Dilara Kahyaoğlu
1997-2004
Kasım 2017
Fenikeliler
Eski Yakın Doğu Uygarlıkları arasında özel bir yeri olan Fenike ve Filistin tarihsel bölgesi Akdeniz’in doğusunda bulunur. Bu bölgeler, coğrafi ve tarihi koşullar nedeniyle; Mezopotamya, Mısır, Anadolu ve Arabistan’a geçiş sağlayan bir kara köprüsü konumundaydılar. Bu nedenle Fenike ve Filistin Ortadoğu tarihinde daima özel bir yere sahip olmuşlardır. Günümüzde Lübnan’ı ve Suriye ile İsrail’in bir kısım topraklarını içine alan Fenike, Kuzeyden batıya doğru uzanan, Lübnan Dağları ile çevrili, denize paralel, oldukça dar bir alandır.
Lübnan Dağları, Ürdün Nehri ve Ölü Deniz bu bölgenin doğal sınırını çizer. Lübnan Dağları tarihte sedir ağaçları ile ünlenmişti. Bu ağacın kerestesi; güzel kokusu, çürümemesi, renginin güzelliği nedeniyle rağbet görür, özellikle saray, tapınak ve gemi yapımında ayrıca firavun ve yüksek kademedeki devlet görevlilerinin tabutlarının hazırlanmasında, beyaz reçinesi de mumyalama işinde kullanılırdı. Lübnan sedirini diğer sedirlerden ayıran en önemli özelliği kerestesinin yumuşaklığı, eşsiz kokusu, dayanıklılığı ve uzun ömrüydü…
Fenikelilerin bu bölgeye MÖ 3000 dolaylarında geldiği sanılmaktadır. Bazı kaynaklar bunların kökenini Basra Körfezi olarak gösterse de haklarında yeterince bilgi yoktur. Fenikelilerin kendilerine kendi dillerinde ne dedikleri bilinmemekle birlikte “Kenaani” dedikleri tahmin edilmektedir. İbranice’de kenaani “tüccar” demektir. Bu kavram Fenikelileri çok iyi betimleyen bir sözcüktür. Diğer yandan da tarih içinde bu bölgeye yerleşen Sami kökenli kavimlerin tümü için “Kenanlı “ sözcüğü kullanılmış, bölgeye de “Kenan Ülkesi “ denilmiştir.
Eldeki bulgulardan MÖ 3.bin dolaylarında Mısır ile ticari ilişkiler sürdürdükleri ve o sıralar Mısır’ın bölgeye egemen olduğu anlaşılmaktadır. Mısır egemenliği MÖ 14.yüzyıldan itibaren bitmiş ama MÖ 9.yüzyılda Asurlular bölgede zaman zaman denetim kurmuşlardır. Bölge MÖ 538 yılından itibaren Pers egemenliği altına girmiştir. Daha sonra Büyük İskender tarafından fethedilen bölge, MÖ 64 yılında da Roma İmparatorluğunun Suriye eyaletine bağlanmıştır.
Tarihte hiçbir zaman birleşik bir krallık kurmamış olan Fenikeliler Akdeniz kıyılarında kurdukları kent devletleri ve yine Akdeniz civarında oluşturdukları kolonileri ile tanınmışlardır. Fenike bölgesinde yer alan en önemli kentler; Gebal (Byblos, bugünkü el-Cubeyl), Sidon (bugünkü Sayda), Tsor (bugünkü Sur, Yunanca Tyros) ve Beerot (Yunanca Berytos, bugünkü Beyrut) idi. En tanınmış Fenike koloni ise Kuzey Afrika’daki Kartaca’ydı. Diğer koloniler: Yafa, Akka, Dor ve Ugarit idi.
İlkçağın en ünlü denizcileri olan Fenikeliler tüm Akdeniz’e yayılan ticaret ağı ile de ünlüdürler. Başlıca ihraç malları sedir, çam kerestesi, keten, erguvan-mor renklerinin tek kaynağı olan Sur firfiriyle boyanmış olan kumaşlar, Sidon nakış işleri, şarap, metal eşya, cam, sırlı seramik, tuz ve kurutulmuş balıktı. Bu ihracatın yanı sıra transit ticaret ile de uğraşırlardı.
Fenikelilerin kolonizasyon hareketi rakipleri olan Yunanlarınkine benzemez. Onlar için ne nüfus fazlalığı nedeniyle ne de topraksız köylülerin toprak elde etmek için koloni kurmaları, kolonilere yerleşmeleri söz konusudur. Fenikelilerde amaç hammade kaynaklarına ulaşmaktı.
Tarihleri boyunca yoğun bir biçimde ticaret ile uğraşan bu nedenle aynı zamanda bir kültür iletişiminde rol oynayan Fenikelilerin dünya kültür tarihine en büyük katkıları alfabeyi geliştirmiş olmalarıdır. Fenikeliler Mezopotamya’daki çiviyazısını kullanmakla beraber kendilerine özgü bir yazı sistemi de geliştirmişlerdir. Bu yazı Kuzey Sami alfabesinden türetilmiş ve Fenikeli tüccarlar vasıtasıyla Akdeniz bölgesine yayılmıştır. Yunan alfabesinin dolayısıyla da Batı alfabesinin bu alfabeden türetildiği sanılmaktadır. Fenike Alfabesi, Sağdan sola doğru 22 sessiz harften oluşur.
Fenike tanrıları yerel adları ile bilir ve en önemli tanrıları; tanırların babası sayılan “El” diğeri de tanrıların annesi sayılan deniz tanrıçası “Aşera” idi.
Filistiler
İsrailoğullarının gelişinden kısa bir süre önce bu bölgeye gelip yerleşen (MÖ 1200) Ege kökenli halklardan biridir. Tevrat’ta ve Mısır kayıtlarında isimleri geçer. Mısırlılar tarafından geri püskürtülünce buraya gelip yerleştiklerinden veya Mısırlılar tarafından yerleştirildiklerinden söz edilir. Zamanla yerleştikleri bölge onların ismi ile anılmaya başlamıştır. Filistin konfederasyonunu oluşturan en önemli kentler: Gazze, Aşkelon, Aşdod, Gat ve Ekron’du. Zamanla komşu bölgelere de yayılan Filistiler komşuları israiloğulları ile çatışmaya girmişlerdir. Tevrat’ta kral Davud karşısında yenilerek kendi bölgelerine çekildiklerinden bahsedilir. MÖ 7.yüzyılda Asur hükümdarlarına bağlanan bölge sırasıyla Mısır, Babil, Pers, Yunan ve Roma denetimine girmiştir.
Günümüze yazılı bir biçimde ulamamış olan Filisti dilinin yerini zamanla yerli bölge dilleri almış ve orijinal Filisti dili unutulmuştur. Dinleri hakkında çok fazla bir şey bilinmez.
İbraniler
İbranilerin ilk dönemleri ile ilgili bilgiler henüz kesinlik kazanmamıştır. Bilgilerimizin çoğu Kitab-ı Mukaddes’e dayanır. Buna göre İbraniler, İsrailoğullarının ataları olan bir Kuzey Sami Kavmidir. Önderleri İbrahim zamanında Mitannilerin egemenliğindeki Harran’dan Kenan ülkesine göç ettikleri kabul edilir. Harran bölgesine ise Mezopotamya’daki Ur kentinden geldiği yolunda fikirler ileri sürülmüştür. Yine Tevrat’a göre kıtlık yüzünden Kenan bölgesinden Mısır’a göç eden İsrailoğulları orada köle olarak yaşamışlar daha sonra da peygamberleri Musa önderliğinde Mısır’dan çıkmışlar, Tanrı Yahova’nın vaadedilmiş ülke olan Filistin topraklarını kendilerine vermesi üzerine buraya yerleşmişlerdir.
Yüzyıllardır Mezopotamya ve Mısır arasında göçebe bir kavim olarak yaşayan İbrani boyları MÖ 12.yüzyıl başlarında Kenan bölgesinde siyasal bir birlik oluşturmuş ve zamanla da yerleşik bir toplum haline gelmişlerdi. Kaynaklar, İbraniler’in, MÖ 10.yüzyıldan sonra kral Davud önderliğinde Filisti egemenliğine son verdiklerinden ve yine aynı dönemde Kral Davut’un Kudüs’ü ele geçirmiş olduğundan bahseder. Bu nedenle İbrani Devleti’nin asıl kurucusu Kral Davut olarak kabul edilmektedir. Kral Davut’tan sonra tahta geçen Süleyman zamanında ticaretle çok zenginleşen İbraniler, Kral Süleyman’ın ölümünden sonra ikiye ayrılmışlardır.
1-Merkezi Samariye olan Kuzeydeki İsrail Devleti (MÖ 930- MÖ 721) Asurlular yıkmıştır.
2-Merkezi Kudüs olan Güneydeki Yahudi Devleti (MÖ 930- MÖ 587) Bu devlet, II.Babil kralı Nabukadnezar tarafından yıkılmış, Yahudiler Babil’e sürülmüştür.
1997-2004
Kasım 2017
Fenikeliler
Fenikeli Biblos kralı Ahiram'ın Lahdi olarak bilinir. Ahiram Lahdi. Üzerinde 38 kelimeli bir kitabesi bulunur. Byblos'un Eski Fenike lehçesinde yazılmış ve bugüne kadar keşfedilen önemli uzunluğa sahip Fenike alfabesinin en eski örneği olarak kabul edilir.https://en.wikipedia.org/wiki/Ahiram_sarcophagus |
Eski Yakın Doğu Uygarlıkları arasında özel bir yeri olan Fenike ve Filistin tarihsel bölgesi Akdeniz’in doğusunda bulunur. Bu bölgeler, coğrafi ve tarihi koşullar nedeniyle; Mezopotamya, Mısır, Anadolu ve Arabistan’a geçiş sağlayan bir kara köprüsü konumundaydılar. Bu nedenle Fenike ve Filistin Ortadoğu tarihinde daima özel bir yere sahip olmuşlardır. Günümüzde Lübnan’ı ve Suriye ile İsrail’in bir kısım topraklarını içine alan Fenike, Kuzeyden batıya doğru uzanan, Lübnan Dağları ile çevrili, denize paralel, oldukça dar bir alandır.
Lübnan Dağları, Ürdün Nehri ve Ölü Deniz bu bölgenin doğal sınırını çizer. Lübnan Dağları tarihte sedir ağaçları ile ünlenmişti. Bu ağacın kerestesi; güzel kokusu, çürümemesi, renginin güzelliği nedeniyle rağbet görür, özellikle saray, tapınak ve gemi yapımında ayrıca firavun ve yüksek kademedeki devlet görevlilerinin tabutlarının hazırlanmasında, beyaz reçinesi de mumyalama işinde kullanılırdı. Lübnan sedirini diğer sedirlerden ayıran en önemli özelliği kerestesinin yumuşaklığı, eşsiz kokusu, dayanıklılığı ve uzun ömrüydü…
Yunan, Fenike kolonileri ile Asur devletini gösteren harita |
Fenikelilerin bu bölgeye MÖ 3000 dolaylarında geldiği sanılmaktadır. Bazı kaynaklar bunların kökenini Basra Körfezi olarak gösterse de haklarında yeterince bilgi yoktur. Fenikelilerin kendilerine kendi dillerinde ne dedikleri bilinmemekle birlikte “Kenaani” dedikleri tahmin edilmektedir. İbranice’de kenaani “tüccar” demektir. Bu kavram Fenikelileri çok iyi betimleyen bir sözcüktür. Diğer yandan da tarih içinde bu bölgeye yerleşen Sami kökenli kavimlerin tümü için “Kenanlı “ sözcüğü kullanılmış, bölgeye de “Kenan Ülkesi “ denilmiştir.
Fenike şehir devletleri Bugünkü Lübnan |
İlkçağın en ünlü denizcileri olan Fenikeliler tüm Akdeniz’e yayılan ticaret ağı ile de ünlüdürler. Başlıca ihraç malları sedir, çam kerestesi, keten, erguvan-mor renklerinin tek kaynağı olan Sur firfiriyle boyanmış olan kumaşlar, Sidon nakış işleri, şarap, metal eşya, cam, sırlı seramik, tuz ve kurutulmuş balıktı. Bu ihracatın yanı sıra transit ticaret ile de uğraşırlardı.
Fenikelilerin kolonizasyon hareketi rakipleri olan Yunanlarınkine benzemez. Onlar için ne nüfus fazlalığı nedeniyle ne de topraksız köylülerin toprak elde etmek için koloni kurmaları, kolonilere yerleşmeleri söz konusudur. Fenikelilerde amaç hammade kaynaklarına ulaşmaktı.
Fenike Yazısı |
Tarihleri boyunca yoğun bir biçimde ticaret ile uğraşan bu nedenle aynı zamanda bir kültür iletişiminde rol oynayan Fenikelilerin dünya kültür tarihine en büyük katkıları alfabeyi geliştirmiş olmalarıdır. Fenikeliler Mezopotamya’daki çiviyazısını kullanmakla beraber kendilerine özgü bir yazı sistemi de geliştirmişlerdir. Bu yazı Kuzey Sami alfabesinden türetilmiş ve Fenikeli tüccarlar vasıtasıyla Akdeniz bölgesine yayılmıştır. Yunan alfabesinin dolayısıyla da Batı alfabesinin bu alfabeden türetildiği sanılmaktadır. Fenike Alfabesi, Sağdan sola doğru 22 sessiz harften oluşur.
Fenike tanrıları yerel adları ile bilir ve en önemli tanrıları; tanırların babası sayılan “El” diğeri de tanrıların annesi sayılan deniz tanrıçası “Aşera” idi.
Filistiler
İsrailoğullarının gelişinden kısa bir süre önce bu bölgeye gelip yerleşen (MÖ 1200) Ege kökenli halklardan biridir. Tevrat’ta ve Mısır kayıtlarında isimleri geçer. Mısırlılar tarafından geri püskürtülünce buraya gelip yerleştiklerinden veya Mısırlılar tarafından yerleştirildiklerinden söz edilir. Zamanla yerleştikleri bölge onların ismi ile anılmaya başlamıştır. Filistin konfederasyonunu oluşturan en önemli kentler: Gazze, Aşkelon, Aşdod, Gat ve Ekron’du. Zamanla komşu bölgelere de yayılan Filistiler komşuları israiloğulları ile çatışmaya girmişlerdir. Tevrat’ta kral Davud karşısında yenilerek kendi bölgelerine çekildiklerinden bahsedilir. MÖ 7.yüzyılda Asur hükümdarlarına bağlanan bölge sırasıyla Mısır, Babil, Pers, Yunan ve Roma denetimine girmiştir.
Günümüze yazılı bir biçimde ulamamış olan Filisti dilinin yerini zamanla yerli bölge dilleri almış ve orijinal Filisti dili unutulmuştur. Dinleri hakkında çok fazla bir şey bilinmez.
İbraniler
İbranilerin ilk dönemleri ile ilgili bilgiler henüz kesinlik kazanmamıştır. Bilgilerimizin çoğu Kitab-ı Mukaddes’e dayanır. Buna göre İbraniler, İsrailoğullarının ataları olan bir Kuzey Sami Kavmidir. Önderleri İbrahim zamanında Mitannilerin egemenliğindeki Harran’dan Kenan ülkesine göç ettikleri kabul edilir. Harran bölgesine ise Mezopotamya’daki Ur kentinden geldiği yolunda fikirler ileri sürülmüştür. Yine Tevrat’a göre kıtlık yüzünden Kenan bölgesinden Mısır’a göç eden İsrailoğulları orada köle olarak yaşamışlar daha sonra da peygamberleri Musa önderliğinde Mısır’dan çıkmışlar, Tanrı Yahova’nın vaadedilmiş ülke olan Filistin topraklarını kendilerine vermesi üzerine buraya yerleşmişlerdir.
Musa heykeli. Michelangelo bkz. https://www.youtube.com/watch?v= 9LlpG0KRqLI |
Yüzyıllardır Mezopotamya ve Mısır arasında göçebe bir kavim olarak yaşayan İbrani boyları MÖ 12.yüzyıl başlarında Kenan bölgesinde siyasal bir birlik oluşturmuş ve zamanla da yerleşik bir toplum haline gelmişlerdi. Kaynaklar, İbraniler’in, MÖ 10.yüzyıldan sonra kral Davud önderliğinde Filisti egemenliğine son verdiklerinden ve yine aynı dönemde Kral Davut’un Kudüs’ü ele geçirmiş olduğundan bahseder. Bu nedenle İbrani Devleti’nin asıl kurucusu Kral Davut olarak kabul edilmektedir. Kral Davut’tan sonra tahta geçen Süleyman zamanında ticaretle çok zenginleşen İbraniler, Kral Süleyman’ın ölümünden sonra ikiye ayrılmışlardır.
1-Merkezi Samariye olan Kuzeydeki İsrail Devleti (MÖ 930- MÖ 721) Asurlular yıkmıştır.
2-Merkezi Kudüs olan Güneydeki Yahudi Devleti (MÖ 930- MÖ 587) Bu devlet, II.Babil kralı Nabukadnezar tarafından yıkılmış, Yahudiler Babil’e sürülmüştür.
Büyük İskender’in MÖ 332'de Filistin’i ele geçirmesi Yahudi tarihinin Hellenistik dönemini başlatmıştır. Roma Egemenliği döneminde ise Yahudilerin bağımsız bir devlet kurma özlemleri yoğunlaşmış bu nedenle MS I.yüzyılda Romalılara karşı çıkarttıkları isyan sonucunda dünyanın dört bir yanına sürülmüşlerdir.
II.Dünya Savaşında Nazilerin gerçekleştirdiği Yahudi soykırımından kurtulan ve dünyanın dört bir yanında yaşayan Yahudiler eski topraklarına dönerek 1948 yılında bugünkü İsrail Devletini kurmuşlardır.
Hz İbrahim’in soyundan geldiği kabul edilen İbranilerin dini ilk büyük tek tanrıcı din sayılmakla birlikte bazı yazarlar bu inancı Mısır’da ortaya çıkan Aton inancı ile ilişkilendirir. İbraniler, kendilerini tanrının seçilmiş kavmi saydıklarından bu dinin sadece kendilerine geldiğine inanmışlar ve böylece Musevilik daha çok milli bir din olarak gelişmiş ve İbrani ulusunun yaratılmasında birinci derecede rol oynamıştır.
Alıştırma, Düşünme, Tartışma, Araştırma
1. Lübnan’da bugün sedir ağaçları ne durumdadır? Bayrak hangi devletindir? Araştırınız
2. Fenikeliler ile Yunanlılar neden birbirlerinin rakipleriydi?
3. Fenike alfabesini kullanarak adınızı ve soyadınızı yazmayı deneyiniz.
4. Fenike gemilerinin özelliklerini anlatan bir paragraflık yazı yazınız. Fenikeli gemiciler nerelere kadar gitmiştir?
5. Tanrı Baal için yapılan kurban törenlerini araştırınız.
6. Filistiler ile bugünkü Filistinliler aynı insanlar mıdır?
7. İbraniler bölümünde yer alan heykel fotoğrafı, oraya neden konmuş olabilir?
8. İlk İbrani devleti ortaya çıktığında çevrede hangi uygarlıklar vardı? Haritadan yararlanarak yazınız.
9. "On Emir”i araştırınız.
II.Dünya Savaşında Nazilerin gerçekleştirdiği Yahudi soykırımından kurtulan ve dünyanın dört bir yanında yaşayan Yahudiler eski topraklarına dönerek 1948 yılında bugünkü İsrail Devletini kurmuşlardır.
Hz İbrahim’in soyundan geldiği kabul edilen İbranilerin dini ilk büyük tek tanrıcı din sayılmakla birlikte bazı yazarlar bu inancı Mısır’da ortaya çıkan Aton inancı ile ilişkilendirir. İbraniler, kendilerini tanrının seçilmiş kavmi saydıklarından bu dinin sadece kendilerine geldiğine inanmışlar ve böylece Musevilik daha çok milli bir din olarak gelişmiş ve İbrani ulusunun yaratılmasında birinci derecede rol oynamıştır.
1. Lübnan’da bugün sedir ağaçları ne durumdadır? Bayrak hangi devletindir? Araştırınız
2. Fenikeliler ile Yunanlılar neden birbirlerinin rakipleriydi?
3. Fenike alfabesini kullanarak adınızı ve soyadınızı yazmayı deneyiniz.
4. Fenike gemilerinin özelliklerini anlatan bir paragraflık yazı yazınız. Fenikeli gemiciler nerelere kadar gitmiştir?
5. Tanrı Baal için yapılan kurban törenlerini araştırınız.
6. Filistiler ile bugünkü Filistinliler aynı insanlar mıdır?
7. İbraniler bölümünde yer alan heykel fotoğrafı, oraya neden konmuş olabilir?
8. İlk İbrani devleti ortaya çıktığında çevrede hangi uygarlıklar vardı? Haritadan yararlanarak yazınız.
9. "On Emir”i araştırınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder