Dilara Kahyaoğlu
Viyana’da kabul edilen önkoşullardan biri de Osmanlı Devleti’nin Hristiyanlara tanımış olduğu hakları yeniden ve “kendiliğinden” bir şekilde onaylamasıydı. İşte bu gereği yerine getirmek üzere 18 şubat 1856 tarihinde Islahat Fermanı ilan edildi. Yalnız bu haklar eski hakları teyit etmenin çok ötesine gidiyordu. Buna göre;
*Müslüman olmayanlar da askeri ve sivil tüm okullara girebilecekti.
*Müslüman ve Müslüman olmayanlar arasındaki ceza ve ticaret davalarına laik mahkemeler bakacak (muhtelit divan) bunlar için yeni kanunlar hazırlanacaktı.
*Müslüman olmayanlar bedelini ödemek şartıyla askerlik yapmayabilecekti.
*Yerli mevzuata uymak şartıyla yabancılara da gayrimenkul edinme hakkı tanınıyordu.
*İltizam Usulü'ne son verilecekti (ki bu benzeri maddeler Tanzimat Fermanı'nda da aynen yer alıyordu).
*Müslüman olmayanların cemaat kurumlarında da demokratikleşme ve laikleşme sağlanmaya çalışılıyordu.
Tanzimat fermanı da eşitliği ilan eden bir fermandı ama bunu bu kadar açıktan yapmamış, yapamamıştı. Bu fermanda vurgu tamamen azınlık haklarına olduğu için tepkiler hemen kendini gösterdi.
Alman uzmanların hazırladığı bu harita 1860 yılı Ortadoğu'sunu gösteriyor Harita 1860 yılında yayımlanmış kaynak |
*Müslüman olmayanlar da askeri ve sivil tüm okullara girebilecekti.
*Müslüman ve Müslüman olmayanlar arasındaki ceza ve ticaret davalarına laik mahkemeler bakacak (muhtelit divan) bunlar için yeni kanunlar hazırlanacaktı.
*Müslüman olmayanlar bedelini ödemek şartıyla askerlik yapmayabilecekti.
*Yerli mevzuata uymak şartıyla yabancılara da gayrimenkul edinme hakkı tanınıyordu.
*İltizam Usulü'ne son verilecekti (ki bu benzeri maddeler Tanzimat Fermanı'nda da aynen yer alıyordu).
*Müslüman olmayanların cemaat kurumlarında da demokratikleşme ve laikleşme sağlanmaya çalışılıyordu.
Tanzimat fermanı da eşitliği ilan eden bir fermandı ama bunu bu kadar açıktan yapmamış, yapamamıştı. Bu fermanda vurgu tamamen azınlık haklarına olduğu için tepkiler hemen kendini gösterdi.
Cidde’de Hac mevsiminde Hristiyanlara saldırıldı ve araya girmek isteyen İngiliz ve Fransız konsolosları da öldürülünce İngiliz ve Fransız donanmaları Cidde önlerine gelerek eşraftan ileri gelen on kişinin asılmasını sağladılar (1858).
Diğer önemli tepki ise “Kuleli olayı” diye bilinen olaydır. Süleymaniyeli Şeyh Ahmet gizli bir örgüt kurar, amaçları Abdülmecit’i ve bazı devlet adamlarını şeriat adına öldürmektir. Ama mesele ortaya çıkınca yakalanır ve idama mahkum olurlar, yalnız padişah idamları daha sonradan küreğe çevirmiştir.
Ayrıca Lübnan’daki Müslüman Dürziler ve Katolik Maruniler arasında süren sorun, bu ferman ve Cidde olaylarından sonra yeniden alevlendi. Dürziler bir çok Maruni köyünü yağmalar, halkı kılıçtan geçirir. Ölenlerin 7000 ile 12000 arasında olduğu tahmin ediliyor. Olaylar daha sonra Şam’a (Suriye) sıçradı, Amerikan ve Hollanda konsolosları dahil bir çok Hristiyan öldürüldü.
Fransız kuvvetleri Lübnan’a gelmeden önce Osmanlı Devleti olaya ancak bu boyutlara varınca 3000 askerle müdahale etti ve 185 kişi idama mahkum edildi. Fransızlar gelmeden önce ortalık temizlenmişti ama Lübnan bundan böyle imtiyazlı müstakil bir sancak oldu ve başına da üç yıllığına Hristiyan bir mutasarrıf atandı. Buraya yapılacak yeni atamalarda Osmanlı Devleti büyük devletlerin rızasını alacaktı. Lübnan’da bu düzen 1914 tarihine kadar sürmüştür.
Diğer önemli tepki ise “Kuleli olayı” diye bilinen olaydır. Süleymaniyeli Şeyh Ahmet gizli bir örgüt kurar, amaçları Abdülmecit’i ve bazı devlet adamlarını şeriat adına öldürmektir. Ama mesele ortaya çıkınca yakalanır ve idama mahkum olurlar, yalnız padişah idamları daha sonradan küreğe çevirmiştir.
Ayrıca Lübnan’daki Müslüman Dürziler ve Katolik Maruniler arasında süren sorun, bu ferman ve Cidde olaylarından sonra yeniden alevlendi. Dürziler bir çok Maruni köyünü yağmalar, halkı kılıçtan geçirir. Ölenlerin 7000 ile 12000 arasında olduğu tahmin ediliyor. Olaylar daha sonra Şam’a (Suriye) sıçradı, Amerikan ve Hollanda konsolosları dahil bir çok Hristiyan öldürüldü.
Fransız kuvvetleri Lübnan’a gelmeden önce Osmanlı Devleti olaya ancak bu boyutlara varınca 3000 askerle müdahale etti ve 185 kişi idama mahkum edildi. Fransızlar gelmeden önce ortalık temizlenmişti ama Lübnan bundan böyle imtiyazlı müstakil bir sancak oldu ve başına da üç yıllığına Hristiyan bir mutasarrıf atandı. Buraya yapılacak yeni atamalarda Osmanlı Devleti büyük devletlerin rızasını alacaktı. Lübnan’da bu düzen 1914 tarihine kadar sürmüştür.
Aynı kaynaktan başka bir harita Burada Osmanlı Devletinin neredeyse tamamını görmek mümkün (Arabistan eksik) |
Bu seride yer alan Osmanlı tarihiyle İlgili diğer konular ve kaynaklar için bkz.
https://tarihegitimi.blogspot.com/2019/06/osmanl-tarihi-ders-notlar-konular.html
https://tarihegitimi.blogspot.com/2019/06/osmanl-tarihi-ders-notlar-konular.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder