27 Aralık 2019

Bir Komplo Teorisinin Analizi: Türk Piramidi Değil, İmparator Wudi'nin Mozolesi

Dilara Kahyaoğlu
2019 Kasım


[Yazıyı sade, dolayısıyla rahat okunur kılmak için açıklamaları ve kaynakları; dipnotlarda gösterdim. Lütfen onlara bakmayı ihmal etmeyiniz. Kanıtları orada topladım.]




"Komplo teorisyenlerinin belli bir piramitten ziyade piramit fikrine sarıldığını unutmayalım. Aslında hiç var olmayan bir piramit efsanesine bel bağlamış durumdalar."

Beyaz Piramit de denilen İmparator Wu'nun anıtsal mezarı

Uzunca bir müddettir Çin'in Xi'an (Şian) bölgesinde bulunan, insanlar tarafından yapıldığı bilinen büyük bir tepe için; İnternet aracılığıyla büyüyen buranın eski Türklere ait bir piramit olduğu hatta bu bölgede çok sayıda Türk piramidi olduğu iddialarını[1] duymuş olabilirsiniz. Saptayabildiğim kadarıyla bu söylenceyi ilk başlatan Kazım Mirşan[2] isminde bir kişi.

Bunları ilk okuduğumda biraz araştırma yaparak bu iddiaların bir komplo teorisi[3] olduğu sonucuna varmış, dünya tarihi derslerimde; Çin, Orta Asya ve Türklere de değinildiği için bu konu üzerinde çalışmıştım  çünkü çeşitli komplo teorilerini  gündeme getiren, soru soran öğrenciler her zaman bulunur.[4] Daha sonra "uygarlıklar tarihi" kaynak kitabının Çin bölümünü yazarken de araştırmış ama buna ayrı bir sayfa ayırmayı gerekli görmemiştim.[5] Yine de komplo teorilerine dikkat çekmek istediğim her durumda, verdiğim örneklerden biri de bu olmuştur. Daha çok örnek var ama bu, en çarpıcı en saçma olanlardan biridir. 

O zamandan beri, doğruluğu kesinlikle yadsınamaz karşı-kanıtlara rağmen bu iddiaların hala var olduğunu görmek aslında şaşırtıcı değil. Evet, şaşırtıcı değil çünkü bir kesim insan sadece bu tip yazılar okuyor -ve ne yazık ki tarih okuduklarını, tarihi bildiklerini düşünüyorlar-  ve bu tür iddialara inanma ihtiyacı içindeler. Bunun en önemli nedeni milliyetçilik.[6] Geçmişten günümüze kadar ulaşmış bazı kalıntı ve eserleri, uygun mitlere bağlayarak, bilinmeyen bir zamanda var olmuş bir altın çağ yaratma ihtiyacı bu türden pseudo bilimlerin[7] yolunu açtı, açmaya da devam edecek. Bu sadece bizim topraklara  (burada Türkler kastediliyor) özgü bir durum değil. Her etnik grupta, her ulusta görülebilen  saptırmalar bunlar.

Uluslaşma sürecine girmiş etnik grupların, halkların hemen hemen hepsinde; kendi halklarının geçmişini büyük bir uygarlığa dayandırma, büyük bir uygarlık yaratmış atalarla bağlantılı bir ulus olduklarına inanma ve çevrelerini özellikle rakiplerini buna inandırma, ihtiyacı var. Bu "biz"i,  günümüzün kavramıyla söylersek; "ulus"u yaratma araçlarından biri hatta en belirgin, en kullanışlı olanı.[8] Arkeolojik kazıların ve o güne kadar görülmemiş olağanüstü eserlerin ortaya çıkarılmasıyla birlikte özellikle 19. yüzyılda birçok ulus-devletin buna başvurduğunu hatta bu yüzden arkeolojik araştırmaları kendi geçmişlerinin "icat" edilmesini kolaylaştıran eserlere ve zamana dönük yaptıklarını, diğerlerini ihmal ettiklerini biliyoruz.
Türk milliyetçiliği geç ortaya çıkmış bir milliyetçiliktir. Avrupalıların uluslaşma sürecini neredeyse bitirdikleri bir anda özellikle Cumhuriyet'in kurulmasından sonra ortaya çıkmış bir durum bu ki bu noktada Türk Tarih Tezi'ni[9] hatırlayalım. Türk milliyetçiliği/ulusalcılığı açısından "agresif" dönem henüz bitmiş değil. Öyle ki geçmişte bir uygarlık/kültür yaratmış olmak onlara yetmiyor. Yöneticileri İranlı ve Türk olan İran Selçuklularının, daha da "Türk" özellikler taşıyan Rum Selçuklularının ve hatta Osmanlıların yarattığı uygarlıklar çoğunu tatmin etmiyor.[10] Sadece kendilerine ait, İran, Arap, İslam gibi yabancı kültürler tarafından "kirletilmemiş" sadece ve sadece Türklere, Türk "ırkı"na ait bir uygarlık arıyorlar. Üstelik bu uygarlık o kadar büyük olmalı ki, en büyüğü olmalı hatta öyle olmalı ki tüm dünyaya uygarlığı bizzat Türkler taşımış olmalı.

Beyaz Piramit Türklere aittir iddiası tam olarak böyle bir arzunun üzerine oturuyor. Arzu nesnesi... [11]

Maoling denilen anıt mezarın çevresiyle birlikte yukarıdan çekilmiş görünümü

Burada sözü edilen komplo teorisi tamamen bir yalan üzerine oturtulan, içinde neredeyse hiçbir gerçekliğin, doğrunun yer almadığı, ilgili konuda az çok fikri olan insanların bu nedir deyip gülüp geçeceği bir masaldır aslında. Buna rağmen bu ülkede bunların yeşerebiliyor olması asıl incelemeye değer konudur. 


Komplo teorisi; bir olayın veya durumun -diğer açıklamalar daha olanaklı iken-  genellikle siyasal güdülere sahip, kötücül ve güçlü aktörlerin komplolarına başvurularak açıklanmasıdır. Terim, aynı zamanda komplolara başvurmanın ön yargıların ve yetersiz bulguların üzerine bina edildiğine yönelik küçümseyici bir yan anlamı da bünyesinde barındırır. Komplo teorileri, yanlışlanmaya direnirler ve döngüsel akıl yürütmeyle pekişirler: hem teoriyi yalanlayan bulgular, hem de teoriyi doğrulayan bulguların yokluğu; teorinin doğruluğuna dair kanıt olarak yorumlanır ve bu da komploların kanıt alanından inanç alanına geçmelerine yol açar. Psikolojik düzlemde, Makyavelizm ve paranoya ile komplocu düşünüş arasında yüksek seviyeli bir ilişki saptanmıştır.

Komplo teorisi, komplo ile aynı şey değildir. Barkun'a [Barkun, Michael (2016), "Conspiracy Theories as Stigmatized Knowledge"] göre komplolar "iki veya daha fazla kişi tarafından tasarlanan ve uygulamaya konulan gerçek gizli planlar" iken; 

komplo teorileri "düşünsel bir inşa", "olaylara düzenli bir görüntü verebilmek için dünyaya uygulanan bir şablon"dur. 

Bir komplo teorisi; küçük ve gizli bir grubun, olayları manipüle ettiğini varsayarak, ulusal ve/veya uluslararası düzeyde olabilir. Tek bir olaya odaklanabilir veya çoklu olay ve olguları, ülkeleri, bölgeleri ve tarihsel dönemleri kapsayabilir. Komplo teorisyenleri; onları resmi beyana inanan insan yığınlarından ayıran; özel bir düşünce tarzına ve bilgilere erişimlerinin olduğu intibasını yaratırlar. İlgili kaynaklara bkz.[6]

Büyük Beyaz Piramit olarak bahsedilen yapının hangi piramit olduğuna dair iki alternatif var. Birisi İmparator Wudi'nin diğeri de İmparator Jingdi'nin anıtmezarı. Yayınlanan eski fotoğrafların bazısı (zaten eski dönemden kalan çok az fotoğraf var) Jingdi'nin tümülüsünü gösteriyor. Ama kaynaklar Beyaz Piramit diye anılan yapının İmparator Wudi'nin mezarı olduğunu söylüyor. Çinliler bu komplekse kısaca Maoling diyor.  Ayrıntılara aşağıda değineceğim.

"Beyaz Piramit" konusunda teori üreten KT'cileri ikiye ayırmak lazım. Birisi Batılı diğeri Türk komplo teorisyenleri. Benim ilgilendiğim ikincisi olmakla birlikte ilki için de kısaca bir iki noktaya değinmek istiyorum. Batılı KT'ciler, dünyadaki bütün piramitlerin paranormal bir güçle ve/veya dünya dışı varlıklarla bir tür ilişkisi olduğunu iddia ediyorlar. Ülkemizdeki KT'cilerin kaynakları onların yazdıkları. Türk komplo teorisyenleri onların yazdıklarını alıp istedikleri gibi kullanacaklarını düşünmüşler ama doğrusunu söylemek gerekirse oldukça beceriksizce olmuş bu yaptıkları. Yazdıklarına baktığımızda herşeyin karman çorman olduğunu görüyoruz. Birbirini tutmayan, açıkça tutarsız, aşırma malzemeyle yapılan iş bu kadar olurdu zaten. 

Batılı KT'cilerin bir kısmı Beyaz Piramit olarak bilinen yapının hala bulunamadığını söylemekle birlikte onlar da eski fotoğraf ve haberleri aynen kullanmaya devam ediyorlar. Halbuki o haber ve fotoğraflar bir gerçek (olgu) ve onların nereleri işaret ettiği belli. Bu kadar gizemli bir yapıdan bahsediyorlarsa o eski fotoğraf ve haberleri hiç kullanmamaları gerekirdi. Ama o da mümkün değil elbette, nihayetinde bir başlangıç noktası olarak bir kanıt göstermek zorundalar. Onlar bu işi  biraz da El Dorado'nun aranması hikayesine dönüştürmüş. Yaptıkları işin milliyetçilik ve ırkçılık vb. ile ilişkisi yok. Bir kısmı daha çok gizem peşinde koşuşturarak eğlenen macera avcıları. Çoğu ise bundan inanılmaz para ve ün kazanan vampirler. Günümüzde bundan daha harekete geçirici başka bir neden olabilir mi.  Bunların dünya dışı ve/veya paranormal güçlerin varlığına inanmayı güçlendirdikleri de aşikar. Bu bambaşka bir konu ama şunu da söylemeli; dünya dışı varlıklardan bahsedenlerin çoğu orada durmayı bilmiyor. Uydurma kanıtlar üretiyorlar ve en nihayetinde yazdıkları fantastik bir romana benzer şeyler oluyor. Yalan söylüyorlar, sahte kanıt üretiyorlar, işi medyumlara kadar götürüyorlar. Bu yaptıklarının sonu da yok. Bizler evrendeki tek canlı türleri olamayız ama bunu düşünmek başka bir şey, deli saçması şeylere inanmak başka bir şey. Dikkatli olmak ve aradaki sınırı çok iyi çizmek lazım. Her zaman eleştirel bakış açısını korumayı, sorgulamayı, kanıt aramayı (yaratmayı değil) ilke edinmeliyiz.

Şimdi hedef konuma dönüyorum yani Türk komplo teorisyenlerine...

A. Önce bu komplo teorisinin neler söylediğine 
adım adım bakalım:
1. Piramitler Çin'in Şian (Xi'an) bölgesinde hatta burada bir değil birçok piramit var.  Şian şehri, Doğu Türkistan sınırında veya çok yakınında veya 100 km yakınındadır.[12]

2. Yüksekliği 300 metredir, dolayısıyla bu onu dünyanın en büyük piramidi yapmaktadır. 

3. Amerikalı pilot James Gaussman[13] bir uçuş sırasında burayı keşfetmiştir. II.Dünya Savaşı sırasında Hindistan'dan Chungking'e erzak taşırken veya uçağı irtifa kaybettiği için, piramitleri fark eden veya gören veya yere inen veya fotoğraf çeken pilot, piramitlerin kireçtaşından yapıldıklarını veya bembeyaz parladıklarını söyleyerek Amerika’ya rapor etmiş, işte her şey bundan sonra başlamıştır.

4. Çinliler burayı yasak bölge ilan ettiği için, araştırma yapılamıyor.

5.  Alman araştırmacı yazar veya bilim adamı Hartwig Hausdorf[14], bizzat giderek piramitleri görmeye karar vermiş, araştırma izni alamamış, delil gösteremediği için de kendisine kimse inanmamıştır. Hatta birçok araştırmacı ve arkeolog araştırma yapmak için Çin hükümetine başvurmuş ancak bütün başvurular reddedilmiştir.

6. Piramitlerin 5000-6000 veya 10.000 yıllık olduğu tahmin edilmektedir. Bu da onu dünyanın en eski piramidi yapmaktadır.

7. Piramidin üstü tıpkı Orta Amerika piramitleri gibi düzdür.

8. Çinliler burayı gizlemek için üzerine toprak döküp ağaçlandırmışlardır.[15]

9. 1954 veya 1957 yılında Life Dergisi’nde Beyaz Piramitlerin Amerikalı pilot James Gaussman tarafından çekilen fotoğrafı yayımlanmıştır.[16]

10. Piramitlerde Türklere ait birçok yazıt ve çok değişik mumyalar olduğunu söylenmektedir. Hatta Oğuz Han’ın heykeli vardır. Burası atamız Oğuz Han’ın mezarıdır veya mezarı olabilir veya burası Uygurlara aittir.[17] Veya Ön Türklere aittir.[18]

11. Mumyalama tekniği Mısırlılardan bile daha ileridir. 1984 yılında bir TV programına katılan eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın söyledikleri Alman araştırmacıyı (Hartwig Hausdorf ) doğrular niteliktedir. Şıvgın "1984 yılında Çin'i ziyaret ettim ve orada eski Mısır medeniyetinden daha ileri tekniklerle yapılmış mumyalar gördüm." demiştir.[19]

12. Burada anlatılan bilgileri doğrulayacak kesin kanıtlar elimizde yoktur bunun en önemli nedeni Çinlilerin bunu engellemesi ve Türklerden hala korkmalıdır veya dünyanın en eski uygarlığı olduğunu iddia eden Çinliler bu iddialarının sarsılacağından korkup buranın Türklere ait olduğunun üstünü örtmektedirler.

13. [Oktan Keleş’in anlatımına göre]; "Oraya gizlice gittik, özbeöz bir Türk bizi götürdü, bize bilgi verdi… Buranın bir mezar odası olduğunu anlıyoruz. 2 metreye yakın boyu olan bir mumya vardı yerde. Heyecanımız iyice arttı. Mumyanın yanı başında bir kayada çeşitli işaretler ve yazılar görüyoruz. Ay yıldız, kurt başları ve şok olduğumuz şeyi ışığı tuttuğumuzda görüyoruz. Duvarda, 3 metreye yakın boyu olan, muhtemelen granit taştan yapılma bir kafa heykeli [Onları götüren Çinli bunun Oğuz Han’ın bir tasviri olduğunu söylüyor]. Enteresan olan çift boynuzu veya antene benzer iki tane obje var baş kısmında. Kafasının ortasında yine ay yıldız simgesi göze çarpıyor. Fenerle şöyle etrafı bir taradığımızda; duvarlarda yazılar ve şekiller ile üst üste dizilmiş ve birbirlerine yapışmış tabletleri gördük daha fazlasını seçemedik….”

14. Sizinle paylaştıklarımız gerçeğin sadece bir bölümüdür. Anlatmadığımız, anlatamadığımız daha çok şey vardır.

15. Mezar odasındaki kayanın üzerindeki yazılardan bir bölümü, 2023 yılına işaret etmektedir. Bu figürlerden çıkarılan sonuç ise; 2023 yılından itibaren bir Türk hâkimiyetinin başlama olasılığıdır.

16.  "Mısır piramitleri, Firavun’un şeytani bir yapısı olarak bilinmektedir. Türk piramitleri ise, onlara karşı bir ilim yuvası mıdır? Bu konuları uzmanlar araştırmalıdır?"

17. Yine edinilen bilgiler, Çinlilerin piramitlerin bulunduğu alana radyasyon serpiştirdiği, (oraya kimsenin girmemesi için) şeklindedir.

18. [Oktan Keleş’in muhtemelen başlattığı bu söylenceyi diğerleri de aynen tekrar ediyor] “Acaba oradaki granit taşta bulunan suret, gerçekten Oğuz Kağan’ın betimlenmesi olabilir mi? Bu konuyu araştırmacıların dikkatlerine sunuyoruz. Bu arada, unutulmamalıdır ki; Ay-Yıldız, Göktürk paralarında da mevcuttur. Vatikan’da bir kardinalin dediği gibi; “Türkler dünyaya hakim olmaktansa, Marduk dünyaya çarpsın daha iyi” sözü ile ne anlatılmak isteniliyor? Acaba Vatikan, olası bir Türk hakimiyeti ile ilgili gerçekleri biliyor olabilir mi? Peki bu hakimiyeti engellemek için nükleer silah mı kullanılacak? Nükleer silah kullanılıp, kaos ortamı oluşturulduktan sonra, bütün suçu Marduk’a yükleyip, dünya sisteminin gidişatı mı değiştirilecek?”

19.  Burası Türk milletinin atalarına ait bu mezarlardır. Çin hükumetinden, piramitleri Türk araştırmacılara açmalarını talep etmek hepimizin ortak görevidir. Burası Türkiye Cumhuriyetine devredilmeli, Türk askerleri orada nöbet tutmalıdır. “Güçlü bir Türk Ordusu, güçlü bir Türk dünyası demektir. Güçlü bir Türk Dünyası, huzurlu bir dünya demektir”



Bu, böyle devam ediyor. Ben buraya yeteri kadar örnek aldığımı düşünerek çözümleme aşamasına geçiyorum. 



B. Şimdi, yukarıda adım adım belirtilen komplo teorisini  çözümleyelim.[20]

1. "Piramitler Çin'in Şian (Xi'an) bölgesinde, hatta burada bir değil birçok piramit var.  Şian şehri, Doğu Türkistan sınırında veya çok yakınında veya 100 km yakınındadır."  


iddiasıyla başlayalım..

Bu durumda ilk yapacağımız iş bölge hakkında basit bir sorgulama ve elimize uygun haritaları alarak incelemek olacak. 
Çin'in Xi'an bölgesi haritada görülen yer. Biraz yakından incelemeyi hak ediyor.
Buranın Moğalistan'a ve Türklerin ana yurdu olarak kabul edilen Altay-Orhun bölgesine
olan uzaklığını gösterdim.


Xİ'an'ın  Doğu Türkistan'a (Uygur  Sincan Özerk Bölgesi)
olan uzaklığı gösterilmiştir. Esas iddia budur. Görüldüğü gibi arada
epeyi mesafe var. 
Xi'an (Şian) şehri eski adı Chang'an[21]. Klasik Çin dilinde ”sürekli barış" anlamına geliyor, çünkü burası Çinli yöneticiler tarafından defalarca kullanılan bir başkentti dolayısıyla burada barış hâkimdi veya iddiaları buydu. Xi'an, Şensi bölgesindedir ve Çin’in dört büyük tarihi başkentinden biridir. Ming hanedanı zamanında buraya Xi’an adı verilmiş. Burası antik İpek Yolu’nun başlangıcıydı. Yani, bu kadar eski, kökeni belli, yadsınamaz bir şekilde Çin kültürünün çekirdeğinde yer alan bir şehirden bahsediyoruz. Bugün yaklaşık 13 milyon nüfusa sahip Xian'da toplumun %99.1'ini Han Çinlileri oluşturmakla beraber azınlık olarak yaklaşık 50.000 Hui Müslüman vardır. Verdiğim kaynak incelenirse (20 nolu dipnot) ayrıntılı bilgi edinilebilir. Burası tarihin hiçbir devrinde Türki (Türkçe ve benzeri aynı dili konuşan, aynı kültür grubuna ait kavimler kast ediliyor) halkların hakim olduğu bir yer olmadı. Evet, elbette var oldular tıpkı Tibetliler ve diğer halklar gibi ama böyle büyük eserleri yapabilmek için bölgenin hakimi olmak gerekir. 


Yer isimlerinin daha belirgin olduğu bu haritada Xi'an'ı bulunuz.
Daha Sonra Tarım Havzası ile Sincan'ı bulunuz.
Xi'an, Sarı Irmak kıvrımı içinde yer alan Çin uygarlığının
binlerce yıllık çekirdek bölgesindedir. 

Demek ki burası, Doğu Türkistan’ın yakınında değildir. Arada kuş uçuşu 2000 km var. Google Earth’te yapılan bu ölçümlerin harita üzerindeki doğrusal mesafelerin pinler vasıtasıyla  ölçülmesi sonucu ortaya çıktığını da hatırlatayım. Doğrusal olmayan ve karadan yapılan ölçümlerin (yolculukların) çok daha yüksek olacağı açıktır. Komplo teorisyenleri, (bunu kısaltarak KT diye kullanacağım) Türkistan adını bilerek kullanıyor, böylelikle araştırma yapmaya zahmet etmeyenler için verilen mesaj; “Xi’an Türklerin yaşadığı yerin hemen yakınındadır” algısını yaratarak kandırmaktır.

2. Yüksekliği 300 metre, dolayısıyla bu onu dünyanın en büyük piramidi yapıyor.”
İddiasını inceleyelim.

Gerçekten de bu yapı bir piramit mi? Önce bununla başlıyoruz.

Piramit nedir? En az üç tane üçgen yüzeyi olan, tabanı; kare, üçgen, dikdörtgen veya çokgen olabilen geometrik yapılara piramit deniyor. Üçgenlerin sivri kenarları tepede birleşip sivri bir hal almış olabilir veya tepe düz bir şekilde bırakılmıştır. Ama bu durumda üçgenlerin kenarı hayali olarak uzatıldığında onlar yukarıda birleşip sivri bir uç oluşturabilmelidir. Arkeolojik ve tarihsel açıdan piramitler, insan yapımı eserlerdir. Bu geometrik modeli esas alarak bilinçli bir şekilde inşa edilmişlerdir. Taş, ahşap ve toprakla yapılmış her mezar yapısına  piramit diyemeyiz. Onlara Tümülüs (veya Kurgan) diyoruz. Nitekim bu yazıda sözü edilen beyaz piramit, tümülüs tanımına daha çok uymaktadır.[22] Anıt mezar da denilebilir, türbe de... 

Bu yapıların piramit olup olmadığı tartışılabilir ama  Çinliler de bazı yayınlarında bunlardan piramit olarak bahsetmiş. İlk yapıldıklarında şimdikinden daha fazla piramide benziyor olmaları muhtemel çünkü doğal şartların etkisiyle yapı zamanla bozulmuş, oturmuş, çökmüş. Nitekim şu anda uzaktan bakınca bir dağ gibi görünüyor. Demek ki bu yapılara piramit veya anıtsal mezar, türbe, tümülüs dememizin bu tartışma açısından çok da belirleyici bir önemi yok.[22 nolu dipnota bkz.] Ama işin uzmanlarının da net olarak belirttiği gibi bunlar Tümülüstür. Bakın şu kaynakta tümülüs çeşitleriyle ilgili bilgi var. Çünkü tek bir biçimde tümülüs yok. 
 Bu görüntüler, Changling Mozolesi'nden. Burası, Çin tarihinin ilk imparatoru olan
Batı Han Hanedanı'nın kurucu imparatoru Liu Bang'ın mezarıdır. Görüldüğü gibi
mezarın üzeri büyük beyaz taşlarla kaplıdır. Tümülüslerde mezar odasının üstünü toprak
ve taşlarla kaplıyorlar. Burada da en üst katmana bu oldukça büyük taşları dizmişler. Zamanla 

buranın üzeri yeni toprak katmanıyla kaplanmış, otlar ve ağaçlar bitmiş, görünümü adeta sıradan 
bir dağ halini halmış. Bu durum bütün tümülüslerin başına gelir böylece gözden ırak olurlar ta ki 
birileri onları keşfedene kadar. Yapının basamaklar halinde inşa edildiğine de dikkat edelim. 
Bu da çok görülen bir inşa tekniği. 
Burada Zigguratları hatırlayalım. Aklın yolu birdir.
  

Beyaz Piramit ismiyle bilinen bu yapı imparator Wudi'nin mezarıdır.[23 nolu dip nota Wudi ile ilgili bilgi için bkz.] Batı basınında “Beyaz Piramit” ismiyle yer almasının sebebi, burayı ilk kez görüp rapor edenlerin buradan beyaz bir mücevher gibi bahsetmesi etkili olmuş olabilir. Neden beyaz olarak gördü? Muhtemelen yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi, üzeri beyaz taşlarla kaplı olduğundan. Nasıl Mısır Piramitlerinin üzeri kaplanmışsa bunları da büyük beyaz taşlarla kaplamışlar. Elbette yapım tekniği açısından Mısır Piramitleri ile hiç bir ilgisi yok. Maolingle ilgili şu kaynağa bkz. 

                            Xianyang, Şaanksi: 1908 -Eski Zhouling-, Maoling ve Huo Qubing Mezarları

 Videonun başlığında Maoling ve Huo Qubing Mezarları önünde 1908 yılına ait
bir fotoğraf olduğu belirtilmiş (Shǎnxī xiányáng:1908 Nián xiányáng zhōu líng, mào líng hé huòqùbìng mù jiù yǐng)
Yani iddia edildiği veya çarpıtıldığı gibi  bu yapıları ilk kez keşfedenler Batılılar veya bir pilot değil.
Resim Çin Cumhuriyeti sırasında, Chiang Kai-shek, Song Meiling, Yang Hucheng ve Zhang Xueliang,
vb. kişileri gösteriyormuş. Bu anlamda önemli tarihsel bir belge. Başlangıçte bazı mezarlar yanlış isimlendirilmiş ama
arkeolojik kazılarla daha farklı bir kişiye ait olduğu bulunmuş. Demek ki bu konuda da aceleci olmayıp
daima araştırma sonuçlarını beklemek gerekiyor.
Görseli yayımlayanın verdiği bilgiler bunlar. bkz. 
Xİ’an’ın yakın çevresinde eski imparatorların anıtsal mezarları, tümülüsleri veya türbeleri vardır. Örneğin Qin hanedanından, Qin Shi Huang’ın terracotta ordusu tarafından korunan devasa mezarı buradadır. Daha bir sürü piramit var denilen yapılar bunlardır. Bu bölge, Çin tapınak ve saray kompleksleri, parkları ve kral mezarları ile doludur. Burası Antik Çin’in başkentiydi.


Sözü edilen yer burası. Çinlilerin en kıymetli tarihi ve kültürel yerlerinden biri bu bölge. 
Beyaz Piramit denilen mezar da haritada görünüyor. İnceleyiniz 
Haritada toprak askerleriyle ünlü ilk Çin imparatorunun mezarının yeri de belirtilmiş.  
Batı Han Hanedanlığı'ndaki 11 mezar arasında Maoling Mozolesi en büyük mezar olarak kabul ediliyor. Çin tarihinde bile sadece Lishan Dağı'ndaki İmparator Qin'in (MÖ 259 - MÖ 210) mezarı buna rakip olabilir. Mezarlık oldukça kare olup, her tarafı 420 metre, doğudan batıya 431 metre (1.414 ft) ve güneyden kuzeye 415 metre (1.362 ft) duvarlarla çevrilidir. Her duvarın ortasında bir kapı vardır ve doğu, batı ve kuzey kapılarının kalıntıları iyi korunmuş durumdadır. Türbenin kalıntısı zirvesi olmayan bir piramit gibi görünür. Yüksekliği 46,5 metre (153 ft) ve temelin uzunluğu 240 metre (787 ft) uzunluğundadır. Bütün türbe yüce ve ihtişamlıdır. kaynak
Han Wudi ve diğer krallar hakkında Çinli uzmanlar araştırma yapıyor, bunları yayımlıyorlar. Mesela bu videoda Wudiyle ilgili bilgi var. Şu videoda da İngilizce alt yazı ile Maoling'e yapılan ziyaret gösterilmiş. (ve şu video, 2010 yılına ait)
Maoling'in krokisinde çok sayıda piramit biçimindeki tümülüsler görülüyor
Bunlar hanedan üyelerine at mezarlar.

Han Wudi ve Maoling'ten bahseden şu belgesele de göz atınız.  Bu arada uzmanlar, gözden kaçan mezarları da bulmaya devam ediyorlar. Araştırma bitmiş değil, biteceğe de benzemiyor. Maolingle ilgili diğer linkler için 27 nolu dipnota bkz. 

Çin kökenli kaynaklar ve onlardan alıntı yapanlara göre burası İmparator Wudi'nin anıt mezarıdır. Etrafında daha bir çok anıtsal nitelikte tümülüs vardır ve hayır boyu 300 metre değildir. Dünyanın en büyük piramidi değildir aslında bu bilinen anlamda bir piramit değildir. 

3.  
"Amerikalı pilot James Gaussman[13] bir uçuş sırasında burayı keşfetmiştir. II.Dünya Savaşı sırasında Hindistan'dan Chungking'e erzak taşırken veya uçağı irtifa kaybettiği için, piramitleri fark eden veya gören veya yere inen veya fotoğraf çeken pilot, piramitlerin kireçtaşından yapıldıklarını veya bembeyaz parladıklarını söyleyerek Amerika’ya rapor etmiş, işte her şey bundan sonra başlamıştır. 1954 veya 1957 yılında Life Dergisi’nde Beyaz Piramitlerin Amerikalı pilot James Gaussman tarafından çekilen fotoğrafı yayımlanmıştır."

ABD'li pilotla ilgili de biraz araştırma yaptım okumadıkları ve/veya bilerek çarpıttıkları için bu bilginin de birbirine karışmış, işin içinden çıkılamaz bir hale gelmiş olduğunu gördüm. 


1954 veya 1957 yılında Life Dergisi’nde Beyaz Piramitlerin Amerikalı pilot James Gaussman tarafından çekilen fotoğrafıyla ilgili Life dergisinin arşivini taradım ama bulamadım.  
Verdiğim linkte Life dergisinin arşivi var. James Gaussman adını kullanarak bir tarama yaptım ve böylece arşivde bu konuda bir bilgi mevcut olmadığını öğrenmiş oldum. Siz de bir bakın. Ayrıca dergi sayılarını taramak için de Oldlife Magazin'in arşivine bakılabilir.

Bir kere James Gaussman'ın adına google tarama sonuçlarında da doğrudan rastlanmıyor. Ama ondan bahseden bir kitap var: Brian Haughton'ın kitabı. Verdiğim linke bakarsanız ne tür kitaplar ve yazılar yazmış olduğunu görebilirsiniz. İngilizce bilmek gerekmiyor. Chrome bu tür şeyleri büyük başarı ile çeviriyor. Yalnız Haughton, bu ülkenin KT'cilerinden farklı şeyler söylüyor. Kitabının ismi The Riddle of the Chinese Pyramids (China), yani Çin Piramitleri Bilmecesi.[Kitabından bir bölüme bkz. bu kısmın Türkçe özeti 28 nolu dipnottadır]. Haughton'a bakarsak James Gaussman isimli pilot 1945 yılında burayı bildirmiş, böylece en azından bir kaynak tarafından isim ve olgu doğrulanmış oldu. Ama hepsi bu. Haughton'ın da yazdığı gibi Batılı  kaynakların esas üzerinde durduğu Albay Maurice Sheahan'ın raporu. Bu rapor 1947 yılının The New York Times gazetesinde yayımlanmış. Aşağıda bu haberin kupürü var. 


İşte gazetede çıkan haber bu. 1947 yılı. New York Times.
Çevirisi için  25 nolu dipnota bkz.

Haberin yayımlanma tarihi 28 Mart 1947. Bu haberde ABD'li bir pilotun Çin'in Şensi eyaletindeki Şian'daki dağlarda dev bir piramit bulduğunu bildirdiği belirtilerek, bu konuda kısa bir haber yapılmış. Haberin içinde Trans World Havayolu’nun Uzak Doğu müdürü Albay Maurice Sheahan'ın adı geçiyor. Bildiren, bilgi veren kişi bu. Konum ve çevre bilgisi Wudi'nin mezarıyla uyuşuyor. İki uzmana soruyorlar onlar da bunun eski Çinlilerin dinleriyle ilgili bir durum olduğunu, bunun önemli bir kişinin höyük mezarı olabileceğini belirtmiş. Kısacası bu haberde bir spekülasyon, bir komplo teorisi yok. Ne gördülerse onu yazmışlar ve gayet doğru yorumlar yapmışlar. Bu haberin komplo teorisyenleri tarafından nasıl kullanıldığına dikkatinizi çekmek isterim. Komplo teorisyenleri, bu normal bir haberi kendi gizli niyetlerini destekleyen bir kanıt gibi kullanmışlar. Ülkemizin, entelektüel açıdan çorak bölgesine ait araştırıma yapmaya zahmet etmeyen kişiler için; bu normal bir kanıtmış gibi rahatlıkla kabul edilebiliyor. Haberin çevirisi için 25 nolu dipnotuna bkz. 

Yine Haughton'a göre 28 Mart 1947'deki bu haberde bir fotoğraf yok. Bundan iki gün sonra yani 30 Mart 1947'de New York Sunday News'de sözü edilen piramidin bir fotoğrafı yayımlanıyor. İşte her Türk KT'cilerin kullandığı meşhur fotoğraflardan biri bu.  



Bu resim ve alt yazı, yazarın altta resmi görülen kitabının  241. sayfasında yer alıyor. Fotoğrafı çeken belli değilmiş.




Altyazı buranın İmparator Jingdi (Hanyangling)'nin son dinlenme yeri olan höyük mezarı olduğu bilgisini veriyor. Han Hanedanlığı'nın altıncı imparatoru (M.Ö. 206-22B) Jingdi Jingdi'nin Mezarı henüz tam anlamıyla kazılmamış, belli bir b
ölümü ziyaretçilere açık. Burada Gerçek boyutlarda olmayan terracotta ordusu var. Şu an itibariyle Şian'daki tümülüsler arasında en az öne çıkanın bu olduğundan bahsediliyor. Jingdi için, 26 nolu dipnotta yer alan linklere bkz.  
Çin imparatoru  Jingdi'nin mezarı
Bu fotoğraf 1913-15 arasında çekilmiş.
ayrıca bkz. https://www.chinatour360.com/xian/hanyangling.htm
Görüldüğü gibi fotoğraf 1945'ten çok çok önceye ait. 
Jingdi'nin türbesi günümüzde yukarıdaki gibi görünüyor ve ziyarete açık.
Diğer fotoğraf Jingdi'nin tümülüsünü değil de başka bir tümülüsü gösteriyor olabilir, o da şu: 
Paylaşılan bu fotoğraf o kadar kötü ki neresi olduğunu anlamak çok zor
Zaten buldukları tüm piramit-tümülüs fotoğraflarını kullanmışlar
Her şey birbirine karışmış. Neyi kastettiklerini anlamak zor amaç da bu olsa gerek.

Yukarıda belirttiğim nedenlerin yanı sıra bu karışıklığın ve komplo teorilerinin üremesinin en önemli nedeni bizzat Çin'in uyguladığı politika. Bu konularda İngilizce yayınları var ama çok az. Yayınlarda egemenlik Batılı uzmanların elinde. İngilizce evrensel bir dil. Çinliler kendi dillerinden başka bir dilde (başta İngilizce) yeterli yayın yapmadıkları sürece bu konularda orada neler olup bittiğini anlamamız zor. Edindiğimiz bilgileri bile ancak dolaylı yollardan bulmuş oluyoruz. Çin'e gerek kendi içinden gerekse dış dünyadan inanılmaz sayıda turist geliyor. Kendileri de bunun farkında, bu nedenle turizme açılan yerleri; herkes rahat rahat ulaşsın ve gezsin diye çok iyi düzenlemişler ama gel gör ki Google Earth'de tarihsel yerlerin isimlerini bulmak mümkün değil. Orada bir çok tümülüs görüyoruz ama isimleri  yazılmadığı için ne olduğunu, kime ait olduğunu bilemiyoruz. Bilgiye ulaşmanın sınırlı olduğu bir ortamda her türlü sapkın fikir kolayca türer de ürer de. 
Google Earth'den bir kare
Görüldüğü gibi fazla bir bilgiye ulaşma imkanı yok
sağ alt yuvarlak içindeki görüntüye dikkat ediniz...

Yukarıdaki yuvarlak içindeki resim bu..
Hiç şüphesiz bu yapı basamaklı piramide benziyor
ama ismini yazmadıkları için neresi olduğunu bilemiyoruz.
İşte komplo teorisyenleri için çok kullanışlı bir malzeme

4. "Çinliler burayı yasak bölge ilan ettiği için, araştırma yapılamıyor."

Çinliler burayı yasak bölge ilan etmediler. Ziyaret ediliyor. Yalnız istisna bir iki örnek hariç tümülüs mezarlara  girilemiyor. Arkeolojik araştırmalar uzun sürer. Bunlarla ilgili raporlar ara ara yayımlanıyor (keşke İngilizce yayın yapsalar) bunları beklemek lazım. Nitekim Çin piramitleri ilk kez, 25-30 Ağustos 2008 günleri arasında Bosna-Hersek'in Sarajevo kentinde yapılan uluslararası bilimsel toplantıda (ICEA 2008) Çinli arkeologlar tarafından verilen bildirilerle bilim dünyasına tanıtılmıştı o zamandan bu zamana o bölgenin çok iyi düzenlendiğini, ziyarete açıldığını görüyoruz. Siz de en azından videolar, siteler aracılığıyla gezebilirsiniz, inceleyebilirsiniz.[20 nolu dipnotta yer alan kaynaklara bkz.]

5. Alman araştırmacı yazar veya bilim adamı Hartwig Hausdorf, bizzat giderek piramitleri görmeye karar vermiş, araştırma izni alamamış, delil gösteremediği için de kendisine kimse inanmamıştır. Hatta birçok araştırmacı ve arkeolog araştırma yapmak için Çin hükümetine başvurmuş ancak bütün başvurular reddedilmiştir.

Türk komplo teorisyenlerinin ismini -çoğu zaman isim vermeden- kaynak olarak kullandığı kişi Hartwig Hausdorf'tur. Kendisi de bir komplo teorisyeni, bir bilim "adamı" daha doğru bir deyişle bir bilim insanı değil. Anlaşılan 1994 yılında yazdığı Beyaz Piramit adlı kitabı,Türk komplo teorisyenlerinin yolunu açmış. Oysa  yazarının derdi başka... O, bu ve benzeri kitaplarında sözünü ettiği piramitleri dünya dışı güçlerin yaptığını ileri sürüyor. Bakın yazdığı kitabın başlığı şöyle: Die weisse Pyramide: ausserirdische Spuren in Ostasien. 1994. Yani: Beyaz piramit: Doğu Asya'da dünya dışı izler,1994. Yazar hakkında bilgi için bkz. Bizim komplo teorisyenleri bundan bahsetmiyor elbette. Onlar Hausdorf'un yazdıklarından işlerine geleni alıp kullanmışlar. Ama bu komplo teorisyenleri içinde bu piramidi hayali Mu Uygarlığına hatta oradan devamla dünya dışı varlıklara da bağlayanlar var. Yani bu muazzam saçmalıkların ucu bucağı yok.

6. "Piramitlerin 5000-6000 veya 10.000 yıllık olduğu tahmin edilmektedir. Bu da onu dünyanın en eski piramidi yapmaktadır."

Buna söyleyecek çok da bir şey yok. Kanıtları nerede derseniz ellerinde hiç bir şey yok. Dünyadaki bütün tümülüslerin yaşı aşağı yukarı bellidir. Artık arkeolojik buluntuların yaşını doğruya yakın saptayabiliyorlar. Bunu yapmanın türlü yolları var. Bu değerlendirmeyi yapan bilim dalına arkeometri diyoruz (bunun için şu kaynağa bkz.). Ve zaten çoğu yapının kime ait olduğu ne zaman yapıldığı bilindiği ve bütün bunlar planlarına varana kadar Çin kayıtlarında yer aldığı için ne zaman  yapıldığı sorusunu sormak veya kafadan bir sayı atarak şu zamanda inşa edilmiş kadar abes bir şey olamaz. Örneğin Beyaz Piramit olarak bilinen Maoling'le ilgili kesin bilgiler var. Bu, Ayasofya'nın ne zaman yapıldığını soruşturma konusu yapmaya benzer. Zaten Çin tarih yazımın kurucusu, Çin'in Herodot'u Sima Qian (Sim'a Çien, eserinin adı Tarihsel Kayıtlar anlamına gelen Şi Çi'dir.) Wudi döneminde yaşamış ve yazmıştır. Başta bu eser olmak üzere daha başka kronikler de bize Çin'in Wudi dönemi hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir. Bütün bunlar bize Wudi'nin kendi emperyal mezar külliyesini (Maoling) nasıl yaptığının ayrıntılı bir panoramasını sunmaktadır. 

7. Piramidin üstü tıpkı Orta Amerika piramitleri gibi düzdür., Çinliler burayı gizlemek için üzerine toprak döküp ağaçlandırmışlardır. Yine edinilen bilgiler, Çinlilerin piramitlerin bulunduğu alana radyasyon serpiştirdiği, (oraya kimsenin girmemesi için) şeklindedir.

Bunun çok da bir önemi yok ama evet üstü ilk yapıldığında düz ve kesik bir piramit görünümünde. KT'ciler bunu Amerika piramitleriyle ilişki kurmak için özellikle söylüyorlar. Yani belli bir piramit yapma şablonu vardı ve bunu da dünya dışı bir uygarlık yaptı veya yaptırdı. Umberto Eco'nun (bkz. Foucault Sarkacı ve Prag Mezarlığı) da dediği gibi KT'ciler her şeyi her şeye bağlarlar işin püf noktası budur. En tepede ise bütün bu komploları planlayan, yöneten gizemli bir tarikat, dünya dışı varlıklar vb. vardır. Kanıtlarını ise birbirine zoraki, hayali ve uyduruk bir şekilde bağladıkları olaylar ve olgular silsilesi oluşturur.
Evet buraları ağaçlandırmışlar ve evet etrafı da düzenlemişler çünkü bu külliyeyi (örneğin Maoling )  halkın ziyaretine açmışlar. Siz de isterseniz burayı gezebilirsiniz ama mezarın içine girilmiyor. Radyasyon bilindiği gibi bulunduğu çevreyi etkiler, rüzgarla ve yağmurla dağılır. Kalıcı etkileri vardır. Canlılarda sakat doğumlara yol açar. Çin devletinin buraları ziyarete açtığını düşünürsek, bu canice uygulamayı kendi halkına yapması için nasıl bir akıl yitimine uğramış olduğunu bir düşünün, böyle bir şey olur mu hiç;  desek de KT'ciler için çok da bir şeyin değişeceğini sanmıyorum. Çünkü akıl yitimine uğramış olanlar kendileri. 

8. Piramitlerde Türklere ait birçok yazıt ve çok değişik mumyalar olduğunu söylenmektedir. Hatta Oğuz Han’ın heykeli vardır. Burası atamız Oğuz Han’ın mezarıdır veya mezarı olabilir veya burası Uygurlara aittir. Veya Ön Türklere aittir. 

Wudi'nin mezarıyla ilgili yeterince bilgi yazdığım için aynı şeyleri tekrarlamayacağım. İddia edilen yer Wudi'nin mezarı olmalıdır. Yine de komplo teorisyenlerinin belli bir piramitten ziyade piramit fikrine sarıldığını da unutmayalım. Aslında hiç var olmayan bir piramit efsanesine bel bağlamış durumdalar. Şunu eklemek istiyorum. Oğuz Han tıpkı Kral Arthur gibi efsanevi bir kişidir. Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyoruz. Uygurlara gelirsek; onlar Şian'ın bulunduğu Şensi bölgesine değil ama Tarım Havzasına daha geç bir dönemde geldiler, Budist olan Sarı Uygurlar ise buraya yakın olan Kansu bölgesinde yaşadılar onların tarihleri de çok iyi biliniyor. Tapınaklar, manastırlar yaptılar ama tümülüsleri yapmadılar. Çünkü çoğu tümülüsün kime ait olduğu, nasıl yapıldığı, alınan vergiler ve angarya çalıştırmalardan dolayı nasıl büyük toplumsal ekonomik çalkantılara yol açtığı biliniyor. Örneğin Maoling'in yapımı 53 yıl sürmüş. Buraya harcanan emeği, parayı, baskıyı düşünün. Nitekim dönem sonunda Kırmızı Kaşlılar Ayaklanmasının da patlak verdiğini biliyoruz. Ayaklanmanın son anlarında Maoling'de dahil her tarafı yakıp, yıkıp, yağmaladıklarını da hatırlatayım. 

Ön Türklere gelelim... Onlar kimdir bilmiyoruz. "Ön-Türkçe" kullanılan kabileler kastediliyorsa böyle bir durum mutlaka vardı çünkü "Türkçe" birden bire ortaya çıkmış olamaz. Hint Avrupa dilleri konusunda çok sayıda araştırma vardır ama maalesef Türkçe konusunda yoktur veya çok çok azdır diyelim. Elbette bilimsel araştırmaları kastediyorum, komplo teorilerini değil. Bir kere "Türk" kelimesini kullanmak anakronik bir yaklaşım olur. O kabilelerin kendilerine ne dediğini bilmiyoruz. Ama bir kabile ismiyle anıldıkları muhakkak. Nitekim Orhun Yazıtlarında geçen isimler o yüzyılda bilinen ve kullanılan isimlerdi. Bu halkların "Türkçe" benzeri bir dil kullanmış olmaları onların tek bir soydan veya yaygın deyişle ırktan geldiklerini göstermez. İnsanlar cinsel birleşme yoluyla binlerce yıldır genetik olarak karışmışlardır. Saf bir soy, saf bir ırk diye bir şey yoktur, ırk yoktur. Etnik aidiyetler, kültürel aidiyetler vardır. Belli bir bölgede hangi grup ağırlıktaysa karışımlar sonucu kültür de dilde giderek değişir, baskın bir dil herkesin konuştuğu bir dil haline gelebilir ama o dil de kültür de hiç bir zaman ilk haliyle kalmaz, kalamaz. Yapılan genetik araştırmalar her etnik grubun bir sentezlenme sonucu ortaya çıktığını göstermektedir. Bugün dünyamızda yalıtılmış bir halde yaşayan çok az sayıda binlerce yıl öncenin genetik formasyonlarını barındıran yerli halk kalmıştır onların da kültürel olarak küresel kültürden etkilendiklerini biliyoruz. Sonuç olarak Ön Türkler konusuyla ilgili hiç bir bilimsel çalışma yoktur. Ön Türkler diyebileceğimiz bir IRK yoktur. Irk diye bir şey yoktur. Bu konuyu uzatmak yazının hedefini saptıracağı için  burada bırakıyorum ama blog içinde yer alan şu yazılara bakılabilir[24]. 

9. Mumyalama tekniği Mısırlılardan bile daha ileridir. 1984 yılında bir TV programına katılan eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın söyledikleri Alman araştırmacıyı (Hartwig Hausdorf ) doğrular niteliktedir. Şıvgın "1984 yılında Çin'i ziyaret ettim ve orada eski Mısır medeniyetinden daha ileri tekniklerle yapılmış mumyalar gördüm." demiştir.

Bu konuyu Tarım Havzası Mumyalarında ele aldığımız için o yazıya bakmanızı tekrar hatırlatıp bu konuyu geçiyorum.  

10. Burada anlatılan bilgileri doğrulayacak kesin kanıtlar elimizde yoktur bunun en önemli nedeni Çinlilerin bunu engellemesi ve Türklerden hala korkmalıdır veya dünyanın en eski uygarlığı olduğunu iddia eden Çinliler bu iddialarının sarsılacağından korkup buranın Türklere ait olduğunun üstünü örtmektedirler.

Bizzat itiraf ettikleri kesin kanıtların olmadığı bir durumda böyle büyük iddialarda bulunmak da ancak KT'cilere has bir durumdur. Ama sebebini de yazmayı ihmal etmiyorlar. Çünkü Çinliler bunu engelliyor... Tam bir kısır döngü.

Dünyanın en eski uygarlıklarından biri Çin uygarlığıdır. Tıpkı; Sümer, Hint, Girit, Mısır gibi... Bu iddiaları hiç ama hiç bir şey bilmeyen üç yaşında bir çocuğun kafası yazabilirdi ancak. Konuyla ilgili şu kaynağa bkz.  

11. Oktan Keleş'in mezar odasına girdiği ve orada bir takım şeyler gördüğü iddiası...

Olabilir, gerçekten de mezar odalarına girmenin yollarını yerel halk çoğu zaman biliyor. Ama çok açık ki gördükleri eşyalar imparator Wudi'nin mezarına (veya başka bir mezara) ait eşyalardır. Mezar odalarına çevre ülkelerden el konulan veya çevre ülke hükümdarlarının hediye ettiği eşyaların da konulduğunu biliyoruz. Yani demem o ki bu eşyaların var olması  burayı Türklerin yaptığına dair bir kanıt oluşturmaz. 

12. Sizinle paylaştıklarımız gerçeğin sadece bir bölümüdür. Anlatmadığımız, anlatamadığımız daha çok şey vardır.

İşte komplo teorisine yakışan bir cümle. Demek istiyorlar ki; "Sırlarla doluyum, beni merak edin, beni izleyin, yakında bazı sırları daha açıklayabilirim... " Ah o merak, ah o gizemlerin esrarı. Ne kadar cazip geliyor biz insanlara. Bu kişilerin ne kadar çok takipçisi, okuyanı olduğuna hiç baktınız mı? Bu tür kitapların ne kadar çok satıldığını biliyor musunuz? Bu işe soyunanlar gerçekten de bu işlerden para kazanıyorlar. Çoğunun bu işi para, ün ve mürit elde etmek için yaptıklarına inanmamız için çok sayıda somut veri var elimizde. Belki de bir kısmı hiç bir zaman inanmadığı şeyler yazarak köşeyi dönmeyi amaçlamaktadır. Özellikle bazı yazarların bu ipe sapa gelmez şeyleri yaza yaza zengin olduğu kesin... 

13. Mezar odasındaki kayanın üzerindeki yazılardan bir bölümü, 2023 yılına işaret etmektedir. Bu figürlerden çıkarılan sonuç ise; 2023 yılından itibaren bir Türk hâkimiyetinin başlama olasılığıdır.

Komplo teorisini bağladıkları tepe noktalarından biri de bu. Neyse ki 2023'e çok zaman kalmadı. Neler olacağını görme şansımız en azından çoğumuz için var.

14. "Mısır piramitleri, Firavun’un şeytani bir yapısı olarak bilinmektedir. Türk piramitleri ise, onlara karşı bir ilim yuvası mıdır? Bu konuları uzmanlar araştırmalıdır?" 

İddianın "bilinmektedir", diyerek sunulmasıyla kanıtlar bir çırpıda atlanmış oluyor. Biliniyorsa kanıtlara gerek yoktur çünkü. Ve uzmanların bu konuyu araştırması isteniyor. Uzmanlar sözcüğü de etki yaratıyor olmalı ki bunu da sık sık kullanıyorlar. Metafizik, paranormal bir iddianın tartışılacağı yerin bilimsel bir disiplin içinde yeri yoktur. 


15. [Oktan Keleş’in muhtemelen başlattığı bu söylenceyi diğerleri de aynen tekrar ediyor] “Acaba oradaki granit taşta bulunan suret, gerçekten Oğuz Kağan’ın betimlenmesi olabilir mi? Bu konuyu araştırmacıların dikkatlerine sunuyoruz. Bu arada, unutulmamalıdır ki; Ay-Yıldız, Göktürk paralarında da mevcuttur. Vatikan’da bir kardinalin dediği gibi; “Türkler dünyaya hakim olmaktansa, Marduk dünyaya çarpsın daha iyi” sözü ile ne anlatılmak isteniliyor? Acaba Vatikan, olası bir Türk hakimiyeti ile ilgili gerçekleri biliyor olabilir mi? Peki bu hakimiyeti engellemek için nükleer silah mı kullanılacak? Nükleer silah kullanılıp, kaos ortamı oluşturulduktan sonra, bütün suçu Marduk’a yükleyip, dünya sisteminin gidişatı mı değiştirilecek?”

Vatikan'daki kardinal kim? Bunu ne zaman söylemiş? Bunun yazılı kanıtı var mı? Marduk kim veya ne? Hem neden Vatikan? 

Kanıt falan yok elbette. Her şey birbirine karışmış. Bu bilgileri Zacharia Sitcin'den almışlar. Marduk derken 13. Gezegen adıyla (veya X gezegeni veya 10. Gezegen) Sitcin'in yazdığı kitaplardan alınan, karmakarışık edilmiş iddialara değiniyor olmalılar. O, hiç olmazsa daha düzgün ifade etmeyi becerebilmişti. Vatikan'ın da bir Hristiyanlık merkezi olması nedeniyle İslam ve Türk dünyasında epeyi düşmanı vardır. Aslında yapılan şu, bir komplo teorisi; başka komplo teorilerini basamak yaparak güya onları kanıt olarak kullanarak inşa edilmiş. Çok sık karşılaşılan bir durum bu. Aslında Komplo teorisi zaten böyle bir şeydir.

16. "
Burası Türk milletinin atalarına ait bu mezarlardır. Çin hükumetinden, piramitleri Türk araştırmacılara açmalarını talep etmek hepimizin ortak görevidir. Burası Türkiye Cumhuriyetine devredilmeli, Türk askerleri orada nöbet tutmalıdır. “Güçlü bir Türk Ordusu, güçlü bir Türk dünyası demektir. Güçlü bir Türk Dünyası, huzurlu bir dünya demektir”

Artık bu kısımda diyecek bir şey bulamadım. 


Dip Notlar: 
Kaynaklar, Araştırılacak Site Adresleri, Açıklamalar, Tanımlar


[1] Aşağıdaki linklerde bu tip iddiaların yer aldığı kaynaklar var. Hepsini değil ilk karşıma çıkanları aldım. İlgili içeriğin altında yanıtlar, yorumlar varsa onları özellikle okumanızı tavsiye ederim. Trajik durumu ve vahameti anlamanın en iyi yolu onları okumak.














[2] Kazım Mirşan (4 Temmuz 1919 - 19 Temmuz 2016) aslen mühendistir. Amatör bir “tarihçi” olarak faaliyet yürütmüştür. EK1’de, ileri sürdüğü tezler özetlenmiştir bkz. Gerçekte bu tezler Türk Tarih Tezi’nin biraz daha ayrıntılandırılmış halidir. Yani kendi icadı olmayan bir tezdir. Mirşan’ın esas yaptığı; Türk Tarih Tezi’ndeki iddialara kanıt aramak ve bulduğunda ısrar etmek olmuştur.

[3] Burada sözü edilen komplo teorisi tamamen bir yalan üzerine oturtulan, içinde neredeyse hiçbir gerçekliğin, doğrunun yer almadığı, ilgili konuda az çok fikri olan insanların bu nedir deyip gülüp geçeceği bir masaldır aslında. Buna rağmen bu ülkede bunların yeşerebiliyor olması asıl incelemeye değer konudur. 

Komplo teorisi; bir olayın veya durumun -diğer açıklamalar daha olanaklı iken-  genellikle siyasal güdülere sahip, kötücül ve güçlü aktörlerin komplolarına başvurularak açıklanmasıdır. Terim, aynı zamanda komplolara başvurmanın ön yargıların ve yetersiz bulguların üzerine bina edildiğine yönelik küçümseyici bir yan anlamı da bünyesinde barındırır. Komplo teorileri, yanlışlanmaya direnirler ve döngüsel akıl yürütmeyle pekişirler: hem teoriyi yalanlayan bulgular, hem de teoriyi doğrulayan bulguların yokluğu; teorinin doğruluğuna dair kanıt olarak yorumlanır ve bu da komploların kanıt alanından inanç alanına geçmelerine yol açar. Psikolojik düzlemde, Makyavelizm ve paranoya ile komplocu düşünüş arasında yüksek seviyeli bir ilişki saptanmıştır.

Komplo teorisi, komplo ile aynı şey değildir. Barkun'a [Barkun, Michael (2016), "Conspiracy Theories as Stigmatized Knowledge"] göre komplolar "iki veya daha fazla kişi tarafından tasarlanan ve/veya uygulamaya konulan gerçek gizli planlar" iken komplo teorileri "düşünsel bir inşa", "olaylara düzenli bir görüntü verebilmek için dünyaya uygulanan bir şablon"dur. Bir komplo teorisi; "küçük ve gizli bir grubun" olayları manipüle ettiğini varsayarak ulusal ve uluslararası olabilir; tek bir olaya odaklanabilir veya çoklu hadiseleri, ülkeleri, bölgeleri ve tarihsel dönemleri kapsayabilir. Komplo teorisyenleri, özel bilgilere veya kendilerini resmi beyana inanan yığınlardan ayıran özel bir düşünce tarzına erişimlerinin olduğunu inanır, iddia eder, kitleleri de buna inandırır. Zaten gerçekte ne olduğu önemli değildir, inandırmak esastır. Kaynak: https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvS29tcGxvX3Rlb3Jpc2k

Metinde geçen Yanlışlanabilirlik İlkesi üzerine okuyunuz. https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvWWFubMSxxZ9sYW5hYmlsaXJsaWs

Tanıl Bora, Komplo  https://www.birikimdergisi.com/haftalik/9750/komplo#.XejDCOhzScw

Kerem Karaosmanoğlu, Bir Komplo Söyleminden Parçalar: Komplo Zihniyeti, Sıradan Faşizm ve New Age http://www.ilefarsiv.com/ki/gorsel/dosya/1306322860ki06.pdf


[4] Öğrencilerin soru sorması neyle ilgili olursa olsun iyi bir şeydir, öğretmenin bu konularla ilgilenmesi önemlidir hatta şarttır. Öğrenci gündeme getirmiyorsa da kendisi getirmeli, eleştirel bakış açısının geliştirilmesine katkıda bulunmalıdır.


[5] Bkz. 

Eski Çin Üzerine Düşünelim
https://tarihegitimi.blogspot.com/2016/04/eski-cin-uzerine-dusunelim-tartsalm.html

Orta Asya Neresidir?
https://tarihegitimi.blogspot.com/2016/04/orta-asya-neresidir-nasl-bir-yerdir.html


[6] Türkiye çıkışlı komplo teorilerinde milliyetçilik ve paranoya ağır basıyor. Konuya temelden bir giriş yapmak için aşağıdaki kaynaklar okunabilir. Benim yazılarım tarih eğitimi ile ilgilidir, hem bilgi hem de çalışma notu olarak hazırlanmıştır.

Kimlik: Millet, Milliyetçilik Konusuna Giriş DK
https://tarihegitimi.blogspot.com/2015/11/ders-notu-millet-milliyetcilik-konusuna.html

Bir Millet Nasıl Yaratılır? DK
https://tarihegitimi.blogspot.com/2017/10/bir-millet-nasl-yaratlr.html

Cumhuriyet Döneminde Milli Kimlik Meselesi DK
https://tarihegitimi.blogspot.com/2018/07/cumhuriyet-doneminde-milli-kimlik.html

Tanzimat Dönemi ve Sonrasında Türk Kimliği Meselesi: Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük DK
https://tarihegitimi.blogspot.com/2018/07/tanzimat-donemi-ve-sonrasnda-turk.html

Türkiye’nin Milliyetçilik Problemi, Levent Köker
http://bianet.org/bianet/print/91726-turkiyenin-milliyetcilik-problemi

Türkiye’de Azınlıklar ve Komplo Zihniyeti, Kerem Karaosmanoğlu
http://www.libertedownload.com/LD/arsiv/50/11-kerem-karaosmanoglu-turkiyede-azinliklar-ve-komplo-zihniyeti.pdf

Milliyetçiliğin Müphemliği
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/676129

Milliyetçilik ve İdeoloji, Dışlayıcı bir Dilin Kuruluşu, Çağlar Enneli
http://alternatifpolitika.com/site/dosyalar/arsiv/13-Nisan-2013/2caglarenneli.pdf

Metinde geçen Yanlışlanabilirlik İlkesi üzerine okuyunuz. https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvWWFubMSxxZ9sYW5hYmlsaXJsaWs

Tanıl Bora, Komplo:  https://www.birikimdergisi.com/haftalik/9750/komplo#.XejDCOhzScw

Kerem Karaosmanoğlu, Bir Komplo Söyleminden Parçalar: Komplo Zihniyeti, Sıradan Faşizm ve New Age: 
http://www.ilefarsiv.com/ki/gorsel/dosya/1306322860ki06.pdf6

[7] Sözde  Bilim: (pseudo science)
Sözdebilim veya sahte bilim,  bilimsel çalışmaların gerektirdiği malzeme, yöntem, teknik, akıl yürütme, test edilebilirlik (yanlışlanabilirlik, doğrulanabilirlik) gibi standartları taşımayan veya yeterli bilimsel araştırmayla desteklenmeyen; iddia, inanç ve uygulamalara verilen addır. Sözde bilimsel metinler genellikle; belirsiz, çelişkili ifadeler, eleştirilere yönelik aşırı tepkiler ve kişiselleştirmelerle doludur. İddiayı destekleyen zayıf veriler abartılmış, bazı veriler/bulgular görmezden gelinmiştir. Doğrulanması imkansız, saçma iddialar ve hatta icat edilmiş sahte veriler, bulgular kullanılır. Ve genellikle; sosyal, siyasal ve maddi-manevi kazançlar sağlanabilecek konular üzerinden yürütülür.

[8] Bu konuyla ilgili olarak EK 3’e bkz.

[9] Türk Tarih Tezi için şu kaynaklardan yararlanarak temel bir okuma yapılabilir.

https://www.academia.edu/13405306/Adem-Havvadan_Homo-Alpinusa_T%C3%BCrk_Tarih_Tezi

[10] Çoğunu dedim çünkü bir kısmı hepsine sahip çıkma eğiliminde.

[11] Arzu nesnesi..  Lacan’dan  esinlenerek kullandım. Lacan kabaca; “Özne daima bir şeyi arzulamakta olduğunu bilir, ama bunun tam olarak ne olduğundan asla emin olamaz.” diyor.  Komplo teorisyenleri ve onların müritleri de arzu ediyorlar ama ne istediklerinden emin değiller. Ne istiyorlar?  

Bu konu ve daha çok Lacan için şu kaynağa bakabilirsiniz.

https://docplayer.biz.tr/106508275-T-c-ankara-universitesi-sosyal-bilimler-enstitusu-halkla-iliskiler-ve-tanitim-tuketim-kulturu-reklam-ve-lacanci-psikanaliz-moda.html

[12] https://islamansiklopedisi.org.tr/turkistan "Doğu Türkistan neresidir" sorusu için bkz.

[13] 
Bu konudan Brian Haughton da bahsediyor ama o, başka şeyler söylüyor. The Riddle of the Chinese Pyramids (China), Çin Piramitleri Bilmecesi Bkz.

Gaussman taraması için bkz.



[14]  Hartwig Hausdorf
Yazar hakkında bilgi için linke bkz. 

[15] Dil, çeşitli kaynaklarda değişebiliyor. Kesinlik ifade eden “yaptılar, ettiler”  fiilinin yanı sıra, “yapıldığı söyleniyor”, “araştırmacı yazar buranın gizlendiğini ifade etmiştir” gibi cümlelere de rastlanıyor. İzleyici de veya okuyucu da yarattığı etki aşağı yukarı aynıdır.

[16] Aşağıdaki adreste Life dergisinin arşivi var. James Gaussman adını kullanarak bir tarama yaptım ve böylece arşivde bu konuda bir bilgi mevcut olmadığını öğrenmiş oldum.
 https://www.oldlifemagazines.com/catalogsearch/result/?q=James+Gaussman

Dergi sayılarını taramak için de Oldlife Magazin'in arşivine bakılabilir. https://www.oldlifemagazines.com/the-1950s/1957.html


[17] "Uygurlar, Mu kıt'ası battıktan sonra Asya’ya gelen ve burada büyük bir uygarlık kuran, büyük bir ulustu."  Türk komplo teorisyenlerinin en çok dillendirdiği konulardan biri de budur. Her şeyi birbirine, araştırılamayacak muhteşem bir geçmişe bağlama kurnazlığının bu noktalara kadar geldiğini görüyoruz. Ortada tek bir kanıt olmamasına rağmen diyelim ki MU vardı. Binlerce yıl (10.000 yıl önce) önce batmış bir kıt'anın sakinlerinin Türklerin atası olduğu iddiası kadar komik bir şey olabilir mi. Tartışmaya bile değmez. Hem neden tam olarak o bölgede binlerce yıldır yaşayan Çinlilerin değil de Türklerin ataları oluyorlar?


Hiç sözünü etmeseler de Sarı Uygurlar olarak bilinen bir halk aslında buraya en yakın olan Türki gruptur. Kansu (Gansu) ve Tun-huang Uygurları olarak da bilinirler ve hala Batı Çin'de varlıklarını sürdürmektedirler. Sayıları birkaç bini bulan Sarı Uygurlar veya Yugurlar, eski ana dillerine ve geleneksel dinleri olan Lama Budizmine sadık yaşarlar. 

Aşağıdaki haritayı inceleyiniz. Sarı Uygurlar Gansu bölgesinde ki Xİ'an'a en yakın Uygurlar bunlardır. Sincan Uygurları da harita görülüyor. Elbette her iki halkın da İmparator Wu'nun mezarı ile bir ilişkisi yok. 


Kaynak
[18] Ön Türk meselesi... Bilinmeyen bir zamanda veya binlerce yıl önce var olmuş "Ata Türkler" iddiasının kökeni de Türk Tarih Tezi'dir. Bu tezin tohumunu da  İttihat ve Terakki iktidarı sırasında oldukça etkili olan Turancılar, Türkçüler atmıştır. Bu konuda Üç Tarzı Siyaset'i hatırlayalım: "Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük"  

Konuyla ilgili olarak bloglarımda bulunan şu yazılara bakabilirsiniz.


Üç Tarz-ı Siyâset Üzerine Düşünceler


Geçmişin İcadı: Genesis-Köken Romanlarına Açılan Eleştirel Pencere


[19] Bu konuda şu yazıyı hazırladım. Ayrıntılı ama okuması kolay daha çok görseller ve alt yazılarla zenginleştirilmiş bir yazıdır.   


Bkz. Tarım Havzası Mumyaları
https://tarihegitimi.blogspot.com/2019/12/gizemli-tarm-havzas-mumyalar.html 

Eski bakanın söylediklerine dönecek olursak; bu adreste konuşmanın tamamı var. https://www.aciksozgazetesi.com/gizlenen-turk-piramitleri.html  
Şunu da ekleyelim: Eski bakan bu konuşmada piramitlerden değil, Tarım’da bulunan mumyalardan söz ediyor. Tarım Havzası Mumyaları uzun zamandır araştırılıyor. Sır değil. 

Yeri gelmişken bir anımı aktarayım: MEB yetkililerinin yeni müfredatla ilgili geri bildirim almak üzere düzenlediği bir toplantıda bakanlıktan gelen bir uzman bu konudan bahsedip; bunların Türklere ait olduğunu,  müfredatta yeni şeylerin yer alması gerektiğini, bu nedenle bu konunun da ders kitaplarına girmesinden bahsettiğinde şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Orada da söyledim ama kaç kişi beni anladı emin değilim. Çoğu kişi toplantı bitse de gitsek havasındaydı çünkü. Bu konuda araştırmaya başlamak için şu linke tıklayınız. https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvVGFyxLFtX011bXlhbGFyxLE

Ama kısaca özetlersek.. Alt yazı size bir fikir verecektir. 


Loulan'ın Güzelliği ismi verilen mumya, Urumçi Müzesi 
Öldüğünde 45 yaşındaydı, evcilleştirilmiş buğday, tarak, tüy ve sonraki yaşamı için
gerekli olabilecek bir sepet dolusu yiyecekle gömülmüştü. 

"Xiaohe mezarlığı, Tarım Havzasında bugüne kadar  keşfedilen en eski 
arkeolojik alandır. "Genetik analizlerimiz, Xiaohe halkının annelik soylarının 
hem Doğu'dan hem de Batı'dan geldiğini, Xiaohe halkında keşfedilen 
babalık soylarının hepsinin Batı kökenli olduğunu ortaya koydu." https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2838831/
Daha ayrıntılı bilgi için dediğim gibi şu yazıya bkz. Tarım Havzası Mumyaları
https://tarihegitimi.blogspot.com/2019/12/gizemli-tarm-havzas-mumyalar.html 

[20] Aslında bu konuda eleştiri yazmış veya komplo teorisini yanlışlayacak bilgiler veren bazı kaynaklar da buldum. Bunlar oldukça az sayıda çünkü bu konu, ilgili insanların çok da dikkatini çekmemiş. Veya umursamayacak kadar önemsiz bulmuşlar. Onlara da bkz. ⇓

https://raelian-truth.blogspot.com/2013/01/

Biraz farklı olsa da doğru bilgiler var

https://cultofthedeadfish.blogspot.com/2012/02/pyramids-of-china.html

Ve turizmle ilgili siteler gereken bilgiyi vermiş, doğal olarak...

https://gezimanya.com/cin-halk-cumhuriyeti/xian-hakkinda-bilinmesi-gerekenler

https://www.travelchinaguide.com/attraction/shaanxi/xian/terra_cotta_army/

https://www.travelchinaguide.com/intro/history/han/emperor_wu.htm

https://www.chinahighlights.com/xian/map.htm

https://www.china-mike.com/china-travel-tips/tourist-maps/xian-terracotta/

https://www.chinadiscovery.com/xian-tours/maps.html

https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvTWFvbGluZw

https://www.advantour.com/china/xian/maoling-tomb.htm

https://www.youtube.com/watch?v=hbGZevN9ing

https://www.youtube.com/watch?v=dnh7Th5ovHQ

https://www.chinaxiantour.com/xian-travel-guide/xian-attractions/the-emperor-wus-maoling-tomb.html

https://www.chinahighlights.com/xian/attraction/the-maoling-mausoleum.htm

https://www.chinahighlights.com/tour/xiantour/xa-3/

http://www.visitourchina.com/xian/attraction/maoling-mausoleum-museum.html

http://www.chinatouradvisors.com/attractions/Maoling-Mausoleum-1214.html

https://www.cnnturk.com/2010/bilim.teknoloji/bilim/02/23/cinin.gizemli.piramitleri/564939.0/index.html


[21] Chang'an, bazı Han hanedanlığı metinlerinde; bazen Batı Başkenti veya Xijing ( 西京 ) olarak da anılıyordu. Bu kaynakta Chang'an ile ilgili ayrıntılı bilgi var. https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvQ2hhbmcnYW4

Şu anda Xi'an'ın hemen yanındaki antik şehir bu isimle anılıyor. Bizim "Eski İstanbul" diyerek Suriçi'ni kast etmemiz gibi. 

[22] 
[23] İmparator Wudi veya Wu-ti, modern Çin'in oluşmasında etkili olmuş en önemli hükümdarı. İlki Çin devletine adını veren, imparatorluğun kurucusu Qin Shi Huang Di'yi toprak askerlerle ünlü anıtsal mezarından tanıyorsunuz. Wudi  15 yaşında tahta geçiyor doğum adı Liu Che, imparator olunca Wu - Di adını almış. Wu, savaş demek, Di ise imparator anlamına geliyor, yani savaş imparatoru. Bu anlamın ilahi bir yanı olduğunu da hesaba katalım. 

Yaptıklarına gelince: Hiongnularla (Asya Hunları)  savaşıyor, sınırlarını Tarım Havzası'na kadar genişletiyor, Fergana'dan kaliteli atlar getirterek kendi atlarını ıslah ediyorlar, bürokrasi ağını kuruyor, merkezileşmeyi gerçekleştiriyor, Konfüçyusçuluk devletin resmi ideolojisi olsa da "yasallık" denilen dönem başlıyor, mahkemeler ve kanunlar tek hakim oluyor. Yurt dışına görevliler gönderip çevre dünyaları için bilgi almaya çalışıyor. Büyüye meraklı olduğu, ölümsüzlüğü aradığı söyleniyor ama kendisi büyücü ve cadı diye çok kişiyi öldürttürüyor, buna kendi ailesi de dahil. Akademiler açıyor, Çin müziğinin klasikleşmesine katkıda bulunacak işler yapıyor, saraylar, bahçeler tapınaklar ve tam 53 yıl süren tümülüs mezarını yaptırtıyor. Bütün bunlara inanılmaz paralar gidiyor, hem içeride hem sarayda düşmanları çok. Evet çok doğru KT'cilerin dediği gibi burada çok sayıda tümülüs var (veya onların deyişiyle piramit) çünkü Maoling denilen mezar kompleksinde sadece kendisinin değil ileri gelen yönetici ve saray mensuplarının da tümülüsleri var. Bu inşaat faaliyeti sırasında oluşan kasabaya Maoling denilmiş, bu nedenle buranın ismi böyle kalmış. 


Wudi'nin son zamanlarında çok karşılık çok yaşanmış ve artık yaşlanmış olan imparator ölmeden önce pişmanlığını belirten bir itirafname bir özeleştiri yapmış, yaptıklarından pişmanlık duyduğunu açıklamış. Bu da bir ilk olmalı. Öldükten sonra en küçük oğlu tahta çıkıyor o da 15 yıl kadar hüküm sürmüş ama sonra büyük Kırmızı Kaşlılar Ayaklanması patlak veriyor. Bu çok büyük bir ayaklanma. Çin baştan sona gerçek anlamıyla mahvoluyor. Sadece savaş değil kıtlık, açlık, salgın hastalıklar, veba her türden musibet var. Kırmızı Kaşlılar sonlara doğru bütün Çangan'ı yakıp yıkıp herşeyi yağmalıyorlar. Şu anda Wudi'nin ve diğerlerinin mezarı aslında bir toprak ve taş yığınından başka bir şey olmasa da araştırma yapan Çinliler yine de çok önemli eserler buldular. Arkeolojik araştırmalar çok uzun süren araştırmalardır. Çinliler buraları çok güzel düzenleyip ziyarete açmışlar ama çalışmaların hala devam ettiğini biliyoruz ileride daha farklı bulgular elimizde olacaktır. 



İmparator Wudi için şu kaynağa da bkz.
https://www.britannica.com/biography/Wudi-emperor-of-Han-dynasty


Bir Millet Nasıl Yaratılır?






[25] 
THE NEW YORK TIMES, FRIDAY, MARCH, 28, 1947. 

U. S. Flier Reports Huge Chinese, Pyramid in Isolated Mountains Southwest of Sian
SHANGHAI, March 27 (U.P.) 
ABD'li pilot, Şian'ın güneybatısındaki izole dağlarda büyük Çin piramiti -olduğunu- bildiriyor.

A giant pyramid in isolated mountains of Shensi Province in western China was reported today by Col. Maurice Sheahan, Far Eastern director for Trans World Airline.
Trans World Havayolu’nun Uzak Doğu müdürü Albay Maurice Sheahan Batı Çin’in Şensi Eyaleti’ne dev bir piramit bulduğunu bildirdi.

From the air, Colonel Sheahan said, the pyramid seems to dwarf those of Egypt. He estimated its height at 1000 feet and its width at the base at 1,500 feet:
Albay havadan bakıldığında piramitin Mısır’daki piramitleri gölgede bıraktığını söyledi. Uzunluğunu tahminen 1000 feet ve genişliğini de 1500 feet olabileceğini söyledi.

The pyramid, he said, is at the foot of the Tsinling Mountains, about forty miles southwest of Sian, capital of the province. A second pyramid, he continued, appears much smaller.
Albay piramitin Sian’ın 40 mil güneybatısında Tsinling dağının eteklerinde olduğunu söyledi. İkinci Piramit’in de daha küçük gözüktüğünü belirtti.

The Pyramid, Colonel Sheahan went on is at the far end of a long valley, in an inaccessible part. At the near end, he said, are hundreds of small burial mounds. These can be seen, he said, from the Lung-Hai railroad.
Albay Piramit’in uzun bir vadinin ucunda ulaşılmaz bir kısımda olduğunu söyledi. Yakın ucunda yüzlerce küçük mezar höyüğünün olduğunu söyledi. Bunların Lung-Hai demiryolundan görülebildiğini belirtti.

"When I first flew over it, I was impressed by its perfect pyramidal form and its great size," Colonel Sheahan said. "I did not give it thought during the war years partly because it seemed incredible that anything so large could be unknown to the world.
“Uçarak üstünden ilk geçişimde kusursuz piramit biçiminden ve devasa büyüklüğünden etkilenmiştim” dedi Albay. “Savaş yıllarında üstünde çok düşünmemiştim çünkü bu kadar büyük bir şeyin dünya tarafından bilinmemesi inanılmaz gelmişti.”

"From the air we could see only small footpaths leading to a village at the site of the pyramid. Chinese said that because of the almost complete absence of communications, even trails, in some parts of the West China mountains it was not impossible that a huge pyramid might have been long forgotten.
“Piramit’in olduğu yerde yalnızca bir köye giden küçük patikalar görülüyordu. Çinliler Batı Çin’deki dağların bazı bölümleriyle neredeyse hiçbir iletişim olmadığı, hatta hiçbir patika olmadığı, için böylesine devasa bir Piramit’in çoktan unutulmuş olmasının mümkün olduğunu söylediler.

Colonel Sheahan, from Ontario. Calif., has spent nine years in lesser-known areas of western China. 
First, he was a transportation adviser to the Chinese Government. During, the war, as an American Army colonel, he was forward supply director for the Flying Tigers.
Ontario Kaliforniya’dan Albay Sheahan Batı Çin’in az bilinen bölgelerinde 9 yılını geçirdi. İlk başta Çin hükümetinin ulaşım danışmanıydı. Savaş sırasında Amerikan Ordusu albayı olarak Flying Tigers’ın ileri tedarik müdürüyü.

Dr. James L. Clark of the American Museum of Natural History and Dr. Arthur Upham Pope of the Asia Institute last night characterized the reported discovery of a Chinese pyramid of great scientific interest.
Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nden Dr. James L. Clark ve Asya Enstitüsü’nden Dr. Arthur Upham Pope bu buluşu bilimsel açıdan önemli olarak yorumladı.

Dr. Clark called it a "very significant find." Dr. Pope said the presence of such a pyramid was "entirely consistent with the earliest known phases of the Chinese religion.”
Dr. Clark “çok önemli bir buluş” dedi. Dr. Pope bu buluşun Çin dininin bilinen ilk aşamalarıyla tamamen tutarlı” olduğunu belirtti.

From what we know of the religion it might be expected that such a pyramid would be discovered," he said. "it is undoubtedly the burial mound—composed of tamped earth--of a high potentate.
“Dinden bildiğimiz kadarıyla böyle bir piramidin bulunması beklenmedik bir şey değil” dedi. “Kuşkusuz sıkıştırılmış topraktan oluşan mezar höyük bir nüfuslu bir kimseye ait.”                 

26. İmparator Jingdi'yle ilgili bilgi için aşağıdaki linklere bkz.










https://goingawesomeplaces.com/tomb-of-emperor-jingdi-hanyangling-and-yuan-jia-cun/

https://www.gettyimages.com/photos/tomb-of-emperor-jingdi?sort=mostpopular&mediatype=photography&phrase=tomb%20of%20emperor%20jingdi

https://www.shutterstock.com/image-photo/burial-mound-tomb-emperor-jingdi-xi-1154398063

27. Maoling'le ilgili bilgi için aşağıdaki linklere bkz.

https://en.wikipedia.org/wiki/Chinese_pyramids
Bu adreste Çin piramitleri ve büyük beyaz piramidin Maoling olduğundan bahsediliyor. 


http://www.visiontimes.com/2017/01/10/is-there-really-a-white-pyramid-in-china.html 

https://www.crystalinks.com/pyramidchina.html

https://www.bibliotecapleyades.net/piramides/esp_piramides_china_3.htm


https://www.saeti.org/Pyramids_in_China.htm


http://world-pyramids.com/en/video/white-pyramid,-china.html#.XiLS98hzScw


https://www.theepochtimes.com/in-search-of-the-legendary-1000-foot-white-pyramid-of-xian_1177340.html


https://books.google.com.tr/books?id=w1PsYGwQdesC&pg=PA247&lpg=PA247&dq=white+pyramid+china&source=bl&ots=63OUVyRvUE&sig=ACfU3U2J1tMZrIr1k64YHgotk-nqdbnreQ&hl=tr&sa=X&ved=2ahUKEwjnupWI8YznAhXRDuwKHc4NCj84FBDoATAIegQICRAB#v=onepage&q=white%20pyramid%20china&f=false


https://books.google.com.tr/books?id=Ua0_7HPGMqkC&pg=PA61&lpg=PA61&dq=white+pyramid+china&source=bl&ots=vf0x_VqDB9&sig=ACfU3U2V2PCUqtHEIdhhZe28PSpnf-gHdg&hl=tr&sa=X&ved=2ahUKEwjnupWI8YznAhXRDuwKHc4NCj84FBDoATAJegQIChAB#v=onepage&q=white%20pyramid%20china&f=false


28. 

"Çin'de Mısır ve Meksika'daki piramitlerle yarışacak büyüklükte piramit ya da piramitimsi yapılar olduğu düşüncesi bir efsane gibiydi. Ama antik Şian şehrinin (Şensi eyaletinin başkenti) 60-mil yarıçapında 100 tane böyle yapı bulundu. Bu "piramitler" düz tepeli toprak höyüklerdi. Bazılarının tepesinde küçük tapınaklar vardı ve çoğu 20 ila 200 feet yükseklikte ve 50 ila 600 feet genişlikteydi.
(...)
Gaussman'ın -ilettiği haberden- iki yıl sonra, 1947'de, Trans World Havayolları Uzak Doğu Direktörü Albay Maurice Sheahan, Şian’ın yaklaşık 40 mil güneybatısında bulunan Şensi Eyaletindeki Tsinling Dağları üzerinden uçuyordu ve aşağıda koca bir piramit gördü. Albayın piramiti görmesi o yıl 28 Mart’ta yayınlanan New York Times dahil birçok ABD gazetesinde yer aldı.

(…) (Makaleden bahsediyor)

New York Times makaleye bu devasa yapının bir fotoğrafını eklememişti fakat iki gün sonra yani 30 Mart'ta New York Sunday News'de bir fotoğraf yayınlandı.

(...)

Çin piramitleri konusu 1994’de yayınlanan daha sonra İngilizceye daha kışkırtıcı bir isimle çevrilen Die Weise Pyramide (The Chinese Roswell: UFO Encounters in the Far East from Ancient Times-Çin'in Roswell'i: Antik Çağlardan Günümüze Uzak Doğu'daki UFO Karşılaşmaları) kitabıyla yeniden gündeme taşındı ve mitoloji dünyasına girdi.  Kitabın yazarı Alman tur rehberi olan Hartwig Hausdorf (eski bir astronot olan teorisyen Erich von Daniken’ın arkadaşı), von Daniken'in Beyaz Piramit dahil Çin, Japonya, Tibet ve Mongolia'daki çeşitli yapıların kökeninin dünya dışı olduğuna inandığını paylaştı. Ayrıca antik Çin mitlerini de dünya dışı varlıklarla etkileşim bağlamında açıklamaya çalıştı. Bu kitapta Hausdorf Çin'in "yasak" kısımlarındaki piramitlere olan gezilerini anlattı ama kendisinden önce giden Cathie gibi Büyük Beyaz Piramit'i bulma konusunda başarısız oldu ama gezilerinden bölgedeki piramit-tarzı yapıların fotoğraflarıyla döndü."  


EKLER

EK 1
Kazım Mirşan’ın “tezleri”

Kazım Mirşan'ın Haluk Tarcan ile birlikte savundukları tezin, Mustafa Kemal Atatürk'ün teşvikleri ile 1930 yıllarında oluşturulan Güneş Dil Teorisi'ni ve Türk Tarih Tezi'ni destekleyen tarafları bulunmaktadır. Türk Tarihi'nin MÖ 16.000'li yıllara dayandığını savunur.



  • · Yazı, MÖ 16.000 yılında Türkler tarafından icat edildi.
  • · KürtçeÖn Türkçe'den sözcükler barındırdığı gibi bu sözcükleri Arapça ve Farsça'ya da taşımıştır.
  • · Anadolu'da da Ön Türkçe yazıtlar bulunmaktadır.
  • · Roma'nın küllerinden kurulduğu medeniyet olan Etrüskler Türk'tür
  • · Romalılardan önce İtalya Yarımadası'nda yaşayan Etrüsklerin konuştuğu dil olan Etrüskçe, Ön-Türkçe kökenlidir.
  • · İskandinavya dahil, tüm Avrupa'da 5000'den fazla Ön-Türkçe yazıt bulunmaktadır.
  • · Tüm dünya alfabelerinin kökeni Türk alfabesidir.
  • · İlk Türk devleti Hun İmparatorluğu değil Bir Oy Bil’dir. Ardından At Oy Bil, Türükbil (Göktürk) gelir.
  • · Türk tarihinin çok eskilere dayanması gerektiğini gösteren en büyük delil ise; Orhun Yazıtları'dır. Çünkü Orhun Yazıtları'nda kullanılan dil ve noktalama işaretleri bu dilin en gelişmiş hali olduğu sonucuna götürmektedir. Böyle bir dilin oluşabilmesi için en az 3000 yıl geriye gidilmesi gerekir. Kazakistan'da, Bu tezi destekleyen ve M.Ö 600'lere tarihlenen bazı yazıtlar bulunmuştur.
  • · Bugün Çin sınırları içerisinde 300 metre boyunda piramitler bulunduğu ve bu piramitlerin Mısır'dan çok önce inşa edildiği tespit edilmiştir. Mısır'ın dip kültüründe de Türkler vardır.
  • · Norveç, İsveç, Portekiz ve Fransa'daki mağaralardaki yazılar Türk damgaları (harfleri) ile okunmuştur.
  • · İskitler yani Sakalar Türk kökenlidir.
  • · Etrüskler, Truvalılar, Sümerler, Hititler ve Friglerin dip kültüründe Türk uygarlığı vardır. Bu kavimler Ön-Türk olmasa bile dip kültüründe Türk etkisi vardır.
  • · Japon ve Çin medeniyetinin de dip kültüründe MÖ 4000 yıllarında Orta Asya'dan Çin'e ve Japonya'ya göçen Türkler var.
  • · Türkler Anadolu'ya 1071'de değil, MÖ 7000'li yıllarda gelmişlerdir. Çevresi denizle çevrili Anadolu'yu sürekli besleyen Türk göçleri buraya sıkışmışlar ve Türk varlığını tesis etmişlerdir. Oğuzlar Anadolu'ya geldiklerinde karşılarında aynı dili konuşan pek çok Türk grubu ile karşılaşmışlardır.
  • · MÖ 10.000 yıllarında ılıman iklim ve büyük göllerin olduğu anlaşılan Orta Asya'nın kuruması ve çölleşmesiyle Türk gruplarının çevre ülkelere yayılmış, diğer Bering Boğazı'ndan geçerek Kızılderili ve Güney Amerika kültürlerinin diplerinde de Türk etkileşimi vardır.
  • · Yunanistan'ın Ön-Türkçe adı İç-Üy-Ök’tür. Aynı zamanda Yunan kitabelerinde de Anadolu'dan gelen ve demiri çok iyi işleyen bir topluluk olduğu yazılmaktadır. Ancak bu toplumun mevsimlik geldiği bilinmektedir. Sözü edilen bu toplum Ön-Türklerdir.
  • · Mısır-Sina'da piramitlerdeki yazıtlarda Ön-Türkçe kartuşlar vardır.
  • · Bizans'ın ilk kurulduğu dönemlerde Ön-Türkçe konuşulmaktaydı. Kanıtı ise; Trabzon'daki Rum Kilisesi'nde sadece Ön-Türkçe okunabilen yazılardır. Daha sonraları başka kültürlerden etkilenerek Bizansın Ön-Türk dilini kullanmamaya başlamışlardır.

EK 2

İmparator Wu'nun Türbesi 
Xingping şehrinin yaklaşık 15 kilometre doğusunda bulunan Maoling, Batı Han Hanedanlığı İmparatoru Wu'nun mezarıdır. O sırada mezar alanı, Huaili İlçesi, Mao Kasabası'nın mahallesindeydi, bu yüzden imparator için burada yapılan mezar, Maoling olarak biliniyordu. Şimdi devletin koruması altındaki ulusal öneme sahip kültürel birimlerden biridir. Batı Han İmparatoru Wu, Çin tarihinde büyük faaliyetlerin büyük işlerin imparatorudur. 54 yıllık saltanatı boyunca, Büyük Han İmparatorluğu'nu güçlü bir refahın doruğuna çeken büyük başarılar elde etti.

Tahtta çıkmasının 2. yılından itibaren (MÖ 139) mezarının yapımına başladı. Burası tüm Batı Han mezarlarının en büyüğü,  en uzun sürede inşa edilenidir. İçinde en zengin hazineler ve nadir eşyalar vardır. Han Tarihinin Kayıtlarından Gongyu Biyografisine göre; altın ve gümüş, kuşlar, balıklar ve kaplumbağalar, büyük baş hayvanlar ve atlar, 30 cilt kadar tutan okuma malzemeleri, altın elbiseler, yeşimden yapılmış eşyalar da buraya gömülmüştür.  

Tersine bir çalılığa çok benzeyen Maoling Tomb  bir araştırmaya göre, 46,5 metre yüksekliktedir, doğudan batıya 39,5 metre ve kuzeyden güneye 35,5 metre ve tepenin altında 240 metre çevre ölçmektedir. Mezarlık alanı doğudan batıya doğru 430.87 metre, kuzeyden güneye 414.87 metre ölçülerinde dikdörtgen şeklinde olup, duvar tabanda 5.8 metre kalınlığındadır. Antik çağda, burada mezarların bulunduğu toplam 5 000 kişilik birçok salon ve ev vardı. Maoling Türbesi'nin güneydoğusunda, o zamanlar nispeten zengin bir kasaba olan 277, 000 nüfuslu bir kasaba bulunuyordu.

Maoling Türbesi'nin çevresindeki bölgelerde Lady Li'nin ve Wei Qing ve Huo Qubing'in mezarı gibi daha alt mezarlar da vardır.  Genel Huo Qubing Türbesi devletin korunmasında ulusal öneme sahip bir yer olarak kabul edilmiştir. Huo Qubing, Batı Han Hanedanlığı'nın genç bir komutanıydı. Maoling Müzesi 1958'de, burada kurulmuştur. General Wei Qing ise 18 yaşındaki ilk seferini izleyen altı belirleyici savaşla Hunları ezmeyi başarmıştı. Askerlikteki muhteşem işleri nedeniyle büyük general olarak taç giydi. Hastalığı nedeniyle sadece 24 yaşında öldü. Bu genç komutanın harikulade değerlerini anmak için, İmparator Wu, Qilian Dağı şeklinde mezar yaptırdı. Mezarın içinde oyularak yapılmış büyük boyutlu taş heykeller ve hayvanlar vardır.  Tamamı canlı ve gerçekçi yapılmış olan bu yeni temalı, basit ama etkili oymalar; Batı Han Hanedanlığı'nın ilk günlerine has yüksek derecede kibar zamanın ruhunu ve sanatsal tarzını  temsil eder.  


EK 3
"Ben, Biz Onlar"  Murat Belge

(…) İnsan, dünyaya, birey olarak doğar; öte yandan, şimdiye kadarki bütün tarihin kanıtladığı gibi, toplumsal bir varlıktır, herşeyini borçlu olduğu toplumdan ayrı varolamaz. Her “ben” böylece, şu ya da bu biçimde örgütlenmiş ve tanımlanmış bir “biz” grubunun üyesi olur.

“Ben”i bir “biz”in üyesi haline getirmenin en doğal ve dolaysız yolu dildir. Böylece, aynı dili konuşan insanlar, yani sonuçta bir “millet”, oldukça doğal ve organik görünen bir “topluluk” yaratır. Şüphesiz bunun içinde de bir çok ayrım vardır; aynı şehirden, aynı semtten olanlar, aynı okuldan veya aynı takımdan olanlar, aynı meslekten veya aynı görüşten, inançtan olanlar gibi. Bunların her biri zaman ve koşullara göre “biz” haline  gelip aynı millet içinde, ama kendi dışında kalanları “onlar” haline getirebilir.

“Biz” ve “onlar” ilişkisi, belirli bir gerilim taşıyan ilişkidir. Her zaman, içinde bir çatışma potansiyeli barındırır. Bu potansiyelin hangi dereceye kadar gereçekleşebileceği son analizde,   bütün bu “biz”leri içine alan toplumsal bütünün  “çatışma kültürü”ne  bağlı bir şeydir. (Hatta, belki “toplumsal bütün”de, “son analizde” nitelemesi için yeterli değildir. “Son analizde” gibi bir nitelemeyi belki de “dünya” için saklamalıyız. Ama “toplumsal bütün” ya da “toplumsal formasyon” bugünün koşullarında hala oldukça anlamlı bir birim.) Toplumda bu kültür önemli dozda “şiddet” öğesi barındırıyorsa, “biz”ler arasında çıkacak çatışmaların şiddet oaranının yükselmesi de doğaldır.
  
“Çatışma kültürü” dediğim şey de sonunda bir soyutlamadır, elbette. En azından kendi başına bir varlık değil, bir bileşke. Örneğin, verili bir toplumda varolan  “korku”, “kaygı” “güvensizlik” gibi duyguların ve psikolojik yapılanmaların dozu da orada olabilecek çatışmaların niteliğinde belirleyici rol oynar, yani “çatışma kültürü” dediğim bileşkenin öğesidir.

Fakat bir toplumsal formasyon içindeki bütün ayrı ayrı “biz”ler, genellikle, tek bir büyük “biz” halinde bir araya gelir ve bu biçimiyle başka toplumsal formasyonlar (kural olarak, “milletler”)  karşısında kimliğini edinir. Dolayısıyla, öbürleri “onlar” olur. Bu “biz”le “onlar” arasında olması istenen ya da olabileceği varsayılan ilişki o toplumun “çatışma” kültürü”nün önemli belirleyicilerinden biridir.
İnsan toplumsal yaşamak zorunda bir varlık olduğuna göre, toplumlar ve topluluklar birlikte  yaşamayı kolaylaştıracak çeşitli kurallar ve değerler üretirler. Özellikle elle tutulmaz değerlerin “biz”lik ruhunu yaşatacak, teşvik edecek, diri tutacak özellikte olması önemlidir. Bunun oluşumu aslında büyük ölçüde kendiliğinden, “yapıcı özne”- leri olmayan bir süreçtir. En genel anlamda eğitimin elle tutulur ve tutulmaz kurumları çerçevesinde  ortaya çıkan pratiğe göre belirlenir. Dolayısıyla “biz” in kendini tanımlamakta başvurduğu kavramlar, değerler de gene toplumsal formasyonun genel kültürü ve ideolojisiyle yakından ilgilidir. (…)
Murat Belge, Türkiye Dünyanın Neresinde, say; 150-152
 Toplumsal formasyon; Ekonomik, politik, ideolojik ve teorik bir dizi pratiğin oluşturduğu bütün.


EK 4

Anıt mezarları olan imparatorların (bir kısmı) kronolojik dizimi
[Chronologically, the mausoleums and their respective emperor occupants are as follows:

Changling 长陵 (Emperor Chengzu 成祖)
Xianling 献陵 (Renzhong 仁宗)
Jingling 景陵 (Xuanzong 宣宗)
Yuling 裕陵 (Yingzong 英宗)
Maoling 茂陵 (Xianzong 宪宗)
Tailing 泰陵 (Xiaozong 孝宗)
Kangling 康陵 (Wuzong 武宗)
Yongling 永陵(Shizong 世宗)
Zhaoling 昭陵 (Muzong 穆宗)
10 Dingling 定陵 (Shenzong 神宗)
11 Qingling 庆陵 (Guangzong 光宗)
12 Deling 德陵 (Xizong 熹宗)
13 Siling 思陵 (Sizong 思宗


Maoling, Wudi ve Çin Piramitleri için şu kaynaklara bkz.
Maoling'i gezen bir Çinli'nin yayımladığı video. İngilizce alt yazı var. Gayet güzel izlenebiliyor.

Hiç yorum yok: