20 Eylül 2017

Çatışmalı Durumların Farklı Perspektiflerden Analizi

Dilara Kahyaoğlu
2007

(Grup çalışması) iktidar mücadelesi nedir?  Bu tür çatışmalı durumlar farklı perspektiflerden nasıl analiz edilir?  konulu grup çalışması yapılır. (bkz.nedir?)
Bunun için önceden Troçki ve Stalin konusunda öğrenciler araştırma yapmalıdır. Daha önce yapılmış olan ana-metin ile ilgili çalışma, bu aşamada ön hazırlık işlevi görecektir. Ayrıca  bazı gerekli kaynaklar öğretmen tarafından da sınıfa getirilebilir.
          Çalışmanın nasıl yapılacağı aşağıda yer alan örneklerde adım adım açıklanmıştır.  Benim hazırladığım örnekler sadece somut bir fikir vermek amacıyla buraya konmuştur. Bu nedenle herkesin ulaşabileceği genel kaynaklardan yararlanmaya çalıştım. Çalışma bambaşka iki lider üzerinden de yapılabilir, önemli olan yeterli malzeme olması… Ama ele alınan konu aynı zamanda “hassas” bir konu ise, o konuyu doğrudan sınıfta işlememek yararlı olabilir. Bu tür durumlarda  aynı problemi, benzer başka konular üzerinden işlemek, nesnel bakmayı kolaylaştırıyor… Eleştirel düşünme becerisini geliştirmek istiyorsak, buna benzer çalışmalar yapılmalıdır diye düşünüyorum.
Nedir?

Liderler, klikler arası iktidar mücadelesi ve "Resmi Tarih" problemi

Tarih kitapları ve tarihi belgeler, çeşitli dönemlerde liderler ve klikler arasında cereyan eden mücadelelerin ipuçlarıyla doludur. Bu mücadele kendi içinde önem taşıdığı kadar daha sonra yazılan “tarih” için de önemlidir. Çünkü çoğu zaman “tarih” artık yenilenin ağzından değil, kazanılanın ağzından  yazılacaktır (resmi tarih). Bu mücadele her zaman hatta genellikle “demokratik” koşullarda yapılmaz. Çoğu zaman buna şiddet ve kazanmak için her şey mubahtır anlayışı eşlik eder, buna “tarihi değiştirmek” de dahildir: olguları gizlemek, yok saymak, tek taraflı seçilmiş olguları kullanmak, belgeleri yok etmek, ulaşılmayı engellemek, sahte belgeler kullanmak…
Bu nedenle bu tür konuları işleyen, içeren, yansıtan;   resmi belgelerin, hatta tarih kitaplarının farklı perspektiflerden eleştirel bir gözle incelenmesi gerekir. Çünkü kimi zaman bazı şeyler göründüğü gibi değildir. Olay görece yakın bir dönemde olmuşsa farklı perspektiflerden incelemek kolay değildir. Ortadaki resmi belgeler  genellikle tek yönlü şeyler söyler, arşivlerde ise  pek az belge bulunur veya  hatta hiçbir şey bulunmayabilir. Troçki-Stalin mücadelesi bu bağlamda en fazla bilinen yaşanmış örneklerden biridir ve olayın farklı bakış açılarından analizi için bol malzeme ve olanak sunmaktadır. 



     Stalin-Troçki mücadelesinin farklı perspektiflerden analizi

I. Adım: Ne, Nerede, Ne zaman, Kim?

Ne?
Stalin ile Troçki arasında “iktidar” mücadelesi
Nerede?
SSCB… Moskova,
Ne zaman?
1921, 1924, 1926
Kim?
Stalin (destekleyenler) ve Troçki (destekleyenler)
Biyografi çalışması ile ayrıntılandırılır.
Nasıl?
Açıklamalı Kronoloji çalışmasında yanıtlanır.
Neden?

“Kaynaklar, Görüşler ve Tezler” çalışmasında yanıtlanır.


II. Adım: Biyografiler

Stalin (1879-1953)  İosep Vissarionoviç  Çugaşvili

Gürcü. Annesi çamaşırcı, babası ayakkabıcıydı. Rusça’yı  kilise okulunda öğrendi. Papazlık eğitimi aldı, yarım bıraktı. Bir ara Tiflis Gözlemevi’nde çalıştı. 1900’de yer altı etkinliklerine katıldı. 1903 yılın RSDRP Menşevikler ve Bolşevikler diye iki kanada ayrılınca Bolşeviklere katıldı. 1905, 1906 ve 1907 yıllarındaki parti toplantılarına katıldı ama etkisi olmadı. 1912-1913 arasında çeşitli kereler hapse girdi, sürgüne gitti. 1907’de Tiflis’te büyük soygun gerçekleştirdi. 1912’de  RSDRP’nin Bolşevik kanadının “ilk merkez komitesi” üyelerinden biriydi. Bu aralar stal sözcüğünden türettiği “Stalin” adını kullanmaya başladı (çelik adam).  1913’te Lenin’in isteği üzerine Marksizm ve Milli Mesele adlı çalışmasını yazdı. Kısa bir süre Bolşeviklerin gazetesi Pravda’nın yayın yönetmenliğini yaptı. 1913-1917 yılları  arasında Sibirya’da sürgündeydi. 1917 yılının mart ayında Petrograd’a döndü yeniden Pravda’nın yayın yönetmenliğini üstlendi. Bu ara Bolşeviklerin geçici hükümette ağırlığı olan orta sınıf liberallerle  işbirliğini savundu ama Lenin’in etkisiyle silahlı ayaklanmayı destekledi ve  ayaklanmada rol aldı. 1918-20 arasındaki iç savaş sırasında çeşitli cephelerde siyasasi-askeri yöneticilik ve  yeni hükümette milliyet komiserliği görevlerini yaptı. Kızıl Ordu’nun Troçki tarafından kuruluş ve çalışma biçimini eleştirdi. 1922’de Lenin’in rahatsızlığı üzerine  parti merkez komitesi genel sekreteri oldu.
(Ana Britannica’dan özetlenmiştir)

Troçki (1879-1940)  Lev Davidoviç Bronştayn

Annesi Anna orta sınıftan eğitimli bir kadın, babası Yahudi asıllı Rus çiftçisiydi. Odessa Üniversitesi’nde kısa bir süre okudu. 1898’de Sibirya’ya sürgüne gönderildi. 1902’de sahte pasaportla Troçki adını kullanarak kaçtı daha sonradan hep bu ismi kullandı. Londra’da Lenin ile birlikte İskra gazetesinde çalıştı. 1905 Devrimi üzerine Rusya’ya döndü, Petersburg  Sovyeti’nin önde gelen sözcülerinden oldu. Devrim sonrası hapse atıldı Sibirya’ya sürüldü. Hapisteyken sürekli devrim, sonuçlar ve olasılıklar başlıklı kitabını yazarak sürekli devrim kuramına ilişkin ilk  görüşlerini ortaya koydu. 1907’de kaçarak Viyana’ya yerleşti. 1912-13 Balkan Savaşları’nda savaş muhabirliği yaptı. 1917 Devrimi’nde  Rusya’ya geldi, Kerenski Hükümeti tarafından tutuklandı. Hapisteyken Bolşevik Partisi’ne resmen kabul edildi  ki bu zamana kadar Menşeviklerin yanında  yer almıştı. Devrim günlerinde Petrograd’ı geri almaya  çalışan  kuvvetlere  karşı direnişi örgütledi. Sovyet yönetiminin dışişleri komiseri oldu. Brest-Litovsk görüşmelerinde Sovyetleri temsil etti, antlaşmayı imzalamayarak geri döndü, daha sonra savaş komiserliğine getirildi ve Kızıl Ordu’yu kurma görevi verildi. Kızıl Ordu’yu küçük profesyonel ve disiplinli bir ordu olarak örgütledi, eski çarlık subaylarına görev verdi. Bu durum başta Stalin olmak üzere  çeşitli taraf ve kişilerce eleştirildi. Bu aralar Lenin’den sonra ikinci adam konumuna yükseldi. III.Enternasyonal’in  kuruluşunda önemli rol oynadı, ilk bildirgesini hazırladı.1920’de Kızıl Ordu’nun iç savaştan galip çıkması Troçki’nin gücünü arttırdı. 1921’de Kronştad ayaklanmasını  bastırdı. Lenin’in Yeni Ekonomik Politika”sını benimsedi. 
(Ana Britannica’dan özetlenmiştir)
III. Adım:  Çatışmalı süreç için açıklamalı kronoloji  
1922 (mayıs) Lenin beyin kanaması geçirdi. Stalin parti merkez komitesi genel sekreteri oldu. Diğer parti önderleri Zinovyev ve Kamenev, Troçki’ye karşı Stalin’i desteklediler. Zinovyev, Kamenev ve Stalin üçlü yönetimi partiye hakim oldu.
1923 (kış) Lenin iyileşti ve üçlü yönetimin; dış ticaret, ulusal azınlıklar politikası ile bürokratik reformda yaptıkları  uygulamaları eleştirdi.  Bunların düzeltilmesi için Troçki’den yardım istedi. Ünlü vasiyetnamesini yazdı.
1923 (Nisan) Stalin, 12. Parti Kongresi’nde merkez komitesindeki konumunu güçlendirici tedbirler aldı.
1923 (ekim) Troçki, Merkez Komitesi’ne kapsamlı bir eleştiri sundu. Bu eleştiride, parti içinde demokrasiye uyulmadığı ve ekonomik planlamanın yetersizliği vurgulanıyordu. Bu eleştiriler üzerine reform sözü verilince Troçki, izlenmesi gereken yolu ayrıntılı bir biçimde açılayan bir açık mektup yazdı. Bu davranışı karşı-propaganda için malzeme olarak kullanıldı, hizipçilik ve oportünistlikle eleştirildi.
1923 (…) Troçki ağır bir ateşli hastalığa yakalandı. Bu süre içinde aktif olarak mücadele edemedi.
1924 (ocak) 13. Parti Konferansı’nda  Troçkist muhalefet,  Menşevik benzeri bir sapma olarak mahkum edildi.
1924 (ocak) Lenin öldü. Troçki’ye cenaze töreni yanlış bildirildiği (?) için Moskova’ya gidemedi. Stalin, Zinovyev ve Kamenev ile anlaşarak Lenin’in vasiyetnamesinin ortaya çıkarılmaması konusunda uzlaşma sağladı.
1924 (mayıs) 13. Parti Kongresi’nde parti disiplinine uymadığı için Troçki suçlandı. Troçki,  Parti’ye olan inancını dile getirdi ama karşıtlarını ikna edemedi.
1925 (ekim) Troçki, Ekim Dersleri adını verdiği bir kitap yazdı. Bu kitabında Zinovyev ve Kamenev’in Ekim Devrimi kararına muhalefet etmeleri ile 1923 Alman Komünist Ayaklanması’nın başarısızlığı arasında ilişki kurdu. Bunun üzerine karşı-propaganda başlatıldı. Troçki’nin savunduklarının Leninizm’e karşı bir akım olduğu söylendi. Devrimdeki rolü küçültüldü, Sürekli Devrim tezi Menşevik bir sapma olarak nitelendi. Savaş komiserliği görevinden alındı.
-      Stalin ve Buharin 14. Parti Kongresi’nde Zinovyev ile Kamenev’i  suçladılar
-      Stalin, Tsaritsin kentine Stalingrad adını verdi (bugün Volgograd).
1926 (başı) Troçki, eski karşıtları Zinovyev ve Kamenev ile birleşti. Stalin ve Buharin’e karşı “Birleşik Muhalefet” oluşturdular. Eleştirilerinin odak noktalarını: parti içi demokrasi ve ekonomik planlamada burjuva öğelere ağırlık verilmesi, tek ülkede sosyalizm tezi ile dünya devriminden vazgeçilmiş olması, oluşturuyordu. Buna karşılık parti önderliği resmi  suçlamalarını arttırdı. Buna Yahudi aleyhtarı fısıltı kampanyası da eşlik etti.
1926 (ekim) Troçki, önce Politbüro’dan, bir yıl sonra da Zinovyev ile birlikte Merkez Komitesi’nden ihraç edildi.
1927 (…)  Troçki ve Zinovyev ile birlikte Ekim Devrimi’nin onuncu yıldönümü için gösteri düzenlemek istedi ama başarılı olamadı ikisi de partiden atıldı.
1928 (…) Stalin, Yeni Ekonomik Politika’nın uygulanmasına son verdi ve merkezden sıkı bir şekilde denetlenen beş yıllık planlamalarla sanayileşme programını başlattı. Troçki, başlıca taraftarları ile birlikte Alma Ata’ya sürgüne gönderildi.
1929 (…) Troçki, ülke dışına çıkarıldı. Türk Hükümeti’nin kabul etmesi üzerine Türkiye’ye geldi ve Büyükada’ya yerleşti. Bu dönemde Stalin’e karşı saldırılarını yoğunlaştırdı. Stalin’den “Bonapartist” SSCB rejiminden ise “yozlaşmış işçi devleti” olarak söz ediyordu.
1933 (…) Troçki, Fransa’ya gitti. Burada IV. Enternasyonal’i örgütlemeye çalıştı.
1934 (Aralık) Kirov, Leningrad’da öldürüldü.
1935 (…) Troçki, Norveç’e gitti. Sovyetlerin baskısı üzerine Meksika’ya yerleşti.
1936-37-38 (…) Moskova Duruşmaları’nda;  Zinovyev, Kamenev, Buharin, Rikov ve diğer Bolşevik önderler, karşı devrimci, Nazi ajanı olarak suçlanarak idam edildi.
-1937’de Mareşal Mihail Tuhaçevski ve bazı önde gelen generallerin “vatana ihanet”ten yargılanıp idam edildiği açıklandı.
1939 (Ağustos) Stalin, Hitler ile “saldırmazlık paktı” imzaladı. Bunun gerekçesi olarak, Batı’nın, Hitler’i SSCB üzerine saldırtma politikasını bozmak ve zaman kazanmak olarak açıklandı. Antlaşmaya eklenen gizli ek protokol uyarınca, Hitler, Polonya’ya saldırıp Batı Cephesi’ne dönerken; Stalin, Doğu Polonya, Estonya, Letonya ve litvanya ile Romanya’nın bazı kesimlerini ilhak etti. Finlandiya’ya saldırdı ve bazı toprak tavizleri kopardı.
1940 (…) Troçki, buz baltasıyla saldırıya uğradı ve öldü. Katil 20 yıl hapis yattıktan sonra SSCB’ye yerleşti. 1985’ten sonra Troçki’nin Stalin’in emri ile öldürüldüğü açıklandı.
1941 (22 Haziran) Hitler, savaş ilan etmeksizin SSCB’ye saldırdı…
                                                                                                                                                                                                    (Ana Britannica’dan özetlenmiştir)


IV. Adım: Tarafların görüşleri, tezleri… 
STALİN

“tek ülkede sosyalizm”
Dünya ekonomik sistemi bütünsel bir yapıya sahip değildir ve ulusal ekonomik sistemlerin gevşek bir bileşkesinden oluşur. Bu nedenle ulusal ekonomiler kendi kendine yeterli bir sistem kurabilirler. Dolayısıyla sosyalizm, herhangi bir ülkede başka ülkelerdeki devrimlere ve oralarda sosyalist ekonomilerin oluşmasına bağlı olmadan kurulabilir,  yaşayabilir.

“Bunun tek bir anlamı olabilir: Öncelikle Troçki devrimimizin iç gücünü hissetmiyor. (…) Şimdiye kadar ‘sürekli devrim” teorisinin genellikle yalnız bir yanına işaret ediliyordu: Köylü hareketinin devrimci olanaklarına inançsızlık. Bugün doğru olmak için bu yanı başka bir yanla tamamlamak gerekir: Rusya proletaryasının güçlerine ve yeteneklerine inançsızlık.”
(Stalin, Trotskizm mi Leninizm mi? Sol Yayınları, 54-57)

“Kurtulmak zorunda olduğumuz … iki militan tipimiz daha var. Bu militanlardan birinci tipi, geçmişte  hizmet etmiş, şimdi de büyük adamlık taslayan kişilerdir; bunlar, parti ve Sovyet devleti yasalarının kendileri için değil, avanaklar için yapıldığını düşünürler. Bu adamlar partinin ve hükümetin kararlarını yerine getirmek zorunda olmadıklarına  sanıyorlar ve böylelikle de parti ve Sovyet  devletin disiplin temelini yıkıyorlar. Partinin ve Sovyet devletinin yasalarını çiğnerken neye güveniyorlar? Sovyetler iktidarının, geçmişteki hizmetleri yüzünden kendileriyle çatmayı göze alamayacağını umuyorlar. Bu kendini beğenmiş büyük beyler, kendilerinin yeri doldurulamaz sanıyorlar. Bu militanlara nasıl davranmalı? Hiç duraksamadan, geçmiş hizmetlerine bakmadan, bunları yönetici görevlerden almak gerekir. Bunların rütbelerini indirmek ve bunu da basında yayınlamak gerekir. Bunu, bu kendini beğenmiş bürokratların, bu büyük beyefendilerin kurumlarını bozmak için ve onları yerlerine oturtmak için yapmak gerekir.  Bunu, bütün çalışmamızda parti disiplinini ve Sovyet devleti disiplinini sağlamlaştırmak için yapmak gerekir.”
(Stalin, SSCB Komünist Partisi XVII. Kongresi’ne sunulan Merkez Komitesi çalışma raporu’ndan, 1934)
TROÇKİ

“sürekli devrim”
Ekonomik sistem dünya sistemi olarak görülmelidir. Yerel düzeyde ekonomik gelişmenin hızı farklı olabilir ama dünya pazarının yasaları ulusal ekonomik sistemlerin hepsini etkilemektedir. Bu nedenle SSCB’de sosyalizmin kurulması ve sürmesi başka ülkelerdeki özellikle  Batı Avrupa’daki devrimlere bağlıdır. Bu nedenle bu devrimlerin desteklenmesi hayati önemdedir.

“Sosyalist toplumun İncil’deki Cennete benzeyip benzemeyeceğini bilmiyorum. Sanmıyorum da. Ancak Sovyetler Birliği’nde şimdiye kadar sosyalizm olmadı. Orada hüküm süren durum, çelişkilerle dolu, geçmişin ağır mirasını yüklenmiş ve ek olarak da kapitalist devletlerin düşmanca baskısı altındaki bir geçiş dönemidir.” (Troçki, Kopenhag konuşmasından, 27 kasım 1932)


“Kapitalizmin  sonraki gelişimi, gezegenimizin hem “uygar” ham de “uygar olmayan” tüm bölgelerini öyle bir sıkı şekilde kaynaştırmıştır ki, sosyalist devrim sorunu bütünüyle ve kesin olarak bir dünya karakteri kazanmıştır. Sovyet bürokrasisi Manifesto’yu bu temel sorun açsından tasfiye etmeye çalışmıştır. Sovyet devletinin Bonapartist yozlaşması, tek ülkede sosyalizm teorisinin yanlışlığının kahredici bir örneğidir.
(Troçki, Komünist Manifesto’nun 90.Yıldönümü, 1937)

“…Bunun sonucunda bir köle güdücü takım ortaya çıkmıştır. Endüstrinin yönetimi süper-bürokratik bir hale gelmiştir. İşçiler fabrika yönetimi üzerindeki tüm etkilerini yitirmişlerdir. Parça başı ödeme, maddi geçimin zor şartları, hareket serbestisinden yoksunluk, her fabrikaya sızan korkunç polis baskısı ile, işçinin kendisini “özgür bir çalışan” olarak hissetmesi gerçekten zordur. Bürokraside yöneticiyi, devlette işvereni görmektedir. Özgür emek ile bürokratik devletin varlığı bir arada gidemez.
(Troçki, İhanete Uğrayan Devrim, 1936,  s.195)

V. Adım
Değerlendirme
Sınıf tartışması yapılır. Burada amaç  kim haklı, kim haksız  diye karar vermek, öğrencileri buna zorlamak değildir ve bu yaklaşım çalışmanın sağlıklı yapılması açısından çok önemlidir. Amaç: Çatışan her iki tarafın konumunu ayrı ayrı, “nesnel”  bir şekilde incelemek, bu bağlamda görüş bildirmektir. 






Kaynak: 20.Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi için Öğretmen Kitabı, "Ekim Devrimi" içinde, Tarih Vakfı Yayınları, Ekim 2007, s. 93-97


NOT: Bu çalışmayı; 20 yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi kaynak kitabına ek olarak yazılan Öğretmen Kılavuz Kitabı için hazırlamıştım. Bu kılavuzdaki yazılarımı, kullanmayı kolaylaştırmak amacıyla uygun parçalara bölerek ve biraz da bağımsızlaştırarak bloguma aldım.

*Kaynak gösterilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz.

2 yorum:

Dilara Kahyaoglu dedi ki...

Tarih kitapları ve tarihi belgeler, çeşitli dönemlerde liderler ve klikler arasında cereyan eden mücadelelerin ipuçlarıyla doludur. Bu mücadele kendi içinde önem taşıdığı kadar daha sonra yazılan “tarih” için de önemlidir. Çünkü çoğu zaman “tarih” artık yenilenin ağzından değil, kazanılanın ağzından yazılacaktır (resmi tarih). Bu mücadele her zaman hatta genellikle “demokratik” koşullarda yapılmaz. Çoğu zaman buna şiddet ve kazanmak için her şey mubahtır anlayışı eşlik eder, buna “tarihi değiştirmek” de dahildir: olguları gizlemek, yok saymak, tek taraflı seçilmiş olguları kullanmak, belgeleri yok etmek, ulaşılmayı engellemek, sahte belgeler kullanmak…
Bu nedenle bu tür konuları işleyen, içeren, yansıtan; resmi belgelerin, hatta tarih kitaplarının farklı perspektiflerden eleştirel bir gözle incelenmesi gerekir. Çünkü kimi zaman bazı şeyler göründüğü gibi değildir.

Dilara Kahyaoglu dedi ki...

Troçki-Stalin mücadelesi bu bağlamda en fazla bilinen yaşanmış örneklerden biridir ve olayın farklı bakış açılarından analizi için bol malzeme ve olanak sunmaktadır.