Dilara Kahyaoğlu 2008
“New England” Kolonilerinin çekirdeğini ise Hollanda’nın Leyden şehrinden
gelen İngiliz göçmenler oluşturdu (Pilgrimler).
Bunlar; İngiliz kilisesine (Anglikan
Kilisesi) karşıydılar ve gerçek kilisenin bir rahibin önderliğinde gönüllü
olarak bir araya gelmeleriyle oluşacağına inanıyorlardı. New England ya da Yeni İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğu köşesine verilen isimdir. Boston bu bölgenin en büyük ve en önemli kentidir. Bölgeyi oluşturan eyaletler şunlardır: Connecticut, Maine, Massachusetts, New Hampshire, Rhode Island, Vermont. “Massachusetts” Körfezi Püritenleri
de Pilgrimler gibi dinsel baskılardan kurtulmak için Amerika’ya gelmişlerdi.
Yalnız onlar İngiliz Kilisesi’nden ayrılmayarak reform yolu ile kiliseyi
değiştireceklerini umuyorlardı…
Hangisi önce gerçekleşmişti: Fransız Devrimi mi, Amerikan Devrimi mi?
TARTIŞINIZ: Jefferson'ın yazdığı Bağımsızlık Bildirgesi'nden alınan alıntıyı dikkatle okuyunuz.
Neler düşündürdü?
Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ABD’nin
üzerinde bulunduğu Amerika kıtasını ilk keşfeden Avrupalının Kristof Kolomb
olduğu söylense de gerçekte buraları daha önceden birkaç kez
bulunmuştur (Örneğin: Vikingler, Kızılderililer). Avrupalılar bu kıtaya geldiklerinde burası
boş bir kıta değildi; muhtemelen Bering
Boğazı’nı geçerek buralara gelip yerleşen sayıları 40 milyon olarak tahmin
edilen Asya kökenli (?) yerlilerle doluydu.
16.yüzyılın
sonunda yalnızca iki Avrupalı devlet; İspanya
ve Portekiz (güney ve Orta Amerika'da) Amerika’da başarılı koloniler kurmuşlardı. İngiltere kendi
çıkarlarını korumak için topraklarını genişletmekten daha çok ticareti
geliştirmeye ağırlık verdi ve İngilizler Amerika’ya giden kendilerine ait yeni
yollar bulma keşiflerinde esas olarak başarısız oldular. Şimdi Amerika’da
İngiliz kolonilerinin nasıl oluştuğunu bir iki örnekle inceleyelim.
Jamestown'ın böyle olduğu düşünülüyor Ayrıntılı bilgi için linke bkz. |
İlk
İngiliz kolonisi
1607’de Jamestown’da kuruldu. Bu koloniden sorumlu olan anonim şirket Londra
Virginia Kumpanyası (şirketi) idi bu nedenle kasaba ve civarı “Virginia Kolonisi” olarak isimlendirildi.
Başlangıçta başarısız olan bu şirket 1618’den sonra buraya gelenlere toprak
dağıtarak çok sayıda İngiliz’i anavatandan buraya çekmeye çalıştı. Bu politika
başlangıçta başarılı olsa da daha sonradan başlayan salgın hastalıklar, yerli
katliamı, iç çatışmalar nedeniyle koloniler zor anlar geçirdi. Bundan yararlanan İngiltere
krallığı, burayı kendi denetimi altına aldı.
“Maryland” ise bir şirket tarafından değil tek
bir mülk sahibi tarafından kontrol edilen (Lord Baltimore) ilk İngiliz kolonisiydi.
ABD'nin doğuşu bu ilk 13 koloniyle başlamıştır. |
New England |
“Yeni Hollanda” 1624 yılında Manhattan
Adası’nda kuruldu. 1664’te burayı İngilizler ele geçirdi ve kral James’in
kardeşi York Dükü adına buranın ismi değiştirilerek “New York” yapıldı, yönetimi York düküne bırakıldı.
18. yüzyılda kolonilere göç edenlerin etnik kökeni |
Kolonilerin ekonomik sorunları
büyüktü aynı şekilde İngiltere’nin de siyasi ve ekonomik durumu iyi değildi. Yaklaşık
olarak 18.yüzyıl başlarından itibaren Amerikan kolonileri teker teker İngiltere
krallığına bağlanmaya başladı ve koloni halklarının, tüccarlarının haklarını kısıtlayan
yasalar İngiltere tarafından uygulamaya konuldu. Örneğin 1660 tarihli İngiliz “Denizcilik Yasası” İngiliz kolonilerine giden malların nereden
gelirse gelsin İngiliz gemileri tarafından taşınmasını şart koşuyordu. Ayrıca mürettebatın dört üçü İngiliz olmak
zorundaydı. Şeker, pamuk, tütün gibi maddeler yalnızca İngiltere’ye
gönderilebilecekti. Buna karşılık İngiltere ile Amerika arasındaki uzaklık Amerika
üzerindeki İngiliz denetimini zorlaştırıyordu.
Yerel
güçler (kolonistler, kolonilerde yaşayan Avrupalı göçmenler) zamanla güçlendiler,
özelikle kolonilerin artan nüfusu bu gücün oluşmasının en büyük nedeniydi. Başlangıçta
gelenler sadece İngilizler iken 18.yüzyıl boyunca Alman, İskoç ve İrlandalılar da
büyük kitleler halinde Amerika’ya geldiler, bu arada köle nüfusu da
arttı.
Amerikan
kolonistleri sürekli olarak dış diplomatik ve askeri baskılara hedef
oluyorlardı. 18.yüzyıl ortalarında İngiliz ve Fransızlar, Kuzey Amerika’daki
koloni topraklarını ele geçirmek için birbirleri ile mücadele ettiler. Bu savaş,
İngiltere’nin, K. Amerika’daki imparatorluğunu daha da genişletmesi ve sağlamlaştırması
ile sonuçlandı.
Bu arada İngilizler ciddi bir miktar
tutan savaş giderlerine koloni halklarının da ortak olmasını istiyordu bu
nedenle de yeni vergiler koymak çalıştılar. 1760’da kabul edilen yeni yasalarla
İngiltere, kolonilerin ekonomik gelişmesini engellemeye başlamıştı. İngiliz Parlamentosu
1765 yılında “damga vergisi” kanununu
çıkardı. Başta Boston olmak üzere
kolonistler karşı çıktı ve yasa kaldırılana kadar İngiliz malı ithal etmeyi reddettiler.
Londralı tüccarların baskısı ile yasa
kaldırıldı. Ama İngiltere 1767 yılında
bir yasa daha çıkardı buna göre Amerikanın ithal ettiği kurşun, cam, boya, kâğıt
ve çaya vergi koydular. Kolonistler yine karşı çıktılar boykot yaptılar bunun
üzerine çay dışında diğer mallara konan vergiler kaldırıldı. Bu arada Doğu
Hindistan Kumpanyası iflasın eşiğine gelmişti. Onu kurtarmak isteyen İngiliz hükumeti yeni bir çay yasası çıkardı. Böylelikle depolarda bekleyen çaylar Amerika’ya
gönderilecek ve hatta düşük kaliteli Hollanda çayından daha da ucuza
satılacaktı. Bu durum gizli çay ticaretinden kazanç sağlamaya alışmış olan Amerikalı
tüccarları harekete geçirdi; “İngiltere, Amerikan özgürlüklerini rüşvet
yoluyla yıkmaya çalışıyor” şeklinde propaganda yapmaya başladılar. Bu da
doğruydu; Çünkü Amerikalılar daha ucuz olduğu için vergili çayı almaya başlayacaklardı. Bu da boykota ve İngilizlere karşı
yapılan direnişe aykırı bir durumdu. Şu konuyu biraz açmak gerekir: piyasaya ucuz, kaliteli ve yasal bir çayın sürülmesi, kaçak çay ticareti yapan tüccarları derinden etkileyecek bir konuydu. Amerika'ya binbir zorlukla göç eden ve orada bir yaşam kuran, zengin olma hayaliyle dolu hırslı tüccarların ve halkın; İngiliz yaptırımlarına boyun eğmek istememesi anlaşılır bir durumdur. Hele bunlardan bir kısmı özellikle İngiltere'den siyasi ve dini nedenlerle kaçıp bu ülkeye gelmişse. Bu gerçeğin farkında olmayan veya küçümseyen İngilizler, bölgeyi tamamen kendilerine bağımlı olarak yönetmek istediler ama kısa bir süre sonra da bunun o kadar da kolay bir şey olmadığını anladılar.
Boston Çay Partisi İngilizlere karşı olan bağımsızlık yanlısı kişiler bu eylemlerini kızılderili kılığına girerek gerçekleştirmiştir. Bu durumun tartışılacak bir çok yönü vardır: Neden böyle yaptılar, amaçları neydi, bu doğru bir davranış mıydı vb.TARTIŞINIZ! Şu kaynağa da bkz. https://www.britannica.com/topic/American-colonies/The-Boston-Massacre |
1767 tarihli yasadan sonra (1773) Amerikalı Radikal Göçmenler, Boston limanında bekleyen
İngiliz çaylarını denize attılar, bir kısmına da el koydular. "Çay Partisi" olarak anılan bu olayın ardından İngiliz Parlamentosu, Boston limanı için bir dizi yasa çıkartarak, çeşitli sınırlamalar
getirdi. İleride göreceğimiz gibi alınan bu baskıcı tedbirler çözüm getirmeyecek İngilizler ile Amerikalılar arasında savaş başlayacaktır: Amerikan Bağımsızlık Savaşı.
ARAŞTIR! YAZ! Çay Partisi nedir?
YAZ! Sol yanları düz bir çizgi işaretlenmiş paragraflarda
kolonistlere getirilen yaptırımlar ve onlara karşı yapılan direnişler var.
Aşağıdaki tabloyu burada yer alan bilgileri kullanarak doldurunuz. Paragraflardaki bilgiler yeterli gelmiyorsa araştırma yapıp daha fazla bilgi edininiz.
İngilizlerin İleri
Sürdüğü Yaptırımlar nelerdi?
|
Yaptırımların
tarihleri nedir?
|
Amerikalıların
bunlara karşı gösterdiği tepkiler, eylemler nelerdi?
|
Her bir
direniş/eylem nasıl sonuçlandı?
|
Başlangıçta
koloni halkları karışık duygular içindeydi hatta çoğu İngiltere’den ayrılmayı
düşünmüyordu. Özellikle orta kolonilerde ve güneyde halkın çoğu bağımsızlığa
karşı çıktı. Çünkü sınır ve yerlilerle olan problemlerinde İngiltere’nin
desteğinden yoksun kalacaklarını düşünüyorlardı.
New
England ve Virginia eyaletleri “2 Temmuz 1776” da riski ilk göze alan iki
koloni oldu. Yerel kongreyi topladılar, bağımsızlık kararını oylamaya sundular.
Kabul edildi. Arkasından da “Amerikan Bağımsızlık
Bildirgesi”ni ilan ettiler. Bunun
üzerine İngilizlerle sıcak savaş başladı.
Amerikan Kongresi ki bu kongreyi,13 koloniden gelen
temsilcilerin katıldığı bir ilk toplantı, yani meclis olarak düşünmek gerekir. Aynı
zamanda devlet kuran bir meclis olduğu için de Kurucu Meclis adını da hak eden
bu Kongre; Bağımsızlık Bildirgesi'ni
yazmaları için Thomas Jefferson ile beraber John Adams, Benjamin Franklin, Roger
Sherman
ve Robert
R. Livingston'ı
görevlendirmiş ve bu beş kişiden oluşan komite, bildirgenin ilk taslağını
kaleme alma görevini Thomas Jefferson'a
vermişti. Komite, Jefferson’un hazırladığı taslak üzerinde bazı küçük
değişiklikler yaparak taslağı 28 Haziran 1776 tarihinde Kongre'ye sundu. Birkaç gün süren görüşmeler sonucunda, Kongre,
taslak metin üzerinde bazı
değişikliklere gitme ve taslağın neredeyse dörtte birini çıkartma kararı aldı. Jefferson'ın
itirazlarına rağmen çıkartılan bu bölümlerden bir tanesi de köleliğe ve köle
ticaretine eleştirel yönden yaklaşan bir bölümdü.
Kongre'de Bağımsızlık Bildirgesi görüşmelerinden bir sahne 1776 |
Sonuçta, 4
Temmuz 1776 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Bildirgesi
Kongre tarafından onaylanmıştır.
Bağımsızlık Bildirgesi zaman içerisinde Jefferson'ın üne
ulaşmasında en önemli unsur olarak öne çıkmış ve onun kaleminden çıkan etkili
giriş kısmı insan hakları üzerinde kalıcı bir metin olarak görülmeye devam
etmektedir.
"Ulusların hakkı: Aşağıdaki gerçekler bizim için gayet açıktır: Tüm insanlar eşit yaratılmışlardır; Yaradan’ları tarafından bağışlanmış, belli bazı vazgeçilemez haklara sahiptirler; yaşam, özgürlük ve mutluluğa erişme hakları da bunların arasındadır. Bu hakları güvence altına almak amacıyla, insanlar kendi aralarında yönetimler kurarlar; bu yönetimler gerçek güçlerini, yönetilenlerin onamasından alırlar; herhangi bir yönetim biçimi, bu hedeflere ulaşmada köstekleyici olmaya başladığında, bu yönetimi değiştirmek ya da düşürmek, yeni bir yönetim kurmak ve bu yeni yönetimin yetkilerini ve dayandığı temelleri, güvenlik ve mutluluklarını sağlayacağına en çok inandıkları bir biçimde düzenlemek ve kurmak, halkın hakkıdır."SORU:
Hangisi önce gerçekleşmişti: Fransız Devrimi mi, Amerikan Devrimi mi?
TARTIŞINIZ: Jefferson'ın yazdığı Bağımsızlık Bildirgesi'nden alınan alıntıyı dikkatle okuyunuz.
Neler düşündürdü?
İngilizlerle
ile yapılan savaşlar 1778’e kadar İngiltere İmparatorluğu içinde cereyan eden
savaş olarak sürdü. Ama Hollanda, İspanya ve Fransa’nın da işe karışmasıyla uluslararası
bir nitelik kazandı. İngiltere zor durumda kaldı ve 1783 Paris Antlaşması ile Amerika’nın bağımsızlığını tanıdı (ilk
Amerika Birleşik Devletleri Doğu Atlas Okyanusu kıyılarında bulunan 13
eyaletten oluşuyordu. Zamanla genişleyerek bugünkü durumuna geldi.).
Yukarıda ABD’nin zaman
içinde yayılmasını, tarihlerini ve bugünkü haline nasıl ulaştığının aşamalarını
gösteren harita var. İnceleyiniz.
SORU!
Buna göre en son katılan eyalet
hangisidir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder