tamamlayın daha sonra da böyle bir dünyanın ortaya çıkmasında hangi nedenlerin rol oynamış olabileceğini düşünün, tartışın ve örneklerle desteklenen bir yazı yazınız.
Bunun için Feodalizm bölümünde yer alan tüm kaynaklar size belli ölçüde yol gösterecektir. Daha fazlası için araştırma yapınız…




2.      METİN ve GÖRSEL ÇÖZÜMLEME

Aşağıdaki çizelgede yer alan soruları cevaplayınız. Bunu için tüm kaynakları kullanmanız gerekiyor.


Çalışma KONULARI
Kaynaklarda geçen
KİŞİ isimleri
Kim bunlar? Hakkındaki bilgiler? Kısaca açıklayınız. Kaynaklarda yeterli bilgi yoksa araştırınız.





KİŞİ İSİMLERİ
Papa IV. Innocentinus



 Jeanne d’Arc



Galilei



Goya



Heinrich Kraemer



? Bir tane de siz bulun.







KAVRAMLAR/ TERİMLER
Kaynaklarda geçen kilit kavramlar/terimler vb.
Kaynaklardan yararlanarak kendi cümlelerinizle tanımlayınız. Kaynaklarda yeterli bilgi yoksa araştırınız.
Parya



Cadı



Heretik



? Bir tane de siz bulun.






OLGULAR ve OLAYLAR
Kaynaklarda geçen kilit olgu ve olaylar
Kaynaklardan yararlanarak adı geçen olgu veya olaylarla ilgili bilgi veriniz, örneklerle ZENGİNLEŞTİRİNİZ. Kaynaklarda yeterli bilgi yoksa araştırınız.
1215’te Latran'da yapılan IV. Konsil…


Erken Ortaçağ, suçlu mesleklerin sayısını arttırmıştı.

Anneken Hendriks olayı, Kasım 1571.


Enkizisyonun görev alanı zamanla genişledi…


? Bir tane de siz bulun.




Feodalizm serisi içinde yer alan diğer çalışmalara bkz.

Kavimler Göçü
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/kavimler-gocu.html

Feodal Sistemin Temel Özellikleri
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/feodal-sistemin-temel-ozellikleri.html

İki Feodalizm
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/iki-feodalizm.html

Ortaçağ'da Köylü Ayaklanmaları
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/ortacagda-koylu-ayaklanmalar.html

Feodaliteyi Üzenginin İcadı mı Doğurdu?
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/feodaliteyi-uzenginin-icad-m-dogurdu.html

Menocchio’nun Yargılanması 
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/menocchionun-yarglanmas.html

Ortaçağ'da Avrupa Teknolojisinin Kaynakları
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/ortacagda-avrupa-teknolojisinin.html

***

Feodalizm serisi çalışmalarında yararlanılan kaynaklar için bkz.
http://tarihegitimi.blogspot.com.tr/2016/04/ortacagda-avrupa-teknolojisinin.html


Bu çalışma "Uygarlıklar Tarihi 2 Öğrenci ve Öğretmenler İçin Çalışma Kitabı" için hazırlanmış ve orada yayımlanmıştır.
Yazar adı belirtilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.

Hiç yorum yok: