Dilara Kahyaoğlu
1998
Kaynak |
İlk Yaşadıkları bölgenin Baykal Gölü civarındaki İrtiş nehri dolayları olduğu sanılıyor. Önceleri Hiung-nu boylar birliğine bağlı olarak yaşadılar. Uygurların dağılması üzerine Ötüken bölgesinde bağımsız bir Kırgız Birliği kurdular (840). 1207 tarihinde Cengiz Han’ın kurduğu Moğol Devletine ilk bağlanan kavim Kırgızlar olmuştur. Günümüzde yaşayan en eski "Türk" kavimlerinden biridir. Ünlü Manas Destanı Kırgızlar tarafından meydana getirilmiştir.
Sibirler (Sabarlar, Subarlar, Sabirler)
İlk dönemleri hakkında kesin bilgimiz yoktur ama ilk yaşadıkları bölgenin Tanrı Dağlarının doğusu ile İli nehri arası olduğu düşünülüyor. Bugünkü Sibirya kelimesi bunlardan gelmektedir. VI. yüzyılın başında Doğu Avrupa’ya inen Sibirler, Bizans ve Sasanilerle siyasi ilişkilerde bulundular hatta 528 tarihinde Bizans ile bir antlaşma imzaladılar. Anadolu’da Ankara ve Kastamonu bölgesine kadar inerek akınlarda bulundular. Başka topluluklarla karışarak ileride Hazar devletinin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadılar.
Avarlar (Orta Asya; 4. yy, 552 - Avrupa; 562-805)
Çinliler’in Juan Juan dedikleri (küçültücü anlamda kullanmışlardır, devamlı kıpırdayan küçük böcekler demektir) Avarlar, Orta Asya’da iken Hun ve Moğollara bağlı iki kabilenin birleşiminden oluşuyordu. Orta Asya’da kurdukları birlik yıkılınca Avrupa’ya göç ettiler. Romanya ve Macaristan’ı işgal ederek burada bir boylar birliği kurdular. Devletin ana unsuru Avarlar olmakla birlikte “boylar konfedarayonu” şeklinde örgütlendiklerinden içlerinde; Slav, Germen, Moğol, Türk vb.. bir çok kabileyi barındırıyorlardı. Sasanilerle birlikte iki defa İstanbul’u kuşattılar. Kendilerine bağlı boyların ayaklanması ve arkasından gelen Frank saldırıları ile yıkıldılar, diğer topluluklara karışarak asimilasyona uğrayıp yok oldular. Özellikle askeri ve yönetim alanında Slavları kültürel açıdan etkilemişlerdir.
Bulgarlar (tarih sahnesine çıkışları 6. yy )
Oğuzların bazı kabileleri ana kitleden ayrılarak batıya göç etti. Tarihte bunlara Ogurlar denilir (R Türkçesi kullananlar). Başlangıçta Avarlara bağlı yaşarlarken 6. yüzyılda Dinyeper nehrinden İran’a kadar uzanan alan içinde “Büyük Bulgaristan Birliğini” kurdular. Bu birlik daha sonra dağılınca bir kısım Bulgar topluluğu Volga nehri civarında "Volga Bulgarları"nı meydana getirdi. 10. yy da Müslüman olan bu Bulgarlar daha çok ticaret ile uğraşmış ve daha sonra Altınorda devletinin egemenliğine girerek yok olmuşlardır.
9. yüzyılda batıya göç eden bir kol ise Tuna nehri civarında Tuna Bulgarlarını oluşturmuştur. Zamanla Slavlarla karışarak Hristiyanlığı kabul ettiler. Bunlar sırasıyla Bizansların, Sırpların ve Osmanlıların denetimi altına girdikten sonra bugünkü Bulgaristan Devletini meydana getirmişlerdir.
Hazarlar
İlk dönemlerine ait bilgi azdır. 7. yüzyılın başında bağımsız bir devlet kurdular. Hükümdar ailesi ve ileri gelenler Museviliği kabul ettiler. Bulundukları bölge Don ve Volga arasındaki bölgeydi. Emevilere karşı mücadele ettiler ve İslamiyet’in Kafkaslara yayılmasını önemli ölçüde engellediler. Bizanslarla siyasi, ticari ilişkiler kurarak, imparator ile akrabalık dahi oluşturdular. Rusların saldırısı ile 956 tarihinde yıkıldılar. Ülkede Musevilik dışındaki dinlerin de yaşamasına izin vermişlerdir. Çeşitli dinlerin temsilcilerinden oluşan yedi kişilik bir kurul halk arasındaki davalara bakardı. bkz. *
Macarlar
Asıl yurtları İtil ve Kama nehirleri civarıydı. Burada Onogur kavimleri ile karışarak batıya göç ettiler. Bugünkü bölgelerine yerleşen Macarlar 9. yüzyıldan itibaren siyasi varlık olarak kendilerini gösterdiler. 10. yüzyılda Hristiyanlığı kabul eden Macarlar ile Osmanlıların tarih boyunca önemli siyasi ilişkileri olmuştur. Türk Tarihi ile de ilgilenen Macar tarihçiler bu alanda çok önemli çalışmalar yapmışlardır. Eski Orta Asya tarihiyle ilgili birçok araştırmayı onlara ve Ruslara borçluyuz.
Peçenekler
Daha çok başka gruplar içinde oynadıkları rolle dikkati çekerler. Macarlarla karışarak bir çok Türki unsurun Macar kültürü içinde yer almasının yolunu açmışlardır. Slavların Karadeniz’de önlerini keserek onların erken bir tarihte güneye inmelerini önlediler. Bizanslarla siyasi ilişkilerde bulundular ve Bizans ordusunda paralı asker olarak görev yaptılar ve zamanla da Hrıstiyanlığı benimsediler. Kıpçakları kullanan Bizanslar onları dağıtınca Macaristan’a yerleşerek eridiler. Özellikle bu yenilgiden sonra bir kısmı Bizans ordusu içinde yer aldı. Bir kısmı da Bizanslar tarafından Anadolu’ya göçürülerek oraya yerleştirildi.
Kumanlar (Kıpçaklar)
10. yüzyılda batıya göç eden Kumanlar Doğu Avrupa’ya geldiler. Siyasi varlıkları 13. yüzyılda Moğolların egemenliklerini kabul etmelerinden dolayı yok oldu. Altınorda devletinin ana unsurunu teşkil eden Kıpçaklar, Kırım’ın ve Moğolların Türkleşmesinde önemli bir rol oynamışlardır. Bir kısım Kıpçak ise Moğol istilasından kaçarak Macaristan bölgesine girmiş ve burada Macarlarla siyasi ilişkiler kurmuşlar ve Macarlara karışarak yine bugünkü Macarların meydana gelmesinde önemli bir rol oynamışlardır.
Bu arada bilinen tarihleri boyunca çeşitli devletlerde (Bulgaristan, Romanya, Rusya, Gürcistan, Memluk vb.) paralı askerlik yapmışlardır.
Oğuzlar (Uzlar)
Oğuz kelimesi kabile, boy anlamına gelen “ok” ile çoğul eki olan “Uz” un birleşmesinden meydana gelen bir kelimedir kısacası “boylar”anlamına gelmektedir. Orhun Kitabeleri, Oğuzlar hakkında önemli bilgiler verir. Önceleri Asya'da Göktürklere bağlı yaşayan Oğuzlar daha sonra Uygur Birliği içinde yer aldılar. Kırgızlarla birlikte Uygurlara isyan eden Oğuzların Kırgızların güçlenmesi üzerine kuzey batıya hareket ederek Seyhun Irmağı civarına geldikleri düşünülüyor (10. ve 11. yy). Kuzeye yerleşen bu oğuzlara Bizanslı tarihçiler “Uz” adını vermiştir.
11.yüzyılda Tuna boylarına gelen “Uzlar” bugün Romanya’da yaşayan Gagavuzların atalarıdır. Kafkaslara yerleşen Uzlara, Ogur adı verilmiştir. Kuzeye gidenler zamanla asimilasyona uğradılar.
Yine bu yüzyılda bir kısmı güneyden batıya hareket ederek Anadolu’ya kadar gelmiş ve Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti gibi bir çok devletin ve Türk beyliğinin kurucuları olmuşlardır. Özellikle güneye göç edenler Müslümanlığı kabul etmiş ve göçebeliği bırakarak yerleşik bir hayata geçmiş olmakla birlikte bu mücadele çok uzun zaman almış sancılı bir süreçtir. Selçuklu ve Osmanlı tarihi, Merkezi devlete karşı sık sık ayaklanan ve göçebe yaşam tarzında direnen Oğuz mücadeleleri ile doludur.
Karluklar
İlk defa Çin tarihinde 413 senesinde bir Türk kavmi olarak bunlardan bahsedilmiştir. İlk oturdukları bölge İrtiş nehri civarıdır. Talas savaşı sırasında Arapların yanında yer alan Karluklar hem Çin’in yenilmesinde hem de Orta Asya’ya İslamiyet’in yayılmasında önemli bir rol oynadılar. Müslümanlığı 8. yüzyılda kabul ederek Karahanlı devletini oluşturan temel kabile oldular. Cengiz Han zamanında Moğollara bağlandılar.
Kimekler
Bunlar hakkında en fazla bilgiyi Arap tarihçiler vermektedir. Kıpçakların komşusuydular ve onların egemenliği altında yaşadılar.
Bilgiyi Ölçme Soruları1. Avrupa’ya göç eden kavimler hangileridir?
2. Avrupa’ya göç eden kavimlerin ortak özellikleri konusunda neler söyleyebilirsiniz.
3. Türk kavimlerini birbirinden ayırt eden temel özellikleri nelerdir?
Bilgiyi Ölçme Soruları1. Avrupa’ya göç eden kavimler hangileridir?
2. Avrupa’ya göç eden kavimlerin ortak özellikleri konusunda neler söyleyebilirsiniz.
3. Türk kavimlerini birbirinden ayırt eden temel özellikleri nelerdir?
**************
bkz
* Arthur Koestler, 13. Kabile isimli kitabında Hazarlardan bahseder. Burada ismi geçen topluluklardan en bilineni -bir çok kayıtta ismi geçtiği için- Hazarlardır. Bu blogda da Hazarlardan bahsedilen bir metin vardır. Şu linke bkz.
1 yorum:
Sibirlerin Kastamonu-Ankara bölgesinde yaşadığına dair kaynağınız var mı elinizde?
Yorum Gönder