02 Şubat 2019

Karain Mağarası

Dilara Kahyaoğlu


Antalya’nın yaklaşık 30 km kuzey batısında derinliği 50 metreyi geçen bir mağara vardır. Yöre halkı bu mağaraya yakışan bir isim vermiş, Karain mağarası demiştir. Bu mağarayı diğer mağaralardan ayıran en önemli özellik, çok eski dönemlerde burada insanların yaşamış ve bizlere çok önemli arkeolojik belgeler bırakmış olmasından kaynaklanır.

Bulunan taş baltaların yaşı yaklaşık 140 bin yıl önceye kadar gitmektedir. Mağarada bulunan diğer buluntular da çok ilginçtir. Örneğin; bugün Anadolu’da yaşayan hayvanların yanı sıra (sırtlan, ayı, öküz, at, geyik, yaban koyunu, dağ keçisi gibi çeşitli memeliler ve kemiriciler, yumuşakçalar);  fil, su aygırı, aslan, zürafa gibi Anadolu’da soyu tükenmiş hayvanların ve yabani incir, buğday, zeytin gibi bazı bitki kalıntılarına da rastlanmıştır. Buluntular devrin insanının beslenme rejimiyle ilgili önemli ipuçları vermektedir.

Her katta ele geçen yanmış kemik ve odun parçalarından Karain insanının başlangıçtan beri ateşi kullandıkları düşünülmektedir. Yine dolgularda çıkarılan bir çocuk azı dişi, kafatası parçaları, Neanderthal insanının Anadolu’da yaşadığını kanıtlanmıştır. Ayrıca ucuna şematik sakallı insan başı işlenmiş bir hayvan kemiğiyle, üstünde şematik kargı atan insan betimlemesi bulunan siyah renkli bir çakıltaşı Anadolu'da bulunmuş bulunmuş ilk sanat yapıtlarını oluşturur.



Mağara, Katran Dağının (Şam) Akdenize bakan yamaçlarındaki Mezozoyik Zamana ait [1] kalkerler içinde oluşmuştur, derinliği 50 m'yi aşar. İçinde, mağaranın dar girişi ve geçitlerle birbirine bağlanan üç boşluk vardır. Birinci boşluk beş gözlüdür. Kademeli olarak derinleşen kısımlarda bulunan ikinci ve üçüncü boşluklarda sarkıt ve dikitler bulunur.[2]

Yunanca Yazıt
Buradaki kazıları 1946 yılında Ankara Üniversitesi adına Kılıç Kökten başlatmıştır. 1973'te ölmesiyle ara verilen kazılara 1985'ten sonra yeniden başlandı (bkz. EK 2).  Karain, Paleolitik Çağdan, Demir Çağına değin kullanılmıştır. Yunan ve Roma dönemlerinde de buranın dinsel bir merkez olduğu şu tip buluntulardan anlaşılmaktadır: Duvarlarda Yunanca yazıtlar, adaklık veya mumluk olarak kullanılan nişler, en üst dolgulardan ortaya çıkarılan çanak çömlekler ve kandil parçaları...

Alt Paleolitik dönem ait de şu kalıntılar bulunmıştur: El baltası olarak bilinen çift yüzeyli aletler, kaba taş aletler... Bu aletler Orta Paleolitik'ten, Üst Paleolitik'e geldikçe çeşitlenmektedir. Son evredeki taş aletlerin daha çok kemiklerin biçimlendirilmesinde kullanılan aletler olduğu anlaşılmıştır.

Karain Mağarası, 1994'ten beri UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesinde yer almaktadır. Kalıcı listeye alınması için gerekli düzenlemelerin tamamlanmakta olduğunu belirtiyor yetkililer. [3]


Notlar ve Ekler
[1] II. Zaman ve y. 225-65 milon yıl önce

[2] Tanımlama ve isimlendirme 1985'ten sonra değişmiştir. "Karain; çeşitli büyüklüklerdeki yedi boşluktan, bir başka deyişle gözden oluşmuştur. Bu gözleri birbirlerinden ayırmayı kolaylaştırmak için her birine 1985 yılında A,B,C,D,E,F,G adları verilmiştir. Tek bir mağara olmaktan çok bir mağaralar ağı niteliği taşır. Karain’in bu ana kompleksinin doğu ucunda, Kökten tarafından “Dölin” olarak adlandırılmış ve hiç kazılmamış olan bir boşluk daha bulunur. Esasen söz konusu boşluk, ana ağ içinde yer alır ve büyük bir olasılıkla Karain kompleksinin en dibinde bulunan G Gözü ile bağlantılıdır." Kaynak

[3] Uzun süreli bir iskanın olmasının da mağarayı önemli kıldığına dikkati çeken Taşkıran, şunları kaydetti:
"Karain Mağarası UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine aday ören yerlerinden biri. Buraya daha önce UNESCO'dan uzmanlar geldi, incelediler. Bazı eksiklikler buldular. Bunun üzerine bölgede çevre düzenlemesi yapıldı, eksiklikler tamamlandı. Tek eksiğimiz eski müzenin yeniden faal hale getirilmesi. Çünkü bir tadilat gördü müze ama henüz teşhir tanzimi yapılmadı. Onun da çalışmaları başladı. Aşağıdaki müzeyi de oluşturabilirsek UNESCO Dünya Kültür Kalıcı Mirası listesinde Karain Mağarası da yer alacaktır" (23 Temmuz 2018 tarihli haber)
EK 1: Karain Mağarası’na nasıl gidilir
Karain Mağarası, Antalya’nın 30 km kuzeybatısında eski Antalya-Burdur Karayolu’na 6 km uzaklıkta bulunan Yağca Mahallesi sınırları içerisinde yer alıyor.

Antalya-Burdur Karayolu’nun 13’üncü km’sinde Karain işaret levhasından sola dönerek Karain Mağarası yoluna girince devam ettiğinizde karşınıza çıkıyor.

Karain Mağarası’na toplu taşıma ile gidebilmek için Antalya-Burdur Yolu üzerinde çalışan dolmuşlara binmeniz, Yağca Köyü’ne geldiğinizde de inip mağaraya tırmanmanız gerekiyor.
EK 2: Kazı Tarihçesi
Karain Mağarası, 1946 yılında Merhum Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten’in son derece güç koşullar altında ve sınırlı olanaklarla, dolayısıyla büyük bir özveriyle yaptığı yüzey araştırmaları sırasında bulunmuş ve böylece arkeoloji dünyasına kazandırılmıştır. Kökten, 1947-1973 yılları arasında, bazı aralarla, mağaranın A Gözü hariç diğer gözlerinde kazı ve sondaj çalışmaları yapmıştır. Türkiye Prehistoryasının duayeni olarak bu alana çok büyük emeği geçmiş olan Kökten’in 1974 yılında vefatı üzerine kazılara uzun bir süre ara verilmiştir.

Bu uzun aradan sonra kazılar, 1985 yılında, Prof. Dr. Işın Yalçınkaya başkanlığı altında uluslararası ve multi-disipliner ekiplerle yeniden başlatılmış ve halen devam etmektedir. [Şu anda kazı başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran]

Kökten, kazı çalışmalarını daha çok E ve B gözlerinde yoğunlaştırmış, diğer gözlerde ise çeşitli büyüklüklerde sondaj çukurları açmıştır.

E Gözü’nün içinde Kökten’in kazılarından arta kalmış iki sediman bloğu bulunur. Bunlardan biri, söz konusu gözün ortasında yer alır ve tavana kadar uzanır. Kökten, bu sediman bloğunun güneyinde ana kayaya kadar; doğu, batı ve kuzeyinde ise çeşitli derinliklere inen kazı çukurları açmıştır. 1985 yılında başlayan ikinci dönem kazıları sırasında Kökten’in kazılarından arta kalan bu örnek blok, “Ana Dolgu” olarak adlandırılmıştır. İkinci sediman bloğu ise E Gözü’nün doğu duvarı üzerine dayanmaktadır ve kuzey yönündeki alt seviyeleri “Ana Dolgu” ile birleşir. Bu sediman bloğu ise, yine ikinci dönem kazıları sırasında “Doğu Profili” olarak adlandırılmıştır. İkinci dönem kazılarının B ve E gözlerinde sınırlandırılmış olması, vermiş ve vermekte oldukları verilerin mağaranın krono-kültürel durumunu açıkça ortaya koymaya yeterli olmasından kaynaklanmaktadır.  http://www.aktuelarkeoloji.com.tr/karain-magarasi


EK 3: Görseller 







Kaynakça ve Ayrıca bkz.  

AnaBritannica, cilt 12, s. 583 (buradaki bilgilerin eskidiğini dikkate almak gerekir)

Karain Mağarası:  http://www.aktuelarkeoloji.com.tr/karain-magarasi

500 bin yıl öncesine ışık tutan Karain Mağarası'na UNESCO düzenlemesi (aydınlatıcı bir yazı ve nitelikli görseller var)https://www.ntv.com.tr/galeri/seyahat/500-bin-yil-oncesine-isik-tutan-karain-magarasina-unesco-duzenlemesi,6nCDGvgIYE6eozVVFtF6aA/RdJR-DGUtEi1tzBdeQfyPg

ANADOLU'DA PREHİSTORİK YERLEŞME YERLERİNİN DAĞILIŞI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Dr. İ. KILIÇ KÖKTEN (Karain'i keşfeden ve kazı çalışmalarını başlatan Kılıç Ökten'in Makalesi. Yayımlanma tarihi 1948 olmalı)   http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/993/12097.pdf

Karain Mağarası B Gözü'nün Jeolojik ve Arkeolojik Stratigrafisi Yazan: İrfan Deniz Yaman

Sıcak su kenarında yaşamış 'Neandertal' insanın izi bulundu (bu haber Neandertal insanına ait kanıtların/kalıntıların sadece Karain'de olmadığını gösteriyor. Önemli gelişmeler...)

Karain Mağarası Antalya 4K full HD [halkımız Karain'i geziyor :) 

Geçmişin İzinde - 15 Ekim 2017 (Karain Mağarası) [Belgesel. Eğitimde kullanılabilir. 12 dak.]


1 yorum:

nanelimon dedi ki...

ELİNİZE SAĞLIK.