08 Eylül 2017

Olgu-Görüş Çalışması

Dilara Kahyaoğlu
2007

(Grup çalışması) Aşağıdaki metin veya benzer başka bir metin bulunarak “olgu-görüş” çalışması yapılır. “Metni inceleyiniz, “olgu” ile “görüş” ifade eden cümleleri bulup yazınız. Görüş cümlelerini tartışınız. Yazar ne düşünüyor? Görüşünü kısaca özetleyiniz. Görüşünü destekleyen olgular sunuyor mu?”  soruları ile çalışma başlatılır.

Topyekun Savaş Çağı (…)Bu, savaş tarihinde daha önce belki de asla görülmemiş ölçüde bir katliam makinesi haline gelen “Batı Cephesi” idi. Milyonlarca adam, fareler ve bitlerle aynı hayatı yaşadıkları, kum torbalarıyla korunmuş  siperlerde karşı karşıya geldiler. … Daha sonra  uygun bir zamanda insan dalgaları hep kangallar ve dikenli tel ağlarıyla korunan siperlere tırmanıp, su dolu top mermisi çukurlarından, tahrip olmuş ağaç gövdelerinden, çamur ve terk edilmiş cesetlerden oluşan bir kaosa, “insansız bölgeye” çıkacaklar ve onları biçen makineli tüfeklere doğru ilerleyeceklerdi. Almanların 1916’da Verdun’de (şubat-temmuz) cepheyi yarmak için yaptıkları girişim, iki milyon kişinin katıldığı ve kayıpların bir milyona ulaştığı bir meydan savaşıydı.
… İngilizlerin Somme üzerine yaptıkları saldırı Britanya’ya 60 000’i saldırının ilk gününde olmak üzere 420 000 ölüye mal oldu. Birinci Dünya Savaşı’nın büyük  kısmını batı cephesinde savaşarak geçiren İngiliz ve Fransızların belleğinde bu savaşın “Büyük Savaş” olarak kalması ve II.Dünya Savaşı’ndan daha korkunç ve travmatik olması şaşırtıcı değildir. Fransızlar, savaş tutsaklarını ve sakat kalanları ve şekil bozukluğuna uğrayanları da – savaştan çıkmış asker imgesinin çok canlı bir paçası haline gelen “gueules cassés” (“parçalanmış yüzler”) – hesaba katarsak, askerlik çağındaki adamlarının yaklaşık %20’sini kaybettiler. … İngilizler … Üst orta sınıflara mensup olan ve iyi ailelere mensup oldukları için örnek bir subay olmaya yazgılı genç erkekler, askerlerinin önünde savaş meydanına yürüdüler ve ilk önce onlar biçildi. 1914’te Britanya ordusunda görevli olan yirmi beş yaşın altındaki Oxford ve Cambridge öğrencilerinin dörtte biri öldürüldü (Winter 1986, s.98).
Batı cephesindeki savaşın dehşeti yarattığı sonuçlardan bile daha karanlık olacaktı. Yaşanan deneyim doğal olarak hem savaşın hem de siyasetin vahşileşmesine yardımcı oldu: eğer savaş, insan ya da diğer kayıpları hesaba katmaksızın yönetilebiliyorsa, siyaset neden aynı şekilde yönetilmesin? Birinci Dünya Savaşı’na katılan çoğu insan –büyük çoğunluğu askere alınan- bu savaştan kararlı savaş düşmanları olarak çıktı. Ne var ki böyle bir savaştan hiç itiraz etmeden geçmiş olan bu eski askerler, bu ortak ölüm ve cesaret deneyiminden, en azından kadınlara ve savaşmayanlara karşı açıkça ifade edilmeyen vahşi bir üstünlük duygusuyla çıktılar. Bunlar savaş sonrası aşırı sağın ilk saflarında yer alacaklardı. Adolf Hitler bu tür adamlardan sadece biriydi. Bu adamlar için frontsoldat (cephenin ön saflarında yer alan asker -çn.) olmak, hayatlarını biçimlendiren bir deneyimdi. Ne var ki buna gösterilen tepkinin aynı derecede olumsuz sonuçları oldu. Savaştan sonra, en azından demokratik ülkelerdeki politikacılar, seçmenleri 1914-18’deki gibi kan banyolarını artık hoşgörüyle karşılamayacaklarını açıkça anladılar. Britanya ve Fransa’nın 1918’den sonraki stratejileri, tıpkı ABD’nin Vietnam sonrası stratejisi gibi, bu düşünceyi temel alıyordu.  Kısa dönemde bu durum, Almanların 1940 yılında Batı’da yetersiz tahkimatlarının ardına sığınan ve bu tahkimatlar bir kez yarıldığında savaşma isteği duymayan bir Fransa’ya ve 1914-18 yıllarında halkının büyük bir kısmını yok eden büyük bir kara savaşına bir kez daha girmekten umutsuzca kaçınan bir Britanya’ya karşı İkinci Dünya Savaşı’nı kazanmasına yardımcı oldu.  … (Eric Hobsbawm, Kısa 20.Yüzyıl 1914-1991, Sarmal Yayınevi, s. 38-39)


Kaynak: 20.Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi için Öğretmen Kitabı, "Birinci Dünya Savaşı" içinde, Tarih Vakfı Yayınları, 
Ekim 2007, s. 84-86

NOT: Bu çalışmayı; 20 yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi kaynak kitabına ek olarak yazılan Öğretmen Kılavuz Kitabı için hazırlamıştım. Bu kılavuzdaki yazılarımı, kullanmayı kolaylaştırmak amacıyla uygun parçalara bölerek ve biraz da bağımsızlaştırarak bloguma aldım.

*Kaynak gösterilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz.

Hiç yorum yok: