Dilara Kahyaoğlu
1. Hazine Kapı'dan Saraya Giriş: Saat Kulesi'nin bulunduğu alandan...
"Dolmabahçe Sarayı'nın bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Boğaziçi'nin büyük bir koyuydu. Osmanlı Kaptan Paşaların gemilerini demirledikleri, geleneksel denizcilik törenlerinin
yapıldığı bu koy zamanla bataklık haline gelmiş, 17. yüzyıldan başlayarak doldurulmuş, padişahların
dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir "hasbahçe"ye dönüştürülmüştü. Bu bahçede, çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahil Sarayı adıyla anıldı.
Beşiktaş Sahil Sarayı, I. Abdülmecit döneminde (1839-1861 ), kullanışsız olduğu gerekçesiyle ve 1843 yılından başlayarak, bölüm bölüm yıktırıldı. Aynı yıllarda, Dolmabahçe Sarayı'nın 15.000 m2 lik bir alanı kaplayan temelleri, meşe kazıklar ve ağaç hasırlar üstünde yükselmeye başladı." [Milli Saraylar, 8]
"Yapımı, çevre duvarları ile birlikte 1856 yılında bitirilen saray 11 0.000 m2'yi aşan bir alan üstüne kurulmuş ve ana binası dışında on altı ayrı bölümden oluşmuştur. Bunlar saray ahırlarından değirmenlere, eczanelerden, mutfaklara, kuşluklara, camhane, dökümhane, tatlıhane gibi işliklere uzanan bir dizi içinde, çeşitli amaçlara ayrılmış yapılardır.
Saray ana binası; Mabeyn-i Hümayun (Selamlık), Muayede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümayun adlarını taşıyan üç ana bölümden oluşur. Saray'ın Veliaht Dairesi de ana binayı bütünlemektedir.
Yapımcıları Karabet Balyan ve yardımcısı Nikogos Balyan[4] kalfalardır. Tüm yapı, bodrumla birlikte üç kat üstünde kurulmuştur. Biçimde, ayrıntılarda ve süslemelerde gözlenen belirgin Batı etkilerine karşılık bu saray, kuruluş ve mekan ilişkileri açısından geleneksel Türk Evi plan tipinin çok büyük boyutlarda uygulandığı bir yapı bütünüdür." [Milli Saraylar, 9]
III. Selim, Boğaziçi'nde Batı tarzında ilk binaları inşa ettiren padişahtır. Mimar Melling'e Beşiktaş Sarayı'nda bir kasır yaptırmış, lüzum gördüğü diğer yapıları da genişlettirmiştir. II. Mahmut, Topkapı Sahilsarayı'ndan başka, Beylerbeyi ve Çırağan bahçelerinde de Batı tarzında iki büyük saray yaptırmıştı. Çırağan Sarayı [bkz. ek 2] cephesi devasa korint başlıklı sütunlarla süslü, Yeni-Yunan üslubunda, ağır kütleli ahşap bir saraydı. Bu saray, Mahmut'un kardeşi Beyhan Sultan'ın sarayının yerine yapılmış, bahçeleri Melling tarafından tasarlanmıştı. Abdülmecit Çırağan sarayında yaşamış Dolmabahçe'yi de kısmen resmi işleri için kullanmıştı. Kırkı aşkın çocuğunun neredeyse tamamı Boğaziçi saraylarında dünyaya gelmiştir. Bu devirlerde Yeni Saray (Topkapı Sarayı)[5] fiilen olmasa bile, terkedilmiş sayılırdı. Saray halkı mevsimine göre Çırağan, Dolmabahçe, Kağıthane ve Yıldız'da yeni yapılan köşklerde yaşarlardı. İmparatorluk hareminin şanssız kesimi Topkapı Sarayı'nda bırakılmıştı.
Hazine Kapı'nın önünde gözlem yaparken yukarıdaki bilgileri okuyor ve/veya hatırlıyoruz ve içeri girmeden önce aşağıdaki planı inceliyoruz.
2. Saltanat Kapı
Ana yapıyı, bir bodrum ve iki kattan oluşan tek bir kütle yerine bir eksen üzerinde üç bölümün yer aldığı bir bütün olarak tanımlamak gerekir. Bu ana yapının büyük kolu denize paralel, küçük kolu kara tarafına uzanan bir L harfi biçimindedir. Rıhtım boyunca beş, bahçe duvarı üzerinde de dokuz kapı vardır. Bunlardan iki tanesi ana kapıdır ve görkemli bir şekilde düzenlenmiştir. Birincisini gördük: Hazine Kapı. Bugün saraya bu kapıdan giriliyor. İkinci görkemli kapı Saltanat Kapı veya diğer adıyla Tören Kapısıdır. Padişahların kullandıkları kapı buydu ve Dolmabahçe Caddesi yönündedir.
3. Mabeyn-i Hümayun (Selamlık)
“İki şeyin arası” demek olan mâbeyn kelimesi haremle selâmlığı birbirine bağlayan sofa, daire veya oda için kullanılırdı. Konaklarda da bulunan ve zülveçheyn denilen bu daire, selâmlıktaki uşakların ve yabancı erkeklerin haremdeki kadınlarla yüzleşmesini önlerdi. Sarayda ise padişahın resmî bürolarının bulunduğu, elçi, sadrazam ve diğer ziyaretçileri kabul ettiği, eğlendiği ve dinlenip yemek yediği daireyi nitelerdi. XIX. yüzyılda inşa edilen saray ve kasırlarda mâbeyin ve selâmlık ayırımı terkedilerek ikisi birleştirildi. Bu tabirin ne zamandan itibaren kullanıldığı hususu açık değildir. Mâbeynin bir mekân olarak mevcudiyeti 1675 yılına kadar indirilebilirken mâbeyinci teriminin kullanılışı nisbeten geç bir döneme, XVIII. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenebilmektedir." Kaynak
Mabeyn-i Hümayun, ana yapıyı oluşturan üç bölümden biridir. Girişteki büyük salon dört tarafı birer eyvanla genişletilmiş, bir orta sofa niteliğindedir. Bu model sarayın başka bölümlerinde de kullanılmıştır. Bu salondan geçilen, holün ortasında tek kolla başlayıp sahanlıktan sonra iki kolla devam eden iki taraflı bir bir merdiven yer alır. Merdivenin kristal korkuluk parmaklarımsa, basamak altı bezemeleri, kristal avizesi ve üst katta manastır tonozu biçiminde düzenlemiş camlı tavanından giren ışıkla bu mekan, saray içindeki en göz alıcı yerlerden biridir.
4. Muayede Salonu
1. Hazine Kapı'dan Saraya Giriş: Saat Kulesi'nin bulunduğu alandan...
yapıldığı bu koy zamanla bataklık haline gelmiş, 17. yüzyıldan başlayarak doldurulmuş, padişahların
dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir "hasbahçe"ye dönüştürülmüştü. Bu bahçede, çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahil Sarayı adıyla anıldı.
Beşiktaş Sahil Sarayı (Birinci Saray) , d'Ohson'un gravüründen... Bu sarayı III. Selim, Melling'e[1] yaptırmıştı (Has Bahçe'nin alanına). Ahşap bir yapı olan ilk Beşiktaş Sarayı 1815'te yanınca II. Mahmut burayı yeniletti. Bu ilk saray hakkında ancak Melling ve d'Ohsan'ın gravürlerinden anlaşıldığı kadarıyla bilgimiz var. Buna göre burası, bir dizi köşk ile 17. yüzyılın olağanüstü güzellikteki çinili köşkünden oluşan zarif bir kompleksti. [Kuban]
Üstte, II. Mahmut tarafından yanan sarayın yerine yaptırılan [2] İkinci Beşiktaş Sahil Sarayı, Bartlett'in gravüründen alınmıştır. Görüntüyü, Doğan Kuban'ın ismi geçen kitabından taradım. s. 369. Daha kaliteli bir görüntü için Ek 1'e bkz.
|
Dolmabahçe Sarayının günümüzdeki peyzajı [3] Kaynak |
Saray ana binası; Mabeyn-i Hümayun (Selamlık), Muayede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümayun adlarını taşıyan üç ana bölümden oluşur. Saray'ın Veliaht Dairesi de ana binayı bütünlemektedir.
Yapımcıları Karabet Balyan ve yardımcısı Nikogos Balyan[4] kalfalardır. Tüm yapı, bodrumla birlikte üç kat üstünde kurulmuştur. Biçimde, ayrıntılarda ve süslemelerde gözlenen belirgin Batı etkilerine karşılık bu saray, kuruluş ve mekan ilişkileri açısından geleneksel Türk Evi plan tipinin çok büyük boyutlarda uygulandığı bir yapı bütünüdür." [Milli Saraylar, 9]
Sarayın 1978 yılından bir görünümü Milli Saraylar, 13 |
Hazine Kapı'nın önünde gözlem yaparken yukarıdaki bilgileri okuyor ve/veya hatırlıyoruz ve içeri girmeden önce aşağıdaki planı inceliyoruz.
Dolmabahçe Saray Külliyesinin krokisi. Numaraların hangi yapıya işaret ettiğini görmek için lejanta bkz. Aşağıdaki linklere tıklayarak ayrıntılı bilgilere ulaşmak mümkün. Maalesef bazı bilgiler birbiriyle tutarlı değil... Bu durum sadece Dolmabahçe Sarayı ile ilgili değildir; mimariyi, kenti, peyzajı ilgilendiren bir çok konuda ortaya çıkmaktadır. Bugün olmayan bazı yapılar da krokide görünmektedir. "Dolmabahçe Camisinin karşısında bulunan saray tiyatrosu 1937 yılındaki çevre düzenlemesi sırasında yıkılmış, İstabl-ı Amire adıyla bilinen saray ahırları yerindeyse de bugünkü İnönü Stadyumu[6] yapılmıştır." [AnaBritannica, 407] Görsel Kaynak |
1. Saat Kulesi; 2. Hazine Kapı; 3. Hazine-i Hassa Dairesi; 4. Eski Mefruşat Dairesi; 5. Saltanat Kapı 6.Mabeyn-i Hümâyun (Selâmlık); 7. Muayede Salonu; 8-9. Harem-i Hümâyûn; 10. Koltuk Kapı
11. UzunYol: 12. Camlı Köşk; 13. Kuşluk Binası; 14. Kuşluk Köşkü; 15.Kuş Hastanesi; 16. İç Hazine Dairesi; 17. ValideKapı; 18. Gedikli Cariyeler Dairesi; 19. Kızlarağası Dairesi; 20. II.Hareket Köşkü; 21. I.Hareket Köşkü; 22. Sünnet Köşkü; 23. Sera; 24. Sera Kafeterya; 25. Veliahd Dairesi; 26.Dokumahane; 27. Musahiban Dairesi; 28. Matbah-ı Âmire; 29. Baltacılar Dairesi; 30. Avagat Dairesi; 31. Bezm-i Alem Valide Sultan Camii; 32. Bendegan Dairesi; 33. Servis Yapıları; 34. Atiyye-i Seniyye Binaları; 35. İstabl-ı Amire; 36. Tiyatro Binası; 37. Serasker Dairesi; 38. Hamlâhane2. Saltanat Kapı
Saltanat Kapı'nın üstten görünümü |
Sağda Hazine Kapı, Solda Saltanat Kapı'nın üstten görünümü |
“İki şeyin arası” demek olan mâbeyn kelimesi haremle selâmlığı birbirine bağlayan sofa, daire veya oda için kullanılırdı. Konaklarda da bulunan ve zülveçheyn denilen bu daire, selâmlıktaki uşakların ve yabancı erkeklerin haremdeki kadınlarla yüzleşmesini önlerdi. Sarayda ise padişahın resmî bürolarının bulunduğu, elçi, sadrazam ve diğer ziyaretçileri kabul ettiği, eğlendiği ve dinlenip yemek yediği daireyi nitelerdi. XIX. yüzyılda inşa edilen saray ve kasırlarda mâbeyin ve selâmlık ayırımı terkedilerek ikisi birleştirildi. Bu tabirin ne zamandan itibaren kullanıldığı hususu açık değildir. Mâbeynin bir mekân olarak mevcudiyeti 1675 yılına kadar indirilebilirken mâbeyinci teriminin kullanılışı nisbeten geç bir döneme, XVIII. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenebilmektedir." Kaynak
Mabeyn-i Hümayun Dairesinin Ön Cephesi |
Kristal parmaklıklı merdiven |
4. Muayede Salonu
Muayede Salonu |
Kendi başına sarayın bir bölümünü oluşturan hem denize hem de bahçeye cephesi olan Muayede (bayramlaşma) Salonu Mabeyn'den hemen sonra yer alır. Sarayın en önemli mekanı burasıdır. İki yanındaki kanatlardan iyice yükseltilerek ve bahçe cephesinden dışarı taşılarak bu bölümün önemi yapısal olarak da vurgulanmıştır. Hem Mabeyn'den hem de Harem'den buraya koridorlarla ulaşılır. Deniz cephesindeki mermer merdivenler asıl giriştir.
5. Harem-i Hümayun
EKLER
EKLER
EK 1
[1] Besteci ve şair olan Sultan Selim aynı zamanda İstanbul’un yeni modellere göre imar edilmesine de öncülük etmiştir. Rus Elçisinin yanında gelen Fransız mimar ve ressam Antoine Ignace Melling’i İstanbul’da Tarabya’da elçiliklerde yaptığı bahçe düzenlemeleriyle tanıyan III. Selim’in kızkardeşi Hatice Sultan, mimarı Sultan Selim’le tanıştırmış ve Melling, Hatice Sultan için Beşiktaş’taki sarayı inşa etmiştir. Neo-Klasik mimari özellikleri İstanbul’a taşıyan Melling, aynı zamanda bu kentte çalışan ilk yabancı mimar olmuştur. Antik Yunan ve Roma Dönemi mimari özelliklerini Rönesans Dönemi yorumuyla tekrar ele alan bu mimari üslup, Boğaziçi’nde birçok yalının, köşk ve kasrın üslubunu oluşturmuştur. [Kültür Tarihi, 199]
[2] AnaBritannica'da bu yapının III. Selim tarafından yaptırıldığı belirtiliyor. "Bugünkünden önceki son yapı III. Selim'in mimar Melling'e yaptırdığı, cephelerinde iyon ve korint düzeninde sütunların yer aldığı köşktür. II. Mahmud burada uzun süreli oturan padişah olmuştur." Dolmabahçe, cilt 7, s. 407
Burada bilgiler birbirine karışmış. Yukarıda kaynağını vererek yazdığım saptamalar tutarlı ve daha doğru görünüyor.
[3] Avrupa Peyzaj Sözleşmesi'ne göre insanlar tarafından algılandığı şekliyle Peyzaj; karakteri, insan faktörü ve/veya doğal faktörler ya da bu faktörlerin etkileşimi sonucu oluşan alandır. Peyzaj ile manzara aynı şey değildir. Çünkü geçmiş ile günümüz, kültür ile tabiat arasında bağlantı kurar. Sözleşme için bkz.
[6] İsmi değişti. Stadyumun bugünkü adı: Vodafone Stadyumu'dur. Yaygın olarak BJK İnönü Stadyumu ismi kullanılıyor. Burası 2016 yılında inşaatı tamamlanmış tamamen yeni bir yapıdır.
[7] Eklektik tarzda çeşitli üsluplardan seçilen ögeler yan yana bir arada bulur ama bunlar kaynaşmamış yeni bir biçim oluşturmamıştır. Tek tek ayırt edilebilir.
Doğan Kuban, İstanbul Bir Kent Tarihi, Tarih Vakfı Yayınları, 2004/3, İstanbul
Stefanos Yerasimos, İstanbul İmparatorlukların Başkenti, Tarih Vakfı Yayınları, 2000, İstanbul
Milli Saraylar, TBMM Vakfı Yayını, 1987, İstanbul (broşür)
AnaBritannica; Dolmabahçe Sarayı, 7. cilt, s. 407-408
Milli Saraylar; http://www.millisaraylar.gov.tr/saraylar/dolmabahce-sarayi
İslam Ansiklopedisi: https://islamansiklopedisi.org.tr/dolmabahce-sarayi
Dolmabahçe Sarayı (Wikipedia)
Dolmabahçe Sarayı resmi sitesi: https://sites.google.com/site/wwwdolmabahcesarayi/home
Mabeyn-i Hümayun: https://islamansiklopedisi.org.tr/mabeyn-i-humayun
II. Mahmut tarafından yaptırılan İkinci Beşiktaş Sahil Sarayı, Bartlett |
EK 3
İnönü Stadının peyzajı (Ekim 2016) Saray deniz kıyısında solda görünüyor. Bir zamanlar saraya ait olan bu alanda saray ahırları (İstabl-ı Amire) vardı. Doğrusal eksenin hemen sağ yanında gördüğümüz Dolmabahçe Camii'nin karşısında saray tiyatrosu vardı. Krokide 36 numarayla gösterilen bina.. |
EK 4
EK 5 Saraydaki mimari süsleme öğelerinin ve bezemelerin örneklerle incelenmesi
Önce Hazine Kapı üzerinde bazı ayrıntıları inceleyelim sonra da onları Saltanat Kapı üzerinde bulmayı deneyelim.
Niş: Mimari yapılarda duvar içinde bırakılan oyuklara verilen addır.
Pilastr (gömme ayak)
Bir bölümü duvara gömülmüş ayak, gömme ayak. Pilastr zamanla taşıyıcı olmaktan uzaklaşarak bir süsleme ögesi durumuna gelmiştir.
Korent (Korint) Düzeninde Sütunlar
Sütun başlarının akantus yapraklarıyla süslendiği ve sütunların bir kaide üzerine oturtulduğu, klasik mimarideki üç düzenden biridir.
Rozet
Stilize çiçek biçimindeki dairesel süsleme motiflerine verilen genel addır. Rozetler genellikle geometrik formlar, spiraller ve çeşitli çiçek motifleri ile süslenmişlerdir.
Sarayın geniş planda peyzajı harita üzerinde görünüyor |
Önce Hazine Kapı üzerinde bazı ayrıntıları inceleyelim sonra da onları Saltanat Kapı üzerinde bulmayı deneyelim.
Niş: Mimari yapılarda duvar içinde bırakılan oyuklara verilen addır.
Hazine Kapı'dan detay Sarayın Hazine Kapısındaki niş.. |
Pilastr (gömme ayak)
Bir bölümü duvara gömülmüş ayak, gömme ayak. Pilastr zamanla taşıyıcı olmaktan uzaklaşarak bir süsleme ögesi durumuna gelmiştir.
Hazine Kapı'dan detay Taşıyıcı değil süsleme unsuru olarak sütun ayakları Bunlar duvarın içine daha fazla gömülü olabilirdi ama burada öyle yapılmamış. |
Sütun başlarının akantus yapraklarıyla süslendiği ve sütunların bir kaide üzerine oturtulduğu, klasik mimarideki üç düzenden biridir.
Hazine Kapı'dan detay |
Rozet
Stilize çiçek biçimindeki dairesel süsleme motiflerine verilen genel addır. Rozetler genellikle geometrik formlar, spiraller ve çeşitli çiçek motifleri ile süslenmişlerdir.
Kimi yapılarda giriş kısmının ya da kapı ve pencerelerin üstünde bulunan üçgen veya yarı dairesel süsleme.
Hazine Kapı'dan detay |
Askı Çelenk (Girland)
İki nokta arasına asılmış yaprak ve çiçeklerden oluşturulmuş bir çelenk biçiminde bezeme ögesi. Askı çelenk de denir. Antik Yunan, Roma, Rönesans, Barok ve 19. yüzyılın seçmeci üsluplarında görülür.
Hazine Kapı'dan detay |
Sözü edilen süsleme unsurlarını bir de Saltanat Kapı üzerinde bulmayı deneyiniz.
Notlar
Bu gözle bir de Küçüksu Kasrı'na bakalım Aşırı süsleme burada da var ama Dolmabahçe'den daha zarif görünür |
Notlar
[1] Besteci ve şair olan Sultan Selim aynı zamanda İstanbul’un yeni modellere göre imar edilmesine de öncülük etmiştir. Rus Elçisinin yanında gelen Fransız mimar ve ressam Antoine Ignace Melling’i İstanbul’da Tarabya’da elçiliklerde yaptığı bahçe düzenlemeleriyle tanıyan III. Selim’in kızkardeşi Hatice Sultan, mimarı Sultan Selim’le tanıştırmış ve Melling, Hatice Sultan için Beşiktaş’taki sarayı inşa etmiştir. Neo-Klasik mimari özellikleri İstanbul’a taşıyan Melling, aynı zamanda bu kentte çalışan ilk yabancı mimar olmuştur. Antik Yunan ve Roma Dönemi mimari özelliklerini Rönesans Dönemi yorumuyla tekrar ele alan bu mimari üslup, Boğaziçi’nde birçok yalının, köşk ve kasrın üslubunu oluşturmuştur. [Kültür Tarihi, 199]
[2] AnaBritannica'da bu yapının III. Selim tarafından yaptırıldığı belirtiliyor. "Bugünkünden önceki son yapı III. Selim'in mimar Melling'e yaptırdığı, cephelerinde iyon ve korint düzeninde sütunların yer aldığı köşktür. II. Mahmud burada uzun süreli oturan padişah olmuştur." Dolmabahçe, cilt 7, s. 407
Burada bilgiler birbirine karışmış. Yukarıda kaynağını vererek yazdığım saptamalar tutarlı ve daha doğru görünüyor.
[3] Avrupa Peyzaj Sözleşmesi'ne göre insanlar tarafından algılandığı şekliyle Peyzaj; karakteri, insan faktörü ve/veya doğal faktörler ya da bu faktörlerin etkileşimi sonucu oluşan alandır. Peyzaj ile manzara aynı şey değildir. Çünkü geçmiş ile günümüz, kültür ile tabiat arasında bağlantı kurar. Sözleşme için bkz.
[4] "Osmanlı mimarı Ermeni Balyan ailesine anıt mezar" yazısına bkz.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-37528621
[5] Fatih'in yaptırdığı ilk saraya Eski Saray denildiği için Topkapı Sarayı'na adı "Yeni Saray" deniyordu ve böylece yüzlerce yıl sonra bile yeni saray denilmeye devam edildi.
[5] Fatih'in yaptırdığı ilk saraya Eski Saray denildiği için Topkapı Sarayı'na adı "Yeni Saray" deniyordu ve böylece yüzlerce yıl sonra bile yeni saray denilmeye devam edildi.
[6] İsmi değişti. Stadyumun bugünkü adı: Vodafone Stadyumu'dur. Yaygın olarak BJK İnönü Stadyumu ismi kullanılıyor. Burası 2016 yılında inşaatı tamamlanmış tamamen yeni bir yapıdır.
[7] Eklektik tarzda çeşitli üsluplardan seçilen ögeler yan yana bir arada bulur ama bunlar kaynaşmamış yeni bir biçim oluşturmamıştır. Tek tek ayırt edilebilir.
Kaynaklar
(Kitaplardan yapılan alıntıların sayfa numaraları, ilgili yerlerde belirtilmiştir)
(Kitaplardan yapılan alıntıların sayfa numaraları, ilgili yerlerde belirtilmiştir)
Doğan Kuban, İstanbul Bir Kent Tarihi, Tarih Vakfı Yayınları, 2004/3, İstanbul
Stefanos Yerasimos, İstanbul İmparatorlukların Başkenti, Tarih Vakfı Yayınları, 2000, İstanbul
Milli Saraylar, TBMM Vakfı Yayını, 1987, İstanbul (broşür)
AnaBritannica; Dolmabahçe Sarayı, 7. cilt, s. 407-408
Kültür Tarihi, AÖF Yayını, Bahadır Gülmez (ed), 2013/2
Milli Saraylar; http://www.millisaraylar.gov.tr/saraylar/dolmabahce-sarayi
İslam Ansiklopedisi: https://islamansiklopedisi.org.tr/dolmabahce-sarayi
Dolmabahçe Sarayı (Wikipedia)
Dolmabahçe Sarayı resmi sitesi: https://sites.google.com/site/wwwdolmabahcesarayi/home
Mabeyn-i Hümayun: https://islamansiklopedisi.org.tr/mabeyn-i-humayun
2 yorum:
Bilgiler icin tesekkur ederim.
Bu arada sizlerde bloguna davetlisiniz :)
https://gizemlibilgilersepeti.blogspot.com/
Bu çalışmayı hem gezi rehberi hem de tarihsel bir binayı tanımanın yollarını göstermek için hazırladım.
Yorum Gönder