Dilara Kahyaoğlu
2009
Büyük Millet Meclisi'nden bir görünüm. |
Olağanüstü koşulların ürünü olan 1921Anayasası, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte miadını doldurmuştu, yeni duruma
uygun yeni bir anayasaya ihtiyaç duyuluyordu. Bu amaçla Cumhuriyetin ilanından
yaklaşık bir yıl sonra yeni anayasa Nisan 1924 yılında TBMM’nde kabul edildi.
Anayasanın hazırlık aşamasında cumhurbaşkanın yetkilerini güçlendirmek amacıyla
getirilmeye çalışılan maddeler ciddi bir muhalefetle karşılaştı ve kabul görmedi.
Bu anayasada da kuvvet birliği sistemi
devam etmekle birlikte, 1921 Anayasası’nda ki kadar güçlü değildir çünkü yargı,
yasama ve yürütmeden kesin olarak ayrılmıştı. Yürütmeye, meclisi fesih yetkisi
de verilmemişti. Bu durum meclisin üstünlüğü ilkesinin devam ettiğini gösterir.
1924 Anayasası’na getirilen
eleştirilerin odak noktası, yargı organlarının bağımsızlığı konusundaki eksiklikler ve devletin uygulamalarının yargı
denetimine bağlanmayışıydı. Ayrıca, hak ve özgürlüklerin sınırı net olarak
belirtilmediği için 1924 Anayasası gerçekte “özgürlükçü ve liberal” olsa bile
hak ve özgürlükler açısından ciddi sorunlar taşıyordu. Çünkü, haklar, ki bunlar
daha çok kişi haklarıydı, kısaca sıralanmıştı ama içleri, özleri tanımlanmıyordu.
Nitekim bu durum hakların uygulanışını,
korunmasını engeller nitelikte sorunlara yol açıyordu. Sosyal ve ekonomik
haklar da hak olarak tanınmamıştı.
Ayrıca yasaların anayasaya uygunluğunu
denetleyecek olan yargısal sistem de kurulmamıştı (Anayasa Mahkemesi).
Anayasada yıllar içinde bir çok değişiklik yapıldı en önemli değişiklik
1928 yılında yapılan değişikliktir. Bununla laiklik yolunda önemli bir adım
atılmış ve “Devletin dini İslam’dır.” ibaresi anayasadan çıkarılmış ayrıca cumhurbaşkanı
ve milletvekili andındaki vallahi kelimesi
de “namusum üzerine söz veririm” cümlesiyle değiştirilmiştir.
Anayasanın
dili çok ağır olduğu için 1945 yılında sadeleştirdi ama DP döneminde (1952)
yeniden eski metne dönüldü. 1924 Anayasası ilginç bir anayasadır. Çünkü bu
anayasa ile çok partili sistem de, tek partili sistem de yürütülmüş yani her
türlü siyasal ortamda bu anayasa ile yönetim yapılabilmiştir. Kuvvetler ayrılığı
sistemi, insan hakları ve sosyal demokrasi esasları gibi modern hukuka ait ilke
ve maddeler ancak ileride 1961 Anayasası’nda
yer alabilmiş, böylelikle 1924 Anayasası da tarih sahnesinden çekilmiştir.
ARAŞTIRMA, ÇALIŞMA, TARTIŞMA
1924 Anayasası ile yönetiliyor olsaydık ne gibi sonuçlarla karşılaşırdık?
Yukarıdaki bilgi yetersiz olabilir. Araştırma yaparak yazınız.
Yazar adı belirtilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder