22 Şubat 2016

Rapor 2007: Yeni 8. Sınıf TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Programı Hakkında Görüşler



Tarih Vakfı Tarih Öğretmenleri Çalışma Komisyonu
            Derleyen Dilara Kahyaoğlu



YENİ 8. SINIF TC İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
PROGRAMI HAKKINDA GÖRÜŞLER

Tarih Vakfı Tarih Öğretmenleri Çalışma Komisyonu 23 nisan 2007 tarihinde toplanarak, yeni programı hem eskisiyle kıyaslayarak hem de kendi içinde; konuların niteliği, kazanımların niteliği, etkinliklerin niteliği, tarih metodolojisi, pedagojik yaklaşım, açısından analiz etmiştir. Ön rapor sayısız örnekle birlikte sayfalarca tuttuğu için, örneklerin azaltılarak daha kısa bir nihai rapor yazılmasına karar verilmiş ve böylelikle bu rapor ortaya çıkmıştır. Saptama ve değerlendirmelerimize ilişkin sonuçlar aşağıdadır.

1. KONULARIN NİTELİĞİ

       1.1. Bazı konular programdan kaldırılmıştır. İncelendiğinde bunların “BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI” ile ilgili konular olduğu görülmüştür. Kaldırılma gerekçesi olarak, bu konuların yedinci sınıfta işlendiğine dair bir açıklama getirilmiş olmakla beraber öğretmenler bu değişikliğe sıcak yaklaşmamışlar, Milli Mücadele konusuna başlarken Birinci Dünya Savaşı ile ilgili problemlere değinmeden başlamanın doğru olmadığını, geçen sene okunan bilgilerin unutulduğunu, her durumda mutlaka bir hatırlatma gerektiğini belirtmişlerdir.


1.2. Bazı eski  temalar başka isim veya başlık altına girerek varlıklarını sürdürmektedir. Bunlar öğretmenler tarafından “barışçıl değerlere” aykırı bulunan, “biz- ötekiler” ikilemini körükleyen, ders kitapları yazılırken “özcü ve normatif  önermelere” ister istemez yola açan, bu nedenle de en fazla eleştirilen, tarih ders kitabına yakıştırılmayan, ideolojik yüklemelerle dolu olduğu için kaldırılması en fazla istenen konulardı. Örnekler aşağıdadır.

Eski Program
Yeni Program
ALTINCI BÖLÜM: TÜRK ORDUSU VE MİLLÎ SAVUNMA
1.    Askerî Alanda Gelişmeler
2.    Millî Savunma (Konu ile ilgili okuma parçası)

7 ÜNİTE
ATATÜRK’TEN SONRA TÜRKİYE: İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI

6. (kazanım)
Türk Silahlı Kuvvetlerinin önemini ve görevlerini kavrar.

YEDİNCİ BÖLÜM: TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN DIŞ SİYASETİ- ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCEDE MİLLÎ DIŞ POLİTİKA       
TEHDİT
Tehdidi Meydana Getiren Sebepler
                                  Türkiye'nin Jeopolitik Önemi
7.ÜNİTE
ATATÜRK’TEN SONRA TÜRKİYE: İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI

7. (kazanım)
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerine yönelik iç ve dış tehditlere karşı korunması konusunda duyarlı olur.


1.3. Yeni Konular eklenmiştir. Bunlar “ATATÜRK’TEN SONRA TÜRKİYE: İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI” ünitesinin altında toplanmıştır: Bizim tamamen “yeni konu” olarak saptadıklarımız şunlardır.

8. SSCB’nin dağılmasının dünyaya ve ülkemize etkileri hakkında çıkarımlarda bulunur.
9. Türkiye ve yakın çevresindeki enerji kaynaklarının siyasî ve ekonomik önemini değerlendirir.
10. Körfez Savaşlarının Türkiye’ye siyasî, sosyal, askeri ve ekonomik etkilerini değerlendirir.
11. Doğal kaynaklardan verimli şekilde yararlanmaya yönelik projeleri ülkemizin kalkınma politikaları
çerçevesinde değerlendirir.
12. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini tarihsel gelişimi açısından analiz eder.”

Toplantıya katılan öğretmenler diğer konuları da göz önüne alarak bu kadar fazla konunun haftada iki saatlik bir süre ile hakkıyla işlenmesinin imkansız olduğunu söyleyerek, 8.sınıftan itibaren öğrenciler için yakın çağ tarihiyle ilgili yeni bir ders konması gerektiğini belirttiler. Özelikle 8.sınıftan sonra okuyamayan öğrenciler düşünüldüğünde bu talebin dikkate alınması gereken bir talep olduğu belirtildi ve “onlarca yıldır öğrenciler yakın tarihe dair hiçbir şey bilmeden mezun olmakta, tarihi değişik kanallardan yalan yanlış öğrenmektedirler” denilerek bu konunun altı çizildi.

1.4. Eski programdaki ünitelere, yeni isimlerin verildiği görülmüştür. Burada da en büyük eleştiri, konuların ve içeriğin hiçbir şekilde değişmediği, sadece “eski ünite adlarına yeni isimler” verildiği şeklinde olmuş, bu yaklaşımın yepyeni bir program bekleyen öğretmenleri hayal kırıklığına uğrattığı belirtilmiştir. Bu konuda bir iki  örnek vermek gerekirse…

Eski Programda Ünite Adları
Yeni Programda Ünite Adları

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: KURTULUŞ SAVAŞI

2.ÜNİTE:  MİLLÎ UYANIŞ: YURDUMUZUN
                 İŞGALİNE  TEPKİLER
3.ÜNİTE:  “YA İSTİKLÂL, YA ÖLÜM!”

BEŞİNCİ BÖLÜM: TÜRK İNKILÂBI

4. ÜNİTE:  ÇAĞDAŞ TÜRKİYE YOLUNDA ADIMLAR


2. KAZANIMLARIN NİTELİĞİ

2.1. Eski davranışların birçoğunun aynen kaldığı sadece  oluşturmacı yaklaşıma uygun bir cümleye dönüşmüş olduğu saptandı. Aşağıda bir örneğe yer verilmiştir.
Eski Program (davranış)
Yeni  Program (kazanım)

1.Atatürk’ün çocukluk döneminde içinde bulunduğu toplumun sosyal ve kültürel durumunu açıklama


1. Atatürk’ün çocukluk dönemini ve bu dönemde içinde bulunduğu toplumun sosyal ve kültürel yapısını analiz eder.


2.2. Kazanım cümleleri, birden çok kazanımı içerecek bir biçimde yeniden yazılmıştır. Yukarıdaki örnekle birleştirerek söylersek, içerik olarak çok fazla bir şey değişmediği gibi “davranışların birleştirilerek küçük bir kazanım cümlesi olarak yazılması ‘oluşturmacı’ bir program yapıldığı anlamına gelmez” eleştirisi gelmiş, buna bağlı olarak kazanımların göründüğünde çok daha yüklü olduğu ve aslında eski programda yer alan bütün  “davranışları” içerdiği söylenmiştir. Bir tane örnek aşağıda gösterilmiştir.

Eski Program (davranış)
Yeni  Program (kazanım)

1.Atatürk’ün askerlik hayatının ne za­man başladığını açıklama
2.Atatürk’ün öğrenim hayatını hangi rütbe ile tamamladığını söyleme
3.Atatürk’ün komutan olarak ilk askeri başarısını hangi savaşta kazandığını açıklama
4.Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’nın ka­zanılmasındaki başarısıyla askerî yete­neğini ortaya koyduğunu açıklama
5.Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nın kaza­nılmasındaki rolünü açıklama
6.Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda ka­zandığı muharebelerin adlarını söy­le­me
7.Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nın “Baş­kumandan”ı olduğunu söyleme …






3. Atatürk’ün askerlik hayatı ile ilgili olay ve
olguları kavrar.
4. Örnek olaylardan yola çıkarak Atatürk’ün
çeşitli cephelerdeki başarılarıyla askerî
yeteneklerini ilişkilendirir.


2.3. Kazanımlar esas olarak bilgi ve değer kazandırmayı hedeflemiş, beceri inşasına kazanımlarda özel olarak yer verilmemiştir. En fazla eleştiri alan konulardan biri de bu olmuş, “oluşturmacı” anlayışla hazırlandığı iddiasında olan bu programın kazanımlarında beceri inşasına yer verilmemiş olduğu belirtilmiş, “böyle olursa sınıf içinde beceri inşasına önem verilemez” denmiştir. Aşağıya birkaç örnek alınmıştır.

Bu ünite sonunda öğrenciler;
1. Kurtuluş Savaşı’nda Doğu ve Güney cephelerinde yapılan mücadeleleri, sebep ve sonuçları açısından
değerlendirir.
2. Batı cephesinde Kuvâ-yı Millîye birliklerinin faaliyetlerini ve düzenli ordunun kurulmasını değerlendirir.
3. Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı ortamda Atatürk’ün Maarif Kongresi yaparak Türkiye’nin millî ve çağdaş
eğitimine verdiği önemi kavrar.
4. Türk milletinin millî birlik, beraberlik ve dayanışmasının ifadesi olarak Tekâlif-i Millîye Kararları’nın
uygulamalarını inceler.
5. Sakarya Meydan Savaşı’nın ve Büyük Taarruz’un kazanılmasında Atatürk’ün rolünü fark eder.
6. Türk milletinin Kurtuluş Savaşı sürecinde elde ettiği askerî başarılarının ulusal ve uluslararası
etkilerini değerlendirir.

2.3. Kazanımların açıklamalar ve etkinliklerle birlikte,  göründüğünden çok daha fazla içeriğe sahip olduğu görüldü. Yukarıda da belirtilen kazanımların bir çok alt kazanıma sahip olmasına ek olarak; kazanımların yanında yer alan açıklamalar ve etkinlik örnekleri, tek bir cümle ile ifade edilen kazanımların son derece “bilgi” yükü ile doldurulduğunu göstermektedir eleştirisi yapılmış, bütün bunlar birlikte ele alındığında yeni program olarak tanıtılan bu programın eskisinin neredeyse birebir tekrarı olduğu görülmektedir, denilmiştir.  Birkaç örnek aşağıda gösterilmiştir.

kazanım
etkinlik
açıklama


2. ÜNİTE
MİLLÎ UYANIŞ: YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER



4. (kazanım)
 Mustafa Kemal’in Millî Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı çalışmaları millî bilincin uyandırılması, millî birlik ve beraberliğin sağlanması açısından değerlendirir.




􀀫 “Sivas Kongresini Yaşıyoruz” (Sivas Kongresi ile ilgili drama çalışması yapılır.)
(3.4. kazanım)

􀀫 “Millî Mücadele Lideri Mustafa Kemal” (Nutuk, döneme ilişkin görsel materyal ve eserlerden yararlanılarak Mustafa Kemal’in Millî Mücadelenin hazırlık aşamasında karşılaştığı sorunlara bulduğu çözümlerin özgünlüğü fark edilir) (4,6 ve 7. kazanım)

[!] Yerel ve bölgesel kongrelerin millî cemiyetlerin kuruluşuna etkisine değinilerek Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kuruluşunun amacı açıklanacaktır. (3 ve 4. kazanım)
[!] Atatürk’ün silah arkadaşları ve yerel kahramanlar üzerinde
durulacaktır. (3, 4. kazanım)
[!] Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongreleri vurgulanarak
Atatürk’ün, Nutuk’ta Sivas Kongresindeki manda ve himaye
tartışmalarına karşı konuşmalarına uygun şekilde yer verilecektir. (4.
kazanım)
[!] Millî Mücadelenin topyekûn bir mücadele olduğu vurgulanacaktır. (4. kazanım)

7. ÜNİTE
ATATÜRK’TEN SONRA TÜRKİYE: İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI

6. (kazanım)
Türk Silahlı Kuvvetlerinin önemini ve görevlerini kavrar.



􀁙 “Kışlayı Gezelim” Türk Silahlı Kuvvetlerini tanımak amacıyla en yakın askerî birliğe tanıtım amaçlı bir gezi düzenlenir ya da ilgili bir tanıtım filmi izlenir.) (6. kazanım)

[!] Atatürk’ün Türk Ordusuna Mesajı incelenecektir. ( 6. kazanım)
 [!] Savunma sanayinin Türkiye’nin askerî ve ekonomik gelişmesine yaptığı katkıları 1923 sonrasındaki gelişim süreci içerisinde ele alınacaktır. (6. kazanım)
 [!] Kıbrıs Barış Harekatı, Bosna Hersek, Kosova, Arnavutluk, Somali ve Afganistan ‘da Türk ordusunun faaliyetleri ele alınacaktır. ( 6. kazanım)
7. ÜNİTE
ATATÜRK’TEN SONRA TÜRKİYE: İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI

7. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerine yönelik iç ve
dış tehditlere karşı korunması konusunda duyarlı olur.



􀀫 “Ermeni Sorunu” (Ermeni Sorunu ile ilgili belgesel film izlenir.) (7.kazanım)


[!] Türk - Ermeni ilişkilerinin tarihsel gelişimi ve Ermeni iddiaları, terörizm, misyonerlik faaliyetleri, irtica, bölücülük konuları ele alınacaktır. (7. kazanım)


3. ETKİNLİKLERİN NİTELİĞİ

Bir çok etkinlik yeterli pedagojik ve bilimsel materyal olmadığı, üst düzey bilgi ve beceri gerektirdiği için uygulanamaz niteliktedir
Örneğin “ATATÜRKÇÜLÜK” ünitesinde önerilen etkinliklerden biri şudur: “Cumhuriyet Meclisi ile Meşrutiyet Meclisinde bir konunun nasıl ele alındığına ilişkin drama yapılır. 4.kazanım.”  
Eğer bu konu belgelerle çalışılacaksa (ki bizce öyle olmalıdır, etkinliğin kendisi bunu gerektirmektedir.) gerekli materyaller şunlar olabilir diye düşünülmüştür:  
*Her iki meclisten tutanak örnekleri, *Her iki meclisten anı örnekleri, *Her iki meclisten gazete haberleri, *Her iki meclisten görsel materyal örnekleri (fotoğraflar, karikatürler)…


Bu durumda ortaya çıkacak problemlerin ise şunlar olduğu belirlenmiştir:
*8.sınıf öğrencisine uygun, onların anlayabileceği bir dille yazılmış materyal ya yoktur ya da yok denecek kadar azdır.
*Belgeler günümüz Türkçe’sine çevrilse bile belge niteliğinin bozulmadan bu işin yapılması önemlidir.
*Öğrencilerin eline verilecek bir iki materyalle her iki meclise dair çıkarımlarda bulunmaları üstelik bundan bir drama etkinliği üretmeleri mümkün görünmemektedir. Çok fazla materyal vermek ise etkinliğin bitirebilmesi açısından mümkün değildir.
*En önemli problemlerden biri de, gerçekten devrin ruhunu yansıtacak olan materyaller neye göre seçilecek, bunu yaparken hangi kriterler göz önünde bulundurulacak meselesidir. Öğrencilerin eline verilecek seçilmiş belgelerin bütünselliği olmalı, karşıtlıkları, farklı duruşları yansıtabilmelidir.  Başka türlüsü tarihçilik açısından yanlış olacak ve öğrenciler eksik veya yanlış çıkarımlarda bulunacaklardır.


4. TARİH METODOLOJİSİ AÇISINDAN PROGRAMIN NİTELİĞİ

4.1. Kazanımlar; tarih metodolojisine uygun olarak araştırma yapmaya, sorunsal oluşturmaya, farklı kaynaklarla çalışmaya, karşılaştırma yapmaya, analitik yaklaşıma, eleştirel düşünceye izin vermeyecek şekilde hazırlanmıştır. Kazanımlar nötr olarak ifade edilmemiştir.
Örneğin “Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı  ortamda Atatürk’ün Maarif Kongresi  yaparak Türkiye’nin millî ve çağdaş eğitimine verdiği önemi kavrar.” şeklinde bir kazanım ile ilgili şu tip eleştiriler gelmiştir: “ Metodolojik açıdan, maarif kongresi ile milli ve çağdaş eğitim arasındaki ilişkiyi materyallerle  çalışan öğrenci kurmak zorundadır. Öğrenci başka türlü çıkarımlarda da bulunabilir. Hepsi de değerlidir, dikkate alınması gerekir… Kazanım böyle verildiği takdirde öğretmen sınıfta bu sonucun çıkması için uğraşacak, öğrencileri yönlendirecek, çoğu zaman da sonucu baştan söyleyecektir. Bu durumda bu tür kazanımlar için etkinlik yapmaya gerek olmadığını söyleyebiliriz.”
Diğer bir örnekte “Atatürk’ün milliyetçilik ilkesinden yola çıkarak millî birlik ve beraberliğin önemine inanır.” denilmektedir. Bu örnek de şöyle eleştirilmiştir: “ Burada Milli birlik ve beraberliğin sağlanmasının sadece milliyetçilik ile olabileceği söylenmekte ve öğrencinin bunun önemine kayıtsız şartsız inanması beklenmektedir… Bu yaklaşım öğrencinin farklı bir önermede bulunmasını önlemektedir. Örneğin öğrenci, birlik ve beraberliği sağlayıcı gücün, hukuk ve yurttaşlık hak ve ilişkileri olduğunu düşünebilir. Kazanım bu tür farklı yaklaşımlara hiç izin vermemektedir.”

4.2. Kazanımlar, - açıkça belirtilen veya belirtilmeyen- tek bir örnek üzerinden büyük ve tartışmalı çıkarımlar yapılarak indirgemeci bir yaklaşımla  yazılmıştır. Bununla ilgili sayısız örnekten birkaçı aşağıda belirtilmiştir.

İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararları, millî iktisat anlayışı ve tasarruf bilinci açılarından inceler; “ Türk milletinin millî birlik, beraberlik ve dayanışmasının ifadesi olarak Tekâlif-i Millîye Kararları’nın uygulamalarını inceler; “ Soyadı Kanunu’nun kabulünün gerekçelerini ve Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verilmesini millî kimlik kazanma ve çağdaşlaşma çerçevesinde açıklar; “ Menemen Kubilay Olayını Türk milletinin cumhuriyet yönetimindeki kararlılığı ve çok partili siyasî hayata etkisi açısından değerlendirir.”

5. PEDAGOJİK AÇIDAN PROGRAMIN NİTELİĞİ

Ve sonuç olarak
Yukarıda da belirtildiği üzere  öğrencide temel ve alt becerilerin gelişmesine izin vermeyen bir programla karşı karşıya olduğumuz açıktır. Program, özellikle eleştirel düşünme becerisinin gelişmesine ortam hazırlamadığı gibi böyle bir ortamın öğretmen tarafından oluşturulmasını da  engellemektedir.
Etkinliklerin gerçekleşmesi, tüm kazanımların sene sonuna kadar yetiştirilmesi mümkün değildir. Bunun sonucunda zaten kazandırılması gereken hedefler belli olduğu için, bunların büyük çoğunluğu da olgu- olay bilgisi, kavram ve değerler olduğu için öğretmenlerin çoğu eski klasik usul, anlatma ve ezberletme yolunu -ister istemez- tercih edecektir, zaten kazanımların ifade ediliş biçimi de öğretmeni adeta bu yola zorlamaktadır. Ama bir çok öğretmen artık bunun aşılması gerektiğine inanmaktadır, çünkü genç insanların farklı perspektiflerden olaylara yaklaşımının; dünyayı kavramaları, sorgulamaları açısından önemli olduğunu düşünüyor, yaratıcı fikirlerin, anlamlı bilgilerin, içselleştirilmiş değerlerin ancak böyle oluşacağına inanıyoruz.
Hassas ve tartışmalı konular, bugün Avrupa’da da en çok tartışılan, “nasıl bir yöntemle işlenmeli” sorusuna cevabı aranan ve bir çok alternatif çözümlerin de üretildiği çok ciddi bir çalışma alanıdır. 2007 yılında yayımlanan ve kısa süre sonra uygulamaya sokulacak olan bu program, bu konuyla hiç ilgilenmemiş görünmektedir. Tarih derslerinin endoktrinasyon yapmak amacıyla kullanılmasını doğru bulmuyoruz. Sorun öğrencilerle ilgili olduğu kadar öğretmenlerle de ilgilidir. Öğretmenler bu programı  uygulamak zorunda bırakılan ücretli, sivil “emirerleri”  konumuna sokularak; onlardan öğretmenlik onuruna, tarihçilik mesleğinin ilkelerine, çağdaş pedagojik yaklaşıma aykırı işler yapmaları beklenmektedir.
Program bu haliyle 20.yüzyıla sadece Türkiye penceresinden bakmakta Avrupa ve Dünya’da olan bitene değinmemekte, karşılaştırma yapılmasına da izin vermemektedir. Sadece “milli değerler” olarak kabul edilen değerlere yer verilmiş ama “evrensel değerler” ve bakış açısı, kazanımlarda neredeyse hiç yer almamıştır. Bizim öğrencilerimizin de dünyayı  öğrenmeye ihtiyacı vardır. Ki onlardan bir çoğu belki de 8.sınıftan sonra bir daha hiç okula gitmeyecektir.
Kazanımların neredeyse hepsinin birer yorum cümlesi oluşu; farklı materyallerle çalışmayı, sorgulamayı, yanlılığı belirlemeyi, abartmayı fark etmeyi, görüş olanla gerçek olanı birbirinden ayırt etmeyi, varsayımları fark etmeyi, eksikleri bulup çıkarmayı, yanlışlıkları görmeyi, desteklenen ve desteklenmeyen iddiaları fark etmeyi, tutarsızlıkları fark etmeyi  vb. engellemektedir. Kazanımların yorumlu olduğu bu ortamda “ben senaristim” türünden etkinliklerin, sadece var olanın kabulünü ve sınıfta yüksek sesle tekrarını sağlamaktan öte fayda sağlamayacağına inanıyoruz. Halbuki öğrenciler, dış dünyadan da yakın çevrelerinden de bir çok şey öğrenmekte ve bunları sınıfta tartışmak istemektedir. Tam bu noktada hakiki bir  araştırma ve sorgulama etkinlikleri yapmak yerinde olacakken, öğretmen, kazanımlarda belirtildiği gibi; “doğrusu budur” , “bunu böyle öğreneceksiniz” demek zorunda bırakılmak istenmektedir.
Diğer yandan öğrenci başka derslere de girmekte ve o derslerde özellikle yeni programlar ve anlayış çerçevesinde farklı öğrenme ortamları ile karşılaşmaktadır. Bu programın diğer oluşturmacı program ve sınıf ortamları ile birlikte yan yana var olması pedagojik açıdan öğrencinin kafasının karıştırır nitelikte görülmüştür. Bu dersin bu haliyle öğrenci tarafından sevilmesi pek mümkün gözükmemektedir.
Sorun, “etkin öğrenme” adına etkinliklerle dersi işlemek değildir, “etkinlik yaparak dersi işledim, oldu bitti” anlayışı yanlıştır. Herhangi bir  etkinliğin sınıfta uygulanıyor olması oluşturmacı modele uygun ders yapılıyor anlamına gelmez. Bu kazanımlarla objektif, bilimsel yaklaşımlara göre düzenlenmiş etkinlikler hazırlanamaz ve sağlıklı bir tartışma ve sınıf içi demokrasi ortamı yaratılamaz, çünkü sonuç, hedef baştan bellidir. Farklı görüşü olan öğrencilerin böyle bir ortamda düşüncelerini rahatlıkla dile getirebileceğine inanmıyoruz. Zaten belli ki bu istenmemektedir.


                                               23 Nisan 2007
                                                           Tarih Vakfı Tarih Öğretmenleri Çalışma Komisyonu
                                                           Derleyen Dilara Kahyaoğlu


[Bu rapor görece eski bir döneme aittir ama burada yer alan eleştiriler hala birebir geçerlidir.  
Aradan geçen zamana rağmen değişen bir şey olmamıştır. 2016]



Kaynak adı belirtilmeden, aktif link verilmeden kullanılamaz, alıntılanamaz.










Hiç yorum yok: