21 Nisan 2018

İnsanlar Ulusal Bir Kimliğe Sahip Değilken Kendilerini Nasıl Tanımlıyorlardı?

Dilara Kahyaoğlu
1998
Mazzini'nin dergisini okuduğu için kurşuna dizilen yurttaşlar

Milli kimlik kavramından önce insanların kimliklerini belirleyen kaynaklar aile, aşiret, soy veya dindi.

Bu yüzden geleneksel toplum ve topluluklarda kimlik bir sorun değildi. Hemen herkes, herkesin kim olduğunu bilirdi. Herkesin kim olduğunu töreler belirlerdi, insanlar hangi kimliklerle doğmuşsa, çevrelerinden de doğal bir şekilde kabul görürdü.

Ulusal devletler kimliğini arayan geleneksel topluluklardan oluşan kendi halklarına “ulusal bir kimlik” verdiler. Sen artık “şu”sun dediler. Toplumun bu ulusal kimliği içine sindirmesini ona sahip çıkmasını beklediler. Yurttaşlık ahlakı bunu gerektiriyordu. İşte bu aşamada geleneksel bir topluluğa milli devlet tarafından verilen “resmi kimlik” topluluğun aradığı geleneksel kimlik ile uyuşmuyorsa kimlik sorunu da kaçınılmaz olarak ortaya çıkar. Bu anlamda bütün ulusal devletler şu ya da bu ölçüde kimlik sorunu yaşamıştır. “Ben kimim?” sorusuna kişinin veya toplumun verdiği yanıt, ondan beklenen yanıttan farklı ise toplumlarda kimlik bunalımı ortaya çıkar. Örneğin kişinin kendi değerler sıralaması içinde öne çıkarttığı kimlik “Müslümanlık” iken ondan beklenen yanıt “Türküm” demesi ise burada bir çelişki ve bunun arkasından gelen bir kimlik bunalımı var demektir.



Bu soruyu tartışalım
Bu durum günümüzde bir çok tartışmaya neden olmakta özellikle de “millet” nedir? Milleti yaratan ögeler nelerdir? sorularını gündeme getirmektedir. 
a. Kişiler, kimliklerini belirlerken (kendi seçimleri), kendilerini tanımlarken; neleri ölçüt olarak almalıdırlar? 
b. (Şunu da ayrıca tartışalım) Veya neleri ölçüt alma durumunda kalıyorlar? (Kendi seçimi olmayan durumlar...)


Başka bir tartışma
Aşağıya üç ayrı millet (Nation) tanımı yazılmıştır, anlaşılacağı üzere bu tanımlardan yola çıkarak milli kimliği belirleyen temel unsurlar ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla milletin nasıl tanımlandığı önemlidir. Bu o devletin (söylemin) milli kimliğini oluştururken neleri temel aldığının göstergesidir. Bu tanımları karşılaştırarak aralarında ne gibi farklar bulunduğunu belirleyiniz.

I. Tanım
“Tarihsel olarak imparatorlukların çözülmesiyle ortaya çıkan ve aralarında ortak dil, din ve kültür bağı bulunan, ortak bir ülkü etrafında birleşmiş, aynı kaderi paylaşan ve bağımsız bir siyasal kimlikle aynı topraklar üzerinde yaşayan insan topluluğu”. 
Sosyal Bilimler Sözlüğü- Vadi Yayınları
II. Tanım

“Derebeylik (Feodalizm) düzeninin yıkılışı ve anamalcı (kapitalist) düzenin oluşumu döneminde ortaya çıkan, toprak, ekonomik yaşam, dil, ruhsal yapı ve ekinsel (kültürel) özellikler yönünden ortaklaşalık gösteren en geniş insan topluluğu biçimi”
Özer Ozankaya- Toplumbilim Terimleri Sözlüğü/ Türk Dil Kurumu Yayınları

III. Tanım
“Ulus hayal edilmiş bir topluluktur”. 
Benedict Anderson- Hayali Cemaatler

Ve başka bir tartışma daha
Mazzini, “İtalyan devletini kurduk, şimdi sıra İtalyan ulusunu yaratmakta” demekle neyi anlatmak istemiştir?

***
Ve bkz. 



1998 yılında bir bölümünü yazdığım "Genel Türk Tarihi Ders Notları"ndan.. Zamanında ders saati fazlalığıyla da dikkat çeken Genel Türk Tarihi böyle de yapılabilirdi.  Nitekim yapıldı.

Kaynak gösterilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz.



Hiç yorum yok: