Etkinlik, bir grup çalışması, süresi 40 dakika, Arap Yarımadası'nda Müslümanların ilk hakimiyetinin kurulması konusu için hazırlanmış, grubun çalışma yöntemi de güzelce yazılmış.
“Tarih eğitimi ideolojik çarpıtmalara, propagandaya aracı olmamalı; bağnaz, aşırı milliyetçi, yabancı düşmanı, ırkçı veya Anti-Semitik düşünceleri yaymak amacı ile kullanılmamalıdır.” Tarafsız değilim, İnsan Hakları Evrensel Değerlerine uygun tarih eğitimi yapılmasını savunuyorum. Bu anlayışa uygun eğitim materyalleri, örnekler üretiyorum. Okuyarak, eleştirerek, yazarak, söz söyleyerek bu sürece siz de katkıda bulunabilirsiniz.
13 Temmuz 2022
Yeni Tarih Ders Kitaplarını Örneklerle Eleştirmek: 1. Tarih-Yanılgısı (anakronizm) ve ona bağlı kötü sonuçlar
Etkinlik, bir grup çalışması, süresi 40 dakika, Arap Yarımadası'nda Müslümanların ilk hakimiyetinin kurulması konusu için hazırlanmış, grubun çalışma yöntemi de güzelce yazılmış.
07 Temmuz 2022
Türkiye'de Tarih Eğitimi Üzerine Konuşmak: Hiç Bitmeyen Monolog
Bundan yıllar önce Türkiye'nin en eski okullarından birinde[1] öğretmenlik yaparken dersin sonunda bir öğrenci yanıma geldi “hocam Varlık Vergisi hakkında ne söyleyebilirsiniz?” dedi. “Nedir o?” dedim.
Bilmiyordum. Yıllarca bu ülkenin resmi okullarında okumuş bir vatandaş ve en tuhafı öğretmen olarak o gün; resmi tarihin sakıncalı saydığı konular hakkında, “hiçbir şey” bilmediğimi öğrendim. Keza;
Ermenilerin, Kürtlerin ve başka halkların başına gelenlerde de durum aynıydı. Bilmiyordum. Konuşulmayan, yazılmayan bu konular hakkındaki bilgileri; ders kitaplarından, okuldan, öğretmenlerimden, ailemden, medyadan öğrenmedim, kazıya kazıya edindim. Şimdilerde bu eşik aşılmıştır artık her yerden kaynaklara, bilgiye ulaşmak mümkün ama o bilgilerin eleştirel okumasının yapılmasının önemli olduğunu not edip, devam ediyorum.
O gizlenen bilgilere kendi çabalarımla ulaştım ama çok önemli bir şey daha vardı; kendimi ait hissettiğim kolektiflerimi bulmuştum. Bunlar iç içe geçen birden çok kolektif ağlar olmakla birlikte tarih eğitimi alanında Tarih Vakfı'nın[2] özel bir yeri vardır. Nitelikli bilgi ve üretime ulaşmanın en iyi yolu kolektiflerdir. Okuduğunu, düşündüğünü, ürettiklerini korkusuzca tartışabileceğin ortamlar bir nimetidir. "Eleştirel bir ruhla beslenen radikalleşme" diyor Freire[3].
Tarih Vakfı ve bu kurumla bağlantılı işler yapan Sosyal Bilimler Öğretmenleri Platformu; tarih dersinin (ve diğer sosyal bilimler alanlarının) öğrenim programlarını, ders kitaplarını, önerilerimizi duymak için MEB tarafından gönderilen taslak programları inceledi, eleştirdi, yayınlar, raporlar[4] hazırladı. Hep eleştiri olmaz biraz da örnek ders kitapları hazırlayıp nasıl yapılacağını göstermek lazım, dedik. Hem toplantılarda örnek dersler sunmaya başladık, sunumlarımızı tartışmaya açtık, kıyasıya eleştirdik hem de kaynak kitaplar hazırladık.[5] Tarih Vakfı'nın ve yüzlerce gönüllünün yaptığı en önemli iş ders kitaplarının insan hakları ölçütlerine göre taranması ve ders bazında değerlendirme raporları yazılması ve bunların kamuya tartışmaya açılmasıdır. Ders Kitaplarında İnsan Hakları (DKİH1-2)[6] projesi iki kere ders kitaplarının taranması ve bulguların raporlanması şeklinde yapıldı. Üçüncüsünde (DKİH3) ise örnek ders kitapları yazma projesi şeklinde gerçekleşti.[7]
İlk ve ortaöğretimdeki tarih eğimi ve ders kitaplarının ilk eleştirisini 1975 yılındaki Felsefe Kurumu Seminerlerinde sunduğu bildiri ile gündeme getiren kişi Mete Tunçay'dır.[8] O konuşmada Mete Tunçay şunları söylüyordu:
“Bu şovenlik saplantılarının dışında, …ilk ve orta eğitimimizin, biraz önce güzel güzel saydığım amaçları yerine getirmekten uzak kalışı, bana öyle geliyor ki, geniş ölçüde tarih kitabı yazarlarının -ve müfredat programı düzenleyenlerin- yaptıkları iş hakkında doğru bir fikre sahip olmayışlarındandır.
Basitçe söylersek: tarih ders kitaplarımız dogmatik edalı "kesin" bilgilerle dolu. Oysa tarih şöyle dursun, dinden başka herhangi bir alanda bu tür bilgi olamaz.”[9]
"Çocuklara, biz her zaman şöyle büyüktük, böyle büyüktük, tarihte herkesi dövdük, savaşlarda hiç yenilmedik diyerek bir üstünlük kompleksi vermek ... [ileride gerçeklerle karşılaşınca] onulmaz bir aşağılık duygusuna kapılmalarından başka bir işe yaramamaktadır."[10]
2000'li yıllarda Tarih Vakti ve proje paydaşlarının çabalarıyla; uzmanlar, gönüllü katılımcılar tarafından hazırlanan İnsan Hakları için Ölçütler; ders kitaplarını taramak için elverişli bir araç işlevi gördü.[11]
12 Mayıs 2022
Abu Hureyra Höyüğü: İlk Tarımın ve Evcilleştirmenin Yapıldığı Yerlerden Biriydi.
Suriye'deki Yukarı Fırat vadisinde tarih öncesi bir arkeolojik sit alanıdır. Yerleşim 13.000 ila 9.000 yıl önce iki ana aşamada iskan edilmiştir. Epipaleolitik döneme tarihlenen *Abu Hureyra 1, yerleşik bir avcı-toplayıcı köydü ; Çanak Çömlek Öncesi Neolitik Çağ'a tarihlenen Abu Hureyra 2 ise, dünyanın ilk çiftçilerinden bazılarına ev sahipliği yapıyordu. Neolitik Devrim boyunca neredeyse sürekli yerleşilmiş olması Abu Hureyra'yı tarımın kökenlerinin araştırılmasında kullanılan en önemli kaynaklardan biri yapmıştır. Arkeologlar burasının 6000 yıl boyunca kesintisiz olarak iskan edildiğini düşünmektedir.
03 Şubat 2022
MEB, Öğretim Programlarının ve Ders Kitaplarının; Şu İlke ve Değerlere Dayandırıldığını İddia Ediyor!
[Aşağıdaki bölüm; MEB'in kendi öğretim ("öğrenim" programı demek daha iyi olurdu) programları giriş kısmından aynen alınmıştır. Bu "harika" yaklaşımı (bildiğimiz bir yaklaşım, tanıdık cümleler bunlar, bütün Batı çıkışlı kitaplarda bunlar yazar) öğretim programlarında, kazanımlarda ve en önemlisi ders ve etkinlik kitaplarında bulmak mümkün değil. Şizofrenik bir durum var. Bu aşağıdaki paradikmatik yaklaşımı yazanlar başka birileri mesela hayaletler, kitapları yazanlar başka birileri olmalı... Birbirlerinden hiç haberleri yok gibi. Buradaki maddeleri lütfen iyice sindirdikten sonra bir de ders kitaplarını inceleyiniz. Bırakın şu aşağıdaki satırları desteklemeyi tam olarak bu anlayışa zıt işler yapmışlar. Dalga geçer gibi... [DK]
****
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖĞRETİM PROGRAMLARI
(bkz. https://mufredat.meb.gov.tr/ProgramDetay.aspx?PID=337)
Bilim ve teknolojide yaşanan hızlı değişim, bireyin ve toplumun değişen ihtiyaçları, öğrenme öğretme teori ve yaklaşımlarındaki yenilik ve gelişmeler bireylerden beklenen rolleri de doğrudan etkilemiştir. Bu değişim bilgiyi üreten, hayatta işlevsel olarak kullanabilen, problem çözebilen, eleştirel düşünen, girişimci, kararlı, iletişim becerilerine sahip, empati yapabilen, topluma ve kültüre katkı sağlayan vb. niteliklerdeki bir bireyi tanımlamaktadır. Bu nitelik dokusuna sahip bireylerin yetişmesine hizmet edecek öğretim programları salt bilgi aktaran bir yapıdan ziyade bireysel farklılıkları dikkate alan, değer ve beceri kazandırma hedefli, sade ve anlaşılır bir yapıda hazırlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda bir taraftan farklı konu ve sınıf düzeylerinde sarmal bir yaklaşımla tekrar eden kazanımlara ve açıklamalara, diğer taraftan bütünsel ve bir kerede kazandırılması hedeflenen öğrenme çıktılarına yer verilmiştir. Her iki gruptaki kazanım ve açıklamalar da ilgili disiplinin yetkin, güncel, geçerli ve eğitim öğretim sürecinde hayatla ilişkileri kurulabilecek niteliktedir. Bu kazanımlar ve sınırlarını belirleyen açıklamaları, sınıflar ve eğitim kademeleri düzeyinde değerler, beceriler ve yetkinlikler perspektifinde bütünlük sağlayan bir bakış açısıyla yalın bir içeriğe işaret etmektedir. Böylelikle üst bilişsel becerilerin kullanımına yönlendiren, anlamlı ve kalıcı öğrenmeyi sağlayan, sağlam ve önceki öğrenmelerle ilişkilendirilmiş, diğer disiplinlerle ve günlük hayatla değerler, beceriler ve yetkinlikler çevresinde bütünleşmiş bir öğretim programları toplamı oluşturulmuştur.
1.1. ÖĞRETİM PROGRAMLARININ AMAÇLARI
30 Ocak 2022
Avrupalı Tarih Öğretmenleri, Türkiyeli Tarih Öğretmenleriyle Buluştu
Dilara Kahyaoğlu
Haber
28- 29 Ekim 2001
** Bu kitap 2021 yılında basılmıştır. |
Tarih Vakfı, tarih eğitiminin ve tarih ders kitaplarının iyileştirilmesi çerçevesinde gerçekleştirdiği bir dizi etkinlik ve çalışmaya 28- 29 Ekim 2001 tarihinde Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampüsü’nde gerçekleştirdiği uluslararası bir toplantıyla devam etti.
Tarih
Vakfı’ndan proje sorumlusu Bahar Şahin’in 8.45 de başlatıp 17.00’de bitirdiği
toplantılara “Avrupalı” kanattan Euroclio
Başkanı Joke Van der Lowe, İngiltere’den Robert Stradling, Fransa’dan
Etienne Copeaux ve Claire Copeaux’nun , Türkiye’den ise Marmara bölgesi
öğretmenlerinden yaklaşık otuz kişinin katıldığı “Avrupalı Tarih
Öğretmenleriyle Türkiyeli Tarih Öğretmenleri Buluşması” toplantısının oturum
başkanlığını Tarih Vakfı Genel Sekreteri
Orhan Silier yaptı.
Stradling, “ 20 yüzyıl Avrupa Tarihi”nin temel meselesinin ne öğretmek değil nasıl öğretmek olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Burada daha ilk başta pedagojik bir soruyla karşılaştıklarını, bunun da “Hangi Avrupa”, “Kimin Avrupa’sı?” sorularında düğümlendiğini belirterek bu soruya, bakış açılarına göre çok değişik yanıtlar verildiğini ama kapsayıcı bir tanım yaparak etnik, politik, dilsel çeşitliliğe vurgu yapmanın, referans noktası olarak çoğulculuğu almanın doğru bulduğu bir yaklaşım olduğunu anlatan Stradling, daha sonra da bu dersi yapmanın/ yazmanın zorluklarının neler olduğunu sıraladı;
29 Ocak 2022
Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersi İçin Bir Sınav Sorusu Örneği
Dilara Kahyaoğlu
Aşağıda
örnek olarak verdiğim soruyu geçen dönem final sınavında kullandım.
Öğrencilerin bu tip soruları yapabilmesi için gerekli olan iki temel girdiden
biri, işlenen konuyla ilgili tarihsel arka plan bilgisidir. Neler oldu? Nasıl oldu? Hangi tarih veya
tarihlerde? Nerede veya nerelerde? Neden oldu? Nasıl sonuçlandı? Öne çıkan
kişiler kimler? Diğer girdi ise görsel
okuma becerisidir.
Birinci aşamayı şu şekilde yapılandırdım (Bu yazının amacından sapmamak için ayrıntılara girmiyor, kısaca belirtmekle yetiniyorum.).
*Öncelikle 20. Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi kaynak kitabında[1] “Diktatörlükler ve II.Dünya Savaşı” başlığı altında bulunan metinleri ve görselleri bireysel ve grup etkinlikleri ile inceledik.
*Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi’nden[2] “totaliter rejimler” başlığını altında derlediğim bilgi metnini sınıfta birlikte okuduk ve tartıştık.
- Soykırımın Modern Toplum
İçindeki Kökleri… [4]
- Kavgam Ne
Demektir? [5]
- Zenofobi [6]
- 1929- 1938 kronolojisi[7]
- Zola’nın Dreyfus Davası[8]
- Kahramanlığın sıradanlığı [9]
- “Aydınlanma Nedir?” Sorusuna Yanıt (1784)[10]
İkinci
aşamayı yani görsel okuma becerisini geliştirmek için de şöyle bir etkinlik
yaptık.
Bu
çalışmalardan sonra; sınavda, aşağıdaki fotoğrafı ve soruları vererek analiz
etmelerini istedim.
Polonya’nın Krakow Gettosu’ndaki Yahudiler, sürgüne giderken…[11]
Okul Törenleri... Bir Kepçe Milliyetçi Söylem ve Koca Bir Tencere Hamaset
Dilara Kahyaoğlu
Şimdiki törenler, eskilerden farklı mıdır? |
Küçükken yaşadığınız okul törenlerini hatırlıyor musunuz? Hani özellikle şu milli günler ve haftalarda yapılanları… 29 Ekim, 23 Nisan, 19 mayıs gibi… Şimdikinden farklı mıydı?
Şimdilerde
başka türlü bir gidişat var gibi geliyor bana…
Aslında
geçmişten bugüne yapılan nedir / neydi: Üç yemek kaşığı şiir, bir tatlı kaşığı
konuşma, bir tutam müzik ve bir kepçe milliyetçi söylem…
Diyelim ki “cumhuriyet
bayramı” kutlanacak, adı üstünde: “CUMHURİYET”… Dikkatli bir izleyici biraz düşünürse; 19
Mayıs’ta da, 23 Nisan’da da, 29 Ekim’de de özü itibariyle benzer şeylerin
yapıldığını görür. Törene katılanlar her zaman duydukları ve artık
ezberledikleri aynı şiirleri duyar, aynı müzikleri dinler, aynı konuşmalara
tanık olurlar. Hamaset kaplamıştır her tarafı, koca bir tencere hamaset…
Bir ara bir moda çıkmıştı. Moda diyorum ama hala devam ediyor bu alışkanlık. Nereden geldi, kimin icadıdır bilmiyorum.
27 Ocak 2022
Toplumsal Tarih Ekleri Eğitim Bülteni
Sosyal Bilimler Öğretmenleri Platformu bünyesinde Tarih Vakfı'nın dergisi Toplumsal Tarih'in eki olarak Nisan 2007- Aralık 2008 arasında ve üç ayda bir yayımladığımız eklere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://disk.yandex.ru/d/ZqCoKIe7D1GpUA