Türkler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türkler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Aralık 2019

Tarım Havzası Mumyaları - Tarim Basin Mummies

Dilara Kahyaoğlu

[Türkiye'de kaynak bulunmayan bir konuda yazdım. Birinci elden kaynaklardan yararlandım. Görselleri kaynaklardan taradım, nereden aldığımı tek tek belirttim. Bu ülkede (ve dünyada) komplo teorilerine maruz bırakılan bu konuda okumak istiyorsanız metne bir göz atınız.]


***
Kurumuş derisi ve çökük göz boşlukları dışında uyuyan bir adama benzeyen kişiye bakınca garip bir duyguya kapıldım ve böylece çağımızın çok eski yüzyıllarında bu kasvetli Lop bölgesine yerleşmiş ve herhalde buradan hoşlanmış olan yerli halkın bir temsilcisiyle karşı karşıya olduğumu  hissettim. 
Aurel Stein, 1928
Zaghunluk'ta bulunan bu kişinin mumyalaşma yaşı MÖ 1000 ile 600 arasında tarihleniyor.
Yüzüne aşı boyasıyla dövme yapılmış olan bu kişinin ağzı açılmasın diye bağlanmış.
Tarım Mumyalarını ilk keşfeden kişiler İsveçli Sven Hedin, Alman Albert Von La Coq ve İngiliz Aurel Stein'dir. 20. yüzyılın başında bu kişiler İpek Yolu üzerinde bulunan vaha kentlerini araştırmak için buralara gelmişlerdi. Bu sefer sırasında mumyaları bulmuş, fotoğraflarını çekip, tanımlamışlardı.
Çinli arkeologların son yıllarda yaptığı araştırmalar sırasında ortaya çıkan mumyalar ise bu konuyu hem ilgi hem de tartışma odağı haline getirmiştir. Çinlilerin bulduğu mumyaların bir kısmı çok daha eski bir döneme aittir, çok az bozulmuştur ve fiziksel yapıları Çinlilerden ve/veya o bölgede şu anda ikamet edenlerden farklıdır. Batılı araştırmacılar bunların Hint-Avrupa kökenli olduğunu söylerken Çinliler bu konunun sadece bu yönüyle dile getirilmesini eleştiriyor.
a1. Aşağıdaki mumyalaşmış kadın bu şekilde bulunmuş, Zaghunluk Mezarlığı
[Görselin Kaynağı: Wang Binghua]

a2. Tarım'da bulunan mumyalardan birinin sarı saçları var. Günümüzden bir sanatçı bu kişinin
yaşarken nasıl göründüğünü hayal etmiş (sağ)
Yalnız dikkat! Kadının yüzünde dövme var ve yeniden çizimde bu ihmal edilmiş.
Esas onlarla birlikte bu yüzün nasıl göründüğünü hayal etmek lazım. Bu haliyle modern bir
kadın izlenimi veriyor ve bu da yanlış bir algı oluşmasına neden oluyor. 
Tarihi canlandırdığını iddia eden görseller daima eleştirel
bir gözle incelenmeli.


11 Nisan 2018

Eski İç Asya Topluluklarında Siyasi, Sosyal ve Ekonomik İlişkiler

Dilara Kahyaoğlu
1998
Hunların İtalya'ya gelişi. Hunların birliği de bir konfederasyondu.
Bu birlik; Slavlar ve Germenler dahil her çeşit etnik grubu barındırıyordu.
Orta Asya steplerinde özgürce at koşturan klanlar/kabileler; esas olarak ekonomik yaşantılarının ortaklığı zemininde, tarihlendiremeyeceğimiz kadar erken bir dönemde, farklı etnik grupların bir karışımını oluşturmuşlardır. Bu faktörlerin önem açısından birinci sırada geleni hiç şüphesiz, sık sık tekrarladığımız gibi, ekonomik yaşantılarının ortaklığıdır. Ancak bu ortaklığı tanımlayabilmemiz için önce bazı başka açıklamalara ihtiyacımız olduğundan, etnisitenin karışmasında etkili olan faktörleri kolaydan zora doğru açıklamaya çalışalım.

06 Nisan 2018

Eski İç Asya Toplulukları Hakkındaki Bilgileri Nerelerden Öğreniyoruz?

Dilara Kahyaoğlu
1998
Önemli kaynaklardan biri
Macarcadan çeviren Sadrettin Karatay
Orta Asya Neresidir?

İç Asya adı da verilen Orta Asya, en geniş şekliyle doğudan batıya Baykal Gölü ile Ural Dağları; Güneyde Altay Dağları, Balkaş Gölü-Aral Gölü arasında kalan bölgedir. Bölge tarıma elverişli olmayan steplerle (bozkır) kaplıdır.

Orta Asya’nın bizim tarafımızdan bilinen tarihi, MÖ 1000’li yıllara kadar gitmektedir. Günümüzden üç bin yıl öncesinde, herhangi bir yerleşik uygarlığın bulunmadığı bu bölgede, çok çeşitli kavimlerin birbirleriyle sık sık yağma savaşlarına girişen göçebe çoban toplulukları olarak yaşadıkları bilinmektedir. Bu topluluklara kavim adı verilmektedir.

Eski Orta Asya Toplulukları Hakkındaki Bilgileri Nerelerden Öğreniyoruz?
Moğollar, Slavlar, Samoyedler, Tunguzlar, Kırgızlar burada yaşadığı bilinen göçebe kavimlerden bazılarıdır. Bölgede yaşayan kavimler hakkındaki en eski bilgilerimizi, yerleşik ve gelişmiş (yazıya sahip) bir uygarlığa sahip olan sınır komşusu Çin kaynaklarına borçluyuz. Kavimler batıya doğru hareket ettikçe, başta İran, Roma ve Bizans  olmak üzere diğer yerleşik ve gelişmiş  Ön Asya/Anadolu ve sonra Avrupa  uygarlıklarıyla karşı karşıya gelecekler ve onların kayıtlarında da yer alacaklardır dolayısıyla daha geç dönem hakkındaki bilgilerimizi de bu kaynaklara borçluyuz.