KomploTeorisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KomploTeorisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ağustos 2025

Bosna Piramitleri Fenomeni: Bilim, Kimlik ve Turizm Ekseninde Kapsamlı Bir Analiz

 

Gemini AI hazırladı. 
Ben sordum, planı yaptım, yazılanları, kaynakları denetledim. DK

I. Giriş: Bosna'nın Kalbindeki "Keşif"


2005 yılında, Bosna-Hersek'in merkezinde yer alan Visoko kasabası, uluslararası bir tartışmanın merkez üssü haline geldi. Bosna asıllı Amerikalı iş adamı ve amatör araştırmacı Semir Osmanagić, kasabanın üzerinde yükselen ve Visočica olarak bilinen tepenin, aslında insan yapımı devasa bir piramit olduğunu dünyaya ilan etti.1 Bu duyuru, arkeoloji ve tarih dünyasında bir şok dalgası yarattı ve o günden bu yana devam eden hararetli bir polemiği ateşledi.

Osmanagić'in temel iddiası, Visočica tepesinin aslında "Bosna Güneş Piramidi" olduğu ve Mısır'daki Keops Piramidi'nden çok daha büyük ve eski, dünyanın en büyük ve en eski piramidi olduğuydu. Dahası, bu yapının yalnız olmadığını, çevredeki Pljesivica tepesinin "Ay Piramidi" olduğunu ve bunlarla birlikte "Ejderha", "Aşk" ve "Toprak Ana" adını verdiği başka yapıların da bulunduğu bir piramit kompleksi oluşturduğunu öne sürdü.1 Bu iddialar, eğer doğruysa, sadece Avrupa'nın değil, tüm dünyanın bilinen tarihini yeniden yazma potansiyeline sahipti.

Ancak bu sansasyonel "keşif", en başından itibaren uluslararası bilim camiasının ezici bir şüpheciliğiyle karşılandı. Önde gelen arkeologlar, jeologlar ve tarihçiler, Osmanagić'in projesini hızla "acımasız bir aldatmaca" ve "sözdebilim" olarak nitelendirdi.1 Bu durum, iki keskin zıt görüş arasında temel bir ayrışma yarattı: Bir yanda, bilimsel kanıtlar sunduğunu iddia eden ve Bosna'ya görkemli bir geçmiş vaat eden bir vizyon; diğer yanda ise bu vizyonun doğal jeolojik oluşumların yanlış yorumlanmasına dayandığını ve gerçek kültürel mirasa zarar verdiğini savunan akademik konsensüs.

Bu rapor, Bosna Piramitleri fenomenini çok yönlü bir perspektifle ele almaktadır. İlk olarak, iddiaları destekleyenler tarafından sunulan kanıtlar objektif bir şekilde incelenecek, ardından bu kanıtlara bilim dünyasının getirdiği jeolojik ve arkeolojik yanıtlar detaylandırılacaktır. Son olarak, bu tartışmanın neden sadece bir bilimsel anlaşmazlık olmanın ötesine geçerek savaş sonrası Bosna-Hersek'in ulusal kimliği, siyaseti ve ekonomisi için bu denli önemli hale geldiği analiz edilecektir.


II. Piramitlerin Varlığına Dair Kanıtlar: Destekçilerin Argümanları


Semir Osmanagić ve onun kurduğu "Arkeolojik Park: Bosna Güneş Piramidi Vakfı" tarafından ortaya konan argümanlar, piramitlerin varlığını kanıtlamak için çeşitli bilimsel disiplinlerden veri sunduğunu iddia etmektedir. Bu kanıtlar, geometrik ölçümlerden malzeme analizlerine, radyokarbon tarihlemesinden ezoterik enerji ölçümlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.


A. Geometrik ve Jeodezik Argümanlar


Destekçilerin en temel argümanlarından biri, Visoko'daki tepelerin doğal erozyonla açıklanamayacak kadar hassas bir geometriye sahip olduğudur.

  • Piramidal Şekil ve Köşe Yönelimi: Visočica tepesinin dört yöne bakan, belirgin üçgen yüzeylere ve köşelere sahip olduğu iddia edilmektedir.1 Bu geometrik düzenin, yapının insan eliyle şekillendirildiğinin görsel bir kanıtı olduğu savunulur.

  • Kozmik Kuzey Hizalaması: İddiaların en çarpıcı olanlarından biri, Güneş Piramidi'nin kuzey yüzünün, sadece 0 derece, 0 dakika ve 12 saniyelik bir sapmayla kozmik kuzeye (gerçek kuzey) dönük olduğudur. Bu hassasiyetin, Mısır'daki Büyük Piramit'ten bile daha doğru olduğu ve bu nedenle tesadüfi bir doğal oluşum olamayacağı vurgulanmaktadır.9

  • Eşkenar Üçgen Formasyonu: Kompleksin kasıtlı bir tasarıma sahip olduğu iddiasını güçlendirmek için, Güneş, Ay ve Ejderha piramitlerinin tepe noktalarının birleştirildiğinde mükemmel bir eşkenar üçgen oluşturduğu belirtilmektedir.9


19 Aralık 2019

Tarım Havzası Mumyaları - Tarim Basin Mummies

Dilara Kahyaoğlu

[Türkiye'de kaynak bulunmayan bir konuda yazdım. Birinci elden kaynaklardan yararlandım. Görselleri kaynaklardan taradım, nereden aldığımı tek tek belirttim. Bu ülkede (ve dünyada) komplo teorilerine maruz bırakılan bu konuda okumak istiyorsanız metne bir göz atınız.]


***
Kurumuş derisi ve çökük göz boşlukları dışında uyuyan bir adama benzeyen kişiye bakınca garip bir duyguya kapıldım ve böylece çağımızın çok eski yüzyıllarında bu kasvetli Lop bölgesine yerleşmiş ve herhalde buradan hoşlanmış olan yerli halkın bir temsilcisiyle karşı karşıya olduğumu  hissettim. 
Aurel Stein, 1928
Zaghunluk'ta bulunan bu kişinin mumyalaşma yaşı MÖ 1000 ile 600 arasında tarihleniyor.
Yüzüne aşı boyasıyla dövme yapılmış olan bu kişinin ağzı açılmasın diye bağlanmış.
Tarım Mumyalarını ilk keşfeden kişiler İsveçli Sven Hedin, Alman Albert Von La Coq ve İngiliz Aurel Stein'dir. 20. yüzyılın başında bu kişiler İpek Yolu üzerinde bulunan vaha kentlerini araştırmak için buralara gelmişlerdi. Bu sefer sırasında mumyaları bulmuş, fotoğraflarını çekip, tanımlamışlardı.
Çinli arkeologların son yıllarda yaptığı araştırmalar sırasında ortaya çıkan mumyalar ise bu konuyu hem ilgi hem de tartışma odağı haline getirmiştir. Çinlilerin bulduğu mumyaların bir kısmı çok daha eski bir döneme aittir, çok az bozulmuştur ve fiziksel yapıları Çinlilerden ve/veya o bölgede şu anda ikamet edenlerden farklıdır. Batılı araştırmacılar bunların Hint-Avrupa kökenli olduğunu söylerken Çinliler bu konunun sadece bu yönüyle dile getirilmesini eleştiriyor.
a1. Aşağıdaki mumyalaşmış kadın bu şekilde bulunmuş, Zaghunluk Mezarlığı
[Görselin Kaynağı: Wang Binghua]

a2. Tarım'da bulunan mumyalardan birinin sarı saçları var. Günümüzden bir sanatçı bu kişinin
yaşarken nasıl göründüğünü hayal etmiş (sağ)
Yalnız dikkat! Kadının yüzünde dövme var ve yeniden çizimde bu ihmal edilmiş.
Esas onlarla birlikte bu yüzün nasıl göründüğünü hayal etmek lazım. Bu haliyle modern bir
kadın izlenimi veriyor ve bu da yanlış bir algı oluşmasına neden oluyor. 
Tarihi canlandırdığını iddia eden görseller daima eleştirel
bir gözle incelenmeli.