07 Temmuz 2022

Türkiye'de Tarih Eğitimi Üzerine Konuşmak: Hiç Bitmeyen Monolog

 

1975'ten Bugüne

Bundan yıllar önce Türkiye'nin en eski okullarından birinde[1] öğretmenlik yaparken dersin sonunda bir öğrenci yanıma geldi “hocam Varlık Vergisi hakkında ne söyleyebilirsiniz?” dedi. “Nedir o?” dedim.

Bilmiyordum. Yıllarca bu ülkenin resmi okullarında okumuş bir vatandaş ve en tuhafı öğretmen olarak o gün; resmi tarihin sakıncalı saydığı konular hakkında, “hiçbir şey” bilmediğimi öğrendim. Keza;

Ermenilerin, Kürtlerin ve başka halkların başına gelenlerde de durum aynıydı. Bilmiyordum. Konuşulmayan, yazılmayan bu konular hakkındaki bilgileri; ders kitaplarından, okuldan, öğretmenlerimden, ailemden, medyadan öğrenmedim, kazıya kazıya edindim. Şimdilerde bu eşik aşılmıştır artık her yerden kaynaklara, bilgiye ulaşmak mümkün ama o bilgilerin eleştirel okumasının yapılmasının önemli olduğunu not edip, devam ediyorum.

O gizlenen bilgilere kendi çabalarımla ulaştım ama çok önemli bir şey daha vardı; kendimi ait hissettiğim kolektiflerimi bulmuştum. Bunlar iç içe geçen birden çok kolektif ağlar olmakla birlikte tarih eğitimi alanında Tarih Vakfı'nın[2] özel bir yeri vardır. Nitelikli bilgi ve üretime ulaşmanın en iyi yolu kolektiflerdir. Okuduğunu, düşündüğünü, ürettiklerini korkusuzca tartışabileceğin ortamlar bir nimetidir. "Eleştirel bir ruhla beslenen radikalleşme" diyor Freire[3].

Tarih Vakfı ve bu kurumla bağlantılı işler yapan Sosyal Bilimler Öğretmenleri Platformu; tarih dersinin (ve diğer sosyal bilimler alanlarının) öğrenim programlarını, ders kitaplarını, önerilerimizi duymak için MEB tarafından gönderilen taslak programları inceledi, eleştirdi, yayınlar, raporlar[4] hazırladı. Hep eleştiri olmaz biraz da örnek ders kitapları hazırlayıp nasıl yapılacağını göstermek lazım, dedik. Hem toplantılarda örnek dersler sunmaya başladık, sunumlarımızı tartışmaya açtık, kıyasıya eleştirdik hem de kaynak kitaplar hazırladık.[5] Tarih Vakfı'nın ve yüzlerce gönüllünün yaptığı en önemli iş ders kitaplarının insan hakları ölçütlerine göre taranması ve ders bazında değerlendirme raporları yazılması ve bunların kamuya tartışmaya açılmasıdır. Ders Kitaplarında İnsan Hakları (DKİH1-2)[6] projesi iki kere ders kitaplarının taranması ve bulguların raporlanması şeklinde yapıldı. Üçüncüsünde (DKİH3) ise örnek ders kitapları yazma projesi şeklinde gerçekleşti.[7]

İlk ve ortaöğretimdeki tarih eğimi ve ders kitaplarının ilk eleştirisini 1975 yılındaki Felsefe Kurumu Seminerlerinde sunduğu bildiri ile gündeme getiren kişi Mete Tunçay'dır.[8] O konuşmada Mete Tunçay şunları söylüyordu:

“Bu şovenlik saplantılarının dışında, …ilk ve orta eğitimimizin, biraz önce güzel güzel saydığım amaçları yerine getirmekten uzak kalışı, bana öyle geliyor ki, geniş ölçüde tarih kitabı yazarlarının -ve müfredat programı düzenleyenlerin- yaptıkları iş hakkında doğru bir fikre sahip olmayışlarındandır.

Basitçe söylersek: tarih ders kitaplarımız dogmatik edalı "kesin" bilgilerle dolu. Oysa tarih şöyle dursun, dinden başka herhangi bir alanda bu tür bilgi olamaz.[9]

"Çocuklara, biz her zaman şöyle büyüktük, böyle büyüktük, tarihte herkesi dövdük, savaşlarda hiç yenilmedik diyerek bir üstünlük kompleksi vermek ... [ileride gerçeklerle karşılaşınca] onulmaz bir aşağılık duygusuna kapılmalarından başka bir işe yaramamaktadır."[10]

2000'li yıllarda Tarih Vakti ve proje paydaşlarının çabalarıyla; uzmanlar, gönüllü katılımcılar tarafından hazırlanan İnsan Hakları için Ölçütler; ders kitaplarını taramak için elverişli bir araç işlevi gördü.[11]

Bu kısa özeti yapmamın, yazımın başlığına monolog kelimesini koymamın bir sebebi var, o da şu: Ülkedeki tarih eğitimini ve ders kitaplarını eleştirmek; bir grup insanın adeta kendi kendine yaptığı bir monoloğa döndü. Ama ne yazık ki, öğrenim programlarının ve ders kitaplarının karar verici ve uygulayıcıları (MEB) bizim ilettiğimiz çok az eleştiriyi dikkate almıştır. Almıştı. Şimdi 2017'den sonra her şey yeniden değişti. Başa sardık. Hatta iki adım geri gittik. Bir adım ileri iki adım geri.

Tarih ve sosyal bilimlerin öğrenim programlarında ve ders kitaplarında ilerleme kaydedildiği, reform yapıldığı doğru değildir. Sadece reform yapıldı algısını oluşturan illüzyonu yaratmayı başardılar. Bunu da ders kitaplarında biçimsel değişikliklerle yaptılar. Kitapları eline alan “Aaa ne güzel” diyor. Bu nesil öğrenciler görselliğin ve sanal dünyanın çocukları. İyi basılmış kitaplar gerçekten de öğrencinin derse olan tutumunu olumlu olarak etkiliyor. Ama ya içerik? Çoğu, Bati kaynaklı (ki bizim hazırladıklarımız da bu sınıfta değerlendirilmeli) kaynak kitaplarda kullanılan tema, yöntem ve teknikleri; 2017 sonrası hazırlanmış olan ders kitaplarında görüyoruz. Ama sadece biçimsel bir benzerlik var ve bu durum çok rahatsız edici. Etkin, katılımcı, yapılandırmacı bir ders ve etkinlik kitabı görüntüsü vermek ama bunun tam tersini yapmak; çok kötü bir şey. Aldatmacadır bu.

İyi Bir Tarih Dersi Yapmanın Yolları

Şunu açıkça söylemek, itiraf etmek gerekir. Tarih dersi ve diğer sosyal bilimler dersleri de ama özellikle tarih dersi tarafsız bir gözle, nesnel bir şekilde yapılamaz. Kusurlu olduğumuzu bilmek, bunu kabul etmek zorundayız. E.H. Carr'ın “Tarih Nedir?” makalesinde dediği gibi; “...tarihin olguları bize hiçbir zaman, ‘arı' olarak gelmezler, çünkü arı bir biçimde var olmazlar ve var olamazlar: Her zaman kayıt tutanın zihninden kırılarak yansırlar. Bundan şu sonuç çıkar ki, bir tarih eserini ele alınca, ilk ilgileneceğimiz, içindeki olgular değil, onu yazan tarihçi olmalıdır.”[12] Tarih derslerine Carr'dan esinlenilmiş bir paradigma ile bakmaya başlayınca, bir öğretmen olarak; öğrenciye en az zarar verecek ve entelektüel açıdan düzey atlatacak bir şekilde nasıl bir tarih eğitimi verilmeli diye düşünüyorsun.

İki şey yapılabilir: 1. En iyisi öğrenciye balık tutmayı öğretmek ve 2. İnsan Haklarının Evrensel ilke ve değerlerini ölçüt olarak kullanmaktır. Sırtımızı yüzlerce yıldır bin bir mücadele ile kazanılmış evrensel normlara dayamalıyız. Tarafsız değiliz. Barışsever, adil, vicdanlı, geleceği şekillendirecek, ekolojik felaketlere karşı mücadele edecek insanlar yetiştirmemiz gerekiyor.

Kendimden -ve bildiğim arkadaşlarımdan- örnek vermem gerekirse; kaynak kitapları ve etkinlik malzemelerini hazırlarken iki temel araç kullanıyorum. Biri, balık tutmayı öğretmek için gerekli olan bir malzeme: Eleştirel düşünme, analiz, araştırma yapma becerilerini vb. geliştirecek bir liste. Ayrıntılı bir listedir. Aşağıdaki linke bakılabilir.[13] Diğer araç ise Ders Kitaplarında İnsan Hakları projeleri çerçevesinde kitapları taramak için kullanılan ölçütlerdir.[14]

2017 Değişikliğinin Getirdikleri

2017 yılı ocak ayında tüm öğretim kademelerinde 50'nin üzerindeki zorunlu ders programı,[15] Türkiye'deki tüm sivil toplum kuruluşları, öğretmen ve yöneticiler için askıya çıkarıldı.[16] Bu taslak öğrenim programları; çeşitli eğitimcilerin yanı sıra başta Tarih Vakti[17] ve Eğitimsen[18] olmak üzere ilgili çeşitli kurumlarca eleştirildi ve değerlendirme raporları yazıldı. MEB tarafından açılan portala binlerce görüş yazıldı. Çok kısa süre askıda kalması[19] eleştirilen, programların son hali; Talim Terbiye Kurulu'nda verilerek kabul edildi.

GEI'nin düzenlediği çalışma[20] çağrısı bana ulaştığında arkadaşlarla online toplantı yaptık ayrıca mesaj ve telefon yoluyla da onlardan bilgi istedim.[21] Ben de MEB yayınlarının kitaplarını taradım. Dolayısıyla

buradaki fikirler belli ve az sayıdaki Tarih ve Türkçe ders kitaplarının taranmasıyla elde edilmiş olan saptamalardır.

Öğrenim Programlarındaki bu son değişikliğin nedeni 15 Temmuz 2016 Olayı'dır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz sonrası yaptığı bir konuşmada: eğitim ve kültür alanında yeterince yol kat etmedik, dedi ve bu işaretin arkasından müfredatlar değişti.21 [22]

Bu son değişiklik; OHAL döneminde yapıldı, yani kamusal alanın çöktüğü, devletin otoriterliğinin arttığı bir dönemde yapıldı. Aslında müfredatların giriş, açıklama yazılarına baktığınızda çok seviniyorsunuz. Nihayet bir şeyler değişmeye başladı galiba diyorsunuz, ama listeyi incelediğinizde ve kitapları okumaya başladığınızda büyük bir yanılgı içinde olduğunuzu anlıyorsunuz. Şizofrenik bir durum var. Türkiye çokkültürlü bir ülke ise, neden taslak programlarda Türklerin ve Müslümanların kimliklerine vurgu varken Kürtlerin ve diğer inançların mesela Alevilerin kimliklerine vurgu yok?


Ders Kitaplarından Seçilmiş Örnekler

Kitaplarda o kadar çok sorunlu metin, görsel ve etkinlik var ki örnek vermek için aralarından seçme yapmakta zorlanıyorum. Kelime sınırı olduğu için problemi yazıp o problemi taşıyan alıntıya yer vereceğim. Aslında bunları uzun uzun yorumlamaya da gerek yok, alıntılar zaten bas bas bağırıyor, problemi ifşa ediyor. Lütfen, alıntıları dipnotlarıyla birlikte inceleyiniz.

Metin Kutusu: son kıtaya dikkat!I. Çok yaygın bir problem: Barış hakkının ihlali ve şiddet kullanımının doğallaştırılması, ölümün yüceltilmesi, yurtseverliğin sadece “vatan için ölmek gibi bir ölçüte indirgenmesi, barışçıl edimlerin küçümsenmesi

ya da yok sayılması, Her Türk asker doğar” gibi özcü önermelerle millet tanımının askerileştirilmesi...[23]

 

Yukarıda belirtilen sorunla ilgili kitaplardan örnekler [numaralandırma ve işaretleme bana aittir]

1. “Oğul ile babanın arasına girilmez, Mayasıdır Hakan'ın, Türk töresi geçilmez!”

 

2. “Türk töresinde hırsızlık, cinayet ve ordudan kaçma suçlarının cezası nedir? Bir metin hazırlayarak sınıfta okuyunuz.”[24]

 

3. “Türklerin çeşitli yönlere göç edip yayılmalarında kolaylık sağlayan nedenlerden biri maneviyatlarının sağlamlığıdır. Zorunluluk sonucu da olsa bilinmeyen ufuklara doğru akmak, her an karşılaşılacağı tehlikeleri göğüslemeğe hazır bulunmak ve aralıksız bir ölüm-kalım savaşı içinde yaşamak her millet için doğal sayılacak bir davranış değildir. Türklerde açık şekilde görülen ve onların tarih boyunca hareketli bir topluluk hâlinde sürekliliğini mümkün kılan bu ruhi zindeliktir. Her askerî zafer yeni bir siyasi hedefe yol açmış ve Türklerin fetih arzularını kamçılamıştır. Bu durum, Türklerde zamanla dünyayı huzur ve barışa kavuşturmayı gaye edinen bir fütuhat felsefesi ve her yerde adil, eşitlikçi Türk töresini yürürlüğe koymak üzere bir cihan hâkimiyeti ülküsü doğurmuştur. İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s.53- 54'ten düzenlenmiştir. "[25]

 

           4. “Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilenlerin hakkıdır.”[26]

 

5. “Yapılan fetihlerin kalıcı olması gerekir. Saman alevi gibi parlayan sönen Moğol istilalarının

aksine fethedilen toprakların vatanınızın bir parçası olmasını istiyorsunuz.

a.      Siz olsaydınız fethedilen topraklarda nasıl bir siyaset uygulardınız?

Yönetiminiz altındaki şehirlerde size bağlı görevliler bulunmakta. Ayrıca bu şehirlerin emniyetini sağlayan ordu ve komutanlar var. Bu insanların maaşını havale yoluyla ATM'lerden almalarını isteyemezsiniz. Kervanlara yükleyip her ay göndermekte çok riskli.

b.      Bu sorunun çözümü için nasıl bir yol izlerdiniz?”[27]

 

6. “Türk süvari ve piyade birlikleri ise vadiye girip dağılan düşmanı kılıçtan geçirmeye başlamışlardır. Ancak tam bu esnada Türkmenler, Bizanslılar'a ait savaş ağırlıklarını görmüşlerdir ve bunları yağmalamaya girişmişlerdir. Bu durum, Bizans ordusunun da imhasının gecikmesine sebebiyet vermiştir.”[28]

 

II.            Özcülük, yanlış bilgi yoluyla dezenformasyon ve bilgi gibi sunulan yargı cümleleri...

 

Yukarıda belirtilen sorunla ilgili kitaplardan örnekler [numaralandırma ve işaretleme bana aittir]

1.    “Türklerin geliştirdikleri takvim sistemi bütün bölgeyi etkilemiş ve Asya uygarlıklarının çoğunda aynı takvim ya da benzerleri kullanılmıştır. Günümüzde... bu takvim Çinliler tarafından hâlen kullanılmaya devam edilmektedir. Bu nedenle bu takvim, Çin kültürüne ait bir değermiş gibi sunulmaya çalışılmaktadır.”[29]

2.“Türklerin ruh ve karakter yapılarının Müslümanlığı kabul etmelerindeki etkileri nelerdir?"[30]

 

III.          Anakronik ve dogmatik yaklaşımlar nedeniyle öğrencilerin yanlış kavram bilgisi inşa etmelerine yol açmak. Ve yine bu yolla belli bir ideolojiyi (endoktrinasyon) zerk etmek.

 

Yukarıda belirtilen sorunla ilgili kitaplardan örnekler [numaralandırma ve işaretleme bana aittir]

1.    “Yazının ve yazı araçlarının gelişimine hangi milletler katkı sağlamıştır?"[31]

2.    " Konar-göçerlerin askerî alanda üstün olmalarını sağlayan özellikler nelerdir?[32]

3.    "Türk tarihinde parlak bir dönem başlatan Mete Han, Türkçe konuşan ve Türk soyundan olan toplulukları ilk kez Hun hâkimiyeti altında toplamıştı."[33]

4.    "Hz. Peygamber'in Veda Hutbesi'nde değindiği konularla İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde yer alan maddeleri karşılaştırınız. Sonuçlarını tablo olarak sınıf panosuna asınız.”[34]

 

 

IV.         İslam ve Osmanlı Tarihine Çok fazla yer verilmesi ve bilgilerin gerçeği yansıtmaması

 

Yukarıda belirtilen sorunla ilgili kitaplardan örnekler [numaralandırma ve işaretleme bana aittir]

1.    "Medine Sözleşmesi'yle vatandaşlara sosyal ve siyasal bir kimlik verilmiş, o çağda benzeri görülmeyen bir vatandaşlık hakkı sunulmuştur. Gayrimüslimlere inanç ve fikir hürriyeti, mal ve can güvenliği sağlanmış ayrıca hile ve vefasızlık yasaklanmıştır. Baskının, zorbalığın, hukuksuzluğun, zulüm ve şiddetin hâkim olduğu o günkü ortamda bu sözleşme sosyal ve idari manada çok önemli bir gelişmedir."[35]

2.    "Mekke müşriklerine haberler göndermişler, Kureyş müşrikleri de yazmış oldukları mektuplar ile Müslümanları yalnızlaştırmaya çalışmışlardır."[36]

V.            Kötü/Yanlış kaynak kullanımına örnek: Birtakım yazarların yazılarını düzenleyerek kısa metinler oluşturmuşlar. Bu metni yazarı görse kendi yazısını tanıyamaz. O derece değişmiş. Ben bir tanesinin peşine düşüp araştırdım.

1.    "Feodal sistem; merkezî iktidarın yok olduğu, karışıklıkların ve güvensizliklerin yerleştiği, ticaretin neredeyse durduğu, kent yaşamının önemini yitirdiği bir ortamda ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler Avrupa'da ortaya çıktığı için feodalizm evrensel değil Batı toplumlarına özgü olarak kabul edilmektedir."[37]

VI.         Düşmanlık duyulan bazı tarihi şahsiyetler var. Onlarla ilgili metinler sağlıklı yazılmamış. Öğrenci ayırımcı, ötekileştirici, düşmanca bir söylemle baş başa bırakılıyor. Öğrenciler, programların başına yazdıkları birçok güzel değeri değil bunu öğreniyorlar.

Yukarıda belirtilen sorunla ilgili kitaplardan örnekler [numaralandırma ve işaretleme bana aittir]

Haşhaşilerle ilgili epeyi anlatı ve etkinlik var. Aslında Haşhaşiler derken 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğuna inandıkları bir gruba gönderme yapıyorlar. Ve bunu herkes anlıyor.

Şeyh Bedrettin konusunda da aynı düşmanca tavır var.

1.    “Siyasi ihtirasları sebebiyle Çelebi Mehmet tarafından kazaskerlikten alınmayı kabullenemeyen Şeyh Bedreddin, görünüşte dinî-tasavvufi, gerçekte ise siyasi teşkilatlanmayı sağlamak üzere harekete geçerek yoğun bir propaganda faaliyetine girişmiştir.”[38]

Bu metnin altında şöyle bir soru var: 2. “İsyanları organize eden liderlerin açık ve gizli amaçları neler olabilir?" Sorunun nasıl genelleştirildiğine dikkatinizi çekerim. Her özel durumda farklı yanıtlar vereceğimiz bu soruya öğrencinin nasıl cevap vermesi bekleniyor olabilir?

Mehmet Ali Paşa'yı da sevmiyorlar. Çünkü Osmanlı'ya ihanet etti. Etkinlik kitabında şu soruyu sormuşlar.

3.“’Devlete başkaldıranların sonları hep hüsran olup tarihe kara leke olarak ibret notu olmaktan ibaret olmuştur.’' sözünü Mehmet Ali Paşa bağlamında değerlendirip günümüz için ders niteliğinde özlü sözler tasarlayınız."[39]

 

Son Sözler

En önemli konuya gelelim bütün ders kitaplarında 15 Temmuz 2016 ile ilgili bir okuma parçası var. Bir propaganda ve hatta ajitasyon metni. Hatta başta da belirtmiştim, müfredatların, ders kitaplarının yenilenme nedeni esas olarak budur. Yeni bir resmi tarih yazmak. Böyle okuma parçaları 12 Eylül sonrası ders kitaplarında da vardı. Bizim ülkemizde tarih dersi her zaman için bir ideolojiyi zerk etmek, resmi tarih oluşturmak amacıyla kullanılmıştır.

Soldaki görselde, Terörle Mücadele yazıyor.[40] Bunun bir öğrenci kitabında ne işi var? Bununla ilgili bir eleştiri, öğrencinin mesafeli yaklaşmasını sağlayacak bir etkinlik planlanmış mı? Hayır. Öylece buraya bırakılmış. Kitabı hazırlayanlara sormak lazım: Amaç nedir? “1984 atmosferi”[41] yaratılmasının nedeni nedir? Öğrencilerin muhbir olarak yetişmesi mi isteniyor?

Kitaplar Türk-İslam ve Osmanlı Tarihi ağırlıkta metin ve görsellerle dolu. Hatta öyle ki; her seviye ve kitaba yer yer din dersi kitabı havası verecek kadar çok dini terim ve söylem kullanılmış.

Toplumsal Cinsiyet açısından da kitaplar kör olmaya devam ediyor. Bir iki milli mücadele kahramanı kadının hikâyesini kitaplara yerleştirmek bu kitapların erkeklere, erkeklerin dünyasına ait olduğu gerçeğini değiştirmez.

Kaynakça ve Taranan Kitaplar

Akif ÇEVİK, G. K. (2019). Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 12. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı.

Carr, E. (2011). Tarih Nedir. İstanbul: İletişim.

Emrullah ALEMDAR, S. K. (2018). Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı.

Erol YÜKSEL, M. A. (2019). Tarih 11. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı.

Erol YÜKSEL, M. A. (2021). Tarih 9. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı.

Freire, P. (1991). Ezilenlerin Pedagojisi. İstanbul: Ayrıntı.

Gül Koç, A. Ç. (tarih yok). Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 12. sınıf Beceri Temelli Etkinlik Kitabı. Ankara: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü.

Selma Mutlu, A. K. (tarih yok). Tarih 9 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı.

Yasemin Okur, S. K. (tarih yok). Tarih 10 Beceri temelli Etkinlik Kitabı. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı.

Dijital Kaynaklar

Refik Turan'ın (2016) Makalesi

https://www.academia.edu/28660663/T%C3%BCrkiye de Tarih E%C4%9Fitiminde Bir De%C4%9Fi%C5%9Fim Dinami %C4%9Fi Tarih Vakf%C4%B1 The Dynamic of Change in History Education in Turkey The History Foundation

2005 değişikliği üzerine... https://tarihegitimi.blogspot.com/2018/07/2005-ylndan-yeni-sosyal-bilgiler.html

Rapor 2007: İnkılap Tarihi Yeni Müfredatı: https://tarihegitimi.blogspot.com/2016/02/rapor-2007-inklap-tarihi-yeni- mufredat.html

Rapor 2008: Lise Tarih Programları Değişti (?): https://tarihegitimi.blogspot.com/2016/02/lise-tarih-programlar-degisti- 2008.html

DKİH I ve II için Bulgular, Tavsiyeler ve Değerlendirme Raporu: https://www.stgm.org.tr/sites/default/files/2020-09/ders- kitaplarinda-insan-haklari-ii-projesi-bulgular-ve-tavsiyeler-raporu.pdf

Uygarlıklar Tarihi 1., 2.cilt; https://www.kitapyurdu.com/kitap/uygarliklar-tarihi-12/508812.html

Biyografi Mete Tunçay: https://iletisim.com.tr/kisi/mete-tuncay/4864

DKİH Kriterleri: https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/71868/mod resource/content/0/

DKIHII niteliksel cozumleme icin olcutler%20%282%29.pdf

Beceri Listesi: https://tarihegitimi.blogspot.com/2018/05/elestirel-dusunme-becerileri-esas-listem.html

MEB Basın Açıklaması: http://ttkb.meb.gov.tr/meb iys dosyalar/2017 07/18160003 basin aciklamasi-program.pdf

Yeni Program Haber: http://www.agos.com.tr/tr/yazi/18501/yeni-mufredat-ne-zaman-aciklanacak

Tarih Vakfı’nın Görüşü: https://m.bianet.org/biamag/print/183741-yeni-tarih-mufredati-uzerine-bir-degerlendirme

Eğitimsen ‘in Görüşü: http://egitimsen.org.tr/wp-content/uploads/2018/07/4-E%C4%9Fitim-Sen-M%C3%BCfredat-Raporu.pdf

Kültür Sanat Ödülleri Konuşması: https://www.tccb.gov.tr/cumhurbaskanligi/kultursanatodulleri/2016/

 Dilara Kahyaoğlu, Tarih Öğretmeni, Eğitimci, Yazar

17. 01. 2022 - İstanbul

 



[1]              Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Lisesi, Ayazağa. 1995 yılı.

[2]              Tarih Vakfı'nın tarihçesi ve özellikle tarih eğitimiyle ilgili yaptığı çalışmalar için (dikkatimi çeken bazı sorunları olmakla birlikte) Refik Turan'ın (2016) aşağıda linki verilen makalesine bakılabilir.

https://www.academia.edu/28660663/T%C3%BCrkiye de Tarih E%C4%9Fitiminde Bir De%C4%9Fi%C5%9Fim Dinami %C4%9Fi Tarih Vakf%C4%B1 The Dynamic of Change in History Education in Turkey The History Foundation

[3]              O dönemde çokça okunan kitaplardan biridir, Ezilenlerin Pedagojisi. Yukarıdaki alıntının tamamı şöyle: "Fanatizmle beslenen sekterlik her zaman hadım edicidir. Eleştirel bir ruhla beslenen radikalleşme ise daima daha yaratıcıdır." Paul Freire, Ezilenlerin Pedagojisi (1991) s.18

[4]              Örnek Raporlar, Yazılar için Linklere bkz.

2005 Yılından... Yeni Sosyal Bilgiler Programları: Değişen Bir Şey Var mı? https://tarihegitimi.blogspot.com/2018/07/2005- ylndan-yeni-sosyal-bilgiler.html Rapor 2007: İnkılap Tarihi Yeni Müfredatı: https://tarihegitimi.blogspot.com/2016/02/rapor-2007-inklap-tarihi-yeni-mufredat.html Rapor 2008: Lise Tarih Programları Değişti (?): https://tarihegitimi.blogspot.com/2016/02/lise-tarih-programlar-degisti-2008.html

[5]              Tarih Vakfı'nın yayınladığı kaynak ders kitapları için 2 nolu dipnota bkz.

[7]              Uygarlıklar Tarihi 1., 2.cilt; https://www.kitapyurdu.com/kitap/uygarliklar-tarihi-12/508812.html

[9]              Prof. Dr. Mete Tunçay'ın makalesi: https://kaynaklarlatarih.blogspot.com/2022/01/mete-tuncayn-ilk-ve-orta- ogretimdeki.html

[10]            Mete Tunçay age. Tunçay'ın burada yaptiğı eleştiriler 2022 yılı için de aynen geçerlidir. Çarpıcı bir gerçektir bu.

[11]            DKİH Kriterleri: https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/71868/mod resource/content/0/

DKIHII niteliksel cozumleme icin olcutler%20%282%29.pdf

[12]            E.H. Carr, Tarih Nedir? s.74

[14]            11 nolu dipnota bkz.

[19]            Öğrenim programları; 13.01.2017-10.02.2017 tarihleri arasında askıda kalmış, 2 Mayıs 2017'de makam onayı almıştır. Bkz. 15. dipnot

[20]            International Workshop on Textbook revisions in the Middle East and North Africa: Lessons to be learned from the Turkish case, 21-21 Aralık 2021

[21]            Kitapları tarayarak bana geri bildirimde bulunan çoğu Eğitimsen'li arkadaşlarıma teşekkür ederim: Tuğba Çelik, Cahit Ataş, Sebir Yurtseven, Seher Yeli, Yıldız Ayyıldız, Nurcan Sonuç, Özge Küçükosman, Burcu Çıngay

[23]            Bu ve diğer problem başlıklarını buradan aldım. Örneklerime göre seçme yaparak sadeleştirdim. İsteyen ana kaynağa bakabilir. https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/71868/mod resource/content/0/

DKIHII niteliksel çozumleme icin olcutler%20%282%29.pdf

[24]            Tarih 9 MEB, 57. Epigraf olarak verilen bu söz ve arkasından sorulan soru. Askerden kaçmak suçtu, şimdi de suç diyor aslında. Ezelden ebede değişmeyen töre savunusudur bu. Ayrıca ataerkil aile düzeni de onaylanıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından da sorunlu.

[25]            Tarih 9 MEB, 108. Benim de hocam olan Kafesoğlu, tanınmış milliyetçi bir tarihçidir. Ondan çok sayıda metin almışlar. Burada Kafesoğlu, Türklerin fetih hareketlerinin dünyayı huzur ve barışa kavuşturmak için yapıldığını iddia ediyor.

[26]            ÇTDT 12, 122. Bu kitapta o kadar çok sorun vardı ki. Başa çıkamadım. Bunun eleştirisini özel olarak yapmak lazım.

[27]            Tarih 9 Etkinlik Kitabı, MEB, 106. Etkinlik öğrencinin benimseyebileceği, özdeşlik kurabileceği bir şekilde tasarlanmış. Geçmiş ile şimdi zamanın da bir arada kullanıldığına dikkatinizi çekerim.

[28]            Tarih 10 Etkinlik Kitabı, MEB, 15. Bu örneği de kullanılan dil açısından aldım. Bu tek örnek değildir.

[29]            Tarih 9 MEB, 24. Yanlış bilgi. Bir kültürel unsur, birkaç etnik gruba ait olabilir.

[30]            Tarih 9 MEB, 181. Birçok yerde Türklerin Gök tanrı inancı olduğu, tek bir tanrıya inandıkları dolayısıyla Müslümanlığı da doğal olarak hemen benimsedikleri anlatılıyor ki bunların hiçbiri doğru değil.

[31]            Tarih 9 MEB, 37. Anakronizm nedeniyle (millet) yanlış kavram bilgisi öğretiyorlar.

[32]            Tarih 9 MEB, 60. Yanlış ve dogmatik bilgi. Türklerin Konar-Göçer olmalarıyla ilgili birçok metin var ve bu sosyoekonomik yapıyı özcü bir yaklaşımla yüceltmek istemişler.

[33]            Tarih 9 MEB, 102. Asya Hunlarından (aslında Hiung Nu) kalan yazılı bir kaynağın olmadığı bir dönemle ilgili bu kadar kesin bilgiyi nereden elde ettiklerini keşke yazsalarmış.

[34]            Tarih 9 MEB, 142. Anakronizm... İslamiyet'in ilk zamanlarında İnsan Hakları fikrinin var olduğu algısını zerk ediyor. İnsan Hakları kavramı ve olgusunun “doğru” öğrenilmesini engelliyor.

[35]            Tarih 9 MEB, 136. Günümüz dünyasına ait kavramlar kullanılmış. Anakronik yaklaşım var.

[36]            Tarih 9 MEB, 137. Müşrik kelimesi din kitaplarında kullanılabilir ama bir tarih ders kitabında bu kadar doğallıkla kullanılmamalıdır.

[37]            Tarih 9, MEB, 68. Ne kadar kesin yargı. Oysa yazar kendi metninde Doğu ve Batı Avrupa arasındaki Feodalizmi karşılaştırmış. Buradaki gibi keskin yargı cümleleri yok. Ders kitaplarında böyle kesin yargılara çok sayıda rastlanıyor.

[38]            Tarih 10, MEB, 69.

[39]            Tarih 11 Etkinlik Kitabı, MEB, 43.

[40]            “Teröre Hep Birlikte Dur Diyelim. Teröristi İhbar Et. Huzur ve Güvenliğe Destek Ol. İhbarlarınız İçin. İhbar Ödüllendirilecektir!

[41] George Orwell’in Romanından bahsediyorum.

 

son satıra dikkat!

 

Hiç yorum yok: